701 - ALİAĞA PETKİM – BANVİT (TS: 155,5)
Ligimizi ikinci sırada tamamlayan Banvit, yedinci sıradan gelen Aliağa karşısındaki seri mücadelesinde 1-0'lık üstünlüğü yakalamış durumda. Serinin ikinci maçıyla ilgili bir şeyler yazarken bunu tahminden öte bir değerlendirme olarak görmenizi istiyorum. Çünkü araştırma yaparken benzeri serilerde bu tahmini çürütecek detayları da bulmuş durumdayım.
Aliağa ile maçın değerlendirmesine başlarsak ilk maçta oyunda kalmaya çalışsalar da ikinci yarıda ciddi bir fark ortaya çıktı. Belki maçın gidişatına çok etki etmedi ama sürekli olarak belirttiğim gibi koçların oyunculara kızma hakkı nasıl oluyorsa, oyuncuların da koçları eleştirme, kızma hakkı olmalıdır. İlk yarıda maç başa baş durumdayken çok basit şekilde de çalınmış olmasına rağmen yine de Burak Bıyıktay'ın aldığı teknik faul biraz ivmenin Banvit lehine dönmesine neden oldu. Bu maçın sonuncuna bir etken değildir ama ben maç içindeki bu nüansların sonuca etki edebileceklerini düşünen biriyim. İlk maçta bana göre takım olarak bakıldığında dağınık bir Aliağa görüntüsü varken bireysel anlamdaki değerlendirmelerde en ön plana çıkan isim olarak 18 sayı, 10 ribauntluk performansıyla Trent Plaisted'ı gösterebiliriz. Banvit'in esas önem verdiği nokta olan Toolson'un savunmasında son derece başarılı olduğunu belirtmek gerekir. Toolson 34 dakika sahada kalırken 4 top kullanabildi ki bunların zaten 3'ünü de başarılı şekilde sonlandırdı. Onun 8 sayıda kalmış olması Aliağa'nın hücumdaki gücünü azaltan noktaların başında geliyordu.
Banvit cephesinde ilk maç istenen sonucun alındığını görüyoruz. Ben Banvit'i genel olarak yıllardır beğenememiş biri olsam da sergiledikleri oyunu takdir etmek gerekiyor. Banvit ile ilgili hep eleştirilerim oyuncuların rollerinin tam manasıyla belirlenememiş olmasıdır. Yine bu düşüncem devam etmekte. Kalin Lucas'ın ben daha aktif kullanılması gerektiği düşüncesindeyim. Tabii ki ellerinde bir de Charles Davis gibi çok değerli bir isim var ki ilk maçta yüksek yüzdeyle 20 sayıya ulaşarak takımının galibiyetindeki en önemli isim oldu. Cliff Hammonds hücum anlamında çok verimli olmamış gibi gözükse de oyunun savunma kısmında ekstra bir performans sergilediğini söylemek gerekiyor.
Maçla ilgili tahminime gelirsek ben üst seçeneğini düşünüyorum. Fakat başında da belirttiğim gibi daha çok bu bir değerlendirme yazısı niteliğinde. Çünkü iki takımın sezon içindeki maçları, play-off ilk maçı göze alındığında bu tarz Avrupa'da gelişen serilerde Banvit'e göre çok daha üst düzey takımların deplasmanda düşük skorlu bir maç sonunda farklı kazandıkları görülüyor. Ama iki takımın güç dengesine daha uygun eşleşmelerde açıkçası üst ve maç sonu 1 seçenekleri yakınlık gösteriyor. Yine de alt ve maç sonu 2 seçeneklerinin örneklerini görmüş olmama rağmen ben risk taşısa da üst seçeneğine yöneliyorum. Detayları, kendi araştırmamı paylaşmaya çalıştım ki sizin en doğru tercihi yapabileceğiniz kanısındayım. (Üst – 155,5)
703 - PROKOM GDYNIA – ZIELONA GORA (H: 5,5 – 9,5)
Polonya'da şampiyonluğa giden yolda aşamalar oldukça uzun. Bu iki takım şampiyonluk grubunda karşı karşıya geldikten sonra şimdi yarı final mücadelesi veriyorlar ki bu serinin önemi elbette çok daha büyük. Kısıtlı bir bülten olmasa hiç değerlendirmeye girmeyeceğim bu karşılaşmada maç sonu 2 seçeneğini yakın görüyorum açıkçası.
