İlgili Haberler
Bu sözlerin sahibi Slaven Biliç Beşiktaş’ın hem Feyenoord eşleşmesinde hem de ilk Arsenal maçındaki güzel futbolunun mimarıydı. 45 dakika Emirates’te de her şey çok güzel gitti. Beşiktaş’ın planı tutmuş, ilk iki haftası sona eren Premier Lig’de topla en çok oynama yüzdesine sahip Arsenal Beşiktaş sahasında çoğalamaz olmuştu.
Topu dolaştıran, ayağa pas yapan, kanatlara iyi yayılan ve sabırlı oynayan Beşiktaş rakibini hataya zorlamak istiyordu. Sinirlendirmek ve hataya zorlamak. Mesut ve Mertesacker Almanya, Cazorla İspanya, Alexis Şili, Koscielny ve Debuchy Fransa, Wilshire İngiltere adına Dünya Kupası’nda oynamışlardı. Arsenal’in en önemli gol silahları Giroud, Podolski ve Sanogo sakattı. Gizli golcü Ramsey cezalıydı ve takım kaptanı Arteta da bir başka sakat oyuncuydu.
Beşiktaş’ta ise Dünya Kupası’nda oynamış oyuncu bulunmuyordu ve sezon Haziran başında açılmıştı. Kısacası Beşiktaş’ın umudunu Arsenal’in yok etmesi gittikçe zorlaşıyordu.
***
İşte o an sahneye hakem çıktı. Önce rakibinden topu kurtarıp ceza alanına giren Mustafa Pektemek’in düşürülmesine seyirci kaldı. Bu pozisyona çok itirazı olmadı futbolcuların. Çünkü Mustafa terbiyeli. Biliç de tribünde. Ama 38.dakikada sol kanattan gelişen atakta Motta’nın Wilshere tarafından biçilmesi çok açık penaltıydı.
Üstelik net sarı karttı. Aynı pozisyon Dünya Kupası’ndaki Yunanistan-Fildişi maçının uzatma dakikalarında meydana gelmiş, Samaras’a arkadan ufak bir müdalede bulunarak topa vurmasını engelleyen Sio’nun hareketi hakem Vera tarafından penaltıyla cezalandırılmıştı. O hareketi Feyenoord maçında Hollandalı rakibi Manu’ya yapan Motta da son dakika penaltısına neden olmuştu. Ama Emirates’te Portekizli hakem Proença’nın gözleri net faulü görmedi.
Aynı Proença Hollanda-Meksika maçının uzatma dakikalarında Robben’in kendini bırakmasına penaltı vermiş ve büyük tepki çekmişti. Büyükler’e gösterdiği töleransı Beşiktaş’a göstermeyerek hakemliği hakkında da bilgi verdi bizlere. Proença ilk yarı boyunca her harekette kendisine ve yardımcılarına itiraz eden Arsene Wenger’den korktuğu için o penaltıyı çalamadı.
Gösterdiği kırmızı kartı kimse hatırlatmasın bana. Hakemler ilk yarı sonunda pozisyonları değerlendiriyorlar ve tekrar izliyorlar. Orada net penaltıyı çalmayan Proença’nın Debuchy’yi ikinci sarıdan atmaması zaten kendisini de bitirirdi.
Bir başka nokta da UEFA başkanı Platini ile Arsene Wenger’in vatandaş olmaları ve 2012 Şampiyonlar Ligi finalini Proença’nın yönetmesiydi. O finalin hatırına belki de bir devin, bir Fransız’ın çalıştırdığı bir İngiliz takımının biraz yanında olmayı seçti Portekizli.
***
Santrforsuz oyun düzeniyle çok etkisiz gözüken Arsenal ilk yarıyı golle bitirmenin moraliyle ikinci yarıda daha rahattı. Bu arada Tolga’nın golde önemli hatasının olduğunu ve kurtarması gereken bir vuruşa geçit verdiğini de hatırlatmak gerek. O golü yiyen Tolga 75.dakikada çok daha zor bir pozisyonu kurtardı. Son 15 dakika Beşiktaş’ın temposu yükseldi. 10 kişi kalan Arsenal’de yorgunluk başladı. Üst üste çıkan kartlar iki takım oyuncuları da tedirgin etti.
