Selim KORAY yazıyor...
Beşiktaş'ın bir önceki maçı geçen yılın şampiyonu ve bu yıl ülkemizi şampiyonlar liginde temsil eden Başakşehirleydi. Fenerbahçeli futbolcular o maçı seyrettiler mi bilemiyorum ama Beşiktaş Başakşehir'i sahadan silmişti.
Belli ki o maçtan pek ders çıkarılmamış ki Fenerbahçe maça orta sahada Sosa-Gustavo ikilisi ve stoperde Lemos'la başladı. Ozan ise forvet arkası düşünüldü.
Hep Fenerbahçe'nin imkanları kısıtlı diyoruz ama Beşiktaş'ın da imkanları hiç iyi değil ve üstelik arkalarında da bir Ali Koç yok!
Sezonun başında yönetim ve Emre Belözoğlu oldukça alternatifli bir kadroyu Erol Bulut'a teslim ettiler.
Bu kadronun net şampiyonluk kadrosu olduğunu iddia edemem ama açıkçası bu kadar da akordu bozuk ve kimliksiz bir takım beklemiyordum.
Fenerbahçe'nin takım olarak her defansif ve ofansif hamlede Beşiktaş'a oranla hep bir adım geride kaldığını gördük. Bunun sebebi tabii ki oyuncu profili, istek/arzu ama çoğunlukla da alternatifi fazla olan oyuncuların ve teknik direktörün hata yapma korkuları olabilir.
Erol Hoca'nın nedense, Ozan'ı orta sahada oynatmak yerine, forvet arkası oynatıp Ozan'la önde pres ve kontratak yapma fantezisi var ama şunu unutmamak lazım, Fenerbahçe kontratak takımı değil, genelde kapalı defanslara oynuyor, kapalı defanslara karşı Ozan iş yapamaz.
Bazı kontrataklarda Ozan topu alıp hızla rakip alana geçse dahi, Ozan şutları ve son pasları itibariyle uzun süre forvet arkası oynayabilecek oyuncu profiline sahip değil.
Gelelim Fenerbahçe'nin stoperlerine; Tisserand idare ediyor ama Lemos'un şu haliyle Türkiye'de şampiyonluk hayali kuran bir takımda oynaması söz konusu değil. Serdar Aziz daha iyimi onu da bilemiyorum ama Lemos'tan kötü olabileceğini düşünmek zor!
Gelelim hakem konusuna. Tugay Kaan Numanoğlu çok enteresan bir hakem ama enteresan olduğunu Fenerbahçe yöneticileri ve teknik ekibinin maçtan sonra taraftarla birlikte değil, maçtan önce raporlaması ve "acil ve çok önemli toplantı" alarmıyla Fenerbahçeli futbolculara duyurması gerekirdi.
Numanoğlu maçı mümkün olduğunca kesmeden oynatmaya çalışan, vahim hata yapma pahasına bazı sertliklere göz yuman dolayısıyla Türkiye Liginde oynayan futbolcuların ezberine çok ters gelen bir hakemdir ve tam da öyle oldu. Numanoğlu'nun diğer Türk hakemleri gibi her şarja düdük çalacağını zanneden futbolcular maçın ilk yarısı şok geçirdiler. İşin ilginç tarafı buna Beşiktaş'ta hiç çalışmamıştı ve ilk bedeli daha 2'ci dakikada Beşiktaş ödüyordu. Pelkas'ın şarjıyla kendini yere bırakan Beşiktaş'ın genç beki Rıdvan, Numanoğlu'nun ilk kurbanı oldu. Ceza sahasına bomboş giren Pelkas Perotti'yi gördü ama Perotti'nin şutunu gece'nin yıldızlarından Rosier çok iyi önledi.
Özetlersek Fenerbahçe hücumda çok pas hatası yapıyor, defansta ise sürekli alana çekilerek rakibe bol zaman tanıyan vasat bir görüntü çiziyor.
O çıkıyor bu giriyor, o giriyor bu çıkıyor ama pas kalitesinden, tempolu bir mücadeleden ve şampiyonluktan bahsetmek mümkün değil.
