Klasik Milli Takım formamızın öyküsü, Cumhuriyet ile yaşıt. Türkiye Milli Takımı'nın 1923'te Taksim Stadı'nda Romanya ile oynadığı maçta ilk kez giyildi. O yıllarda bayrak, logo gibi unsurlar formalarda kullanılmıyordu. Ev sahibi olan milli takımımız düz beyaz formalarla maça çıkacaktı. O takımın kaptanı Nedim Kaleci, formanın öyküsünü merhum gazeteci Kazım Kanat'a şöyle anlatıyor: "Maç öncesi soyunma odasına bayanlar geldi, formalarımızı aldı. Hemen orada o formanın üzerlerine birer Türk bayrağı diktiler. O bayrakları bize Atatürk yollamış"
İlk milli maçımıza giyilen bu formaya Türk futbolunun efsaneleri de değer kattı. Ay yıldızla şereflenen bu forma, 1958'de ilk Dünya Kupası'na gittiğimizde de bizi dünyaya tanıttı. Zeki Rıza Sporeller, Metin Oktaylar, Şeref Görkeyler, Lefter Küçükandonyadisler, Mehmet Leblebiler, Hakkı Yetenler, Süleyman Sebalar giydi.
Türkiye iç saha forması, göğsünde beyaz üzerine kalın ve kırmızı bant tasarımıyla taraftarın karşısına çıkıyor. Milli Takım'ın giydiği ilk formadan esinlenilen tasarım modern dokunuşlarla geleceğe de göz kırpıyor. Büyük ay ve yıldız, bantın ortasında ve tasarımın merkezinde yer alıyor. Türkiye dış saha forması, şortu ve çorapları kırmızı tonlarıyla tasarlanıyor. Formanın göğüs kısmında açık bir kırmızı tonla bant üzerinde beyaz ay ve yıldız buluşuyor.
Hem iç saha hem de dış saha formasının ense kısmının iç tarafında 'Türkiyem' yazısı yer alıyor. Yeni milli formalarımız, Milli Takım’ın Türkiye’yi temsil etme gururunu en açık şekilde yansıtıyor.
Oyuncuların sahada giyeceği yeni milli takım formalarının yanı sıra taraftarlar için tasarlanan replika formalar da geri dönüştürülmüş plastik şişelerden yapılan yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyester kumaştan yapıldı. Çevreye daha az etki ederek en yüksek performansı sağlayan kitler oluşturmak için, plastik şişeler toplanıyor, temizleniyor ve üretim için yüksek kaliteli bir iplik üretmek üzere eritiliyor.