Galatasaray'ın son dönemdeki transferlerinde büyük rol oynayan George Gardi, Türkiye Gazetesi'ne açıklamalarda bulundu. İşte Gardi'nin sözleri...
G.Saray-F.Bahçe rekabeti üzerinizde baskı oluşturuyor mu? Fenerbahçe’nin Icardi’yi transfer etmek istediğini biliyoruz. Benzer durumlar başka oyuncularla da yaşandı mı?
"Hayır, bu bir baskı değil, daha yüksek seviyelerde performans göstermek için motivasyon. Beşiktaş’ı da anmak isterim, önemli bir kulüp ve iyi performans gösteren diğer kulüpler de var. Evet, F.Bahçe’nin Icardi’yi transfer etmek istediği doğru. Başka birçok kulüp de onunla ilgilendi. Son zamanlarda G.Saray için transfer görüşmesi yaptığım oyuncularla F.Bahçe’nin de ilgilendiğini fark ettim. Örneğin Zaniolo ve Skriniar transferlerinde olduğu gibi. Birkaç farklı durumda, bunun olmasını engellemek için stratejiler kullandığımı kabul ediyorum. Morata örneğinde olduğu gibi."
"Morata ve Milan kulübüyle olan görüşmemde herhangi bir finansal engel çıkmasını istemedim çünkü. Fenerbahçe’nin de aynı pozisyon için oyuncu aradığını biliyordum. Bu yüzden, Talisca için Al Nassr kulübüyle ve oyuncunun menajeriyle iletişime geçerek, Galatasaray’ın oyuncuyla ilgilendiğini ve transferi sonuçlandırmak istediğini söyledim. Yaptığım telefon görüşmelerinden birkaç gün sonra Talisca’yı transfer ettiler. Ben de Abdullah Kavukçu’nun desteğiyle Morata ile gizli bir şekilde görüşmelere devam ettim."
Türkiye’deki futbol kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz? Taraftarların tutkusu ve bağlılığı İtalya ile kıyasladığınızda olumlu ve olumsuz yönler nelerdir?
"Her iki ülke de son derece tutkulu. Takımlar kazandığında olumlu yönleri görmek daha kolay, kaybettiğinde ise olumsuz yönler öne çıkıyor. Türkiye’de taraftarların takımlarını takip etme biçimlerini çok seviyorum. Takım ailelerinden bir parça gibi ve futbolcuları akrabaları gibi görüyorlar. Türk taraftarların yüksek futbol bilgisine büyük saygı duyuyorum. Kör değiller, koru körüne inanmak yerine çoğu zaman durumu akılcılıkla analiz ediyorlar."
Okan Buruk’u yakından tanıyorsunuz. Onun hakkında ne söylemek istersiniz? Zaman zaman çok ciddi eleştirilerle karşılaşıyor. Sizce şampiyonluğu kim kazanacak?
"Okan Buruk’u gerçekten takdir ediyorum, çünkü onunla her zaman dürüst bir ilişki kurmayı başardım. Bence oyuncular da bunu fark ediyor ve ona karşı sevgi besliyorlar. Aldığı galibiyetler ve topladığı puanlarla ilgili istatistikler, onun için gerekenleri anlatıyor zaten ve bu istatistiklerin, rekorlarının uzun süre geçerliliğini koruyacağını düşünüyorum. Eleştiri konusuna gelince, şimdiye kadar eleştirilmemiş bir teknik direktörle hiç karşılaşmadım. Ancelotti, Capello, Tuchel, Guardiola. Hepsi eleştirildi, çünkü bu işin bir parçası eleştirilmek. Bugün onu eleştirenler, gelecekte istatistiklerine baktıklarında onu özleyecekler. Her zaman en iyi takımın ligi kazanacağına inandım ve bu inançla çalıştım. Her zaman en iyi olmaya çalıştım. "
George Gardi, getirdiği yıldız oyuncular sayesinde yüz binlerce forma ve ürün satışının yapıldığını ve finansal katkı sağlandığını belirterek, “Bu sayede yeni sponsorlar da kulübe dâhil oluyor. Ayrıca bu oyuncular G.Saray’ı Şampiyonlar Ligi grup aşamasına taşıdı, bu da kulübe çok ciddi gelir sağladı. Diğer oyuncuların görünürlüğü arttı. Örneğin Sacha Boey gibi uluslararası düzeyde önemli satışlara zemin hazırladı” dedi.
İtalyan menajer, “Son dönemde Galatasaray taraftarlarının bana gösterdiği büyük sevgi ve ilgi, işime olan sorumluluğumu daha da artırıyor. Taraftarlarla temas kurmayı seviyorum, onlarla konuşmak ve fikirlerini dinlemek bana keyif veriyor. Hatta bazen Galatasaray Stadyumu’na metro ile gidiyorum, bu sayede taraftarlarla birebir temas kurabiliyorum” diye konuştu.
Galatasaray’la özdeşleşmiş durumdasınız. Peki, Fenerbahçe ile hiç çalıştınız mı?
"Türkiye’deki ilk büyük transfer operasyonum, 2015’te Samuel Eto’o’yu Antalyaspor’a getirmemle başladı. Aynı yaz Mario Gomez’i Beşiktaş’a transfer ettim. Ardından Antalyaspor’da danışman ve kulüp temsilcisi olarak birçok oyuncunun transferinde rol aldım. Trabzonspor’la ise 2022 yılında şampiyon olan kadronun oluşumunda önemli bir katkım oldu; birçok transferde kilit rol üstlendim."
