Hıncal Uluç'tan gündem değerlendirmesi!

Ali Şansalan'a hayran kaldım. harika bir maç yönetti. Genç bir hakem kendisi, tahminimce çok yakında FIFA listesine de girer. En harika kararı Ankaragücü futbolcusu Sedat'a gösterdiği karttı. Sedat için kenarda numarası kalktı değişmek için. Onun yerine girecek oyuncu, 4. hakemin yanına geldi. O sırada Sedat, hakemin bir kararına sinirlendi, hakem de ona sarı kart gösterdi. Normalde gelenek şudur; "Bu sarıyı gösterdiğim zaman adam sinirlenecek, bir şeyler söyleyecek" deyip sırtlarını dönerler. Hakem, Sedat'a en yakın yerden çıkmasını işaret etti. Sedat da hakeme ağır laflar etti çıkarken belli oluyor onun hareketlerinden. Sırtını dönen hakemlerin tersine beklemeyip kırmızıyı çıkardı Ali Hoca.

Elneny'nin pozisyonunu o kadar güzel sezdi ki... Ben VAR'da olsaydım Elneny'i değil, kalecinin yaptığının faul olup olmadığını tartışırdım. Acaba penaltı olabilir mi diye bakardım. Çünkü Elneny oraya geldiğinde kaleci yatıyor önüne. Elneny ne yapsın ayağını nereye koysun.

Türkiye'de kulüpler tarihi yazılsa bir numaralı kulüp Beşiktaş'tır. Beşiktaş kurulduğu zaman başka kulüp yoktu. Büyük kulüp kongre yaptığı zaman muhabir de gider yorumcu da gider.

Beşiktaş kongresindeki oylamanın son saatlerinde neler olduğunu görmek istedim, göremedim. A Spor'u açıyorum, bir merdiven var, TRT Spor'u açıyorum orada da var. Sürekli birileri inip çıkıyor. Bir tane cep telefonuyla bu yayın yapılır, artık eskisi kadar zor değil. Ben sonucu öğrendiğimde 12. sandık açıklanıyordu.

Fenerbahçe'nin kongresi kaç kanaldan yayınlandı? Ertesi gün bütün gazetelerde, kanallarda vardı bu, bu konuşuluyordu. Beşiktaş Kongresi'nden sonraki gün gazeteleri açtım, kongreyle ilgili bir tane yazı yok adam gibi. Serdal Adalı, sadece 17. sandıkta 7 oy yaklaştı. Diğerlerinin hepsinde Çebi fark attı. Bunlar önemli detaylar değil mi? Nerede bu muhabirler? Fenerbahçe'de, Galatasaray'da olsa böyle mi yapıyorsunuz? Beşiktaş'ın medyada da gücünün olmadığını gördük bu kongrede.

"Böyle bir durumda kulüp başkanlığına cesaret ettikleri için üç arkadaşımı kutluyorum" dendi. Demek ki Beşiktaş öyle bir durumda ki, aday olmak kutlanıyor. Bu kulüp batmış o zaman. Kim batırdı bu kulübü? Ben batırmadım. Kim batırdıysa o eleştirilecektir. Ben, Beşiktaş'ın başkan adaylığının cesaret işi olduğunu düşünmüyorum.

Beşiktaş'ın 2,5 milyar borcu var. Beşiktaş'ın şu an en büyük sorunu futbolcuların maaşını ödeyip, ölü ruhu kaldırmak olacaktır. Bu da 17 milyon euro ediyor. Demek oluyor ki 17 milyon euro'yu kim bulursa o aday olur demek bu. Diğer şeyler sonradan zamanla çözülecek şeylerdir. Tütrkiye'de 3 büyüğün batmasına kimse izin vermez, devlet de dahil. O parayı bulamayacak olan adaylığını koyamaz. Sıcak parayı temin edebilecek gücü varsa aday olur, bu kadar.

