Sergen Yalçın'dan özel açıklamalar!

Beşiktaş'a başladığımda, orta 1'e falan gidiyordum. O zamandan bu zamana, 35 sene falan geçti herhalde. İlk başladığımızda, abondane olduk biraz. Yıllarca oynadık, futbol hayatımız uzun süre burada devam etti, burada başladı. Altyapıyı da sayarsak uzun yıllar geçti. Dönüp tekrar antrenör olarak başlamak, duygusal olarak açıklanması zor. Yavaş yavaş alışıyoruz biz de. Yeni yeni nerede olduğumuzun farkına varıyoruz. Oyuncularda adaptasyon sorunu oluyor ya, hocada da oluyor demek ki.

İmza töreninde ben şok oldum, çok şaşırdım. Taraftarın o ilgisi, alakası, beni hem çok duygulandırdı, hem de sorumluluğumuzun ne kadar fazla olduğunu hissettirdi. Eyvah, nereye geldik, yandık, ne yapacağız dedim. Bu kadar sevgi karşılığında karşıya da bir şey vermemiz lazım. Bize farkındalık getirdi imza töreni. Geldiğiniz yer böyle bir yer, tavrınızı ona göre belirleyin açısından farklı oldu.

Şampiyon olduğumuz sene de madddi olarak sorun yaşadık, oyuncular ödemeleri geç alıyorlar ama alıyorlar. 2-3 ay geçse de, alıyorlar. Başkan da söz verdi, sezon sonunda kimsenin alacağı kalmayacak, ödeyeceğiz dedi. Oyuncuların maddi olarak bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Oyuncularım daha fazla işin içine girmeye başladılar oyun anlamında da.

Beni de Malatya'dan gönderdiler, ben de orada başarılı olamadım. Herkes bir yerlerde sorun yaşayabilir, bu hocanın iyi, kötü olduğunu göstermez. Hedeflerin ne olduğu önemli. Büyük takımlardaki hedefler zor hedefler. Anadolu öyle değil, hedef Türkiye Kupası'nı almak.

Burada hedefler maksimumda, ona göre hazırlanmak, bir oyun belirlemek lazım. Biz Beşiktaş'ın oynayacağı oyunu oymatmaya çalışıyoruz. Hangi kadro olursa olsun, Beşiktaş bir oyunu oynayacak. Sistemimize uygun oyuncular almaya çalışacağız, sisteme uygun oyuncular devam edecek. Sisteme uymuyorsa, gidecek, oynamayacak.

4-5 haftada çok yukarı çıkan performanslar var. Elneny, bizden önce klasik 6 numara gibi oynuyordu, biz ona daha farklı bir sorumluluk veriyoruz, sürekli öne, daha hızlı oynamasını istiyoruz. Ceza alanı içine girmesini istiyoruz. Burak'ın golünün asistini yaptı. Büyük takımlarda statik bir oyun olmaz. İki bekleyen 6 numara ile büyük takım oynayamaz, iki hücuma katkı yapmayan 6 numara ile kaleye gidemezsin. Büyük takımda, kaleci haricindeki 10 oyuncunun da skora katkı yapması lazım.

Bana sahada iş yapmıyorsa, ben ne yapayım yetenekli oyuncuyu? Yetenekli oyuncu, sahada.

Rize deplasmanı, Alanya, zor maçlara gittik. İçeride Gaziantep maçı vardı, orada da kilidi açmakta zorlandık ama kazansak da, kaybetsek de, biz bu oyunu oynayacağız. Camianın istediği, taraftarın hoşuna giden, taraftarın sahanın içine girdiği bir oyun olacak. Rutin bir oyun oynarsak, tribünde taraftar da uyuyor. Biz taraftarımızın zevk aldığı, tribüne geldiği, maçımız ne zaman diye düşündüğü bir oyun oynatmaya çalışıyoruz.

Oyuncuların performansını yükseltmek zorundayız, rutin oyuncu grubu iş yapmaz büyük takımda. Ben taraftarı tribüne çekemiyorsam, işimi iyi yapmıyorum derim.

