Galatasaray altyapısından yetişen ve profesyonel olan, ardından Almanya'da Stuttgart ve Schalke formalarını giyip Liverpool'a transfer olan Ozan Kabak, kulüp resmi sitesine konuştu.
Galatasaray altyapısından yetişen ve profesyonel olan, ardından Almanya'da Stuttgart ve Schalke formalarını giyip Liverpool'a transfer olan Ozan Kabak, kulüp resmi sitesine konuştu.
"Ben tecrübeli bir oyuncuyum. Şampiyonlar Ligi, Bundesliga ve Premier Lig'de oynadım. Kendimi hızla geliştiriyorum. 18 yaşımda Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi'nde oynadım. Galatasaray, Liverpool gibi bir kulüptü ve her maçımızı kazanmamız beklenirdi. Galatasaray'ın da çok taraftarı var ve onları mutlu etmeniz gerekiyor. Sizden beklentileri yüksek olurdu. Bu da sizi hızlıca olgunlaştırıyor. Ben de o dönem böyle bir süreç yaşadım."
"Genç bir oyuncu için çok fazla maç oynamak hızlı ve güzel gelişmenizi sağlıyor. Ayrıca, yeni bir yere ve yeni bir lige de hızlıca adapte olabiliyorsunuz. Bu yüzden Liverpool'a hızlıca adapte olabildim. Bence, başkalarından daha hızlı adapte oldum."
"İlk maçımda Leicester'e karşı 75 dakika iyi oynadık. Ne yazık ki futbol bu ve futbolda her şey olabiliyor. Bana göre, futbolda geçmişi unutmak ve sürekli önünüzdeki mücadelelere odaklanmak gerekiyor. Ben de böyel yapıyorum. Leicester maçını unuttum. Bu tip anları hemen unuturum ve bir sonraki maça konsantre olurum. Ancak dürüst olmak gerekirse çok üzüldüm. Takım arkadaşlarım, menajerim Jürgen Klopp ve taraftarlar bana çok destek oldu. Minnettarım."
"Kolay deği elbette. Ben takıma direkt dahil oldum ve takımın ihtiyaç duyduğu şeyleri yapmalıydım. Aynı zamanda şehre, dile, birçok yeni şeye de adapte olmalıydım. 20 yaşındayım. Kolay değil. Bence iyi iş çıkardım. Sadece futbola odaklanmaya çalıştım."
"Bir stoper olarak, tehlikenin kokusunu alırım. Olmadan önce olabilecekleri görürüm. İngilizler buna ne diyor bilmiyorum ama ben tehlike diyorum. Hemen sezerim ve önlemimi alırım. Zeki olmalısınız. Ben de bunu yapmaya ve ayrıca tecrübelenmeye çalışıyorum."
"Arkadaşım Virgil van Dijk mesela, tehlike sezme işinde harikadır. Bunu çok iyi yapar. Çok da tecrübeli. Futbolu çok iyi biliyor. Ben de elimden geleni yapacağım ve maç maç daha iyi olacağım."
"Ben sakin biriyim. Genç takımlarda, altyapılarda hep kaptandım. Milli takımlarda oynadım. Belki de bu nedenledir sakinliğim, belki de karakterim böyledir. Yani çalışmayla değil, doğuştan gelen bir özellik."
"Virgil van Dijk, bana sürekli küçük tüyolar veriyor. Futbol mentalitemi geliştiriyor. Savunmacılar birbirlerini çok iyi anlamalılar bence, küçük detaylarla birlikte oynamak kolaylaşıyor. Van Dijk da bunun için oyunumu geliştirmeye çalışıyor."
"Maçlardan önce her santrforu izlerim, video analizlerine bakarım. Onunla yanyana oynamış oyuncular varsa onlarla konuşurum. Üzerlerinde çalışırım. Hangi ayağı güçlü bilirim, yetenekleri neler bilirim, hareketleri neler bilirim. Bana çok yardımcı olur. Maçta yapabileceklerini önceden tahmin edebilirim böylece."
"Evimde ailemle veya arkadaşlarıla futbol konuşmam. Sadece maç hakkında 2-3 dakika sohbet ederiz. Hepsi bu. Ne zaman biri futbol konuşmaya başlasa, 'Konuyu değiştirelim' derim. Benim hayatım sadece futbol değil. Soyunma odasında da futbol konuşuyoruz, sahada da futbol konuşuyoruz. Her gün antrenman yapıyoruz. Eve gittiğimde rahatlamam, başka şeyler düşünmem ve hayatın başka yönleriyle ilgilenmem gerek. Bu da beni daha huzurlu bir insan yapıyor."
