Ergin Ataman, yirmi yıldan fazla bir süredir koçluk yapıyor. Kariyerine 1996 yılında kenarda başladığından beri, basketbol birçok yönden ve birçok şekilden gelişti. Ataman'ın antrenörlük kariyerinin ikinci yarısında daha da popüler hale gelen modern trendlerden biri, gözüne derhal kestirdiği bir şeydi: 'Esnek Uzunlar - Uzun Forvet' gibi vücudu olan ve boyalı alanın dışına çıkıp dışarıdan şut atabilen oyuncular.
Ataman, şöyle açıklıyor: “Uzunlar guardlar gibi, point guardlar gibi oynayabilir. Uzunlar ribaundu alır, hızlı hücumu başlatır, durur ve üçlük dener. Bu durumda, takımdaki diğer tüm oyuncular için daha fazla alanımız olur. Daha koştuğunuz bir oyun oynayabilir ve daha çok pozisyon oynayabilirsiniz."
“NBA'de her şey Kevin Durant'le başladı, çünkü benim için en iyi esnek uzun o. O mükemmel bir örneği. Onu ABD’nin 2010'da Türkiye’ye karşı oynadığı İstanbul’daki Dünya Şampiyonası’nda görmüştüm. Onu çok sevdim, tam benim tarzımda bir oyuncu. Takımıma transfer ettirmeye çalışmıştım ama bu mümkün değildi! (gülüyor)"
Ataman, esnek uzun furyasının 2010 yılı civarında olduğunu belirlese de, kendisi çok yönlü uzun forvetlerin faydalarından çok daha önce yararlanmaya başlamıştı. "Sanırım dönüm noktası Siena'daydı. Montepaschi Siena'ya koçluk yapıyordum ve [2002'de] Saporta Kupası'nı kazanmıştık. Takımda Milenko Topic adında bir oyuncum vardı. O bildiğimiz bir 4 numaraydı. Çok zıplayamazdı, ama hücumumuzun kilit noktasıydı; Şutu vardı, içeri girerdi, pas verebilirdi, hücumu okuyabiliyordu... Ondan beri, tüm takımlarımda onun gibi bir oyuncu bulmaya çalıştım."
O zamandan beri, Ataman bu tür oyuncuların önemli bir kullanıcısı oldu ve bununla gurur duyuyor: “Bu oyuncuların çoğu kariyerlerindeki başarıyı benim sistemimde buldu. Zoran Erceg gibi oyuncular, EuroLeague'de oynadığımız zaman Galatasaray'da çok iyi oynamıştı. Şimdi Anadolu Efes'te Adrien Moerman gibi... Birçok oyuncu var.”
Ataman ayrıca basketbolun geliştiğini ve oyundaki bu değişikliklerin, özellikle tribündeki taraftarlar istediğinde ve onları desteklediğinde, bu evrimin bir parçası olduğunu anlıyor. “Bu, taraftarların sevdiği modern basketbol. Basketbolda herkes kazanmaya çalışır ama öte yandan hepimiz bunun bir gösteri olduğunu biliyor. Taraftarlar da şovu seviyor ve bu esnek uzunlar, hızlı koşan oyuncular. Bazen smaç basıyorlar, bazen de uzaktan üçlük atıyorlar ve açıkçası ben de bundan hoşlanıyorum."
Tabii ki, EuroLeague de bu trendde istisna olmamıştı ve son on yıldaki en başarılı takımlardan bazıları, büyük başarılara ulaşma yolunda bu profile sahip oyuncuları kullanıyor. "Benim için, geçen sezon EuroLeague'deki en iyi esnek uzun benim takımımda oynuyordu ve o da Moerman'dı. Ama aynı zamanda Will Clyburn gibi başka oyuncular da var ve o, geçen sezon şampiyonluk maçında fark yaratmıştı. Dört numarada oynamıştı ve onu savunmak çok zordu. Nicolo Melli, Chris Singleton... EuroLeague'de bu profile uyan birçok oyuncu var."
Her yönden harika oyuncular olmasına rağmen, Ataman'a göre esnek uzunlar halen birkaç yönden gelişebilir: "Bence, genel olarak esnek uzunların ihtiyaç duyduğu şey, ribaund alma yeteneklerini geliştirmeleri, özellikle de hücum ribaundlarını. İstatistikleri kontrol ederseniz, esnek uzunlara sahip takımların, hücum ribaundlarında çok iyi olmadıklarını göreceksiniz, çünkü üçlük atmak için hep dışarıda kalıyorlar. Ayrıca esnek uzunların, boyalı alanda temasla daha içli dışlı olmaları gerekiyor."