Polonya'da şampiyonluğun her zaman en büyük adayı konumunda yer alan Prokom için bu sezon hem yaşadıkları güç kaybından, hem de rakiplerin daha dirençli durumda olmasından kaynaklı işler çok da kolay olmayacakmış gibi gözüküyor. Prokom şampiyonluk grubunda iki kez karşı karşıya geldi Gora karşısında iç sahadaki maçını kazanırken, deplasmanda mağlup olmuştu. İki takımın yarı finalde oynanan ilk maçında ise Prokom kazanmasına rağmen çok da iyi bir görüntü sergileyemedi ve zorlanarak kazandıklarını belirtmek gerekir. Prokom'un gücünün farkında olsam da bu sezonki kadrolarıyla Zielona Gora'dan kalite anlamında çok üstün olduklarını söylemek yanlış olur. Polonyalı oyuncular konusunda büyük bir avantaja sahip olsalar da karşılarında da oldukça etkin yabancılara sahip bir takım bulunmakta.
Zielona Gora sezon başındaki kadrosunu düşününce Gani Lawal'ı da kaybetmemiş olsaydı bana kalırsa bu aşamadan sonra ciddi bir şampiyonluk adayı konumundaydı. Yine bu aşamaya gelmişken ve rakibi Prokom'u bu derece zorluyorken şampiyonluk adına iddialı olduklarını söylemek gerekir. Bu tarz liglerde Amerikalı oyuncular çok fazla ön plana çıkıyor fakat Gora formasıyla Walter Hodge abartılı bir yorum gibi gelebilir ama olağanüstü bir performans sergilemekte. Özellikle şampiyonluk grubu maçlarıyla birlikte kontrolden çıktı dersek yanlış olmaz. Bu serinin ilk maçında aslında pek verimli olamadı ama yine 23 sayı, 4 ribaunt, 4 asistlik bir performans sergiledi. Sezon içinde yapılan transferlerden Kirk Archibeque maçın yıldızıydı dersek yanlış olmaz. 10/11 saha içi isabeti ve 5/5 serbest atış isabetiyle 25 sayı üreten Amerikalı oyuncu, 5'i hücum olmak üzere 8 de ribaunt almayı başardı. Zaten bu sezona başladığı Lodz ve geçtiğimiz sene formasını giydiği Polpharma formalarıyla da bu ligde dikkat çekmeyi başarmış bir isimdi.
Prokom kağıt üzerinde favori taraf gibi gözükse de Gora'nın kadro yapısı, oyuncu profilleri bakımından çok tehlikeli bir takım olduğu düşüncesindeyim. Thomas Mobley de maçın içine biraz daha girebilirse ben Gora'nın sürpriz bir sonuca imza atabileceğini düşünüyorum. Maç sonu 2 handikap avantajıyla değerlendirilebilir. (Maç sonu 2)
708 - LA LAKERS – DENVER NUGGETS (H: 2,5 – 5,5)
Daha çok önceki play-off serilerini hatırlayarak ve biraz da araştırarak bakıyorum NBA serilerine. Bu tarzda yaklaşarak bir sonuç sunabileceğim karşılaşmalardan biri de Lakers ile Denver arasında. Kişisel düşüncem seriyi Lakers'ın bu maçla bitireceği fakat maç sonunda yine de sıkıntı yaşanma ihtimali bulunuyor ki tahmin olarak da ilk yarı 1 seçeneğini öneriyorum.
Lakers serinin ilk iki maçını iç sahada kazandıktan sonra deplasmanda bir maçı kaybedip, diğer maçı kazanmayı başardı ki bugün de kazanırlarsa seriyi bitirmiş oluyorlar. Lakers her ne kadar güven vermese de bu serideki performanslarını oldukça başarılı buluyorum. Üstelik
Kobe'nin oldukça zorlandığı bir seride durumu bu noktaya getirmiş olmaları oldukça önemli. Kobe'yi belki de şu an NBA genelinde en iyi savunan ismin Affalo olduğunu söylersek yanlış olmaz. Nitekim önceki senelerde Lakers Kobe'yi en iyi savunanları birer birer topluyordu. Ariza olsun, Artest olsun, Barnes olsun… Denver'ın her ne kadar tehlikeli, potansiyeli yüksek bir kadrosu olsa da play-off anlamında işi bir üst noktaya taşımakta yeterli kalamadıklarını görüyoruz. Sezon içinde bana göre yaptıkları anlamsız McGee hamlesi olmasaydı ve Nene kalmış olsaydı çok daha olumlu bir görüntü çizebilirlerdi.