Beşiktaş'ın bir önceki maçı geçen yılın şampiyonu ve bu yıl ülkemizi şampiyonlar liginde temsil eden Başakşehirleydi. Fenerbahçeli futbolcular o maçı seyrettiler mi bilemiyorum ama Beşiktaş Başakşehir'i sahadan silmişti.
Belli ki o maçtan pek ders çıkarılmamış ki Fenerbahçe maça orta sahada Sosa-Gustavo ikilisi ve stoperde Lemos'la başladı. Ozan ise forvet arkası düşünüldü.
Hep Fenerbahçe'nin imkanları kısıtlı diyoruz ama Beşiktaş'ın da imkanları hiç iyi değil ve üstelik arkalarında da bir Ali Koç yok!
Sezonun başında yönetim ve Emre Belözoğlu oldukça alternatifli bir kadroyu Erol Bulut'a teslim ettiler.
Bu kadronun net şampiyonluk kadrosu olduğunu iddia edemem ama açıkçası bu kadar da akordu bozuk ve kimliksiz bir takım beklemiyordum.
Fenerbahçe'nin takım olarak her defansif ve ofansif hamlede Beşiktaş'a oranla hep bir adım geride kaldığını gördük. Bunun sebebi tabii ki oyuncu profili, istek/arzu ama çoğunlukla da alternatifi fazla olan oyuncuların ve teknik direktörün hata yapma korkuları olabilir.
Erol Hoca'nın nedense, Ozan'ı orta sahada oynatmak yerine, forvet arkası oynatıp Ozan'la önde pres ve kontratak yapma fantezisi var ama şunu unutmamak lazım, Fenerbahçe kontratak takımı değil, genelde kapalı defanslara oynuyor, kapalı defanslara karşı Ozan iş yapamaz.
Bazı kontrataklarda Ozan topu alıp hızla rakip alana geçse dahi, Ozan şutları ve son pasları itibariyle uzun süre forvet arkası oynayabilecek oyuncu profiline sahip değil.
Gelelim Fenerbahçe'nin stoperlerine; Tisserand idare ediyor ama Lemos'un şu haliyle Türkiye'de şampiyonluk hayali kuran bir takımda oynaması söz konusu değil. Serdar Aziz daha iyimi onu da bilemiyorum ama Lemos'tan kötü olabileceğini düşünmek zor!
Gelelim hakem konusuna. Tugay Kaan Numanoğlu çok enteresan bir hakem ama enteresan olduğunu Fenerbahçe yöneticileri ve teknik ekibinin maçtan sonra taraftarla birlikte değil, maçtan önce raporlaması ve "acil ve çok önemli toplantı" alarmıyla Fenerbahçeli futbolculara duyurması gerekirdi.
Numanoğlu maçı mümkün olduğunca kesmeden oynatmaya çalışan, vahim hata yapma pahasına bazı sertliklere göz yuman dolayısıyla Türkiye Liginde oynayan futbolcuların ezberine çok ters gelen bir hakemdir ve tam da öyle oldu. Numanoğlu'nun diğer Türk hakemleri gibi her şarja düdük çalacağını zanneden futbolcular maçın ilk yarısı şok geçirdiler. İşin ilginç tarafı buna Beşiktaş'ta hiç çalışmamıştı ve ilk bedeli daha 2'ci dakikada Beşiktaş ödüyordu. Pelkas'ın şarjıyla kendini yere bırakan Beşiktaş'ın genç beki Rıdvan, Numanoğlu'nun ilk kurbanı oldu. Ceza sahasına bomboş giren Pelkas Perotti'yi gördü ama Perotti'nin şutunu gece'nin yıldızlarından Rosier çok iyi önledi.
Özetlersek Fenerbahçe hücumda çok pas hatası yapıyor, defansta ise sürekli alana çekilerek rakibe bol zaman tanıyan vasat bir görüntü çiziyor.
O çıkıyor bu giriyor, o giriyor bu çıkıyor ama pas kalitesinden, tempolu bir mücadeleden ve şampiyonluktan bahsetmek mümkün değil.
