Şansal Büyüka, 4 büyük takımın ve Başakşehir'in Süper Lig performanslarını değerlendirdi.
Paylaş:
15
ŞANSAL BÜYÜKA'DAN SÜPER LİG DEĞERLENDİRMESİ
Şansal Büyüka, 4 büyük takımın ve Başakşehir'in Süper Lig performanslarını değerlendirdi. (Milliyet)
14
"ADVOCAAT'IN TAKIMINDA KOŞMAYANA EKMEK YOK"
Fenerbahçe, Advocaat ile birlikte önemli bir ivme kazandı. Aradaki farkı kapadığı gibi, iddialı duruma da geldi. Unutmayalım, geldiği gün vatandaşı Van Persie için “bu fizik kalitesiyle oynayamaz” dedi, bazı maçlarda kadroya bile almadı. Salih Uçan’ı bir-iki oynattı, baktı olmuyor, vazgeçti. Aatıf’ı “yok” sayıyordu, antrenman performansındaki çıkışı görünce oynatmaya başladı. Bunlar çoğaltılabilir. Ama yaptığı iki temel şey var: Birincisi; Fenerbahçe’nin fizik yapısını ve kalitesini yükseltti. İkincisi; yürüyerek rakip kaleye gitmeye çalışan ve doğal olarak sonuç alamayan takımı hızlı ve çabuk hücuma yöneltti. Şurası kesin; Advocaat’ın takımında koşmayana ekmek yok.
13
"FELEĞİN ÇEMBERİNDEN GEÇMİŞ"
Advocaat beni şaşırtmadı. Futbol anlamında “feleğin çemberinden geçmiş” bir hoca... Büyük tecrübesi var, kariyeri var, çok iyi şartlarda çalışmış, çok kötü şartları görmüş. Büyük başarılar kazanmış, büyük hayal kırıklıkları yaşamış... Unutulmasın ki, bugün ayağa kaldırdığı takım, kendi kurduğu takım da değil... Seneye devam eder mi? Bugünün koşullarında elbette eder , mayısa da böyle girerse, evet eder. Advocaat şu anda Fenerbahçe’nin ligin ilk haftalarında hovardaca harcadığı kredileri kapatmaya çalışıyor.
12
"EMENIKE ÖNCE KENDİNİ BULSUN"
Advocaat, Emenike’ye yeterli şansı verdi. Sow bu kadar düzelmişken, Aatıf takıma girmeye başlamışken, bunalımdan kurtulamayan Emenike’nin takımda kendine yer bulması çok zor... Emenike önce kendini bulacak ki, sonra takımda yer bulsun.
11
"ÜÇ GÜNDE BİR MAÇ KAÇINILMAZ"
Maalesef sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da çok yoğun bir maç takvimi var. Artık günümüzün futbol sisteminde haftada bir maç devri tarih oldu. Ayrıca bu fikstürler, gerek Avrupa, gerek Türkiye’de sezon başından belli oluyor. Türkiye’de de farklı bir uygulama, adaletsiz bir maç takvimi yok. Futbol Federasyonu, Avrupa’da çarşamba oynayanı, Türkiye’de cumartesi oynatıyor, perşembe oynayanı da pazar günü... Dinlenme süreleri aynı... Hatta Premier Lig’de Avrupa maçından 48 saat sonra lig maçı oynayan takımlar var. Eğer bu konuda sistemi temelden rahatlatacak bir başka alternatif varsa hemen gündeme getirilmeli... Ama ben olduğunu düşünmüyorum. Futbol ekonomisinin bu kadar öne çıkartıldığı bir ortamda, artık üç günde bir maç kaçınılmaz duruma geldi.
10
"GÜNEŞ'İN BİR BİLDİĞİ VARDIR"
Kerim Frei, geçen yılın çok kilit oyuncularından birisi... Özellikle sonradan oyuna girdiği maçlarda önemli katkılar sağladı. Dar alandaki büyük yeteneği sıkışmış oyunu bir çilingir gibi açabiliyor. Olcay’ın da kenardaki etkisi öyle... Ama bu takımla yaşayan, her futbolcusunu herkesten daha iyi bilen Şenol Hoca ... Aslında hoca yorgunluktan şikayet ederken, bu oyuncuları kullanarak biraz olsun rahatlık sağlayabilir mi? Elbette sağlar. Ama şans vermediğine göre, bir bildiği, bir gördüğü vardır.
9
"ATIBA MAKİNE GİBİ"
Atiba’da düşüş olduğunu kabul etmiyorum. Hatta makine gibi çalıştığını düşünüyorum. Ama Beşiktaş’ın oyununda geçen yıla oranla bir düşüş olduğu kesin... Beşiktaş’a baktığında bizim ligin önünde, kendi alıştığımız futbolunun gerisinde...