Lakers'ın zaman zaman umursamaz basketbol tarzı bu maçın ilk yarısı konusunda bende endişe yaratsa da Lakers'ın kazanmasını isteyen biri ve araştırmalara önem veren biri olarak ilk yarı 1 seçeneğini öneriyorum. (İlk yarı 1)
www.twitter.com/okonaklilar
Ligimizi ikinci sırada tamamlayan Banvit, yedinci sıradan gelen Aliağa karşısındaki seri mücadelesinde 1-0'lık üstünlüğü yakalamış durumda. Serinin ikinci maçıyla ilgili bir şeyler yazarken bunu tahminden öte bir değerlendirme olarak görmenizi istiyorum. Çünkü araştırma yaparken benzeri serilerde bu tahmini çürütecek detayları da bulmuş durumdayım.
Aliağa ile maçın değerlendirmesine başlarsak ilk maçta oyunda kalmaya çalışsalar da ikinci yarıda ciddi bir fark ortaya çıktı. Belki maçın gidişatına çok etki etmedi ama sürekli olarak belirttiğim gibi koçların oyunculara kızma hakkı nasıl oluyorsa, oyuncuların da koçları eleştirme, kızma hakkı olmalıdır. İlk yarıda maç başa baş durumdayken çok basit şekilde de çalınmış olmasına rağmen yine de Burak Bıyıktay'ın aldığı teknik faul biraz ivmenin Banvit lehine dönmesine neden oldu. Bu maçın sonuncuna bir etken değildir ama ben maç içindeki bu nüansların sonuca etki edebileceklerini düşünen biriyim. İlk maçta bana göre takım olarak bakıldığında dağınık bir Aliağa görüntüsü varken bireysel anlamdaki değerlendirmelerde en ön plana çıkan isim olarak 18 sayı, 10 ribauntluk performansıyla Trent Plaisted'ı gösterebiliriz. Banvit'in esas önem verdiği nokta olan Toolson'un savunmasında son derece başarılı olduğunu belirtmek gerekir. Toolson 34 dakika sahada kalırken 4 top kullanabildi ki bunların zaten 3'ünü de başarılı şekilde sonlandırdı. Onun 8 sayıda kalmış olması Aliağa'nın hücumdaki gücünü azaltan noktaların başında geliyordu.
Banvit cephesinde ilk maç istenen sonucun alındığını görüyoruz. Ben Banvit'i genel olarak yıllardır beğenememiş biri olsam da sergiledikleri oyunu takdir etmek gerekiyor. Banvit ile ilgili hep eleştirilerim oyuncuların rollerinin tam manasıyla belirlenememiş olmasıdır. Yine bu düşüncem devam etmekte. Kalin Lucas'ın ben daha aktif kullanılması gerektiği düşüncesindeyim. Tabii ki ellerinde bir de Charles Davis gibi çok değerli bir isim var ki ilk maçta yüksek yüzdeyle 20 sayıya ulaşarak takımının galibiyetindeki en önemli isim oldu. Cliff Hammonds hücum anlamında çok verimli olmamış gibi gözükse de oyunun savunma kısmında ekstra bir performans sergilediğini söylemek gerekiyor.
Maçla ilgili tahminime gelirsek ben üst seçeneğini düşünüyorum. Fakat başında da belirttiğim gibi daha çok bu bir değerlendirme yazısı niteliğinde. Çünkü iki takımın sezon içindeki maçları, play-off ilk maçı göze alındığında bu tarz Avrupa'da gelişen serilerde Banvit'e göre çok daha üst düzey takımların deplasmanda düşük skorlu bir maç sonunda farklı kazandıkları görülüyor. Ama iki takımın güç dengesine daha uygun eşleşmelerde açıkçası üst ve maç sonu 1 seçenekleri yakınlık gösteriyor. Yine de alt ve maç sonu 2 seçeneklerinin örneklerini görmüş olmama rağmen ben risk taşısa da üst seçeneğine yöneliyorum. Detayları, kendi araştırmamı paylaşmaya çalıştım ki sizin en doğru tercihi yapabileceğiniz kanısındayım. (Üst – 155,5)
703 - PROKOM GDYNIA – ZIELONA GORA (H: 5,5 – 9,5)
Polonya'da şampiyonluğa giden yolda aşamalar oldukça uzun. Bu iki takım şampiyonluk grubunda karşı karşıya geldikten sonra şimdi yarı final mücadelesi veriyorlar ki bu serinin önemi elbette çok daha büyük. Kısıtlı bir bülten olmasa hiç değerlendirmeye girmeyeceğim bu karşılaşmada maç sonu 2 seçeneğini yakın görüyorum açıkçası.
