İlgili Haberler
Spor Toto Süper Lig'e 'sancılı' bir giriş yapan ancak özellikle kasım ayında oynadığı maçlarla tekrar zirvenin ortağı haline gelen Fenerbahçe'nin bu başarısındaki en önemli isimlerden biri Moussa Sow.
Senegalli golcü, ilerideki atletizmi, direnci, isteği ve bitiriciliğiyle imkansız denilebilecek pozisyonlarda bile usta işi son vuruşlarıyla rakip kalecilerin korkulu rüyası haline geliyor.
Fenerbahçe'ye geldiği 2011/12 sezonu ortasında alışma dönemi geçirmeden gollerine başlayan Sow, henüz ilk maçında Beşiktaş derbisine çıkmış ve golünü atmıştı. 4. maçında Eskişehir deplasmanında takımı adına tek golü atan Senegalli yıldız, üstüste oynanan Gençlerbirliği, Ankaragücü ve Galatasaray maçlarında da gol atarak 4 maçta 4 gol atmıştı. Galatasaray'a attığı gol ise 2012'nin en iyi gollerinden biri olarak FIFA Puskas Ödülü'ne aday gösterildi.
Aslında daha önce yapmıştı
Fenerbahçe'ye tranfer olmadan önceki sezon, yani 2010/11'de Eden Hazard, Yao Gervinho ile birlikte Lille'de 4-3-3'ün hücum hattını oluşturan Moussa Sow, geride de Yohan Cabaye'dan destek alıyordu. Senegalli yıldız, rüya gibi bir sezon geçirerek ligde oynadığı 36 maçta 25 gol atıp Lille'in şampiyonluğunda önemli bir pay sahibi olmuştu.
"Mızrağın keskin ucu" olan Sow'un Lille'de yakaladığı en önemli gol sekansı ise 5 maçta attığı 8 gol. Brest maçında 1 gol, sonraki Caen maçında hat-trick yapıp Monaco'yu es geçen Senegalli, Bordeaux'ya 1 gol ve Lorient'i farklı mağlup ettikleri maçta yine hat-trick yaparak performansının zirvesine çıkmıştı.
Lille, Barcelona-vari futboluyla Fransa şampiyonu olduktan sonra Avrupa'nın en gözde takımlarından biri olup, yıldızlarını birer birer kaybetmeye başladı. Fransa milli takımında oyun kurucu olarak oynayan Yohan Cabaye, İngiltere Premier Ligi takımlarından Newcastle United'a, hücum hattındaki partnerlerinden Gervinho ise Arsenal'e tranfer oldu. Eden Hazard da bir önceki rolünden farklı olarak daha çok forvet arkası gibi oynayınca Sow'un performansı çok düştü ve devre arasında Arsenal, Liverpool gibi devlerin tekliflerine rağmen Fenerbahçe'yi tercih etti.
"Altın Dönem"e geri dönüş
Dinine sıkıca bağlı bir müslüman olan Moussa Sow, sezon başı Ramazan ayına denk gelince performansında gözle görülür bir düşüş yaşadı.
İlk maçlarda gerek takımın formsuzluğu gerek idari sancılar nedeniyle yeterli desteği görmeyen Sow, özellikle Meireles'in transferinden sonra altın dönemine geri dönüş yaptı. Hollandalı yıldız Dirk Kuyt'la blrlikte ileride inanılmaz bir uyum yakalan Sow, yalnızca ligin değil, tekrar Avrupa'nın en etkili forvetlerinden biri haline geldi.
İlk önce Beşiktaş maçında fileleri muhteşem bir röveşatayla havalandıran Sow, Bursaspor Antalyaspor, AEL Limassol, Orduspor, Eskişehirspor ve son olarak Gençlerbirliği maçlarında gol attı, bu dönemde sadece Akhisar Belediye ağlarını havalandıramadı.