Kanatlardan iyi ataklar yaptık ama bir türlü istediğimiz golü bulamadık. İngiltere Premier Ligi’ndeki takımlara bakınca Demba Ba’nın 5 milyon euro’ya Beşiktaş’a geldiğine inanmak zor. Di Maria’nın 72 milyon euro’ya imza attığı bir ligde, Juan Mata’nın 35 milyon pounda el değiştirdiği bir ortamda Demba Ba en az 15-16 milyon Euro değerinde bir oyuncu. Arsenal karşısında da bazen tek kalmasına karşın çok iyi mücadele etti ve pozisyonlar bulmaya çalıştı.
Bu büyük yıldız 89.dakikada o golü atabilse hem Arsenal hem Wenger kariyerinin en ağır şoklarından birini daha yaşayacaktı.
***
Beşiktaş’a ülke olarak üzüldük. İki maçta oynanan futbola bakıldığında Arsenal kesinlikle turu hak etmedi.. İlk maçta kaçan golleri çok aradık.. Ancak bir şeyi de kabul etmek gerek. Futbol, özellikle Şampiyonlar Ligi seviyesinde savunmada basit hata yapmayacaksınız ve yakaladığınız net fırsatların en az birini atacaksınız.
Beşiktaş eğer Demba Ba’nın üzerindeki skor yükünü hafifletecek bir ismi alır ve Veli - Atiba ikilisini biraz daha üretken kullanırsa hem UEFA Avrupa Ligi’nde hem Süper Lig’de iddialı olur.
Ben herkesin düşündüğü bir fikrin biraz tersini savunuyorum.. Atiba-Veli ikilisine benzer yapıda dünya futbolunda her maçına kazanmak için çıkan takım kalmadı.
O bölgede oynuyorsanız, çabuk hareket etmeli, rakip eksiltmeli ve oyunu iki yönlü oynamalısınız. Yoksa topu iyi kullanan rakip oyuncuları engellemek için maç boyu koşuşturur durursunuz.
***
Son ana kadar Şampiyonlar Ligi’ne kalmak için savaşan, mükemmel mücadele eden futbolcuları ve Biliç’i kutluyorum. Artık sıra yönetimde. Eksikler giderilirse Beşiktaş çok keyifli bir takım haline gelir.
Arsenal’in işi bence yine zor. Arsene Wenger gitmeden de düzeleceğini pek düşünmüyorum...
Topu dolaştıran, ayağa pas yapan, kanatlara iyi yayılan ve sabırlı oynayan Beşiktaş rakibini hataya zorlamak istiyordu. Sinirlendirmek ve hataya zorlamak. Mesut ve Mertesacker Almanya, Cazorla İspanya, Alexis Şili, Koscielny ve Debuchy Fransa, Wilshire İngiltere adına Dünya Kupası’nda oynamışlardı. Arsenal’in en önemli gol silahları Giroud, Podolski ve Sanogo sakattı. Gizli golcü Ramsey cezalıydı ve takım kaptanı Arteta da bir başka sakat oyuncuydu.
Beşiktaş’ta ise Dünya Kupası’nda oynamış oyuncu bulunmuyordu ve sezon Haziran başında açılmıştı. Kısacası Beşiktaş’ın umudunu Arsenal’in yok etmesi gittikçe zorlaşıyordu.
***
İşte o an sahneye hakem çıktı. Önce rakibinden topu kurtarıp ceza alanına giren Mustafa Pektemek’in düşürülmesine seyirci kaldı. Bu pozisyona çok itirazı olmadı futbolcuların. Çünkü Mustafa terbiyeli. Biliç de tribünde. Ama 38.dakikada sol kanattan gelişen atakta Motta’nın Wilshere tarafından biçilmesi çok açık penaltıydı.
Üstelik net sarı karttı. Aynı pozisyon Dünya Kupası’ndaki Yunanistan-Fildişi maçının uzatma dakikalarında meydana gelmiş, Samaras’a arkadan ufak bir müdalede bulunarak topa vurmasını engelleyen Sio’nun hareketi hakem Vera tarafından penaltıyla cezalandırılmıştı. O hareketi Feyenoord maçında Hollandalı rakibi Manu’ya yapan Motta da son dakika penaltısına neden olmuştu. Ama Emirates’te Portekizli hakem Proença’nın gözleri net faulü görmedi.
