Geçtiğimiz sezonu Premier Lig’in en iyi oyuncu ödülünü alarak tamamlayan 28 yaşındaki Hollandalı stoper Virgil Van Dijk, Fransa basınına özel bir röportaj verdi ve geçen sezonu değerlendirirken önümüzdeki sezon hakkında da açıklamalada bulundu.
Lebron James benim için bir ilham kaynağı! Her şeyden önce en üst seviyede 15 yıldan fazla performans veren bir sporcu, ki bu durum çok nadir. İnanılmaz bir baskıya göğüs geriyor, her zaman tüm yük omuzlarında oluyor. Bazen insanlar bu baskı ile en üst düzeyde performans vermenin ne kadar zor olduğunu unutabiliyor. Bu tarz sporculara çok fazla saygı duyuyorum.
Baskıyı çeşitli açılardan değerlendirerek yönetmeye çalışıyorum. Futbol benim hayatımın büyük bir bölümünü oluşturuyor ama hayatımın en önemli şeyi de değil. Belki sahada işler istediğim gibi gitmediğinde üzülebilirim ve kendime çok yüklenebilirim ama hayatımın, ailemin ve başka şeylerin olduğu bir bölümü de var. Bu da bana her şeyi başka perspektifte değerlendirme imkanı veriyor ve baskıdan uzaklaşmamı sağlıyor.
Barcelona’ya 3-0 kaybettiğimiz maçın ardından moral olarak çökmüştük ve yıkılmıştık. Ne olduğunu anlamamıştık, kaybettik ama iyi oynamıştık ve bundan çok daha iyisini hak ettiğimizi düşünüyorduk. Herkes bunu gördü, evet kalemizde 3 gol görmüştük ama bunun adil olmadığına inanıyorduk ve bu durum moralimizi düşürmüştü. Bunun geri dönüşünün bir mucize olacağının farkındaydık ama erken gelecek bir golün bunu mümkün kılabileceğini düşünüyorduk.
Rövanş maçından önceki hafta sonu Newcastle ile oynuyorduk ve zor bir şekilde son dakikalarda Origi’nin 86. dakikada attığı gol ile 3-2 kazanmıştık. Manchester City ise Kompany’nin mucize golü ile Leicester’ı 1-0 yenmişti, bu durum bizim moralimizi daha da düşürdü. Bizim için çok zordu, kafamızda City’nin asla vazgeçmeyeceği fikri oluşmaya başlamıştı ve Barcelona maçı ile sezonumuz 2 gün içerisinde bitebilirdi.
Sezonumuzun bitmemesi için mucizeyi gerçekleştirmek zorundaydık. Stadyuma vardığımızda, bunun mümkün olduğunu anladık, atmosfer ve taraftarlar bizi buna inandıran etkenlerdi. Her şey tetiklenmişti! Gerçekten sihirli bir akşam olabileceğini anlamıştık. Ama Barcelona’yı elememizin ardından dahi, asla ligden vazgeçmedik. Umudumuzu koruduk, momentumumuzu sürdürdük ve kazanmaya devam ettik. Bu yüzden hala çok zor, ligi bu kadar küçük fark ile kaybetmek çok zor…
Önümüzdeki sezona odaklanmak benim adıma çok zor olmuyor. Çünkü Şampiyonlar Ligi’ndeki Barcelona galibiyetimiz ve bunun getirdiği taraftar desteği bizim bu sezon için moralimizi en yüksek noktaya çıkardı. Geçen sezon ligi kazanmamamız için hiç bir sebep göremiyorduk, ama yine de kazanamadık. Bu yüzden buna kendimizi adamamız gerekiyor. Taraftarlarımızın bize hissettirdiği güzel duyguyu yaşayabilmemiz için bütün olası kupaları kazanmamız gerekiyor, Premier Lig, Lig Kupası, Kulüpler Dünya Kupası…
Yeni sezona başlarken herhangi bir öncelik belirlemedik, tüm kupaları kazanmak istiyoruz! Kupa kazanmanın ne kadar zor olduğunu gördük, birçok etken devreye giriyor özellikle de fiziksel açıdan. Bütün sezonu oynamaya çalıştığınızda tüm sezon keskin ve tam güçte kalabilmek zorlaşıyor. Ama tüm takıma sorabilirsiniz, herkes tüm kupaları kazanmak istediğimizi söyleyecektir. Ve sonrasında, açıkçası ben kişisel olarak hesap yapmayı sevmiyorum…
1990’dan beri şampiyon olamamamız bende bir baskı yaratmıyor, o tarz bir insan değilim. Öncelikle ben sadece 18 aydır buradayım. Kulübün tarihini ve bu şampiyonluğu ligdeki tüm takımlardan fazla istediğini bilsem bile bu durum bende bir baskı yaratmıyor. Biz sadece geçen yıl bu kupayı kaçırdık, ve bu yıl ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Basitçe, geçen sezondan daha iyisi yapacağız.
Şampiyonluğu kaybettikten sonra ilk olarak hayal kırıklığı hissettim ama sonrasında tekrar bir araya geldik. Tüm sezon çok çalışıp sonunda bir şey elde edememek bazen çok ağır geliyor. Sonuç olarak hep birlikte bu sezon aha fazlasını yapmaya karar verdik, daha fazla koşacağız, daha fazla gol atacağız, daha fazla savunacağız, her şeyden biraz daha fazla yapacağız aslında.
Şampiyonlar Ligi finalinde maçın adamı seçilmek ve Premier Lig yılın oyuncusu ödülünü almak büyük bir onurdu. Bu tanınma ve ödül, büyük bir gurur. Ama fazla bu şöhretten talep etmiyorum. Bir oyuncu için bireysel bir ödül almak işini yaptığı anlamına gelmemeli. Benim işim takıma kazanması için yardımcı olmak ve yukarıya doğru ilerlemesini sağlamak.
Matthis de Ligt’i görünce çok geç olgunlaştığımı fark ediyorum. De Ligt’in yaşında ben henüz gelişme aşamasında Groningen rezerv takımındaydım. Çok çalışmak zorunda kalmıştım, Celtic’de hatta Premier Lig’de bile benden şüphe ediliyordu. Herkesin yolu farklı oluyor, bence ben bunları yaşadığım için böyle bir oyuncu oldum, bunları yaşamaktan kaçınamayacağımı düşünüyorum.
Liverpool’da hareketli forvetleri savunmayı, press yapmayı ve önde savunmayı öğrendim. Topla oynamayı, sakin oynamayı ve en iyi opsiyonları görmek için maçı izlemeyi öğrendim.
Bu sezon Liverpool’dan her maçta çok yüksek yoğunlukta oynamasını bekleyebilirsiniz. Adanmış bir takım, press yapan, diğer takımlar için sahayı cehenneme çeviren ilgi çekici futbol oynayan bir takım izlemeyi bekleyebilirsiniz. Benden ise geçen sene yaptıklarımı bekleyebilirsiniz. İlk amacım gol yemeden tamamlanan maç sayımızı arttırmak ve birinci sırada olmak. Bu şekilde daha ileri gidebilir ve daha fazlasını başarabiliriz.
