Nathan Redmond'dan Beşiktaş itirafları

6 yıllık Southampton macerasını noktalayan Redmond, "Bir saniye bile pişman olmadım. Beşiktaş'ta çok mutluyum. Uzun zamandır Southampton'daki futbol ortamında mutlu değildim" ifadelerini kullandı.

Redmond, hayat arkadaşı Blaise ve 2 çocuğuyla birlikte İstanbul'a taşınması hakkında gelen soruya, "Futbolda oldukça yaygın bir durum. Bazen eşler, futbolcuyla birlikte başka ülkeye gitmek istemez. 10 transferin 9'unda durum böyledir, bunu çok gördüm. Şükür ki Blaise böyle düşünmedi. Benimle birlikte İstanbul'a geldi." cevabını verdi.

İngiliz futbolcu, "Sezon başında kötüydüm. Southampton'ın planlarında olmadığımı öğrendim. Orada plan yapılmıştı ve ben yoktum. Türkiye'ye transferim öncesi sevdiklerim, vereceğim kararın arkasında olduklarını söyledi. Uzun süredir Premier Lig'deydim. Devam etmek için yeterince motivasyonum var mıydı? Beşiktaş'ta sahip olduğumuz takımı görünce transferden emin oldum. Beşiktaş'a iyi şeyler başarmak, futbol oynamak ve bu yeni deneyimin tadını çıkarmak için gelirsem kaybedecek bir şeyimin olmadığını düşündüm. Muhtemelen Southampton'da kalmaktan, minimum süre almaktan daha iyi olacaktı. İnsanlar sadece paramı aldığımı ve hiçbir şey yapmadığını düşünebilirdi. Bu benim düşünce sürecimde hiç olmadı." ifadelerini kullandı.

İngiliz yıldız, Valerien Ismael'in gidiş süreciyle ilgili olarak, "İyi oynuyorduk bence ama olması gerektiği kadar iyi değildik. Bazen yapbozun parçaları, doğru zamanda bir araya gelmez. Beni takıma aldıkları ve transfer ettikleri için sonsuza kadar Beşiktaş'a minnettar olacağım." dedi.

Redmond, "Türk futbolu, Southampton'ın göreceli huzurundan sonra kaçınılmaz bir kültür şoku oldu. Çok fazla tutku var. Maçlar akşam 8'de. Öğlen semte giderseniz taraftarların çılgın partisini görürsünüz. Annem, Fenerbahçe maçı için menajerimle birlikte İstanbul'a gelmişti. Tamamen şok oldu! Ama bu tamamen iyi bir anlamda..." açıklamasını yaptı.

İngiliz yıldız, "Daha önce iç sahasında bu kadar kuvvetli atmosfere sahip bir takımda hiç oynamamıştım. Fenerbahçe maçından sonra Masuaku'ya 'Sanki bir final maçı gibiydi' dedim. Türkiye'de bazı deplasmanlara gittim. Açık söyleyeyim Brighton deplasmanı gibi değil! İngiltere'de güzel bir gün; güzel bir stadyum; her iki taraf da güzel futbol için bir aradadır. Türkiye'de standartlar biraz daha farklı ama oyun zekası, mücadele, tutku Premier Lig'den 10 kat daha fazla. Buradaki futbol çok eğlenceli adamım, çok eğlenceli. İngiliz futboluna göre Türk futbolunda daha fazla tutku var. İngiliz futbolu para, başarılı olma baskısı, her maç yüksek performans isteyen kulüpler nedeniyle ruhunu kaybetti." yorumunu yaptı.

İM"
İstanbul'daki hayatını da yorumlayan Redmond, "Muhtemelen Ikea'ya, tesislerden daha çok kez gittim. İstanbul sevgi dolu bir şehir. Hiç uymuyor. Gittiğim her yerde fark ediliyorum. İnsanlar gerçekten çok saygılı. Futbolcular buraya oynamak ve onların takımına her şeyini verdiği için çok minnettarlar." ifadelerini kullandı.

