Rıdvan Dilmen'den Başakşehir - Beşiktaş maçı yorumları

Cuma yayınımız var, çok güzel maç var dedim. İstim üzerinde bir Beşiktaş, toparlamıştı. Hep söylüyorum, Türkiye'nin en saygı duyulması gereken kulüplerinin başında Başakşehir geliyor. Doğru transfer politikası, seyircisi olmamasına rağmen 4 yıldır, ilk 4'te. Başkanı da dahil olmak üzere, doğru da bir teknik adam, iyi oynamaya çalışan bir takım. Bugün beklediğimin altında bir Başakşehir vardı.

Beşiktaşlı olarak düşünürsem, korktuğum başıma geldi. Öyle bir göreve, öyle bir pozisyonda geldi ki Sergen hoca, kulübün yapısı ve ekonomik problemler derken... Gerets'ten sonraki Galatasaray'ı düşünelim, geliyoruz dersiniz, kazanmayı gereken 2 deplasmanı kazandınız ama şampiyonluk için kazanmanız gereken maçı kaybettiniz. Türbülans olarak adlandırdığım bir serüven başladı. Türbülansta 2 ileri, 1 geri deriz. Fener coştu geliyor diyorduk, 1 yeniliyorduk, 2 hafta önceye dönüyorduk. Ligin bitimine 12 hafta daha var Beşiktaş adına. Trabzonspor maçını kazansan da, Sivas'ı, Alanya'sı, Başakşehir'i, Galatasaray'ı var... Şampiyonluk yarışında Beşiktaş sonunculuğa düştü. Kazanmış olsaydı, daha fazla puan hesabı yapma şansı vardı.

Ben çok farklı bir maç bekliyordum, çok gittili, geldili bir maç bekliyordum. Kadrolar buna müsaitti, bekleri de iyi çıkan bir takım. N'Koudou ile Diaby ile geri gelmez, Lens'in de savunması zayıf diye düşündüm. Beşiktaş tarafına bakınca da Atiba ve Elneny'nin önünde 4 hücumcu vardı. Beşiktaş'ın lehine gidiyordu top ama bir presle kazanılan top ve Demba Ba'nın da güzel bir vuruşu ile gol oldu.

Beşiktaş'ta atanlar iyi değildi, tutan fena değildi. Başakşehir'de tutan çok iyi oynadı, atan çok iyi oynadı, diğer oyuncular da mücadele etti. Başakşehir performansının yüzde 70'ine çıksa, maçı daha önce koparabilirlerdi. Elia ve Visca'nın bu kadar etkisiz olacağını düşünemedim.

Douglas sakatlığı olmamasına rağmen 11'e girmediyse, demek ki hoca tutmuyor. Beşiktaşlılar takımlarından bir derbi maçında yüksek emerji bekleyebilir ama zaman zaman böyle sonuçlara gebe bir döneme giriyor Beşiktaş.

Sergen hoca ateşten gömlek giydi, sezon sonunda 'olmadı' olmaması lazım. Zaman verilmeli, o 1,5 yıllık kontratı görmeliyiz.

Beşiktaş'ta Elneny ile Atiba en iyi oyunculardı, Başakşehir'e gelecek olursak, Başakşehir zaten ikili oynarken enteresan değişiklikler yapıyor. 4-4-2'de Demba Ba ve Crivelli'ye dön diyor hoca.

Demba Ba ile doğru bir transfer yapmışlar. Çin'den döndüğünde fizik olarak, yaş itibariyle sakatlıklar da derken, baktık ki her geçen gün üstüne koyuyor. Boşta, bedava aldılar. Clichy, City'den ayrıldı, herkes uyudu, onlar aldı. Skrtel'i Fenerbahçe bıraktı, Başakşehir aldı. Çok ciddi paralar verilmesine rağmen İrfan Can, Mahmut ve Visca'yı da bırakmadılar. Taktiksel olarak değişiklikler yapabilen de bir teknik direktöre sahipler ve çok iyi kalecileri var.

Beşiktaş'ta geçen yılın sonlarına doğru başlayan düşüş devam ediyor, mental bir düşüş. Kulübün ekonomik yapısı da performansı etkiler. Özellikle yabancı oyuncularla oynadığınızda, konsantrasyon düşer. Türkiye'ye niye geliyor? Para kazanmaya geliyor. Oyuncuların maç ritminden de görürsünüz. Abdullah Avcı'nın da sorunu buydu. Sergen Yalçın ile yükselişin suni olduğunu da görüyordum ben. Büyük kulüpler biraz koptuysa, özel hayat ve mental açıdan oyuncu da kopar.

Puan barajının gittikçe düşeceğini düşünüyorum. Lig 25. haftadan sonra daha fazla şekillenecek. Puan farklarının Fenerbahçe açısından da önemli olacağını, Galatasaray, Kadıköy'de kazanırsa, şampiyonluk için ciddi aday olacak, berabere kalırsa da aday olacak.

Bundan sonrası büyük takım oyuncularına ızdırap gelir. Oyuncu, Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynayayım demez, keşke dese.

Bu kadar borcun altından kalkabilecek mi Beşiktaş? Galatasaray yavaş yavaş yerli oyuncuya yatırım yapmaya başlıyor, Trabzon mecburi olarak başladı ve verim aldı. 10-9-5-6 milyonlar mümkün olmayacak. Nagatomo'nun lisansını askıya alıyorsunuz, Kameni diye oyuncu vardı, nerede? Alper Potuk'un linsansını askıya alıyorsunuz, birçok oyuncuya boşuna para ödeniyor. Abdullah Avcı mesela, gönderdin, antrenörlük yapmazsa, siz ona 30 milyon ödeyeceksiniz, yarı fiyatına anlaşırsanız, yarısını ödeyeceksiniz. Bugüne kadar hep böyle oldu. Del Bosque döneminden gel, Fenerbahçe'de Pereira, Advocaat dönemleri, aynı şeyler birçok kulüpte var.

Genel kurullardan izin alıp, varlıklarını satacaklar. Yoksa bu iş zor. Sıkıntılar 4-5 sene önce başladı, uygulamaya geçilmemişti. En azından bu federasyon uygulamaya gitti. Ligin gün geçtikçe Bulgar Ligi'ne döğru gittiğini söylüyordum.

Ljajic konusunda Abdullah Avcı ile hemfikir Sergen Yalçın. Her teknik direktörün bir yoğurt yiyişi vardır. Ben Lens sağ bek oynayınca, atılabilir diye de düşündüm. Deneme yanılmalar olacaktır, kolay bir iş değil.