Yabancı sınırının 14'e yükseltilmesinin ardından bunun oyuna etkisinin ne olacağı merakla beklenmekteydi. Kulüpler birçok transfer yaptı ve bu kadar fazla yabancının olumsuz bir hava oluşturabileceği yorumları da yapılmaya başlandı. Türk oyuncuların oynama şansının azalması nedeniyle sezon içinde çok tartışılsa da, oyunun kalitesine bakıldığında yabancının getirdiği rekabetin pozitif bir etki yarattığını söylemek mümkün. Üstelik Süper Lig'de tarihin en yüksek gol ortalamalarından biri yakalandı.
Sezon boyunca yine hafta sonlarında en çok konuştuğumuz konuların başında hakem hataları geldi. Verilen - verilmeyen kartlar, kaldırılan - kaldırılmayan bayraklar gündemi uzun süre meşgul etti. Hakemlerin el hareketleri, mimikleri, niyetleri günlerce tartışıldı. Önümüzdeki sezon gelecek video hakem sisteminin bunu çözüp çözmeyeceği şu anda belirslizliğini korusa da, bir yenilik yapmanın artık zamanının geldiği bir kez daha görüldü.
Sezon boyunca defansif futbol oynattığı için eleştirilen ve Josef - Mehmet Topal ikilisine birlikte yer verdiği için taraftarlar tarafından hedef tahtasına yerleştirilen Aykut Kocaman, her zaman göze hoş gelen bir futbol oynatmayı başaramasa da, gol atmayı bilen bir takım ortaya çıkardı ve sarı-lacivertli ekip, gol sayısında ligin zirvesine yükseldi.
Süper Lig'de 2017/18 sezonu, aynı zamanda genç teknik adamlar için de yükseliş yılı oldu. Okan Buruk, Akhisarspor ile Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'yi finalde yenerek tarihi bir başarıya imza atarken, Tamer Tuna ve Erol Bulut gibi isimler de dikkat çeken bir sezon geçirdiler.
Süper Lig'e yükselen takımlardan en az biri, aadptasyon sorunu yaşayarak, yapılan kötü transferler ve mali problemler nedeniyle genellikle bir alt lige giderdi. Ancak bu sezon öyle olmadı. Süper Lig vizesi alan Göztepe, Yeni Malatyaspor ve Sivasspor, lige tutunmanın ötesinde bir performans göstererek uzun yıllardır Süper Lig'de etkisi yarattı.
Önceki yıllarda ara transfer döneminde fazla hamle yapan takımlarımız, bu sezon ise daha sakin bir görüntü çizgi. Galatasaray'ın devre arasında yaptığı Nagatomo transferi de, doğru bölgeye yapılacak, doğru transferin ne kadar etkili olabileceğini gözler önüne serdi. Konyaspor'un Eto'o ile Jahovic'in, Kasımpaşa'nın ise Diagne transferleri bu anlamda olumlu etki bıraktı.
Süper Lig'de birçok takım sezonu başladığı teknik adamlarla tamamlamadı ve sezon ortasında kötü sonuçlar nedeniyle değişiklikler yaşandı. 'Teknik adam kıyımı' genelde olumsuz sonuçlar yaratsa da, bu sezon takımlar olumlu sonuçlar almayı başladı. Galatasaray, Tudor yerine Terim'in gelmesiyle hava yakaladı, Konyaspor ve Alanyaspor, Sergen Yalçın ve Mesut Bakkal'ın göreve gelmesiyle çıkış yapıp ligde kaldı, Bursaspor Le Guen'i gönderdikten sonra küme düşmekten kurtuldu, Antalyaspor da Hamza Hamzaoğlu'nda karar kıldıktan sonra lige tutunmayı başardı.
Bu sezon ülke dışında yapılan ihraçlar anlamında da çok verimli geçti. Beşiktaş Cenk Tosun'u, Başakşehir Cengiz Ünder'i, Galatasaray ise Badou Ndiaye'yi çok ciddi transfer ücretleriyle yurt dışına gönderdi. Özellikle Cengiz ve Cenk'in transferleri, Türk oyunculara güvenilmesi gerektiğini de gözler önüne serdi. Takımlarda altyapıdan çıkan fazla oyuncuların kadroda yer almaması, önümüzdeki sezonlarda mutlaka üzerinde durulması gereken bir konu olarak da notlar arasına alındı.
Türkiye'nin dört bir yanında yapılan modern statlara rağmen son yıllarda çok dikkat çeken zemin sorunu, bu sezon daha az karşımıza çıktı. Özellikle Anadolu takımlarının zeminlerinin güzel olması, oynanan futbolun kalitesini de arttırdı.
Galatasaray efsanesi Fatih Terim, bir kez daha neden bu takımda çok sevildiğini herkese gösterme fırsatı buldu. Tudor ile harika başlayan ve sonrasında düşüş yaşayan Galatasaray'ın başına geçen Terim, kendisinden önce kaybolan Donk, Sinan Gümüş, Selçuk İnan gibi isimleri tekrar sahneye çıkardı, Garry Rodrigues'i ülkenin en iyi performans gösteren kanat oyuncusuna çevirmeyi başardı.