Arama Logo

Gael Clichy: "Türkiye'de futbol bambaşka!"




19
CLICHY'DEN AÇIKLAMALAR
Arsenal, Manchester City ve ülkemizde Başakşehir formaları giyen Gael Clichy, Onze Mondial'e açıklamalarda bulundu. İşte Gael Clichy'nin sözlerinden öne çıkanlar...
CLICHY'DEN AÇIKLAMALAR
18
"KENDİMİ ÇOK KAPTIRDIM"

"2017'de Başakşehir'e transfer olduğumda birçok İngiliz kulübü beni istedi. Ancak, İngiltere'de Arsenal ve Manchester City'de oynadım. Hayatınız boyunca Ferrari sürerseniz, bir gecede mütevazı bir arabaya geçmek zor gelir. Türkiye'ye giderken Emmanuel Adebayor ile konuştum. Yapılması gereken bir şey olduğunu düşündüm. Kulüp çok gençti. Bu kulübün tarihini başlatabilmek beni çok heyecanlandırdı. 2020'de Türkiye şampiyonu olduk ve seçimimin doğru olduğunu anladım. Kulübü büyütmek istedim, bu işe kendimi çok kaptırdım. Sanırım takıma, yöneticilere ve taraftarlara iyi bir imaj bıraktım."

