Spor yorumcularından Önder Özen, beIN Manşet programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
"Federasyon mutlaka kendi sağlık kurulunun raporunu da incelemiştir. Çünkü ancak sağlık insanlarının, doktorların, bilim insanlarının içinden çıkabileceği, öngörüde bulunabileceği, bir tahminde bulunabileceği noktadayız. 'Şimdilik' diye bir şerh var. Ben de bu şerhin işleyebileceğini düşünüyorum. Şimdilik yapılmış bir yol haritası olabilir."
"Futbol Federasyonu özerk bir yapıda, en azından tüzüğünde öyle. Bu, aynı zamanda toplumsal bir olay. Toplumsal bir olayda insanların dışarı çıkmasına sebep olacak bir şey, devlet kontrolü altında olmalı. Burada Futbol Federasyonu'nun özerkliği bir yere kadar evet, bir yerden sonra işin içine yan unsurlar girdiğinde; nedir bunlar, basın, televizyoncular, bunlar yan unsurdur. İşin devlet kısmını ilgilendiren budur. Güvenlik, lojistik unsurları..."
"Bilime teslim olmak en doğrusudur. Bilim insanları da akla teslim olur. Akıl, doğru yolu gösterir. Bunu da devlet aracılığıyla yapacaksak, benim için tamamdır. Nasıl yaptık? Yazılı bir akışımız varsa, plana sadık kalma konusunda iyi gidiyoruz. Bütün mesele, yazılı. Tokalaşmayla dönen işlerde çuvalladığımız gerçek. Elimizde yazılı bir döküman varsa, onu da kusursuz uygulayabiliyoruz."
"Bunu hem Şampiyonlar Ligi Finali'nde hem Süper Kupa'da gördük, hem Kadıköy'deki UEFA Finali'nde gördük, Voleybol Avrupa Şampiyonası'nda gördük. EuroLeague'de zaten hep görüyoruz."
"Haberi okudum, harika. Oyuncu ve antrenör için korumacı bir tavır. Tek endişem, orada çalışan insanlar. Görünmeyen, isimsiz kahramanlar. Duşlar dezenfekte ediliyor.' Kim ediyor? Onu koruyor muyuz? 'Gym odası sterilize ediliyor.' Orayı steril hale getirenler yeteri kadar korunuyor mu?"
"Malzemeci inanılmaz değerlidir sporcu için, beraberdirler, yemeğe beraber oturmak isterler. Yıllarca her kulüpte şunu gördüm; futbolcular bir masa, antrenör ekibi bir masa, yönetim bir masa, personel başka başka masalar. Onu gördüm. Oyuncular, antrenörler ayırmaz. En özel oyuncusundan, yeni çıkmışına kadar. Her biri, çalışanlarla kucaklaşma halindedir. Hakkı hukuku konusunda da."
"Dinamo Zagreb'i 2 yıldır çok başarılı buldum. Bjelica'nın oynattığı oyunu da beğendim. Yetenekli bir teknik adam olduğunu düşünüyorum."
'Kaledeki sorun büyük değil'e katılmıyorum. Kaledeki boşluk büyük değil. Karius'un bırakacağı boşluk büyük değil. Dünyanın bütün kalelerinde sorun vardır ama çözümler güçlüyse, işi görüyorsunuz."
"Uğurcan Çakır gibi, antrenör ekibine, altyapıdaki beraber çalıştığı kaleci antrenörlerine, teknik direktörüne, Trabzonspor A Takımı'nın kaleci antrenörüne ikna edici gelmeden, o kararları veremezsiniz. Uğurcan'ın performansı belli. Ülkede ne kadar futbol seyreden varsa, herkesi tavladı, ele geçirdi o performans. Uğurcan Çakır, modern Türk kaleciliğinin geldiği son noktadır."
'Elinde 3 iyi, genç kaleci var.' diyor Cem Dizdar. 3, doğru. Genç, doğru. İyi mi, emin değiliz. Utku Yuvakuran'ın bazı maçları vardı, iyi diyenler de var, değil diyenler de var. Ersin Destanoğlu'nu tanırım. İyidir, yeteneklidir ama bu seviye mi, bilmiyoruz."
"Eğitim. Trabzonspor dışında örnek vereyim; Mert Günok ve Volkan Babacan, aynı kaleci eğitiminden geçtiler. Yavuz Şimşek son derece modern bir eğitimcidir bu konuda. Trabzonspor'un altyapısında da çok iyi eğitimciler var. Her kulüpte değil ama çoğu kulüpte, kaleci antrenörleri en çok kağıt, kitap, döküman kullanan antrenörler oldu. Kaleci antrenörleri, daha eğitimcidir."