Trabzonspor ile Ziraat Türkiye Kupası zaferi elde eden Eddie Newton, İngiltere'de teknik direktörlük fırsatı aramayı bıraktığını söyledi. Antalya'da ailesiyle birlikte güneşin tadını çıkaran Eddie Newton, antrenörlük kariyerinde teknik direktör olarak ilk kupasını kazandı. Üstelik bu başarıyı, evinden uzaktaki ilk sezonunda yaşadı. Trabzonspor'da sezon sonuna kadar göreve gelen Eddie Newton, Alanyaspor'u Türkiye Kupası finalinde mağlup ettikten sonra ilk gümüş kupasını kaldırdı. Ayrıca, Trabzonspor'u Şampiyonlar Ligi potasında tutmayı da başardı ancak UEFA'nın verdiği ceza nedeniyle Şampiyonlar Ligi'ne gitmek mümkün olmasa bile...
Chelsea'nin eski orta saha oyuncusu Eddie Newton, 10 yıldan fazla süre boyunca antrenörlük yaptı. 2012 yılında Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran isimlerden biri olsa da asla teknik direktörlük teklifi alamadı. Bazı görevler için talip oldu ama ona geri dönen olmadı. Newton, 'Black Lives Matter' hareketinin de siyahilere eşit fırsatlar sunulmadığını oldukça iyi bir şekilde gösterdiğine inanıyor.
The Telegraph'a konuşan Newton: "Teknik direktörlük görevlerine talip olmuştum ama sonrasında CV'mi göndermeyi bıraktım. Çünkü, kimse bununla ilgilenmiyor bile. Benim için artık bir anlamı yok. Tam bir zaman kaybı. İnsanlar buna ne der bilmiyorum ama benim için zaman kaybı. Özgeçmişim çok güçlü ama birçok insan buna bakmıyor. Neden beni kabul etmediklerini sorduğumda da geçmişimin iyi olmadığını söylüyorlar. Açıkçası söyledikleri her şey bahane ve beni görmüyorlar. Bir de tecrübesiz olduğumu söylüyorlar. Bu iş için yeterince tecrübem yokmuş. Ben hırslı bir İngiltere League One (3. Lig) kulübünün başına geçmeyi isterdim. Yeter ki bir projeleri ve yeterince hırsları olsun."
"Şans bulabilmek için başka bir ülkeye gitmem gerekiyordu. 6 aydır Türkiye'deyim ve benim için yeni bir deneyim oldu. Teknik direktörlük görevine getirildim. Hayatım boyunca İngiltere'de teknik direktör olmak için savaştım ama olamadım. Daha fazla bir şey söylememe gerek yok herhalde."
"Türkiye'den bir menajer bana telefon açtı. Beni tanıdığını söyledi. Genç bir teknik direktörleri olduğunu, ona görev vereceklerini ancak büyük oyuncuları yönetmek için yeterince tecrübesi olmadığını söyledi. Ona destek olacak birini arıyorlarmış. Beni gerçekten istediklerini söylediler. Ben de bunun iyi bir fırsat olduğunu düşündüm. Bu işi yapmak istedim. Kararı vermek gerçekten çok zordu. Ancak, tüm faktörleri göz önünde bulundurarak teklifi kabul ettim. Chelsea için her şeyimi verdim, bunun için şikayetçi değilim. Ancak, benim çok büyük bir hırsım var ama daha büyük bir görev istiyordum. Denersem başarılı olacağımı düşünüyordum."
"Her zaman içimde bir tutku vardı. Chelsea'de değil de burada yapmak daha kolay olacaktı. Bu yüzden harekete geçtim ve elimden geldiğince yardım ettim. İşler, ilk başta iyi gitmiyordu. Başkan bir değişiklik yapma kararı verdi. Teknik direktörlüğün bana verileceğini düşünmüyordum ve şaşırdım. Ancak, başkan değişime ihtiyaç olduğunu hissetti ve bana Şampiyonlar Ligi hakkını koruma göreviyle birlikte kupa kazanma hedefini verdi. Başkan, görevdeki teknik direktörle bunun mümkün olacağını düşünmüyordu. Benim görevi almamı istedi."
"Bence görevde iyi iş yaptım. Futbolda bu tip ilginç tesadüfler vardır. Görevi istiyorum. 1 numara olmak istiyorum. Yakın gelecekte oturacak ve durumu konuşacağız. Görevi korumak için yapılması gereken her şeyi yaptım."
Chelsea'de Roman Abramovich'in satın aldığı dönemde görevde olan ve değişime bizzat şahit olan Newton: "Roman gelince değişim yaşandı. Bunu görüyorsunuz. Her şey çok çabuk gelişti. Yönetim kademesi değişti. Sadece menajer değil tüm yöneticiler değişti. Bir antrenör ordusu geldi. Tamamen başka bir yaklaşım vardı. Roman gelmeden önce kupalar kazanamıyorduk. Roman'dan sonra arka arkaya büyük kupalar gelmeye başaldı. Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi kazanıldı."
"Chelsea'deki en iyi anım ayrıca en uzun olanı. Şampiyonlar Ligi final maçı çok uzundu ve harikaydı. Kulüp bunu hak etmişti. Chelsea'deki o kadro, sürekli olarak yarı finaller oynadı, finale yükseldi. Petr Cech,Didier Drogba, Frank Lampard, John Terry gibi oyuncular çok defa Şampiyonlar Ligi kazanmaya yaklaşmışlardı. Hep çok yakınına gelmişlerdi. Ancak, Münih'teki finali çok iyi oynadılar ve kazandılar."
"Kupayı kazandıktan sonra Trabzon'a dönmedim ama taraftarların sabahın erken saatlerine kadar yaptıkları kutlamaları, meşaleleri gördüm. Tüm şehir yanıyor gibiydi. 10 yıldan fazla süredir kupa kazanmamışlardı."