Böylece Sow, Avrupa'da ünlenmesini sağlayan Lille'deki o muhteşem dönemine geri dönüş yaparak inanılmaz bir performans ortaya koydu.
Senegalli golcü, ilerideki atletizmi, direnci, isteği ve bitiriciliğiyle imkansız denilebilecek pozisyonlarda bile usta işi son vuruşlarıyla rakip kalecilerin korkulu rüyası haline geliyor.
Fenerbahçe'ye geldiği 2011/12 sezonu ortasında alışma dönemi geçirmeden gollerine başlayan Sow, henüz ilk maçında Beşiktaş derbisine çıkmış ve golünü atmıştı. 4. maçında Eskişehir deplasmanında takımı adına tek golü atan Senegalli yıldız, üstüste oynanan Gençlerbirliği, Ankaragücü ve Galatasaray maçlarında da gol atarak 4 maçta 4 gol atmıştı. Galatasaray'a attığı gol ise 2012'nin en iyi gollerinden biri olarak FIFA Puskas Ödülü'ne aday gösterildi.
Aslında daha önce yapmıştı
Fenerbahçe'ye tranfer olmadan önceki sezon, yani 2010/11'de Eden Hazard, Yao Gervinho ile birlikte Lille'de 4-3-3'ün hücum hattını oluşturan Moussa Sow, geride de Yohan Cabaye'dan destek alıyordu. Senegalli yıldız, rüya gibi bir sezon geçirerek ligde oynadığı 36 maçta 25 gol atıp Lille'in şampiyonluğunda önemli bir pay sahibi olmuştu.
"Mızrağın keskin ucu" olan Sow'un Lille'de yakaladığı en önemli gol sekansı ise 5 maçta attığı 8 gol. Brest maçında 1 gol, sonraki Caen maçında hat-trick yapıp Monaco'yu es geçen Senegalli, Bordeaux'ya 1 gol ve Lorient'i farklı mağlup ettikleri maçta yine hat-trick yaparak performansının zirvesine çıkmıştı.
Lille, Barcelona-vari futboluyla Fransa şampiyonu olduktan sonra Avrupa'nın en gözde takımlarından biri olup, yıldızlarını birer birer kaybetmeye başladı. Fransa milli takımında oyun kurucu olarak oynayan Yohan Cabaye, İngiltere Premier Ligi takımlarından Newcastle United'a, hücum hattındaki partnerlerinden Gervinho ise Arsenal'e tranfer oldu. Eden Hazard da bir önceki rolünden farklı olarak daha çok forvet arkası gibi oynayınca Sow'un performansı çok düştü ve devre arasında Arsenal, Liverpool gibi devlerin tekliflerine rağmen Fenerbahçe'yi tercih etti.
"Altın Dönem"e geri dönüş
Dinine sıkıca bağlı bir müslüman olan Moussa Sow, sezon başı Ramazan ayına denk gelince performansında gözle görülür bir düşüş yaşadı.
İlk maçlarda gerek takımın formsuzluğu gerek idari sancılar nedeniyle yeterli desteği görmeyen Sow, özellikle Meireles'in transferinden sonra altın dönemine geri dönüş yaptı. Hollandalı yıldız Dirk Kuyt'la blrlikte ileride inanılmaz bir uyum yakalan Sow, yalnızca ligin değil, tekrar Avrupa'nın en etkili forvetlerinden biri haline geldi.
İlk önce Beşiktaş maçında fileleri muhteşem bir röveşatayla havalandıran Sow, Bursaspor Antalyaspor, AEL Limassol, Orduspor, Eskişehirspor ve son olarak Gençlerbirliği maçlarında gol attı, bu dönemde sadece Akhisar Belediye ağlarını havalandıramadı.
Böylece Sow, Avrupa'da ünlenmesini sağlayan Lille'deki o muhteşem dönemine geri dönüş yaparak inanılmaz bir performans ortaya koydu.
Fenerbahçe