Benim maçıma 40 bin kişi geliyorsa, demek ki bir şey görüyor da geliyor. Tüm gün otursan, evde 20 tane maç izlersin. Adam niye gelsin de zamanını heba etsin. Belki evde Real Madrid - Barcelona'yı, Milan - Lazio'yu seyredecek. Taraftarı mutlu etmek için bir şey sunmaya çalışıyoruz.

Önümüzdeki sene yeni yapılanma olarak işimiz çok zor. 2-3 sene önce 90-100 milyon euroluk bir takım varken, şimdi 30 milyonluk olmak zorunda. Şu anda 52 milyon civarında. Düşüreceğiz, nasıl düşüreceğiz? Bazı şeyleri mecburen yapmak zorundayız. Nasıl yapacağız, henüz onu konuşmadık ama bu tablo önümüze gelecek. Yeni yapılanma bizi çok zorlayacak, yönetimi de zorlayacak. Bunun yanında taraftarın istediği kadroyu kurmak, şampiyonluğa oynayacak bir kadro kurmak zorundayız. Aynı zamanda bütçeyi de tutmak zorunda. Nasıl yapacağız, yönetimle konuşacağız ve geniş toplantıda bakacağız.

Bu sezon büyük aksilik olmazsa, ilk 4'ün içinde bitiririz diye düşünüyorum ama şampiyonluk biraz zor bir hedef gibi görünüyor. Trabzon var, Galatasaray var, Sivas var. Galatasaray geçen sene arayı kapattı ama önünde bir takım vardı, bizim önümüzde 4 takım var. Her maçı kazanmak için oynayacağız. Kazanabiliriz de, kaybedebiliriz de, ne kadar yukarıda bitirebilirsek, o kadar iyi.

Ben 45'te çok oyuncu değiştirmem. Antrenörlük hayatımda 1 kere 20. dakikada değiştirmişimdir. Oyunda ciddi bir problem olması lazım. Gaziantep maçında 45'te çıkarmak zorunda kaldım ama Ljajic bizi çok zorladı. Geçişleri onun üzerinden yapmamız lazım ama top almıyor, kaçak oynuyor. Saklanıyorsun ve kaçak oynuyorsun diye kendine de söyledim. Öyle olunca kenarları kullanıp, uzun oynamak zorunda kalıyoruz. Adem'i kullanamazsak, eksik kalırız. Oyun bizim açımızdan duruyor. İlk yarıda relax bir oyun vardı. Boateng'i sokunca, oyun bir anda farklılaştı. 4 tane sayılmayan gol var, 3 tane de gol attık 2. yarıda. Adem biraz geride kaldı, sonra hastalık geçirdi, geçen hafta başladı antrenmanlara. Bizim istediğimiz seviyeye gelirse kullanabiliriz.

Ben oyuncularımı bir sinema oyuncusu, tiyatro oyuncusu gibi görüyorum, bunların hepsi aktör. İzleyelim ve eğlenelim. Eğlence olarak görelim bunu. Kavga, gürültü, fanatiklik... Türk futbolu gelişmiyor deniyor, bu ekonomik yapıda nasıl gelişecek? Adam 1 milyar euroluk takımla çıkıyor Avrupa'da, senin durumun belli. Neden böyle oluyor, onu araştıracaklar, o benim işim değil. Avrupa'dan 20-30 milyon euro verip oyuncu mu alıyoruz? Almıyoruz, neden durumumuz böyle?

Binlerce taraftar sosyal medyadan çağrı yaparken, benim buraya gelmeme lüksüm zaten olamaz, burada maddi bir şeyler konuşma lüksüm olamaz. Olmadı da zaten, hiçbir şey de istemedim. Bütçe 100-150 olduğu zaman da biz göreve gelmiyoruz zaten, zor zamanda geliyoruz. Bizim için de iyi, zor zamanda bir şey yaparsak, bunun duygusal hazzı da başka olur.