İspanya'nın Messi'si David Silva'nın hikayesi

İngiltere Premier Lig ekiplerinden Manchester City'nin yıldızı David Silva, İspanya Milli Takımı'nın en özel oyuncuları arasında yer alıyor

David Silva için özellikle hızlı veya güçlü bir oyuncu demek doğru olmaz, sahada da alışılagelmiş bir rol de oynadığını da söyleyemeyiz ama İspanya için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu kimse sorgulayamaz. 2016'nın Eylül ayından beri oynananılan Dünya Kupası eleme maçlarında 15 maçta 11 gol atan Silva, bu turnuvada mücadele edecek İspanya takımının en önemli parçalarından biri.

İspanya'nın önceki Milli Takım kadrolarında çok ön planda olmayan Manchester City'li yıldız, bu sene ki İspanya takımı için çok önemli bir oyuncu olacak. İlk Luis Aragones'in Euro 2008'i kazanan İspanya kadrosunda sürekli görev alan Silva, bu turnuvada kalitesini dünyaya göstermişti. İspanya bu turnuvadaki futboluyla o döneme damgasını vurmuştu, dünya da eşine rastlanmamış pas odaklı yeni bir futbol taktiğiyle genç oyuncularıyla kupaya ulaşmıştı. Bu takımın da önemli parçalarından biri de Barcelona yıldızı Iniesta'nın yanında görev alan 22 yaşındaki David Silva'ydı.



Ancak, Aragones'in yerine eski Beşiktaş teknik direktörü Del Bosque geldiğinde, Silva kadroda hala yer alan ancak sahada bir türlü zaman bulamayan bir oyuncu olmuştu. Del Bosque, Silva hakkında "Silva bizim Messi'miz " şeklinde açıklamalar yapmış olsa da fiziksel olarak güçlü bir oyuncu olmadığı için ilk tercihi olmadı. Del Bosque, eski kafalı bir teknik adam olarak, fiziksel olarak güçlü olmayan oyuncuların iyi savunma yapamayacağı inancındaydı. David Silva'da 70 kiloluk bedeniyle, Del Bosque'nin istediği güçten yoksundu.

Orta saha da onun yerine Iniesta, Busquets ve Xabi Alonso'ya görev vermeyi tercih eden Del Bosque'nin bu seçimi, Iniesta hariç diğer iki oyuncunun fiziksel özelliklerinin daha iyi olmasından kaynaklanıyordu.

Del Bosque bu kadro ile 2010'da Dünya Kupası'nı kazanmayı başarmıştı. Bu turnuvadan sonra düzenlenen Euro 2012 kadrosunda tekrar ilk 11 de yer alan Silva, turnuvanın kazanılmasına rağmen hala Del Bosque ile arası düzelmemişti.



Manchester City'nin Pep Guardiola ile anlaşamsı sonucu farklı bir oyun stili ile oynamaya başlayan City ile kendi oyun tarzını da reform eden Silva, yeni bir oyuncu olmuştu, bu noktada yıldızı yeniden parlamıştı. Uzun mesafe koşucusunun dayanıklılığına sahip olan ve 90 dakika boyunca aynı yüksek performansı veren Silva, bu özelliğinden dolayı Premier Lig'de çok konuşulmuştu.

Silva'nın oyunundaki bu değişim aynı zamanda İspanya'nın teknik direktörünün değişikliği ile aynı zamana denk gelmişti. İspanya'nın yeni düzeninde sahanın her tarafına haraket kabiliyet olan bir kanat olarak oynayan Silva, yeni oyun tarzını, "Eskiden kanattan topla ilerlerdim, şimdi ise daha çok pas oyunu oynuyorum." şeklinde değerlendirdi.

Son dönemde yeni doğmuş çocuğu Mateo'nun sıkıntılarından dolayı turnuva hazırlıklarına tam hızıyla devam edemese de, Silva, İspanya'nın yeni teknik direktörü Julen Lopetegui'nin en önemli silahlarında biri olacak; Ronaldo, Lukaku ve Cavani gibi oyuncuların arasında Dünya Kupası elemelerinin en golcü isimlerinden biri oldu.

Skora bu kadar katkı sağlamasına rağmen fiziksel olarak çok güçlü olmaması, Silva'yı Arjantin'li yıldız Messi ile birlikte bu iki özelliğe sahip üst seviyede oynayan tek oyuncu yapıyor. Bu iki oyuncu da yeteneğin, fiziksel özellikler ile kısıtlanamayacağını kanıtlıyor. Messi gibi Silva'da bu bağlamda futbola ve futbolculara bakış açımızı değiştiriyor.



 Reklam 
Sonuçlar
Yarı finaller
Fransa
1-0
10.07.2018
Belçika
Video Galeri
Foto Galeri