Spor yazarlarından Trabzonspor - Giresunspor maçı yorumu

AHMET ÇAKAR/SABAH: Trabzonspor'un eksikleri vardı, doğru. Özellikle kritik eksikler tabii ki. Ama Trabzonspor iyi oynamadı. Üstelik ikinci yarıda da golü yediler. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Trabzonspor silkindi, kendine geldi, önce Cornelius'un kafasıyla ki çok zor bir goldü, beraberliği buldu sonra da yine son saniyede Cornelius'un yaptırdığı penaltıyla öne geçecekti ki karşılarına dev bir kaleci Okan çıktı. Aslına baktığımızda dün gece maçın hakkı beraberlikti ve öyle de oldu. Sonuçta Trabzonspor'un kaybettiği fazla bir şey yok çünkü herkes kaybediyor. Ama dün gece kazansalardı belki matematik olarak değil ama psikolojik olarak çok şeyi bitirmişlerdi.

ÖMER FARUK ÜNAL/TÜRKİYE: İlk yarı kaleye isabet eden bir tane şut yoktu! Nwakaeme, Hamsik, Djaniny... Yoklardı! Ama "Trabzonspor'un eksiği çoktu" demek; ligdeki takımlara, dünkü rakibin Giresun'a saygısızlık olmaz mı? İkinci yarıya Trabzon gol için başladı. Golü ne kadar erken bulursa işi o kadar kolaylaşacaktı. Golün gecikmesi Giresun'un direncini artıracaktı. Visca penaltı noktasına toplar indirmeye başladı. Ne var ki; hep ilk karşılayan Giresunlu oyuncular oluyordu. Bakasetas bu yarıda ciddi pozisyonlar buldu, kaleci Okan hiç hata yapmadı. Savunmaları cansiperane ve konsantrasyonları üst seviyedeydi. Bu kadar çok yüklenmek; Trabzon için pek hayra alamet değildi. Giresun tek top ile çok iyi çıkan iyi bir takım. Çalıştıkları çok belli olan hücum organizasyonunu Aziz-Umut Nayir yapımı gole çevirdiler.

İSKENDER GÜNEN/SABAH: Trabzonspor, oyun sürecinde rakip alanda çok daha fazla göründü ama top üçüncü bölgeye geldiği zaman pozisyon üretmekte büyük sorunlar yaşadı. Takım özellikle hücum alanında problem çüzücü isimler olan Nwakaeme ve Hamsik'i çok aradı. Her ne kadar futbol kolektif bir oyun olsa da yetenekli oyuncuları göz ardı etme şansımız yok. Hamsik'in yokluğunda orta alanda Berat ve Dorukhan görev aldı. Her iki futbolcu da oyunun savunma anlayışında yeterli ama top kendilerine geldiğinde bir Hamsik'in organizatörlüğü yok. Bu da savunmada, hücuma geçişlerde sorunların başlangıcı. Nwakaeme, Hamsik ve Djaniny'nin yokluğunda Bakasetas'ın performansında sorunlar baş gösterdiği için önde üretkenlikten uzak bir yapı ortaya çıktı. Visca ve Abdülkadir Ömür her iki kenarda etkinlikten uzaktı. Abdülkadir Ömür'ün sakatlanmasından sonra oyuna giren Yusuf Erdoğan sola geçti, Visca ise sağa. Ama kenar ataklarında istenilen düzeyde gerekli yeterlilikte değillerdi. Önde oynayan Cornelius ceza sahası içinde gelen her yüksek topta etkiliydi. Takımın, bu oyuncuyu böyle toplarla buluşturması gerekir. Yenilen golde savunmanın büyük yanlışı vardı. Ardından Peres'in getirdiği topta Cornelius attığı güzel golle skoru eşitledi. Eğer elinizde Cornelius gibi bir oyuncu varsa ceza sahası içerisinde daha fazla topla buluşturmalısınız. Kazanılan penaltıdan ise 2 kez yararlanamamak sonucun beraberlikle bitmesine neden oldu. Sonuçta Trabzonspor 2 puan kaybetti ama bir başka gerçek ortaya çıktı; her ne kadar kadro zenginliğiniz olsa da önemli oyuncuların yokluğunda bordo-mavililer istediği oyunu sahaya yansıtamadı. Kaleci Okan da başta penaltılar olmak üzere yaptığı kurtarışlarla geceye damga vurdu.

CEMAL ERSEN/MİLLİYET: Bazı gerçekler sinsice gizleniyor bazen. Örneğin, Trabzonspor’un erken sayılacak bir süreçte rakipleriyle arasına koyduğu puan farkı. Örneğin camianın şimdiden dillendirdiği zafer şarkıları. Medyanın bordo-mavili takımı ilk yarı bitmeden şampiyon ilan etmesi. Sezon başındaki coşku ve enerji giderek azalıyor. Belki rakiplerinin bordo-mavili takımı çözmeye başlaması, belki zihinsel ve fiziksel yorgunluk, belki önemli oyuncuların sakatlığı, çokça da kilit isimlerin form düşüklüğü. Adına na derseniz deyin. Eli-ayağı uyuşan hastaya iğne batırırsınız ya. Trabzonspor can havli ile son seçeneği kullanmaya başladı. Risk alarak, saldırma pozisyonuna geçti. Peres ortaladı, Cornelius en iyi yaptığı iş olan kafa vuruşuyla eşitliği sağladı. Bu maç boyunca denediği en olumlu hücum oldu. Ve uzatma dakikalarındaki VAR müdahaleleri. Böyle penaltılar görülmedi, gerçekten tarihe geçecek anlardı. Bakasetas gol orucunu bozmak için topun başına geldi, Okan geçit vermedi. Ama o ne? Atışta ihlal olduğu VAR tarafından belirlendi ve Yunanlı oyuncu ikinci şansını denedi. Sanırım bunun adı mucize. Okan yine zoru başardı ve “Öyle olmaz böyle olur” dedi. Kendi düşen ağlamaz. Trabzonspor’un ruh hali epeydir bozuk. Böyle devam edemez. Sözüm Trabzonspor’a; tehlikenin farkında mısınız? Değilseniz, siz bilirsiniz! Rakipler çıkışa geçerken cepteki krediye fazla güvenmeyin. Hazıra dağ dayanmaz beyler!

