Şenol Güneş'ten özel açıklamalar

"Futbol bulunduğumuz hayatın bir parçası, bir oyun ama hayatımızın merkezinde. Bir sektör oluşmuş, binlerce insan oluşuyor, endüstrileşmesi normal ama normal olmayan bunu yönetme biçimi. Futbol biraz daha yalnız, başlangıcına bakarsak, Liverpool gibi takımların kuruluşuna bakarsak, Liverpool işçi takımıydı. Polis takımı, işçi takımı, asker savaşı... Savaşı unutturmak, yarışı yapmak, rekabeti ortaya çıkarmak, dostlukları pekiştirmek için kullanılan bir araçtı futbol."

"330 milyon civarında geliri olanlar var, eskiden 1-2 milyondu. Para büyüdü. Çocukluğunda edebi, saygıyı gören bir insan olarak, param olduğunda ondan vazgeçmiyorum. Bunu bozmak isteyenler de olabiliyor, seveni ya da sevmeyeni. Seven de sevmeyen de beni anlamadıktan sonra aynı değerdir. Para bir araçtır, önemli olan değerdir, değer bulduğun zaman parayı kazanabilirsiniz. Ne kadar kazanabilirsiniz, bilmiyorum. Değer yoksa, parayla değeri alamazsınız."

"İşçiyle başlayan Liverpool takımı, yöneticilerin gelmesine hoşgörüyle baktı ve bu da normaldi ama sonra o çalışanlar 2. planda kaldı. Taban birliklerin önde olması gerekiyor. Oyuncular, antrenörler, çalışanlar önde. Bir patron olmalı ama bunu yönetmeli. Bir şirkette işçisini sömüren bir patron varlığını sürdürmesi mümkün değil. İşçiye de, patrona da ihtiyaç var."

"Büyük kulüpler çok para kazandılar, çok yanlışlar yaparak borçlar yaptılar, şimdi de günlük parayı kurtarmaya çalışıyorlar. Sistemin içinde bağlı olunan kuruluşlar olması yararlıdır. UEFA'nın yanlışları var, katılıyorum ama yok sayarak olmaz. Kendiniz bir düşman yaratıp kendinize bir hayat çizerseniz, yalnız kalırsınız. Yapılmak istenen de bu."

"Bir oyuncu 200-300 milyon euro ettiğinde, burada bir çarpıklık var. Günlük bir geçerliliği olabilir. Bir işçi 3 bin lira alırken, kazandığınız için 10 bin lira verirseniz ve yarın kazanamazsanız... Önce yanlışları düzeltelim, sonra pandemiyi konuşalım, sonra ne yapmamız gerektiğini düşünelim derken siz kendi kendinize plan yapıyorsunuz. Güçlü, güç zehirlenmesiyle karar alıyor. Oyuncu da ayaklansa ne olacak, bitti."

"Futbolu korumak zorundayız, büyük bir sektör. Parayı çok ön plana çıkardık, para amaç oldu, para araç olmalıydı. Barcelona, Real Madrid taraftarı devam ediyorsa, o duygular var olduğu için. Barcelona da Trabzonspor da bordo-mavi. Trabzon'daki adam niye tutmasın Barcelona'yı? Para önemli ama parayı kullanmayı bilmeyenler aynı yolla devam ediyorlar, bu pastayı, değerli ürünü yok ediyorlar."

"Fatih hoca, Mustafa hoca, Şenol hoca dinozor, fosil, bir şey yapamaz diye duyuyorum. Ne yapamaz ya? Ben hala düşünüyorum. Yönetici zihniyeti aşağıyı etkiliyor. Ben yöneticiyim, yaşayabilmek için parayla iş yaparım o zaman, kişiyle yapmam. Mahallede, mahalle büyükleri ile futbol büyütüldü, onu bozarsanız bu işi yapmayın, başka iş yapın

"Önünüze düşen her parayı alırsanız, başka bir hayata girersiniz. 1 milyon euro kazanıyorsun diyelim ayda, ben size 50 milyon euroluk iş buluyorum, kabul eder misiniz? 1 milyon size fazlasıyla yetiyor diyelim. Değerinizin karşılığı 1 milyonsa ve mutluysanız, 50 milyon sizi bozabilecekse düşünürsünüz. Para peşinde değil, ilke peşinde koşacaksınız. Yaptığınız mesleğin karşılığını alın, bunun için de savaşın ama para peşinde konunca ne değer kalır elinizde, ne para kalır."

