Rıdvan Dilmen'den şampiyonluk yorumları!

Devre arasında stoperlere ve forvete transfer yaptı Galatasaray. Geriden takip etmek de hünerdir, hiçbir şekilde bırakmak istemediler ligi. Puan farkına rağmen nefeslerini hissettirdiler, bu da Başakşehir'i olumsuz etkiledi.

Hakem hataları sonra konuşulur. Galatasaray önemli bir güç gösterisi yaptı. Kulübüyle, teknik direktörüyle, oyuncusuyla, taraftarıyla. kazanan daima haklıdır, hak etmiştir, Galatasaray camiasını canı gönülden kutluyorum. İnşallah Şampiyonjlar Ligi'nde bu sene daha iyi sonuçlar alır ve göğsümüzü kabartır.

Maç boyunca Muslera'nın verdiği pas dışında pozisyon yemeyen ve buna rağmen 2 golü VAR'dan iptal edilen bir Galatasaray. Onyekuru'nun attığı golde de kurallar ofsayt değil diyor ama ben karşıyım. Yine de bu yanlış anlaşılmasın, 2. gol geliyorum diyordu. Savaştılar, mücadele ettiler, hırslandılar. Teknik direktör, iki yardımcısı ile birlikte sahadan atıldı. Büyük başarı. Terim ailesi için de, Galatasaray camiası için de önemli. İki şampiyonluk aldı, kupayı da kazandı, tebrik etmek lazım.

Taraftarın da hiçbir şekilde havlu atmamasının etkenlerinden biri de, Galatasaray'da Fatih Terim'in çalışmasıdır. ultrAslan, Fatih Terim'e bağlılıklarını milli takımda iken de devam ettiriyordu. Ben boşta olduğu sürece, Galatasaray'da Fatih Terim ile çalışırım. Obradovic'in en büyük özelliği, sezon sonuna takımı diri getirir, bu sene sakatlığı oldu. Galatasaray 2. yarıda büyük ölçüde ideal 11'i ile çıktı, 2. yarı başında kondisyoner değişikliği de yaptılar.

Fenerbahçe'den deplasmanda puan aldı, Beşiktaş'ı yendi, Başakşehir'i yendi, Trabzonspor'u yendi, Bursa'yı Bursa'da yendi. Ekonomik olarak da rakiplerine fark atmış oldu. Fatih Terim, Tudor'dan enkaz da almamıştı. Sayın Tudor şampiyonluk yarışında tutmuştu.

Geriden gelmek avantajdır derler ama yalandır. Psikolojik baskıyı düşünebiliyor musunuz? Cuma günü oynuyor Başakşehir, fark 11 puana çıkıyor. Başakşehir'de Robinho, Arda, Emre kim olursa olsun, takım tecrübesi çok daha farklıdır.

Büyük oyuncu olmak başka bir şeydir. Feghouli büyük oyuncu. Kendisinden 5 santimetre uzun oyuncuyla kafaya çıkıyor ve vuruyor. Bu başarıdır.

Başakşehir ile ilgili nefret ettiğim bir sözü söyleyeyim. Siyasi olarak görüldüğü için, Galatasaraylı olmayanların bazı kısmı da şampiyon olmasını istemedi. Böyle de bir şey var.

Başakşehir'in çok değerli bir başkanı var, yıllardır futbol camiasının içinde. Doğru işler yaptı, geçen sene de şampiyonluk yarışındaydı. Ama bir gerçek var, büyümüyor taraftar kitlesi. İstanbulspor Aykut Kocaman, Oğuz Çetin gibi oyuncular aldığında ilk günler 20-25 bin çekerken, sonra Bayrampaşa Stadı'na kadar gittiler. Büyük takım olmak başkadır, olmuyor. Başakşehir'de Arda küfür yiyor, Emre hakaret yiyor. Mustafa Denizl, Fatih Terim, Şenol Güneş, önemli teknik direktörlerdir ama Başakşehir'de aynı başarıyı tekrar edebilirler mi? Bu zor bir şey taraftar olmayınca.