"Fenerbahçe büyük bir saygım var. Türkiye’de görüştüğüm ilk kulüplerden biri. Sayın Başkan Ali Koç ile Nisan 2019’da bir araya geldim. Birkaç ay içinde, kulüp tarihinin genç bir oyuncu için gerçekleştirdiği en yüksek satışı (Eljif Elmas) organize ettim. Napoli, 18 milyon euro'yu aşan bir rakam ödedi. Ancak bu transferin ardından, Sayın Koç’un profesyonelliğimi ve katkımı yeterince takdir etmediğini hissettim. Bu nedenle gelecekte onunla çalışmamaya karar verdim."
Türkiye dışında büyük çaplı transfer operasyonlarınız oldu mu?
"Bence Türkiye’de futbolun algısını değiştirdim. Kariyerlerinin sonuna gelmiş oyuncular değil, zirvede olan yıldızları ülkeye getirerek ligi daha görünür hâle getirdim. Türkiye’nin dünyadaki imajını daha pozitif yaptım. Türkiye dışında da birçok büyük transfere imza atmaya devam ediyorum. Eljif Elmas’tan bahsetmiştik, 25 milyon Napoli’den Leipzig’e transfer ettim."
Önceden Erden Timur’la çalıştınız. Şu an Maruf Güneş, İbrahim Hatipoğlu ve Abdullah Kavukçu futboldan sorumlu. Bu durum işinizi zorlaştırıyor mu?
"İlk sezon Erden Bey’le çok iyi bir çalışma ortamı yakaladık ve sonuçlar da oldukça başarılıydı. Ona, takımı 13. sıradan alıp şampiyonluk mücadelesi verecek hale getirmek için gereken vizyonumu anlattım. İkinci sezon biraz daha farklı geçti ama karşılıklı saygı vardı. Bazı transferlerde benden bağımsız hareket etti: Seferovic, Oliveira, Mata, Midtsjö, Zaha, Bakambu, Angelino, Ross, Vinicius, Aurier gibi isimlerde iş birliğimiz olmadı."
"Aynı durum şu anki yönetim için de geçerli: Jakobs, Cuesta, Sallai, Lemina, Jelert, Sara, Batshuayi gibi transferlerde yine iş birliği yapmadık. Aynı projeyi aynı anda yürüten birden fazla kişinin olması işlerin doğru ilerlemesini zorlaştırıyor. Futbolda başarı, sorumluluğu alacak doğru kişiyi seçmekle mümkün olur. Abdullah Kavukçu’nun yönetime katılmasıyla birlikte ilişkimiz olumlu yönde gelişti."
Osimhen’i kış transfer döneminde Al Hilal’e götürmeye çalıştığınız konuşuluyor. Bu iddialar doğru mu?
"Bu iddialar tamamen asılsız. Victor da Galatasaray’a geldiğinde bana bir söz verdi: Sezon bitmeden hiçbir kulüple anlaşma yapmayacaktı. Ve gerçekten de, gelen yüksek tekliflere rağmen bu sözünü tuttu. Zaten Victor gibi bir oyuncuyu ‘bir yere götürmek’ gibi bir şey söz konusu olamaz. Dünyanın en büyük kulüpleri onu istiyor; onun kendi yolunu çizmek için kimseye ihtiyacı yok."
Osimhen’i ilk önerdiğinizde Okan Buruk nasıl tepki verdi?
"Victor Osimhen, Türkiye futbol tarihinin belki de en ikonik transferidir. 25 yaşında, kariyerinin zirvesinde ve 100 milyon avro piyasa değerine sahip. Bu transfer, sadece Galatasaray’a değil, aynı zamanda Türk futboluna da uluslararası alanda yeni bir vizyon kazandırmıştır. Bu transferi ben önerdim, yönettim ve sonuçlandırdım. Okan Buruk’a bu operasyonu anlattığımda konunun büyüklüğünü hemen kavradı ve kulüp içindeki bazı şüpheci seslere rağmen, ilerleme kaydedebilmemiz için bana destek verdi. Çünkü o dönemde kulüp içinde Icardi ve Batshuayi’nin yeterli olduğu görüşü hakimdi. Eğer Osimhen hamlesi yapılmamış olsaydı Galatasaray bugün ligde nerede olurdu?"
Galatasaray bugün ligde nerede olurdu? Osimhen’in Galatasaray'da kalma ihtimali var mı?
"Osimhen, transfer için uygun olması sayesinde şu anda Galatasaray’da. Kendisi üst düzey bir oyuncu, bir şampiyon. Dilediği her takımda forma giyebilir. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, şu an Galatasaray çok mutlu ve her anının tadını çıkarmak istiyor. Geleceğine dair kararını ise bu yolculuk tamamlandığında verecek."
"Napoli, Osimhen için benden 6-7 milyon avro kiralama bedeli istemişti. Ben bu transferi ücretsiz kiralama ile sonuçlandırdım"
"Bana yöneltilen eleştiriler, kulüp içi "doğal" zorluklardan kaynaklanıyor. Geçen eylülde başkana tam yetki talebinde bulundum ama kulüp kendi sistemini ve stratejisini uygulamayı sürdürdü ve bu da ocak ayında daha güçlü işler yapılabilecek bir dönemin kaçırılmasına neden oldu. Benim amacım Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nin son aşamalarında sürekli rekabet eden Avrupa’nın elit kulüpleri seviyesine çıkarmaktı."
"Unutulmamalı ki finansal kazanç sadece oyuncu satışıyla olmaz, doğru alımlarla da olur. 2023 yazında bir Suudi kulüp, Icardi için PSG’ye 25 milyon euro teklif etmişti ben 10 milyon euro'ya bitirdim. Torreira’nın piyasa değeri 12 milyondu 6 milyona aldık. Zaniolo için 15 milyon euro ödedik; oysa sadece birkaç gün önce Premier Lig’den 30 milyon avroyu aşan bir teklif reddedilmişti. Ziyech’i, Mertens’i bonservissiz getirdim."