"Evet, Taffarel ile konuştum. Türkiye hakkında, İstanbul hakkında...Burada uzun bir süre geçirdi o ve kültür hakkında, şehir hakkında çok güzel şeyler söyledi. Ve şu ana kadar gördüğüm şey de, farklı bir kültür, farklı bir ülke...Ama çok iyi adapte oluyorum."
"İstanbul büyük bir şehir ve bana da benim şehrim Sao Paulo'yu hatırlatıyor. Çok fazla insan ve trafik var. Ama İstanbul inanılmaz bir şehir. Çok fazla yardımsever insan var. Bu beni mutlu ediyor. Yemek konusunda da aynı şekilde. Türk mutfağı çok güzel, yemek türlerine bayıldığım bir mutfak. Dolayısıyla buraya çok iyi adapte oldum. En çok yediğim şey kulüpte tavuk göğsü oldu. Şefin yaptığı… Mükemmel. Her gün yediğimde ona teşekkür ediyorum ve 'yemek mükemmeldi' diyorum."
Senin sol ayağın mı daha iyi yoksa Kevin De Bruyne'nin mi?
Ederson: "Hayır, solda ben daha iyiyim."
"Ama onun sağı, benim solumdan daha iyi. Bundan eminim çünkü o pas attığında, orta açtığında finalize etmekte o iki ayağını da iyi kullanıyor. Çok farklılık yaratan bir oyuncu. Çok hızlı düşünen bir oyuncu."
"Haaland, İngiltere'de birçok rekoru kıran bir oyuncu. Premier Li^g'de 100 gole ulaşan en hızlı oyuncu bile oldu. Şampiyonlar Ligi'nde, ligde, kupada fark yaratan bir oyuncu ve dolayısıyla Haaland'a yakın bir oyuncu olursa takımınızda, sakin kalabilirsiniz. Çünkü biliyorsunuz ki bir gol atacak eninde sonunda, golü kokluyor. Gol makinesi tam anlamıyla. O yüzden hala geleceği çok fazla olan bir oyunu. Genç bir oyuncu ki şimdiden kariyerinde çok büyük işlere imza attı. Onunla çalışmış olmak da iyiydi çünkü benim asistlerimle iki gol attı. Dolayısıyla bana teşekkür etmeli. Çünkü sayemde iki gol attı. Çünkü attığım bazı paslar, diğer oyuncular tarafından golle sonuçlanmadı. O ise iki tanesini gole çevirdi."
"Yeni kulüp...İstanbul'a ilk geldiğim andı... Saat 1.30-1.40 gibiydi. Beni karşılamaya gelen taraftarlar vardı. Eşime de çok söylediğim şey buydu. Burada insanlar futbolu farklı bir şekilde yaşıyorlar. Sadece futbolu değil ama sporları bu şekilde yaşıyorlar. Bu da ihtiyacım olan bir histi. Ve taraftarlar hakkında konuşmak çok kolay çünkü onlar çok fanatikler ve bu çok iyi.
Maçlardaki atmosferi görüyorsunuz. Bu da size 3 puanı kazanmak için daha fazla hırs veriyor. Kesinlikle daha farklı bir atmosfer ve burada eşimle, çocuklarımla ilk günümde olabilmek çok iyi. Çünkü kızlarım az anlıyor ama küçük oğlum futbolu oldukça iyi anlıyor. Ama sadece bu anı paylaşabilmek değil başardığım tüm anları ailemle paylaşabilmekten daha iyi bir şey yok."
Fenerbahçe'ye gelişindeki süreç nasıl oldu?
Ederson: "Çok hızlı oldu çünkü başka takımlar da ilgileniyordu. Ve Fenerbahçe beni projesiyle oldukça etkiledi. Ve tabii ki tarihiyle, Fenerbahçe'de oynamış Brezilyalı futbolcularıyla... Bazılarıyla konuştum ve bu da süreci oldukça kolaylaştırdı.
Fenerbahçe'de eskiden oynadığım takım arkadaşlarım da vardı. Fred vardı, önceden tanıyordum... Talisca var mesela, hem Benfica'da hem Brezilya Milli Takımı'nda onunla oynadım. Nelson Semedo da var. Onunla da Benfica'da oynadım. Dolayısıyla benim için karar vermesi kolay bir süreç oldu."
-Biliyoruz ki Fenerbahçe ile Brezilyalılar arasında özel bir bağ var. Alex, Roberto Carlos...
Ederson: "Evet Alex... Bence Fenerbahçe'nin yabancı en büyük efsanesi. O yüzden onunla Fenerbahçe'ye imza attıktan sonra biraz sohbet etme fırsatı buldum. Ve biliyorum ki tüm taraftar onu burada çok seviyor. Sadece kalitesinden değil tabii... Burada oynamış, şampiyon olmuş diğer oyuncular da var. Roberto Carlos olsun, Cristian Baroni olsun, Deivid olsun... Çok fazla oyuncu vardı burada ama Fenerbahçe'de yeni bir Brezilyalı olarak forma giyebilmek ve takımla Fenerbahçe'ye yeni zaferler getirebilmek için çalışmak kesinlikle çok önemli bir şeydi."
"Başkan her zaman maçlarda, maçlardan sonra soyunma odasına geliyor ve oyuncularla konuşuyor. Gelemediğinde de uçakta konuşuyor mesela. Her zaman yanımızda olan bir başkan, zamanında sporcu olmuş bir başkan. Her şey nasıl işliyor, biliyor. O yüzden başkanlığının en başında büyük bir lider oldu. Ve umarım ki arzuladığı başarıya ulaşabilir. Sadece o değil, biz de oyuncular olarak, taraftarlar olarak onun yaptığı bu büyük işin parçası olabiliriz."
-Kadıköy atmosferi?
Ederson: "Atmosfer, Türk statlarında farklı... Çünkü burada önceden Şampiyonlar Ligi'nde de oynamıştım. Beşiktaş'a karşı Benfica'dayken.. Türk futbolunda statlar, atmosferler tamamen farklı. Taraftarlar inanılmaz. Kadıköy'ün atmosferi bambaşka bir fanatik düzeyde.
Kadıköy'de beni en etkileyen şey ısınmaya çıktığımızda taraftarlarımızın oyuncuların isimlerini bağırması. Oyuncunun oraya gitmesi ve selamlaması. Bunu Avrupa'nın diğer yerlerinde göremezsin. Bu benim için büyük bir an, farklı bir his. Kadıköy atmosferinde başka bir dünyadasın gibi, çok iyi.."
"Özel bir nedeni yok. Çünkü Manchester City'ye gittiğimde 1 numara doluydu... Claudio Bravo giyiyordu o sezon ve müsait olan az sayı vardı. Bu numaralar içinden de 31'i seçtim. Hiçbir kaleci bu numarayı kullanmıyor galiba, öyle hatırlıyorum. Yanlış hatırlamıyorsam ilkim galiba. Çünkü bu numarayı seçtiğimde o sezonda hiçbir kaleci bu numarayı kullanmıyordu. Ve bugün birçok kalecinin 31 numara giydiğini görüyorum. Etki ettiğim için mi bilmiyorum ama çok fazla görüyorum. 31 numaranın hiç özel bir yanı yok."