Polonya'da şampiyonluğun her zaman en büyük adayı konumunda yer alan Prokom için bu sezon hem yaşadıkları güç kaybından, hem de rakiplerin daha dirençli durumda olmasından kaynaklı işler çok da kolay olmayacakmış gibi gözüküyor. Prokom şampiyonluk grubunda iki kez karşı karşıya geldi Gora karşısında iç sahadaki maçını kazanırken, deplasmanda mağlup olmuştu. İki takımın yarı finalde oynanan ilk maçında ise Prokom kazanmasına rağmen çok da iyi bir görüntü sergileyemedi ve zorlanarak kazandıklarını belirtmek gerekir. Prokom'un gücünün farkında olsam da bu sezonki kadrolarıyla Zielona Gora'dan kalite anlamında çok üstün olduklarını söylemek yanlış olur. Polonyalı oyuncular konusunda büyük bir avantaja sahip olsalar da karşılarında da oldukça etkin yabancılara sahip bir takım bulunmakta.
Zielona Gora sezon başındaki kadrosunu düşününce Gani Lawal'ı da kaybetmemiş olsaydı bana kalırsa bu aşamadan sonra ciddi bir şampiyonluk adayı konumundaydı. Yine bu aşamaya gelmişken ve rakibi Prokom'u bu derece zorluyorken şampiyonluk adına iddialı olduklarını söylemek gerekir. Bu tarz liglerde Amerikalı oyuncular çok fazla ön plana çıkıyor fakat Gora formasıyla Walter Hodge abartılı bir yorum gibi gelebilir ama olağanüstü bir performans sergilemekte. Özellikle şampiyonluk grubu maçlarıyla birlikte kontrolden çıktı dersek yanlış olmaz. Bu serinin ilk maçında aslında pek verimli olamadı ama yine 23 sayı, 4 ribaunt, 4 asistlik bir performans sergiledi. Sezon içinde yapılan transferlerden Kirk Archibeque maçın yıldızıydı dersek yanlış olmaz. 10/11 saha içi isabeti ve 5/5 serbest atış isabetiyle 25 sayı üreten Amerikalı oyuncu, 5'i hücum olmak üzere 8 de ribaunt almayı başardı. Zaten bu sezona başladığı Lodz ve geçtiğimiz sene formasını giydiği Polpharma formalarıyla da bu ligde dikkat çekmeyi başarmış bir isimdi.
Prokom kağıt üzerinde favori taraf gibi gözükse de Gora'nın kadro yapısı, oyuncu profilleri bakımından çok tehlikeli bir takım olduğu düşüncesindeyim. Thomas Mobley de maçın içine biraz daha girebilirse ben Gora'nın sürpriz bir sonuca imza atabileceğini düşünüyorum. Maç sonu 2 handikap avantajıyla değerlendirilebilir. (Maç sonu 2)
708 - LA LAKERS – DENVER NUGGETS (H: 2,5 – 5,5)
Daha çok önceki play-off serilerini hatırlayarak ve biraz da araştırarak bakıyorum NBA serilerine. Bu tarzda yaklaşarak bir sonuç sunabileceğim karşılaşmalardan biri de Lakers ile Denver arasında. Kişisel düşüncem seriyi Lakers'ın bu maçla bitireceği fakat maç sonunda yine de sıkıntı yaşanma ihtimali bulunuyor ki tahmin olarak da ilk yarı 1 seçeneğini öneriyorum.
Lakers serinin ilk iki maçını iç sahada kazandıktan sonra deplasmanda bir maçı kaybedip, diğer maçı kazanmayı başardı ki bugün de kazanırlarsa seriyi bitirmiş oluyorlar. Lakers her ne kadar güven vermese de bu serideki performanslarını oldukça başarılı buluyorum. Üstelik
Kobe'nin oldukça zorlandığı bir seride durumu bu noktaya getirmiş olmaları oldukça önemli. Kobe'yi belki de şu an NBA genelinde en iyi savunan ismin Affalo olduğunu söylersek yanlış olmaz. Nitekim önceki senelerde Lakers Kobe'yi en iyi savunanları birer birer topluyordu. Ariza olsun, Artest olsun, Barnes olsun… Denver'ın her ne kadar tehlikeli, potansiyeli yüksek bir kadrosu olsa da play-off anlamında işi bir üst noktaya taşımakta yeterli kalamadıklarını görüyoruz. Sezon içinde bana göre yaptıkları anlamsız McGee hamlesi olmasaydı ve Nene kalmış olsaydı çok daha olumlu bir görüntü çizebilirlerdi.
Lakers'ın zaman zaman umursamaz basketbol tarzı bu maçın ilk yarısı konusunda bende endişe yaratsa da Lakers'ın kazanmasını isteyen biri ve araştırmalara önem veren biri olarak ilk yarı 1 seçeneğini öneriyorum. (İlk yarı 1)
www.twitter.com/okonaklilar
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