REHA KAPSAL/FOTOMAÇ: Trabzonspor özellikle ilk 45 dakika üretemediği gibi saha içine oyuna akıl da katamadı. Hem bu kadar kendi yarı alanında oyunu kabul eden takıma sahayı genişletemediği gibi, Peres sağda, Denswil solda beklenen performansları sergileyemedi. Orta sahada da birbirine benzer oyuncular olan Berat ve Dorukhan ikilisi ile maça başlamak, hücuma gereken desteğin verilememesinin en önemli nedeniydi. İkinci yarı; ilk yarıya göre topa daha ritim veren, daha hareketli, daha saldırgan, özellikle de Trabzonspor taraftarının tribünde oluşturduğu olumlu atmosferle saha içinde reaksiyon veren bir takım vardı sahada. Böyle yerleşik savunmalara karşı, kenarlardan oynanacak oyunlar ve yapılan ortalarda Cornelius gibi bitirici oyuncunuz varsa gol bulma şansınız her zaman artar. Trabzonspor ilk devre yapamadığı aksiyonları ikinci devre doğru bir şekilde uygulayınca, geriye düşmesine rağmen beraberlik golünü Peres-Cornelius dayanışmasıyla buldu. Cornelius, Bakasetas'ın kaçırdığı penaltıların (!) yaratıcısı olurken, maçın da bordo-mavililer adına en istekli, en formda, moralman da en iyi oyuncusuydu. Bakasetas, ilk penaltıyı kaçırdıktan sonra ikinci penaltıyı kesinlikle atmamalıydı. Trabzonspor son iki haftada 4 puan kaybetti, yine de ciddi bir puan avantajı ile lider. Bordo-mavililerde teknik heyetin, futbolcuların, yönetimin, en önemlisi de taraftarlarıyla beraber tüm şehrin de sakin olması, panik yapmaması gerekir.

AKSAL YAVUZ/MİLLİYET: Trabzonsporlu oyuncular şampiyonluğu garantilemişler, lig bir an evvel bitse de tatile çıksak havasına girmişler gibi! En azından dün gece izlediğimiz Trabzonspor bize o görüntüyü verdi. Evet, Trabzonspor’un bazı maçlardaki oyunu vasattı ama dün izlediğimiz takım o günleri bile arattı… Bu kadar vurdumduymazlık olmaz, olmamalı! Oyun, al gülüm ver gülüm; gereksiz yan ve isabetsiz paslar. Uzatmalar dahil son 15-20 dakika hariç boşa harcanan onca dakikaya yazık, günah değil mi? Nwakaeme, Trabzonspor’un yarısıymış meğer… Sen gel de Djaniny’i arama! ‘Ah Edgar ah’ diyesi geliyor insanın… Hamsik’in Trabzonspor için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı… Nerede o rakibi baskı altına alan, bunaltan, kanatları kullanan Trabzonspor? Ligin zirvesine çatır kurmuş bir takımın oyuncularının bu kadar kötü oynamaya hakkı yok.

YUNUS EMRE SEL/FOTOMAÇ: Trabzonspor eksikleriyle çıktığı ikinci maçta dördüncü puanını kaybetti. Fakat gelinen nokta itibariyle Giresunspor'un da oldukça eksik bir takım olduğunu hatırlamakta fayda var. Maçın son 10 dakikası hariç Giresunspor oyunun hakimi olan taraftı. Trabzonspor hareketsiz, pozisyon üretemeyen aynı anda üç oyuncunun hareket etmediği hazırlıksız bir takım görüntüsündeydi. Hüseyin'e özel bir parantez açmak istiyorum. Kendi sahanızda oynadığımız bir maçın ilk 10 dakikasında mutlak favori olduğunuz bir rakibe karşı bu kadar fazla tercih hatası yapma lüksünüz olmamalı. Okan'ın başarısını asla küçümsemiyorum ama takımın üstesinden gelmesi gereken bir psikolojik eşik olduğu da muhakkak… Bazı şeyler doğal bir erken uyarı sistemidir futbolda. Saha sonuçları bu erken uyarının tezahürlerinden sadece biridir. Umuyorum sezon başından beri tüm sıkıntılarını gelişerek aşan Trabzonspor gerekli tedbirleri vakit kaybetmeden alır. Güçlü bir psikoloji ile ayakta kalmak bu uyarılara kulak kabartmaktan geçiyor. Ne kadar erken, o kadar iyi. Hakemin de benzeri pozisyonlarda Giresunspor lehine çalmaktan hiç sakınmadığı düdüğü Trabzonspor için çalınmaya geldiğinde ıslanmış gibi hiç çalmıyordu. Trabzonspor'un maçını yönetecek hakemleri keşke bir ön yargı testine sokabilsek ne iyi olurdu.