Rıdvan Dilmen'den Beşiktaş - Sivasspor yorumları

Daha 16 tane hafta var. Rıza Hoca da muhtemelen benzer cümleler kullanacak, mesafe daha uzun diyecek. Ancak adı Rıza, soyadı Çalımbay. Namıdiğer Atom Karınca.

Yıllardır 1970'lerin sonunda Beşiktaş altyapısından başlayarak, 80'lerin başında da A takıma çıktı. Tekrar 33-34 yaşlarında futbolu yine Beşiktaş'ta bıraktı. Emekçi yani, ailesi, oyunculuğu, her şeyiyle. Sevgili Kaya Çilingiroğlu'nun söylediği güzel bir şey var. "Her gün üzerine koymaya çalışır." der.

Futbolculuğunda da her maça farklı bakıp şampiyon olurlardı. Yüzüne bir bakardım, küme düşmüşler zannederdim. "Seneye bir daha olmamız lazım." derdi. Bu önemli bir özellik. Antrenörlüğünde şampiyonluk yaşamamış olabilir. Bir kez büyük takım çalıştırma şansı olmuştu, o zaman da erken ayrılmıştı. Tırnaklarıyla bu işe devam etmeye karar verdi.

Rıza Çalımbay'ı nasıl bilirsiniz, öncelikle iyi insandır. Çalışkandır. Dürüstlüğü, tevazusu, iyilik severliği... Bir liderin karakteri, takımına da vurur. 10 kişi oynuyorsun, 2 tane önemli oyuncun Fernando ve Mert Hakan yok. Kadron geniş değil. Beşiktaş'ın beğenmediği, kiralık oyuncu Fatih'i oynatıyorsun sezon başından beri. Kendine göre bir oyun anlayışın var. Uzun süre 10 kişi oynuyorsun, 91. dakikada sağ bek Mariano hücum yapıyor. 91. dakikada Hakan Özmert sağ köşede. Kone de oyunun sonlarında ceza sahasının son köşelerinde. Beşiktaş'ın gol pozisyonu var mı var ama 10 kişilerken bile pozisyon buldular.

Pozisyon bittiği zaman Hakan Özmert de, Emre de, Erdoğan da, hatta Yasin de böyle şartlanmış gibi, füze gibi geri dönüyorlar. Bunun için önce takımdaşlık gerekiyor. Takımdaşlık ama birlikte oynamanın dışında fizik gücü iyi olacak.

Şampiyonluk yarışına girdiğiniz zaman rakipleriniz sizi ciddiye alacaktır. Sezonun ilk yarısında, 17. hafta Göztepe'yi 1-0 ile aştılar ama çok zorlandılar. Bugün ama şampiyonluğa oynayan bir takım gibi geldiler. 1-1'e yakalandıklarında, top ağlarda iken Fatih topu atıyor. Beraber gidiyorlar. 3-4 gün önce de rakipleri Malatyaspor'a da kupada 4 attılar. Neredeyse tam kadro çıktılar. Zaten böyle olmak zorunda çünkü geniş kadrosu var.

Her TV ve gazetenin en genç muhabiri dahi kırmaz. Bağlanır mıyız dersin bağlanır. Röportaj için geleni geri çevirmez. Konuştuğu için değil, aksine sevmez ama kimseyi de kıramaz. İyi de antrenman metodu vardır. Fizik olarak hep iyidir. Ben niye konuşuyorum, hak ediyor. Ben Rıza Hoca'nın önünde saygıyla eğiliyorum.

Tabii ki Sivasspor kulübünün yapısı, karakteri, Mecnun Başkan'ın olanakları sağlaması, iki oyuncunun gideceğini biliyor da olsa, para dememiş, istese 1-2 milyon euro alırdı. "Önce Sivas" demiş başkan. Oyuncular da o kadar karakterli ki, hem Emre hem Mert Hakan Yandaş devam ediyorlar.

Oyuncuların karakterleri, liderin karakteri şampiyon olur olmaz, yarın öbür gün takılabilir, kaybedebilir, 4'üncü olur, ayrı mesele. Galatasaray ve Beşiktaş'a 10'ar puan fark atıyorsa, Fenerbahçe'nin 6 ve Trabzonspor'un 5 puan önündeyse, deplasmanda 4 maç üst üste, kendi evinde 9 maçın 8'ini kazanıyorsa...

Hakan Özmert bilinen bir futbolcudur. Emre Kılınç, Erdoğan, Yatabare. Fakat, özveriye karaktere bak. Kendi karakterini takımına yansıtmış. Oyunun sonuna kadar elinden ne geliyorsa yapıyorlar. Maçtan sonra yorulurlar, müsterih uyurlar. Kocaelispor şampiyon oluyordu, Bursaspor oldu, Sivasspor iki kez ilk yarıyı lider bitirdi.

