Ersun Yanal’ın istifasının ardından henüz bir teknik adamla anlaşmayan Fenerbahçe’nin gündeminde yer alan Altınordu Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu sarı lacivertlilerin kendisine olan ilgisi hakkında ne düşünüyor?
Koronavirüs salgını sonrası Türk futbolu değişecek mi, sonraki süreçte neler yaşanacak?
Kulüplerin zaten maddi olarak sıkıntıları vardı, koronavirüs salgınından sonra bu sıkıntılar katlanır. Süper Lig’de 8-10 Altınordu olur bence. Yani virüs Türk futboluna yarayacak. Deniz bitti, altyapılara yönelmek, yurt içinde ve yurt dışındaki gençleri taramaktan başka çıkış yok.
Trabzon altyapısından bu kadar başarılı genç çıkmasına ne diyorsunuz?
Trabzon transfer yasağından abat oldu (Rahata kavuştu). Zaten dört büyüklerde yasak olmadıkça gençler forma bulamaz. Fırsat verilince, güven duyulunca Türk oyuncusu neler yaptığını defalarca kanıtlandı. Biz 15 yaşındaki Burak İnce’yi, 16 yaşında Ravil Tagir’i oynatıyoruz. Onlar da oynatacak, 1-2 maç kaybedecek ama oyuncu kazanacak.
Altınordu’yu Süper Lig’e çıkartmayı çok istedim olmadı. Çünkü her yıl kadromuzdan 7-8 futbolcu satıyoruz, bu da her yıl ilkokul 1’den başlamak demek. Play-Off’u 5 kez averajla kaçırdık. Ravil Tagir 17. yaşına önceki gün girerken Eroğlu genç futbolcuyu bu sezon 28 lig maçında 25’i 11’de 26 kez görev verdi. 47 yaşındaki teknik adam 13 yıllık antrenör-teknik adamlık kariyerinde elinden 500-600 arası genç futbolcu geçtiğini ifade ederken “Bunun yüzde 60’ı altyapı kaynaklıdır” dedi
Fenerbahçe, Altınordu gibi bir altyapı vahası kurmayı başarabilir mi?
Elbette kurar, niye kuramasın? Hem de üste harcadığının %10’u bütçeyle. Zaten yetiştirdiği birçok genç oyuncusu bugün alt liglerde. Ama maalesef hiçbirisi A takımda oynamadan gitti. Gençlere güvenmek gerek.
Hem gençlerle oynamak hem şampiyonluğa oynamak Mümkün. Kulüp hem yarışmacı hem düşük maliyeti olabilir. Zaten başka çare de yok. Mühim olan kendi yıldızını yaratmak. Ben Cengiz’e 16, Çağlar’a 17,5 yaşında A takım formasını verdim. Hata yapmadılar mı? Yaptılar. Milyon Euro’luk oyuncular hata yapmıyor mu? Biri yarın gidiyor, öteki senin evladın.
Ben başkanımız Seyit Mehmet Özkan’la 13 yıldır birlikte çalışıyorum. Kendisi benim için bazen ağabey, bazen baba, bazen başkan gibidir. Dolayısıyla beni isteyen gelip başkanımdan istemeli. Onun rızası benim için çok kıymetli.
Ersun Yanal’ın istifasının ardından adınız sık sık Fenerbahçe ile anılmaya başladı. Böyle bir teklif gelirse düşünceniz ne olur?
Sadece ben değil tüm Türk antrenörleri elbette ki Fenerbahçe’de çalışmak ister. Neden olmasın ki? Futbolda bu tür söylentiler de transferler de hep vardır. Benim futbolcum zirvedeki takımlarda oynuyorsa, onları yetiştiren bizler niye o takımları çalıştırmayalım?
Gençliğimde 12 yıl profesyonel futbol oynadım, Yüksek okul mezunuyum, iyi derecede Almanca, orta derecede İngilizce biliyorum, 8 yılı A takım hocalığı olmak üzere 13 yıldır Atınordu’da görev yapıyorum, 8 kişilik ekibimin hepsi üniversite mezunu. Bir yere talip değiliz ama her zaman en önemli görevlere hazırız.
Bir teknik adam olarak kendinizde gördüğünüz potansiyeli anlatır mısınız?
Son yıllarda 5-6 kez Süper Lig takımlarından teklifler aldım. Ancak ideallerimi gerçekleştirebileceğim ortamı görmeyince Kabul etmedim. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray’da hatta çıtayı daha da yükseltip Avrupa’da çalışmayı hedefliyorum. Kendimde her takımı çalıştıracak potansiyeli görüyorum. Hatta Şenol Güneş hocamdan sonra niçin Milli Takım’ın başında olmayayım?
Abdülkadir Durmaz, Hüseyin Eroğlu ve Yalçın Koşukavak isimlerinin anılması bile Fenerbahçe için eziyet olur derken; ‘Bir Fenerbahçeli olarak bunu saçma bile bulamıyorum adının geçmesi bile hocalar için iyi ama Fenerbahçe için ayıp hiç konuşulacak bir şey bile değil. Bu isimleri kim düşünüyor Fenerbahçe anaokulu mu! Herkes aklını başına toplasın burası Fenerbahçe. Altınordu’da yatılı çocukları çalıştırmaya benzemez Hüseyin Eroğlu anaokul talebisi mi yetiştirecek, Yalçın Koşukavak ile birlikte ancak Fenerbahçe kolejine beden eğitimi hocası olurlar.’ ifadelerini kullandı.