8
"EYYAM SONUNA KADAR VAR"
Quaresma’nın Trabzonspor maçında kırmızı kart görmemesi, son maçta sarı karttan kurtulup cezalı duruma düşmemesi böyle bir algı yarattı. Ancak kartı gösterecek olan hakemler... Hakemleri yöneten bir MHK Başkanı var. MHK Başkanı televizyon ekranlarında “ben bu pozisyon için yorum yapamam” diyor. Galatasaray maçına bakıyorsun, sanki Barış Şimşek, Galatasaray’ı budamak için sahaya çıkmış gibi ... Sonuçta hakemler kötü... Hakemlerde eyyam var mı? Sonuna kadar var. Hele bazılarında tepeden tırnağa var. Eee millette bundan rahatsız oluyor.
7
"BAŞKAN KAZANDIRDI"
Ben Bursaspor karşısındaki “ayağa kalkışı” tamamen Başkan Dursun Özbek’in hafta içinde Florya’ya el koymasına bağlıyorum. Selçuk başta bazı oyuncularla teke tek konuşması, ardından takımı toplayıp, gerçek anlamda “ayar” çekmesi, “umursamaz” Galatasaray’ı kendine getirdi. Bana göre maçı Başkan kazandı.
6
"KIMILDAMASI YETTİ"
Sneijder’i bugün yazmıyoruz ki... Haftalardır yazıyoruz, “Sneijder biraz oynasın, Galatasaray oynar” diye... Sneijder adeta çok uzun süren bir tatil yaptı. Çok uzun süren bir gol orucuna girdi. Belli ki Başkan Dursun Özbek’in ayarından o da etkilenmiş. Liderler sahneye çıkmazsa, diğer oyunculardan çok fazla bir şey bekleyemezsin. Gördük işte, kımıldaması bile galibiyete yetti.
5
"KAPTAN OLDUĞU UNUTULMASIN"
Selçuk- Ayhan Akman krizi, her takımda olabilecek tartışmalardan biri... Uzatılmamasını, tatlıya bağlanmasını hem başkan Dursun Özbek’in haftayı Florya’da geçirmesine, hem de tarafların işe olumlu yaklaşmalarına bağlıyorum. Selçuk’un Galatasaray’ın kaptanı olduğu unutulmasın. Öyle leblebi-çekirdek gibi yenecek bir oyuncu değil Selçuk...
4
"GÖZÜ KAPALI KOY"
Serdar Aziz, ülkenin en iyi stoperlerinden birisi olduğu için zaten milli takımda oynuyor. Futbolculuğunda değil, özellikle son dönemlerde çok uzun süren sakatlıklarında sorun var. Serdar Aziz sağlamsa korkma, gözü kapalı takıma koy, oynasın.
3
"VAHİM BİR DURUM"
Trabzonspor’un küme düşme tehlikesi yaşayıp yaşamayacağının konuşulması bile, Trabzonspor adına başlı başına vahim bir durum... Trabzonspor bu tehlikeyi yaşamaz ama konuşulup tartışılması bile Trabzonspor adına, Türk futbolu adına ızdırap verici...
2
"FUTBOLCULAR YARGILAMALI"
Başkan Muharrem Usta, Ersun Yenal ile yolları ayırdı diyelim, kimi getirecek, gelen ne yapacak? Trabzonspor’da geçmiş yıllarda bu ara dönemleri, “kriz antrenörlerini” çok gördük. Ne değişti? Trabzonspor’da tek çareyi, ara transferde hedefi tam bulacak iki golcüde görüyorum. İki maçta 70 şut atıp tek gol atamıyorsan bu konuda çok ciddi sıkıntın var demektir. Aytaçların, Mehmet Ekicilerin, Okay Yokuşluların oynadığı orta saha iş yapmıyorsa, biraz da futbolcular kendilerini yargılamalı...
1
"DERS DİYE OKUTULABİLİR"
Biz de Başakşehir başarısını hep birlikte yaşıyoruz. Başakşehir tam bir sistem takımı... Bu takıma gelip geriye giden futbolcu olmuyor. Ama kendini bulan, kendini geliştiren çok oyuncu oluyor. Ben Başakşehir’e gidip gelen biriyim. Nasıl çalışıyorlar, maçlara nasıl hazırlanıyorlar, rakipleri ne kadar önemsiyorlar görüyorum. Abdullah Hoca gün boyu bir toplantıdan çıkıp bir başka toplantıya giriyor. Transfere özeniyorlar, hırsıza- arsıza paraları kaptırmıyorlar. Müthiş bir başkanı, müthiş bir yönetimi ve kusursuz işleyen bir idari tarzı var. Şimdi bir futbol akademisi kuruyorlar, o göz kamaştıran maketi dilerim kamuoyu ile paylaşırlar. Sahalarına bakıyorsunuz, Türkiye’nin en iyi bir-iki zemininden biri... Türkiye’de kulüp nasıl yönetilir, spor akademilerinde ders diye okutulabilir.