Aynı Proença Hollanda-Meksika maçının uzatma dakikalarında Robben’in kendini bırakmasına penaltı vermiş ve büyük tepki çekmişti. Büyükler’e gösterdiği töleransı Beşiktaş’a göstermeyerek hakemliği hakkında da bilgi verdi bizlere. Proença ilk yarı boyunca her harekette kendisine ve yardımcılarına itiraz eden Arsene Wenger’den korktuğu için o penaltıyı çalamadı.
Gösterdiği kırmızı kartı kimse hatırlatmasın bana. Hakemler ilk yarı sonunda pozisyonları değerlendiriyorlar ve tekrar izliyorlar. Orada net penaltıyı çalmayan Proença’nın Debuchy’yi ikinci sarıdan atmaması zaten kendisini de bitirirdi.
Bir başka nokta da UEFA başkanı Platini ile Arsene Wenger’in vatandaş olmaları ve 2012 Şampiyonlar Ligi finalini Proença’nın yönetmesiydi. O finalin hatırına belki de bir devin, bir Fransız’ın çalıştırdığı bir İngiliz takımının biraz yanında olmayı seçti Portekizli.
***
Santrforsuz oyun düzeniyle çok etkisiz gözüken Arsenal ilk yarıyı golle bitirmenin moraliyle ikinci yarıda daha rahattı. Bu arada Tolga’nın golde önemli hatasının olduğunu ve kurtarması gereken bir vuruşa geçit verdiğini de hatırlatmak gerek. O golü yiyen Tolga 75.dakikada çok daha zor bir pozisyonu kurtardı. Son 15 dakika Beşiktaş’ın temposu yükseldi. 10 kişi kalan Arsenal’de yorgunluk başladı. Üst üste çıkan kartlar iki takım oyuncuları da tedirgin etti.
Kanatlardan iyi ataklar yaptık ama bir türlü istediğimiz golü bulamadık. İngiltere Premier Ligi’ndeki takımlara bakınca Demba Ba’nın 5 milyon euro’ya Beşiktaş’a geldiğine inanmak zor. Di Maria’nın 72 milyon euro’ya imza attığı bir ligde, Juan Mata’nın 35 milyon pounda el değiştirdiği bir ortamda Demba Ba en az 15-16 milyon Euro değerinde bir oyuncu. Arsenal karşısında da bazen tek kalmasına karşın çok iyi mücadele etti ve pozisyonlar bulmaya çalıştı.
Bu büyük yıldız 89.dakikada o golü atabilse hem Arsenal hem Wenger kariyerinin en ağır şoklarından birini daha yaşayacaktı.
***
Beşiktaş’a ülke olarak üzüldük. İki maçta oynanan futbola bakıldığında Arsenal kesinlikle turu hak etmedi.. İlk maçta kaçan golleri çok aradık.. Ancak bir şeyi de kabul etmek gerek. Futbol, özellikle Şampiyonlar Ligi seviyesinde savunmada basit hata yapmayacaksınız ve yakaladığınız net fırsatların en az birini atacaksınız.
Beşiktaş eğer Demba Ba’nın üzerindeki skor yükünü hafifletecek bir ismi alır ve Veli - Atiba ikilisini biraz daha üretken kullanırsa hem UEFA Avrupa Ligi’nde hem Süper Lig’de iddialı olur.
Ben herkesin düşündüğü bir fikrin biraz tersini savunuyorum.. Atiba-Veli ikilisine benzer yapıda dünya futbolunda her maçına kazanmak için çıkan takım kalmadı.
O bölgede oynuyorsanız, çabuk hareket etmeli, rakip eksiltmeli ve oyunu iki yönlü oynamalısınız. Yoksa topu iyi kullanan rakip oyuncuları engellemek için maç boyu koşuşturur durursunuz.
***
Son ana kadar Şampiyonlar Ligi’ne kalmak için savaşan, mükemmel mücadele eden futbolcuları ve Biliç’i kutluyorum. Artık sıra yönetimde. Eksikler giderilirse Beşiktaş çok keyifli bir takım haline gelir.
Arsenal’in işi bence yine zor. Arsene Wenger gitmeden de düzeleceğini pek düşünmüyorum...
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
