Önder Özen'den gündem değerlendirmesi!

7 maç oynandı, İstanbul takımlarına baktığımızda 11 puanla en üstteki takım Fenerbahçe. 7 maç, 11 puan normal şartlarda Fenerbahçe'nin kabul edeceği bir puan ölçüsü değildir. Galatasaray ve Beşiktaş'ın daha da altta. Şampiyonluk puanı ortalaması 2.2 puanda belli oluyor, bu açıdan bakarsak puanlar çok kötü. Ancak bu şartlarda çok puan farkı yok ve İstanbul ekipleri umutla bakıyor ileriye.

Kulüplerin geçmişleri ve bugünleri arasında fark var mı?  Cevap veriyorum, fark yok. Galatasaray ligimizin en başarılı ekibi, Avrupa'da en başarılı ekibimiz. Ama bu Galatasaray, geçmişi hatırlatıyor mu? Hayır, hatırlatmıyor. Kadro çok başka bir oyunun kadrosu ve puanlar alınamasa da daha fazlasını hayal ettiren bir kadro. Ben, PSG maçında Galatasaray'ı plan olarak beğendim. Onun dışındaki maçlarda asıl planı bulamadım. Bu belki de benim yetersizliğimdendir.

Dünyanın en iyi oyuncu gözü olan, kariyeri başarılarla dolu olan scout'ını Falcao'yu izlemek üzere gönderin ama o Falcao olduğunu bilmesin, tamamını izlesin. Vereceği cevap, "Bir kere daha izlemem gerek" olur.

Öyle oyuncular seçildi ki Galatasaray kadrosuna, benim fikrim Galatasaray'ın topu alıp, vermeden oynayacağıydı. Çünkü kaptırdığında geri koşmayı seven bir takım değil Galatasaray. Belki düşük ritmli bir pas oyunu oynayacaktı, bulduğu pozisyonlarda da golcüsü dokunup, atacaktı. Byunu hayal etmiştim ben.

Linnes'in olmaması beni şaşırttı. Linnes iki tarafı da tehlikeli kullanan bir oyuncuydu. Riekerink döneminde de 20. dakikada oyundan alınıp, günah keçisi ilan edilmişti. Galatasaray'ın tek tempolu, dinamik futbolcusuydu. Taraftar da çok seviyor ama bu şu demek oluyor; "Ben tempo, dinamizm istemiyorum, kendi kurduğum oyunumu oynayacağım" demek oluyor.

Galatasaray'ın bu sene yaptığı transferlere bakınca, sanki Galatasaray geçen sene 7. olmuş da takımı komple değiştiriyor gibi oldu.

Galatasaray şampiyon olabilir, herkes yine Fatih Hoca geriden geldi diyebilir. Ama geriden gelmeden de şampiyon olunabiliyor. 2 milyon 700 bin lira her galibiyete gelen bonus. 3 puan alındığında bu parayı alıyor kulüpler. Kulüplerin bu paralara ihtiyaçları varsa bu maçları kazanmalılar.

Beşiktaş adına bir değişim sezonu. Antrenör ekibi değişti. Çok değerli bir teknik adam gitti, çok değerli bir teknik adam geldi. Oyun stili de sezon başı itibarıyla değişmiş oldu. Çok verim alınamadığını gördük bu oyundan.

Futbolun adaleti yüzde 50-50'dir. Hatayla kaybettiğiniz gibi kazanma ihtimaliniz de vardır. Beşiktaş da şans gollerini bulacaktır. İlk etapta şanssızlıklar da yaşandı. Burak'ın sezon başında olamaması şanssızlıktı. Bu dönemi bir şeye karar vermeye çalışarak ya da bir oyun tarzını test ederek geçmiş oldu Beşiktaş.

Alınan galibiyet de belki gösterişli bir oyunla gelmedi ama tabelada Beşiktaş kazandı. Değişim ne olursa olsun engeldir, kadro değişimi de sorundur. Beşiktaş'ın genç oyuncuları da var, bu oyuncular, kariyerinin asıl parçalarını oluşturmuş oyuncular değil. Beşiktaşlı oyunculardan çoğunun daha zamanı var. Bu oyuncular, değerli bir teknik adamla çalışıyorlar. Ben çok eleştirdim, Beşiktaş'ın oyunu bu değil dedim ama deneyimli bir hocadır. Ezberinde en az 3-4 stratejisi bulunan, bazı vasat kadroları işleyen bir kadro haline getirmiş bir hoca var Beşiktaş'ın başında.

Abdullah Avcı'ya sabır gösterilmeli. Neden? Bir pskiyatristten dinlemiştim bunu. İki tip teknik adamdan bahsetti; sezgisel ve metodik teknik adamlar. Gözlemim şu oldu; Terim, Denizli, Güneş, Çalımbay gibi sezgisel teknik adamlarımız var. Sporculuk yaşamlarında da oyunu bilmek, iyi koku alabilme kabiliyeti olan isimler bunlar. Saydığım teknik adamlar, olacakları söyleyen kişiler. Sezgileri kuvvetli isimlerdir bu adamlar. Kötü kadro çıakrabilirler, 20. dakikada olay çıkarabilirler. Sezonmun akışını, ligi değiştirirler.

Aykut Kocaman, Abdullah Avcı gibi adamlar da daha metodiktir. Bu isimlerin oyunları kolayca değişmez ama değiştiğinde de tadından yenemz. İnsanlar bu sabrı Avcı'ya vermeli.

Bu ülkeye Luis Aragones gibi bir adam geldi. Fenerbahçe Kulübü'ne de her fırsatta teşekkür ederim bana bu şansı verdikleri için. Aragones'le çalıştığımda ben anlayamamıştım burada onu. Ona uygun takım ve zaman verilmemişti. Dahi bir teknik adamı kaçırdık biz. Biraz da benim yüzümden, gençliğim yüzünden oldu bu. Abdullah Avcı'da da o hata yapılamamalı bence.