Takım zaten kötü oynamıyor. Çebi'nin Avcı bu işi toparlar demesine bakmayın zaten toparladı. Beşiktaş bu hafta en iyi topunu oynadı, darmadağın ettiler Ankaragücü'nü ama atamadılar. Futbol takımının o kadar fazla sıkıntısı yok. Avcı da bildiğimiz, saygı duyduğumuz, Milli Takım seviyesine çıkmış bir hoca.

Beşiktaş doğru bir seçim yaptı, doğru bir başkan seçtiler bana göre. Beşiktaş'ı, Fikret Orman'ın düşürdüğü çukurdan çıkarabilecek adam Çebi'ydi. Türkiye'de ben bildim bileli her yerde başkanlık sistemi vardır. Sürekli başkan suçlanır. Şirketlerde de böyle, bakkallarda da böyle. 6,5 sene bardağın dolduğu ve son damlanın bardağı taşırdığı noktadır. Başkanlık sisteminde bir adama tahammül sınırın vardır. Hadi dayan dersin, son bir hamle o bardağı taşırır. İyi bile dayanmış Ahmet Nur Çebi.

Benim kaburgam çatlamıştı, neler yaşadığımı ben bilirim. Alçı malçı yok bir de en ufak kıpırdamada sancım oluyordu. Muhatabım Emre'nin doktoru şu anda. Kırık kaburgayla bir insanın oynamasına sebep oluyorsun, öldürecek bir hareket. Emre sahada ölebilirdi yahu. Sahaya çıkmasına izin veren doktor, Emre'ye bir şey olsaydı ölüme sebebiyet vermekten dava açılırdı. Kırık kaburgayla futbol oynatmak Hipokrat Yemini'nde var mı doktor?

Beşiktaş'ın sorunu tribünde oturuyor. Bunca sakatın içinde bu Beşiktaş tribünleri hala birtakım futbolculara karşı. Burak Yılmaz'a karşı mesela. Yahu takımda Burak'tan başka golcü yok. Burak nasıl oynuyor bir düşünün. Taraftarlar kelle almaya alıştılar Beşiktaş'ta. Öncelikle de Orhan Ak'ı yediler.

Diyelim ki Zinedine Zidane, kırık kaburgayla çıktı Fransa'yla dünya kupası aldı. Ertesi gün neler olurdu Fransız basınında? Bİr gazeteci gider o kaburganın röntgenini alırdı. Ama bizim muhabirlerde hiçbir şey yok. Bizim spor müdürlerinin hiçbiri mi merak etmiyor? Emre kırık kaburgayla nasıl oynadı diye düşünülmüyor mu? Bu nasıl bir gazetecilik yahu? Bir taneniz gidip, doktorla konuştunuz mu? Bahane arıyorsunuz destan yazmak için.

Gereksiz zor bir maç oldu Denizli maçı. Denizli bir kere gitti, gol attı, Fenerbahçe 26 kere gitti, 2 tane attı. Fenerbahçe ilk 3'teki yerini korur, daha da yukarı çıkar.

Fenerbahçe'nin en büyük ihtiyacı Moses. Sakatlıktan yeni çıkmış sanırım. Neden 92. dakikada Alper giriyor da Moses girmiyor? Ersun Yanal'ı da anlamaya imkan yok.

Fenerbahçe takımına bakmıştım. İki kanat vardı, Hasan Ali ve Isla. Isla biraz gidebildi ama Hasan Ali sakatlıktan çıktığı için pek gidip gelemedi. Emre bu halde oynarken, Ozan'ın oynaması hata olarak geliyordu ama fena halde yanılttı beni. Sahanın en iyilerindendi Ozan Tufan.

Trabzonspor'un şansı şu; nereye giderse gitsin taraftarı var. Trabzonspor sonuna kadar mücadele eder şampiyonluk için. Ancak Sivas ve Alanya'ya zirveyi yedirmezler.