Futbolculuğu döneminde Inter'in formasını giyen Emre Belözoğlu, İtalyan ekibinin Şampiyonlar Ligi finalinde Paris Saint-Germain ile oynayacağı maç öncesi La Gazzetta dello Sport'a konuştu.
Inter, iki yıl sonra yeniden Şampiyonlar Ligi finalinde. Düşünceleriniz neler?
Emre Belözoğlu: "Inter benim ikinci evim, Simone Inzaghi ile birlikte giderek daha da iyiye gittiler. Geçen sezon iyi geçmedi ancak bu yıl tüm turnuvalarda harika bir sezon geçirdiler. Bu yıl kazanacağımıza inanıyorum. Hem taraftar olarak hem de Münih'te olacağım için, bir Türk televizyonunda maçı yorumlayacağım."
Hakan Çalhanoğlu Türkiye için ne ifade ediyor?
Emre Belözoğlu: "Almanya'da onun gibi ülkemizi ve milli takımımızı çok seven milyonlarca Türk kökenli insan var. Hakan sahada olduğunda insanlar onu bizden biri olarak görüyor. O herkesin idolü. Hakan'ı şahsen de tanıyorum. Hakan'ı Serie A'nın en iyi oyuncularından ve Avrupa'nın en iyi orta saha oyuncularından biri olarak görüyorum. Yıllardır harika işlere imza atıyor."
Hakan'ı milli takımda mı tanıdınız?
Emre Belözoğlu: "Evet, ben kaptan olduğum zaman milli takıma geldi. Çok gençti ama çok yetenekliydi. Özel bir şeyleri olduğu hemen anlaşılıyordu. Büyük bir kişiliğe sahip bir oyuncu olarak risk alıyordu."
Milano'da yaşadığınız en güzel anılar?
Emre Belözoğlu: "Çok güzel anılarım var. O takımda birçok oyuncu ve lider vardı. Ronaldo ve Zanetti gibi idollerle çalışabilmek gerçek bir şanstı. Her yıl Serie A'da Juventus, Milan, Roma, Lazio gibi çok güçlü takımlarla sonuna kadar mücadele ettik. O yıllar NBA gibiydi! Sadece bir kez İtalya Kupası'nı kazandık ama harika insanlar tanıdım. Büyük takımlarla karşılaştım ve inanılmaz bir taraftar desteği yaşadım."
Sakatlıklarınız olmasaydı Inter'de hangi hedeflere ulaşabileceğinizi hiç düşündünüz mü?
Emre Belözoğlu: "Kendimi güçlü hissediyordum. Sahada her sorunu çözebileceğimi düşünüyordum, bu yüzden biraz da küstahça davranıyordum... Ama sonra fiziksel sorunlar başladı ve sahalardan kaldığımda duygusal tepkilerimi kontrol edemedim. Sadece sahalara geri dönmek için çabalıyordum ve zorluklarla yüzleşemiyordum, yeterince olgun değildim. Sonraki yıllarda evlendim, futbolu hayatımın merkezine koydum, gerçek bir profesyonel hayatı. 40 yaşına kadar futbol oynadım. Inter'deyken bu kafaya sahip olsaydım, o hikayenin sonunu farklı yazardım."
Massimo Moratti (Inter'in eski başkanı) ile ilişkiniz nasıldı?
Emre Belözoğlu: "Onun gibi bir başkan tanımadım, otoriter ama asla agresif değildi. Gerçek bir beyefendiydi ve soyunma odasında da kulüpte de bir aile babası gibi davranırdı. Milano'ya gittiğimde hala görüşüyoruz."
Inter'in ilgisini nasıl öğrendiniz?
Emre Belözoğlu: "Moratti, Galatasaray ile sözleşmem bitmeden birkaç ay önce İstanbul'a geldi ve beni transfer etmek istediğini söyledi. Sonra ilk kez Milano'ya gittim, benim için inanılmaz bir duyguydu. İmza gününde basın toplantısında yer alan gazetecilerin sayısına şok olmuştum."
"Boğaz’ın Maradona’sı"
Emre Belözoğlu: "Bazı takım arkadaşlarım oyun stilimin Diego’yu hatırlattığını söylediler. Sonra medya işi büyüttü. Elbette bir onurdu ama Maradona bir taneydi, futbol dünyası için bir armağandı, tüm zamanların en iyisiydi."
2002 Dünya Kupası'nda üçüncülük yaşadınız? 21 yaşında bunu yaşamak nasıldı?
Emre Belözoğlu: "Muhtemelen Türkiye'nin en güçlü takımıydı. Harika oyuncular, önemli kişilikler, liderler, genç yetenekler. Fenomenlerden oluşan Brezilya dışında tüm rakipleri yendik ama onlara karşı da iyi mücadele ettik. Kariyerimin en güzen anlarından birisiydi. Türkiye'ye döndüğümüzde iki milyon insan bizi sokaklarda bekliyordu."
Pele’nin onu yaşayan en iyi 125 futbolcu listesine almasına dair
Emre Belözoğlu: "Açıkçası 2003’teki en iyi sezonumdan ve Japonya-Kore Dünya Kupası’ndaki üçüncülükten sonra böyle bir ödül bekliyordum. Yani adımı Pele’nin listesinde görmek beni şok etmedi ama elbette büyük bir mutluluktu. Sonra hayat bazen şanssız olabilir ve tüm o sakatlıklar geldi… Ama bunu hak ettiğimi düşünüyorum."
Emre Belözoğlu: "Ne kadar mücadele ettik! Bireysel yetenekler ve kalite vardı ama her şeyden önce takım olarak dünyanın en iyisiydi. Hak ederek kazandık. Figo, Roberto Carlos ve Raul'un Real Madrid'ini ya da Henry, Vieira ve Wenger'in Arsenal'ini mücadele etmeden yenemezsin! Birbirimize güveniyorduk ve asla pes etmedik. Ancak yıllar sonra yaptığınız şeyin farkına varıyorsunuz."
Emre Belözoğlu: "İnanılmaz bir şeydi. UEFA Kupası finalinden döndüğümüzde şehir taraftarlarla doluydu, çoğu gözyaşları içindeydi, takım otobüsünü kuşatmışlardı. Bu sahneleri sadece sonraki Süper Kupa ve Dünya Kupası'nda tekrar gördüm."
Emre Belözoğlu: "Açıkçası kararım saygıyla karşılandı, hem İtalyanlar hem Türkler bu konuda benzer olsa da daha modern bir bakış açısı vardı. Fenerbahçe’ye gitmeden önce insanlar beni seviyordu, Galatasaray’da uzun süre ilk 11’deydim, milli takım kaptanlığı yapmıştım. Fenerbahçe’ye geçtikten sonra sokakta kimse bana hakaret etmedi ama… ilk kez insanların beni artık eskisi kadar sevmediğini hissettim. Bunu yönetmeyi öğrendim: Biri beni milli takıma ve Avrupa’ya taşıyan kulüptü, diğeri ise kaptanı olduğum ve 40 yaşıma kadar oynadığım takım. Ben kendimi hep Fenerbahçeli hissettim."
Emre Belözoğlu: "Oyuncu olarak hiçbir kulüpte oynamayı hayal etmiyordum ama şimdi bir gün Inter, Newcastle United veya Atletico Madrid'de antrenörlük yapmayı hayal ediyorum. Her gün kendimi geliştirmeye çalışıyorum, diğer antrenörleri analiz izliyorum ve çok fazla maç izliyorum. Bu hayatı çok seviyorum. Doğru yolda olduğumu hissediyorum."