\
17
"KAZANIRSANIZ STATTAN ÇIKAMAZSINIZ"
"Türkler tam futbol tutkunu! Fanatikler! Tanrım... Tek kelimeyle anlatmam gerekirse, şaşırtıcılar! Galatasaray'a karşı deplasmanda oynadığımız bir maç hatırlıyorum. Şampiyonluk maçıydı. Son 2. maçtı. Onlardan 2 puan öndeydik. Kazanırsak şampiyon olacaktık. Devre arasında 1-0 galiptik. Bir adam geldi ve 'Kazanırsanız bu gece bu stadyumdan çıkamazsınız' dedi."
\
16
"İYİYSEN KRAL SENSİN"
"Türkiye'de coşku tahmin edilenin çok ötesinde. İngiltere'nin de çok ötesinde. Başkanlar tribünlere atlarken ya da taraftarlarla kavga ederken görülebilir. Türklerle birlikte hayat ya hep ya hiçtir. Eğer iyiysen, dedikleri gibi 'Kral' sensin. Ancak kötü oynarsan hiçbir şeysin! Sana dünyaları alırlar ya da seni 1 gecede unutabilirler. Türkler, yürekleriyle hareket eden insanlar!"
\
15
"BABAM BENİM KAHRAMANIMDI"
"Bir çocuk için baba figürü çok önemlidir. Ben küçükken babam benim kahramanımdı. Bir Toulouse amatör kulübü olan As Hersoise'de futbol oynadı. Maçları ve antrenmanları sırasında ona her zaman eşlik ettim. Evde çok fazla oyuncağım yoktu ama topum vardı. Bahçede saatlerce top oynardım. Babam futbola olan sevgisini bana devretti. AS Cannes altyapısına gidene kadar benim antrenörüm babamdı."
\
14
"HAYATTAN ZEVK ALMAK GEREK"
"Çocukken neredeyse ölebileceğim bir kaza geçirdim. O kazadan sonra anladım ki her şey bir dakikadan diğerine değişebilir. Hayata daha farklı yaklaşmaya başladım. Bugün, günlük hayata o kadar kapıldık ki şanslı olduğumuzu fark edecek vaktimiz yok. Yaşamak, sağlıklı olmak, ailenin olması, evinin olması ve her gün yemek yiyebilmek bir şans. Bunları hayal eden insanların olduğunu fark edemiyoruz. Yarın artık hayatta olamayabiliriz. Hayatın her anından zevk almak gerek."
\
13
"ARSENAL'İ REDDETMEK İMKANSIZDI"
"2003 yazında Fransa'dan ve yurt dışından birçok kulüp benimle ilgileniyordu. İlk düşüncem doğru adımı atmaktı. Gelişimimi sürdürmek için Ligue 2'de devam edebilirdim. Sonra Ligue 1'e gidebilirim. Ancak, bir gün babam beni aradı ve Arsene Wenger'in benimle buluşmak istediğini söyledi. Kafamdaki her şey alt üst oldu. Arsenal, bugün bildiğimiz takım değildi. İdollerimden biri olan Thierry Henry de dahil olmak üzere herkesin bildiği oyuncularla dolu dünya çapında bir kulüptü. Kendimi Arsene Wenger ile birebir konuşurken buldum. Niteliklerimi övdü. Reddetmesi imkansızdı. Konuşması çok iyi yapılandırılmış ve samimiydi. Gelişmemi sağlamak için Arsenal'in bir parçası olmamı istiyordu."
\
12
"WENGER İKİNCİ BABAM"
"Bence dünya üstünde 16 yaşında bir yeteneği alıp uluslararası yıldız yapacak olan tek antrenör o. Son yılların en iyi teknisyenlerinden biri. Genç oyuncuların en üst düzeyde eksiklikleri olabileceğinin farkında ve buna rağmen onları oynatmaktan çekinmiyor. Daha 25 yaşımda 50 Şampiyonlar Ligi maçım vardı. Yani risk alan bir yönetici. Gençleri 11'e koymaktan asla çekinmezdi. Arsene Wenger, benim ikinci babamdır!"
\
11
"VIEIRA, PIRES VE BERGKAMP..."
"Ben transfer olduğum dönemde Arsenal'de çok Fransız vardı. Bu kadar çok Fransız ile aynı takımda oynadığınızda her şey daha rahat oluyor. Arsenal'deki ilk yıllarımda üniversite öğrencisi gibiydim. Kendimi geliştirmek ve sürekli öğrenmek zorundaydım. Patrick Vieira, Robert Pires ve Dennis Bergkamp'la konuşurken sanki bana yeni bir şeyler öğreten bir kitap okuyordum. Bu oyunculardan ders almamak suç olurdu. Futboldaki başarılarımın çoğunu bu adamlara borçluyum. Bana futbolcu olarak değil, aynı zamanda bir erkek olarak nasıl davranacağımı öğrettiler."
\
10
"HENRY'E HERKES HAYRANDI"
"Arsenal'in en etkileyici oyuncusu Thierry Henry'di. O zamanlar Fransa'da herkesin idolüydü. Bugün bile insanlar Thierry Henry'e hayran. Muazzam bir karizması var. Ancak, biraz daha az konuştuğumuz 3 oyuncudan bahsetmek istiyorum. Jeremie Aliadiere, Pascal Cygan ve Kolo Toure. Jeremy, adaptasyonumda çok önemli rol oynadı. Beni antrenmanlara götüren oydu. Çünkü o sıralar ehliyetim yoktu. Geldiğimiz hiç İngilizcem yoktu ve beni kanatlarının altına almıştı. Bana profesyonel bir soyunma odasında nasıl davranacağımı öğretti. Sol olarak Kolo'ya her zaman güvenirdim. Ailesine bile çok yakındım."
\
9
"ASHLEY COLE'DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"
"Arsenal'e transfer olduğumda as sol bek Ashley Cole'du. Benim için o dönem en iyi sol bekti. Dürüst olmak gerekirse çok bilgi alışverişi yapabildiğim biri değildi. Çünkü dil bariyeri vardı. Bir keresinde maçları seyirci olarak değil uzman olarak izlememi tavsiye ettiğini hatırlıyorum. Bu yüzden her bir maçtan sonra kendimi, takımı analiz etmeye başladım. Galibiyetleri üst üste alırken zihinsel açıdan olanları analiz ettim. Birçok futbolcu, kazanırken kendilerini çok yukarıda görür ama aslında o kadar iyi değildir. Ashley Cole, 90 dakika boyunca nasıl odaklanacağını biliyordu. Ondan çok şey öğrendim. Her gün Ashley ile çalışmak benim için bir şanstı."
\
8
"İLK SEZONUMDA ŞAMPİYON OLDUK"
"Arsenal'deki ilk sezonumda İngiltere şampiyonu olduk ve tek bir lig maçı bile kaybtemedik. Highbury'de kupayı kaldırdığımda futbolun bana getirebileceği şeylerin farkına vardım. O anda anladım ki futbol, oynamaktan çok daha büyük. Geldiğimde benden hiçbir şey beklenmiyordu. Sadece saygılı ve titiz olmam istendi. Her şeyden önce kendimi geliştirmem için oradaydım. Çok başarılı geçen sezonumun ardından ise beklentiler 10 kat arttı. Artık sezonda 15 maç oynayacak genç bir oyuncu değildim. Arsenal gibi kulüpte as pozisyonda oynamak çok zor. Her 3 günde bir maç yapmam gerekiyordu. Yoksa yerimi başkası alabilirdi. İşte o zaman anladım ki futbol benim mesleğim olmuş."
\
7
"GUARDIOLA FUTBOLU DEĞİŞTİRDİ"
"Guardiola'nın ve daha geniş anlamda bu neslin futbolu değiştirdiğini düşünüyorum. Arsenal'e imza attığım zaman ile bugün arasında futbol çok gelişti. Benim düşünceme göre futbolda devrimi yapan Guardiola'nın Barcelona'sıydı. Rakiplere karşı acımasızlardı. Şansla Şampiyonlar Ligi'ni ya da ligi kazanabilirsiniz. Ancak tek sezonda 6 şampiyonluk kazanamazsınız. Bazı oyuncular nasıl sert ve hatta bazen acımasız olunacağını bilir. Messi, Xavi veya Iniesta hakkında konuşacak olursak Barcelona'dan ayrıldıkları zaman bile mirasları devam etti. Onlara saygı duymak zorundasınız."
\
6
"MESSI'YE REZİL OLMADIĞIM İÇİN ŞANSLIYIM"