"Benim başladığım dönemde futbol ahlaksızların, serserilerin oynadığı bir oyun diye bakılıyordu. Ben futbolcu olmak için yola çıkmadım, sokakta oyuncak olmadığı için oynadım. Biz limon kabuklarıyla top oynardık. Kapılar kaleydi, 5'er 5'er şut atardık. Futbolcu olmak için değil, birlikte olmak için oynardık. O günkü zorluklar, bugün için değer oldu."

"Taraftar grupları beslendi. Gençler bu sebeple işe girmediler, iş haline getirdiler. Futbol tehlikeli, hangi işte bu kadar kolay para kazanırsınız? Başkaları girdi çünkü para var. İşin ehli olmak yerine bir şeyler almak isteyen oldu."

"Ölmeye ölmeye geldik, vur, kır, parçala ne demektir? Bu şiddet duygularıyla sağlıklı ortamı nasıl sağlayacağız? Bunu kullananlar da var. Rıza hoca Beşiktaşlıdır, gayet normal, ben de Trabzonsporluyum. Bizim öğrendiğimiz, ahlak değerleriyle iş yapmak. Manchester City'de çalışan Guardiola Barcelonalı, değiştiremezsin. O golü yedi, böyle yedi, şu ara başladı, varsa bir iddia, doğruysa, emin ol söyle, birlikte peşinden gidelim. "

"Tehlikeye giden bir izin verme var. Geçmişte bunlar yoktu, şimdi bundan rant almak isteyen, maddi manevi güç almak isteyenler, karşı çıkanları yok etmek istiyorlar. Fatih hoca, Şenol Güneş, Mustafa Denizli, Türk futbolu kötü olsun diye düşünür mü? Ama öyle söylemler var ki... Bir akvaryumun içindeyiz, oradaki havadan teneffüs ediyoruz, ne kadar temiz kalırız? Kirletenlere izin veriyoruz."

"Ben buraya gelirken 2 katını kazanıyordum ama bunu Türkiye verdi. Genç bir antrenör Barcelona'ya gitse, bedava gitsin derim var. Mourinho gibi güçlüyse, herkes onu almak istiyor. Mourinho tazminat alıyor, saygı gösteriyorsun, biz çalıştığımızın karşılığını almak isteyince bizi dışlıyorsun."

"Sosyal medyada bir şey söylediğinizde, aksine bir şey söyleme duygusu var. Bu ona bir şey katmıyor, onu sıfırlıyor. Televizyondan izliyorum bazen, siyaset oluyor, ülkenin geleceğiyle ilgili bir şeyler oluyor, hepsi de şöhret oluyor ama fikirleri hiç ortada yok. Eğlence programına gidersiniz, çıktığınızda ne anlattı diye sorarlar, 'Güzel geçti ama hatırlamıyorum' Bizimki böyle olmamalı, bir şeyler hatırlamamız lazım. Önemli olan bu fikirleri tartışmamız, sistemin içinde doğru fikirler var, yanlışları düzeltelim."

"Beşiktaş'a ilk geldiğimde bana bunu yaptılar. Ümraniye'den Şenol hoca sorumlu dediler, ben 'Tesis müdürü değilim ki' dedim. Başkan da ben de dahil buranın kuralları olsun, kuralları koyalım, biz de uyalım dedim. Oyuncular rahat çalışsınlar dedim. Doğru bildim, uyguladım. Sigara içilmesin, oyuncular rahat etsin dedim. Bir şeyler yapıldı. Biz gittikten sonra doğru görünenler devam eder, sistem budur."

"Güzelin değeri çirkin olunca ortaya çıkar. Gülmek, ağlamakla eşdeğerdir. Hep gülsek, hep zengin olsak bu bize zarar verir."

"Dünya Kupası'nda 3. olduk, dünya futbol ülkesi olarak 3. olduk. Bugün o günden iyi durumdayız. Benim arabam vardı, benzini de ben koyuyordum, federasyonun arabasını kullanıyor diyorlardı. Bugün arabam da var, şoförüm de var. Analizcimiz yoktu, şimdi 3-4 tane alıyorsunuz. Fazla adama mı ihtiyaç var, fikre mi ihtiyaç var, futbolu yeniden dizayn etmek lazım. Bugün yatırım olarak hala Almanya'nın çok gerisindeyiz. Sahalarımız, statlarımız çok iyi ama mahalle arasında oynanacak alanlar, spor, gezi, basketbol, futbol alanları çok olursa sağlıklı toplum olur ve biz sağlıklı ortamdan kişi çıkarırız."