Fatih Terim, Faruk bey ile şampiyonluk yaşadı, Ünal bey ile yaşadı. Şimdi hocanın istediği oyuncuları da aldılar, ekonomik olarak da toparladılar.

Göksel bey için kolay bir karar değil. Bu sene şampiyon olsa, 2-3 yıl forse edebilirdi. Bundan sonra haklı olarak küçülebilir, hisse satabilir. Doğru transferler yaparsa belki... 33. hafta şampiyonluk yarışında, bu kapasite ile şampiyon olabileceklerini sanmıyorum. O sene, bu seneydi, bu seneden sonra Başakşehir'in bir daha şampiyonluk şansı olduğunu sanmıyorum. Olağanüstü bir partner bulsalar belki yurt dışından olabilir ama mümkün değil.

Abdullah Avcı, kiminin beğendiği, kiminin beğenmediği ama 21. yüzyıl için yetenekli bir teknik adam. Başakşehir onun evi gibi bir yer. Şampiyon olmuş olsaydı, üç kulüpten biri ihtimali olabilirdi ama ben tahmin etmiyorum. Ersun Yanal ile devam eden bir Fenerbahçe ve Sergen Yalçın ya da Abdullah Avcı'nın istenmesine rağmen Lucescu ile anlaşmak üzere olan bir Beşiktaş var.

Galatasaray zirvede olsaydı, hayatta bu puan farkını düşürmezdi. Rakibinize 1-0'dan maç kaybediyorsunuz, 8 puan farkı kapattırıp, 3 puan geriye düşüyorsunuz. Başakşehir'in yine de ciddi şekilde Türk futbolunda iz bıraktığını ama bir daha şampiyonluk yarışında olmayacağını düşünüyorumm.

2008 Dünya Kupası, ben de yorumcuyum, Fatih hocayı eleştirdim. Hoca da herhalde maçın tekrarını izlerken bu eleştirileri gördü ve bana da darıldı herhalde. Aradan haftalar geçti, İstanbul'a döndüm ben. Fatih hocanın yanına kampa döndüm. Dedi ki, seni dinledim, benim doğrularım sana yanlış gelebilir, senin doğruların da bana yanlış gelebilir dedi. Aman dedim hocaya bak, ne kadar mütevazi gidiyor. Sonunda dedi ki, bu 20 kupayı ne yapacağız o zaman.

Hırslı bir insan, hırslı olmazsanız, başarılı olamazsınız. Abdullah Avcı, haksız bir rekabet içinde. Taraftardı, hakemdi, baskıydı, ne dersek diyelim. Bu büyük dezavantajdır. Benim için Abdullah Avcı, şampiyonluktan bağımsız başarılı bir teknik adamdır. Yaşı da yoktur. Tecrübe sadece taktiksel açıdan değildir. Her şampiyonluğa, anasının ak sütü gibi helal olsun derim, kimseye haksızlık yapammam.

Galatasaray'ın aleyhine de, lehine de hatalar olmuştur. Yarın akşam Erzurum - Fenerbahçe maçı var. Bugün Bursa - Göztepe oynadı. Ligin sonu üçlü averaja da kalabilir. Keşke aynı saatte oynasalardı. Bugünkü maçı da, yarınki maçı da etkileyecek. Federasyonun yayıncı kuruluş ile konuşup, bu camiaları koruması lazım. Başakşehir kaç tane gece maçı oynadı, baksınlar. O bile önemli bir etkendir.

Güçlü olmak başka bir şey, güçlü kulüp olmak başka bir şey. Galatasaray güçlü bir kulüp, bırakmaz, vazgeçmez! Senin tekleyeceğini düşünür. Galatasaray'ın başında herhangi bir teknik adam olsaydı havlu atabilirdi, 11 puan geriye düşen bir takımı motive etmek kolay değildir.