Güneş çarpması eğer zamanında müdehale edilmezse ciddi sorunlar yaratabilecek bir durumdur. Başına güneş geçme hadisesi uzun süre güneş ışınlarına maruz kalınması halinde insanların başına gelen bir olaydır. Özellikle güneşin tam tepede olduğu öğle saatlerinde başına güneş geçmesine ne iyi gelir aramaları artmaktadır. Beyinde vücut sıcaklığını her koşulda dengeleyen ve 36-37 derece arasında tutan hipotalamus adında bir merkez bulunduğunu ifade eden Yıldız, bu merkezin vücuttaki sıcaklık reseptörleri ile bağıntılı çalıştığını kaydetti.
Çok sıcak bir ortamda kalan sağlıklı bir kişinin hipotalamusuna, deri üzerindeki sıcaklığı algılayan reseptörler aracılığı ile uyarıların gittiğini anlatan Yıldız, bu merkezdeki soğutma mekanizmasının harekete geçirildiğini söyledi.
BAŞINA GÜNEŞ GEÇMESİ NASIL ENGELLENİR? Yaşlıların, özellikle 30 derece üzerinde evde kalmaları, ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmaları, eğer düzenli egzersiz yapıyorlarsa günün sıcak olmayan saatlerini tercih etmeleri, açık renkli, pamuk veya keten elbiseler tercih etmeleri ve gün boyunca düzenli olarak soğuk içecek tüketmeleri gerekir. Kullanılan ilaçlar hekiminiz ile görüşülerek sıcak çarpması riskini azaltmak için ayarlanabilir. Sıcak havalar süresince bazı ilaçlarınızın dozu azaltılabilir veya kullanımı kesilebilir. Çay ve kahve, hafif idrar söktürücü etkilerinden dolayı sınırlı olarak tüketilmeli. İdrar rengi düzenli olarak kontrol edilmeli. Koyu sarı veya kahverengi idrar sıvı alımının azlığını işaret eder. Gün içinde duş alınması ve ıslak havlu kullanılması faydalı olur.
GÜNEŞ ÇARPMASI BELİRTİLERİ Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin Aslan, güneş çarpmalarına karşı dikkatli olunması gerektiğini belirterek, "Güneş çarpması, hipotansiyon, kalp atışlarının artması, baş dönmesi ve ilerleyen dönemlerde de bilincin bozulmasına sebep olabilir. Bu hastalarda baş ağrısı, bulantı ve kusma da görülebilir." ifadelerini kullandı.

UÜ'den yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Aslan, vücudun çevresel ısı artışına fizyolojik yanıt vermekte yetersiz kalması veya yanıt verebilme özelliğinin azalması sonucunda sıcak yaralanmalarının görüldüğünü aktardı.
Bunun sıcaklığın 40 derecenin üzerinde olduğu zamanlarda görüldüğünü bildiren Aslan, "Artan nem oranında ve riskli gruplarda daha düşük sıcaklıklarda da görülebilir. Yüksek derecelerde güneşe maruz kalan her kişi, güneş çarpması açısından risk altında. Özellikle çocuklar, yaşlılar, diyabet, hipertansiyon, kalp ve damar hastalığı, yoğun ilaç kullananlar risk altındadır." değerlendirmesinde bulundu.
Aslan, güneş çarpmasına maruz kalan kişilerde ilk önce terleme yoluyla sıvı ve elektrolit (tuz) kaybı yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu kayıp, vücudun kompanse edebileceği miktarlar üzerine çıkarsa kişilerde halsizlik ve bitkinlik baş gösterir. Sıcak dönemlerde aşırı efor sonrasında vücuttaki dengesiz sıvı ve elektrolit kayıpları, kaslarda kasılmalara ve kramplara neden olabilir. Vücut, artan bu sıcaklığı düşürebilmek için periferdeki (deri yüzeyine yakın bölge) kan damarlarında genişlemeye gider. Ancak hava sıcaklığı çok yüksek olursa kanın bu şekilde deri yüzeyine yakın dolaşması da fayda vermeyeceği gibi, kanın periferde göllenmesine neden olabilir Bunun sonucunda da güneş çarpması, hipotansiyon, kalp atışlarının artması, baş dönmesi ve ilerleyen dönemlerde de bilincin bozulmasına sebep olabilir. Bu hastalarda baş ağrısı, bulantı ve kusma da görülebilir. Terleme mekanizmasını azaltan nemli ortamlar, aşırı miktarda yiyecek tüketmek ve alkol kullanmak da sıcak çarpmalarını kolaylaştırır."
BAŞINA GÜNEŞ GEÇMESİ NASIL GEÇER? Aslan, sıcak havalarda 11.00 ve 15.00 saatleri arasında dışarı çıkmamaya özen gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Çok sıcak havalarda, yeterli miktarda sıvı tüketimine özen gösterilmeli. Sıcak çarpması meydana gelmişse şahıslar, sıcak ortamdan serin veya en azından gölgeli bir ortama alınmalı. Vücut ısısını düşürmek için kişinin elbiseleri çıkarılarak boyun, kasık ve koltuk altı bölgelerine soğuk kompresler uygulanmalı. İmkan varsa bilinçli hastalarda soğuk duş, vücut ısısını azaltmak için faydalı olacaktır. Ancak soğuk uygulamaları, şahsın titremesine sebebiyet vermemeli. Buharlaşmayı artırabilmek için imkan varsa fan ve vantilatör kullanılabilir. Bilinçli hastalarda ağız yoluyla sıvı tüketimi artırılmalı. Sıcak çarpmalarına bağlı bilinç kaybı oluşmuşsa şahsın hastaneye erkenden transferi sağlanmalı."
GÜNEŞ ÇARPMASI BÜYÜK TEHLİKE Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Hürrem Bodur, yaz aylarında en sık görülen rahatsızlıklar arasında güneş çarpmasının da olduğunu belirerek, "Bu sıcak çarpmasıdır. Uzun süre sıcakta kalanlarda, özellikle yaşlılarda ve çocuklarda bunlar çok daha ciddi sonuçlara neden olabilir. Uzun süre güneş altında kalınca vücut ısısı 40-41 dereceye kadar yükselir, su kaybı belirtileri ortaya çıkar. Epilepsi tarzı nöbetler görülebilir. Sıcak çarpması çok ciddi bir tablodur. Uzun süre sıcakta kalan ve şuurunda değişiklik, baygınlık geçiren bir kişinin hızla hastaneye iletilmesi ve hızlıca soğutma sağlanması, kaybettiği sıvının de yerine konması gerekir. Vücut o ısıda uzun süre kaldığında beyinde hasar meydana gelme riski var. Sıcak çarpmalarında ve sıvı kaybının fazla olduğu durumlarda kalp krizi ve böbrek yetmezliği gelişmesi riski de artar." diye konuştu.
Çocukların sıcaktan çabuk etkilendiğini ve su kaybı belirtilerin çok daha çabuk görülebileceğini dile getiren Bodur, "Çocukların vücudunun büyük bir kısmı sudur. Çocuk ve yaşlılarda ishal ve kusmayla çok daha çabuk ve ciddi su kaybı belirtileri ortaya çıkar. Eğer kusma ve ishal nedeniyle kaybedilen sıvı yerine konulmuyorsa mutlaka hastaneye gidip damar yolundan sıvı verilerek kaybın telafi edilmesi lazım. Sıvı kaybı ileri derecede olursa; çocuklar havale geçirebilir deri turgoru ve tonüsü bozulur, gözleri çöker, ses kısılır. Bunlar su kaybının ciddi belirtileridir. Hastaneye başvurulması gerekir." dedi.