Southampton'dan ayrılık sürecini anlatan Redmond, "Muhtemelen 1 yıl gecikmeli alınmış bir karar. Devam ettim ve kulüp için elimden gelenin en iyisini yaptım. Orada harika insanlar var. Ancak sahip olduğum ahlak ve değerlere göre, orada ne kadar uzun kalırsam o kadar çok kaybedeceğimi gördüm. Ayrılık nedenlerimden biri oyun tarzıydı. Ralph Hassenhütl ile geçirdiğim zamanı mutlu anarım. Bizi çok kötü bir şeyden kurtardı. Sonraki sezon 11. olduk ama uzun bir geçiş sürecindeydik. Nereye gitmek istediklerini bildiklerini sanmıyorum. Virgil van Dijk ve Dusan Tadic ayrıldıktan sonra Ryan Bertrand, Hojbjerg, Vestergaard, Danny Ings ile yeni bir ayrılık dalgası yaşandı. Onları tutmalarını ve tekrar başarılı olmak için biraz hırsları olacağını düşündüm ama hepsi ayrıldı. Yaşlandıkça benim de rolüm değişiyordu. Genç oyuncular bana danışırdı, onları hep doğru yönlendirmek istedim. Orada 6 yıl kaldım ve Southampton da bir değişiklik istiyordu." sözleriyle açıkladı.

Southampton Menajeri Ralph Hassenhütl'ın taktik anlayışından bahseden Redmond, "Her şey, bir şeylerin içindeydi. Sol 10, sağ 10, sağ forvet, sol forvet oynadım. Maçlardan sonra 'Gerçekten bir şey yaptım mı?' diye düşünüyordum. Sadece 90 dakika koşup baskı yapıyormuş gibi hissediyordum. Her şeyimizi ortaya koyuyorduk. 4-2-2-2'de gerçekten ustalaştık ama bir kez Burnley deplasmanında oyunumuzu çözdüler ve sonrasında dengemiz kalmadı, dağıldık. O noktadan sonra bir hayal kırıklığı yaşandı. Durgunlaştık. Hücumda, orta sahada, savunmada gelişim kaydedemedik. Evet, Hassenhütl ile açık sözlü tartışmalarımız oldu. Ancak, bunu her zaman saygıyla yaptık. Ertesi gün tokalaşmadığımız ya da 'Günaydın' demediğimiz bir gün olmadı." dedi.

"Hassenhütl, başlangıçta bir kültür şoku yaşadı." diyen Redmond, "24 yaşındaki İngiliz bir genç var ama çok maç oynamış. Bana '34 olmadığına emin misin' demişti. Antrenman sahasında, toplantılarda, devre arasında ya da maçlardan sonra sürekli çatıştık. Ancak, Southampton'dayken kendimi soyunma odasında konuşan, öne çıkan kişi olarak buldum. Birkaç çocuğun söylemek istediklerini ama söyleyemediklerini söylüyordum, korkmadan! Söylemesem sessizce taktik tahtasına geri dönerdik. En iyi zamanlarda ilişkimiz çok iyiydi ama en kötü zamanlarda iyi değildi. Bu hayattaki her şeyde böyle. Beşiktaş'a gitmeden 1 gün önce herkese veda etmek için tesislere gittim ve tokalaştık. Ben ona, o bana en iyisini diledi. 5-10 dakika boyunca güzel bir sohbet ettik." dedi.

Redmond, "Sadece 28 yaşındayım. Gördüğünüz kadar deliyim. Hala öğrenmeye, gelişmeye açım. Kendimi her zamanki gibi zinde hissediyorum. Premier Lig'e geri dönebilirsem bu karika olur. Ancak, Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinde oynuyorum ve bu anların tadını çıkarıyorum." sözleriyle konuşmasını noktaladı. [The Athletic]