"Barcelona ile Şampiyonlar Ligi'nde oynadığımız maçlar öncesinde iyi gününde olmamasını umuyordum. Onunla yüzleştiğinden en iyi formunda olmak zorundasın. Sağ ayağı bir sağdan daha fazlasıydı ama sol ayakğı bambaşka bir şeydi. Bugün bile kendi kendime Messi'ye karşı oynadığım maçlarda rezil olmadığım için şanslısın diyorum."

\
5
"CITY'E GİTTİĞİM İÇİN MİLLİ TAKIM..."
"Arsenal'den Manchester City'e gitmek zorundaydım. Yeni bir adım atmam gerekiyordu. Kupalar kazanmak, en iyi oyuncular için önemli bir şeydir. Hedeflerime ulaşmak için daha büyük bir mücadeleye ihtiyacım vardı. Arsenal'e saygısızlık etmeden City'e gitmem gerekiyordu. 6 sezonda 2 lig şampiyonluğu elde ettim. Bana göre, Manchester City'e gittiğim için Fransa Milli Takımı'na da seçildim."
\
4
"EN İYİSİ BENZEMA'YDI"
"Bireysel yetenekler hakkında konuşmak zor ama Fransa'nın ünlü 87 jenerasyonunun en iyisi Karim Benzema'ydı. Zihniyeti ve yeteneği onun hakkında çok şey söylüyor. Kariyeri sırasında hem üst düzey performans gösterdi hem de kendisini yeniden tasarladı. Hemen arkasına Samir Nasri'yi koyarım. O, herkesin göremediklerini gören biriydi. Üçüncü olarak Hatem Ben Arfa derim."
\
3
"MANCINI BİR LİDER"
"Roberto Mancini çok büyük bir lider. Bence Deschamps ile birbirlerine çok benziyorlar. Her şeyden önce kazanma kültürüne sahipler. Doğuştan gelen bir şeydir bu ama karşıdakini büyüler. Karizmatik ve oyuncularına çok yakın. Ancak nasıl sert olunacağını da çok iyi biliyor. Boşa harcayacak zamanı yoktur. Ya onunla iyisindir ya da değilsindir. Mancini'nin takımları her şeyden öte kollektiftir. Arsene Wenger, iyi bir seviyeye ulaşana kadar kötü performansları tolere edebilir ama Mancini etmezdi."
\
2
"EVERTIBN GİBİ BİR KULÜPTE GÖRMEK İSTERDİM"
"Şimdi Guardiola ile konuşmak istersem bu çok uzun sürer. Guardiola'nın başarısının formülü yıldız oyuncular değil. Ancak ilk tercihi David Silva, ikinci tercihi Bernardo Silva olduğunda işler kolay olur. Sergio Agüero ve yedeği Gabriel Jesus. Yaya Toure gidiyor, yerine Kevin de Bruyne geliyor. Bu tür oyuncularla sonuç almak elbette daha kolay. Ancak, bu kadar yetenekli bir grubu yönetmek de bambaşka bir şey. Bana göre Guardiola formülü gerçek ve işe yarıyor. Yöntemleri olağanüstü. Çok yetenekli bir teknik adam, bu inkar edilemez. Barça, Bayern ve City'i çalıştırdıysa bu yöntemlerinin işe yaradığı anlamına gelir. Guardiola'nın Everton gibi bir kulüpte de çalışmasını isterdim. İmkanların kısıtlı olduğu bir kulüpte. Biliyorum ki hiçbir zaman olmayacak ama olsaydı nasıl olurdu acaba?"
\