Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Arslan, Fenerbahçe'de mali genel kurulda veda edilen İsmail Kartal ile yaptığı telefon görüşmesini kaleme aldı. Yazının tamamına gazeteden ulaşabilirsiniz.
İsmail Kartal, Fenerbahçe taraftarı. Ama Fenerbahçe ile ilk tanışması o zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı’nda olmuş. İşte o gün o formayı giymeyi, dahası kulübün unutulmazları arasında olmayı hayal etmiş.
O günleri şöyle anlatıyor:
"Kusura bakmayın çok duygusalım, onun için karıştırabilirim. Ya Ankaragücü ya da Lüleburgaz ile oynuyordu Fenerbahçe. Taraftar olarak izlediğim ilk maçtı. Tüylerim diken dikendi. Fenerbahçe sahada, ben tribünde. 'İnşallah' diye geçirdim içimden. 'Bir gün bu formayı ben de giyeceğim.' Öylesine etkilendim ki..."
"Bu duyguyu anlatmak zor. Futbolculuk hayatımda hep Fenerbahçe’ye ve taraftarına layık olmak vardı içimde. İz bırakmak istedim, unutulmazlar arasında olmak istedim. Sadece oyunculuğuyla değil, karakteriyle de Fenerbahçe’ye yakışmak istedim. Bugün dönüp baktığımda ne hissediyorsunuz, derseniz 'Mutluyum' derim. Çocukluk hayalini gerçekleştiren bir çocuğun mutluluğu. Sonra teknik direktörlük..."
İsmail Kartal’ın, Vitor Pereira ayrıldıktan sonra futbolcularla yaptığı ilk konuşmayı merak ettim. Öyle ya başarısız bir takım, seyircinin takımına küstüğü bir ortam. İlginç bir sözle başladı ilk toplantıyı anlatmaya:
"Sizin, benim, hepimizin Fenerbahçe’ye borcu var." Oyuncuların ilk tepkisi sanıyorum şaşkınlıkla birlikte küçük bir tepki olmuş, "Hocam ne borcu? Bizim ne borcumuz var?"
Sonrasını İsmail Kartal’dan dinleyelim:
"Kadıköy’de ya da deplasmanda, mücadele eden, koşan, çalışan bir Fenerbahçe izletme borcunuz var. Fenerbahçe’ye yakışan futbol borcunuz var. Sizden bir ricam var; hayal edin, 50 bin kişinin önünde böyle bir futbol oynamanın hayalini kurun. O zaman nasıl güçlendiğinizi göreceksiniz, motivasyonunuzun nasıl arttığını hissedeceksiniz. Sonra gelip bana teşekkür edeceksiniz."
"Bu futbolu oynamanız için size tüm antrenman teknikleri ve ekibimle birlikte yardımcı olacağız. Ama bir şeyi hiç unutmayın, size sonuna kadar adaletli yaklaşacağım. Bunun sözünü hepinizin önünde veriyorum. Benim adaletimden asla şüphe duymayacaksınız."
"Sonrası mı?" diye devam etti İsmail hoca: "Bir maçtan sonra geldiler yanıma. Hocam saha içinde o presi yaparken hiç yorulmuyoruz. Size çok teşekkür ediyoruz. Bu en mutlu olduğum anlardan biriydi. Seyircinin o müthiş motivasyonu ile çok güzel bir takım olmuşlardı. Ve bundan keyif alıyorlardı."