Rıza Hoca'ya sorun. Onda Rizespor maçı başladı bile kafasında. Yarın da 2-3 TV kanalında görürsünüz, kırmaz. Kalecisinden en uçtaki oyuncusuna bakın. Ziya, bizim Ziya ya, Anadolu'dan Ziya. Oynatıyorlar orta sahada. Oturtuyor, eksik var oyna diyor oynuyor. Ziya'yı çok severim, iyi oyuncudur. Gördüğün gibi takım kaptanı. Ziya'yı hangi takım ister? Fatih Aksoy'u kim ister? Hakan Özmert'i kim ister? Kone'yi kim ister? Caner'e takım mı vardı da Rıza Hoca aldı. Bu Brezilyalı sağ beki, sol stoperi nereden buldu? Teknik direktör ve oyuncuların bütünlüğüyle bir tarih yazıyor Rıza Çalımbay!

Futbolculuk kariyerinde çok önemli başarılar elde etti. Şampiyonluğu olsa da olmasa da Rıza Çalımbay, 'Ben buradayım.' diyor. Yıllardır burada zaten. Allah sağlık ve uzun ömürler versin. Sivasspor'un yolu açık olsun. Gönüllerin şampiyonu denebilecek nadir takımlardan bir tanesidir.

Avantajları, dezavantajları var. En büyük dezavantajı, diğer takımlar daha az alan bırakacak, daha çok ciddiye alacaktır. Avantajı da ligin sonuna doğru kopan takımlar biraz daha rehavete gireceği için o maçları daha rahat oynayabilirler. Bu işin favorisi benim diyor Sivasspor.

Rıza Çalımbay, antrenör göndertir. Sergen Yalçın gitti, Abdullah Avcı tartışılmaya başlandı. Hoca inşallah uzun süre gider tabii. Sivasspor, bu sezon çok önemli takımların teknik direktörlerini gönderir. Bak maça çıkıyorsun, 6 puanlık maç. Bu maç 6 puanlık ama Beşiktaş ile. Kalacak iken aradaki fark 4'e, çıktı 10'a. Beşiktaş'ın da tek rakibi Sivas kalmadı.

Bugünkü oyuna bakınca birkaç soru soracacağım. Caner Erkin ne oynadı bugün? Tamamını düşünecek olursak. Sol açık, sağ açık, sol bek... Ljajic? Niye bunu söylüyorum biliyor musun, oyunun devamında teknik direktör risk alır. Hatta, 10 kişi kalınca çift santrfor da yapabilir. Fakat, oyuncularının dağınıklığını herkes görüyor. Kim nerede oynuyor belli değil. Oyundan öyle bir koptu ki Beşiktaş... Caner önce sağ açık başladı, 15. dakikada sol açığa geçti, sonra sol beke geçti. Beşiktaş, maçı 2-4-4 bitirdi. Rakip takım da çok dirençli. Sonuçta, Sivasspor "Ben boşuna gelmedim buraya, 17 haftayı boş geçirmedim." dedi.

Beşiktaş, yine aceleci oldu. ilk 6 haftalık görüntüye döndü. Böyle oynamak zorunda olabilirsiniz ama bu oyun olmaz. 6 dakikalık uzatmanın ilk dakikasında kaleci gitmez.

Hakem triosuna hiç kızamazsınız. Burak'a penaltı verir miydi, vermez miydi, bilemiyorum. Emre Kılınç'a ikinci sarıyı verebilir miydi, veremez miydi, bilemiyorum. VAR çok doğru bir uygulama yaparak, çok doğru bir uyarıyla doğru bir karar oldu. Yaralayıcı bir müdahaleydi. Haklı bir kırmızı kart oldu. Bu tip hakemler çok etki altına alınmıyor. Ben Burak Yılmaz'ın pozisyonuna penaltı veririm. Maç kaç kaç 1-0. Eskiden var ya, ararlardı, dokunmadan verirlerdi. Doğrusunu yapsın, bu ayrı konu. "Onu onla örteyim, bunu şunla örteyim, aman" demiyor. Ali Şansalan da ben bunları görmedim. Şöyle oldu bence. "Bir temas var ama yeterli değil bence." dediler. Böyle olunca bu pozisyon gri. Ali Şansalan göremeyebilir ama ben hakem Ali Şansalan veya VAR hakemi olsam, "Hocam net penaltı gel." derim. Hüseyin Göçek, Ozan'a yapılan faulü VAR'dan görebilir. Bunu da göremeyebilir. Teması yeterli de görmeyebilir.