www.twitter.com/okonaklilar
823 ANADOLU EFES – BANVİT (H: 3,5 – 7,5)
Play-off maçları için çok fazla yazı yazma taraftarı değildim fakat bugün için araştırma temelinde bazı maçlar için yazmaya çalıştım. Ben bu dönemde güvenilirliğimi sunamasam da umarım yardımcı olabilirim.
Ligimizde yarı final eşleşmeleri oynanırken Anadolu Efes deplasmandan çıkardığı bir galibiyet ile iç sahaya 1-1’lik sonuçla avantajlı dönüyor. Son maçta önemli bir performans sergileyerek son çeyreğe 6 sayı geride girdiği maçı Efes 6 sayıyla kazanmayı başarmıştı. Bireysel olarak Savanovic’ten istenilen katkıları alırlarken maçta farkı yaratan isim çokça eleştiriyor olmama rağmen Kerem Tunçeri olmuştu. Takım genelinde bireysel olarak bakıldığında kazanılan maç için belki sadece Lafayette ve Kinsey’in istenilen hücum performansı düzeyinden uzak kaldığını söyleyebiliriz ki onların da savunma yönünde ne derece önem taşıdıkları ortada.
Banvit benim bu aşamayı geçmesini zor gördüğüm ekiplerden biri konumunda. Genel olarak performanslarını, bu başarı düzeylerini bile değerli gören biriyim. Çünkü kişisel görüşüm bu düzeyde performans sergileyebilecek bir kaliteye sahip olmadıkları yönünde. Ama gayet başarılı bir performans sergiledikleri ve takdiri hak ettikleri çok açık. Orhun Ene ile ilgili Banvit adına tek eleştirim oyuncularının rollerini daha belirgin kılması gerektiği yönünde. Takımda bir ismin ön plana çıkması istenmiyor belki ama ön plana çıkabilecek isimler de bazı maçlarda anlamsız şekilde uzun süre kenarda kalabiliyorlar. Bunu sadece süre alıp almama olarak da değerlendirmemek gerekir ki oyuncu sahadayken de verilen görevlerin biraz daha belirginleşmesi gerekir bana göre. Davis, Lucas ve Williams kesinlikle bu takımın hücum sisteminin temelleri olmalı.
Bu seride belirttiğim gibi Efes’in finale çıkacağını düşünüyorum. Ama bu dönemde kişisel görüşlerimle çok faydalı olmam zor gözüktüğünden incelememe göre ilk yarı 2 seçeneğini ön plana çıkarıyorum. (İlk yarı 2)
826 VIRTUS BOLOGNA – SASSARI (H: 2,5 – 5,5)
Bir üst tura yükselmesini istediğim takım her ne kadar Virtus Bologna olsa da sahasına 2-0 geri düşmüş şekilde dönen Bologna için artık seriyi geçmenin pek mümkün olmadığı ortada.
Virtus Bologna serinin ilk maçında pek bir varlık gösteremeyerek özellikle ikinci ve üçüncü çeyrekteki kötü performansın sonucunda Sassari’ye mağlup olduktan sonra ikinci maçta gayet iyi bir performans sergilemeyi başardı ama şanssız bir şekilde maçı son topta kaybettiler. Şanssız şekilde desem de aslında son saniyelere girilirken Koponen’in şansın etken olduğu panyalı üçlüğü maçı uzatmaya taşımışken, uzatmaların son saniyesinde ise Drake Diener öyle bir şutta isabet sağladı ki bu Bologna açısından büyük bir yıkım niteliğindeydi. Koponen, Sanikidze, Douglas-Roberts üçlüsü takımın skor yükünü çekerken ben Paunic’in bu seride daha etkin olabileceğini düşünüyordum. Son maçta iki üçlük isabeti sağlamış olsa da daha bu takım bünyesinde tam anlamıyla istenen performans düzeyine ulaşamadı.
Sassari bu sezon sergilediği görüntüyle burada olmayı fazlasıyla hak eden takımların başında geliyor. İtalya’da yabancı seçimlerinin, onları organize edebilmenin ne derece önem arz ettiğini göstermiş oldular. Diener kardeşler skor anlamında takımın yükünü çekerken, bu iki ismin yanında Hosley, Vanuzzo, Plisnic gibi değerli katkılar sağlayan isimlere sahipler. Sezon içinde Tony Easley hamlesi yaptılar ki bu takıma nasıl bir katkı sağladığını son maçta bir kez daha gösterdi. Sassari’nin bu sezon İtalya’nın en başarılı takımları arasında geldiğini söylersek yanlış olmaz. Bu turu geçmek adına büyük bir avantaj yakalamış durumdalar ki bu avantajı kullanıp bir üst tura çıkacakları düşüncesindeyim.
Belirttiğim gibi Bologna’nın turu geçmesini istiyor olsam da bunun artık zor olduğunu düşünüyorum. Büyük efor sarf ettikleri ikinci maçta da son topta kaybetmiş olmaları kötü bir son niteliğinde. Bahis açısından Sassari handikap avantajıyla değerlendirilebilir. (Maç sonu 2)
827 BOSTON – PHILADELPHIA (H: 2,5 – 4,5)
Philadelphia şu ana kadar play-off aşamasında önemli bir performans, başarı göstermiş olsa da ben üçüncü maç için işlerinin hiç de kolay olmadığı düşüncesindeyim. Bana göre Boston bu maçı alarak seride üstünlüğü tekrar yakalayacaktır.
Boston Celtics oyuncu profilleri açısından aslında bana antipatik gelen bir takımdır. Yani Paul Pierce’nin süper star şeklinde bir yaklaşımla değerlendirildiği takımı sempatik bulmam söz konusu dahi olamaz. Pierce çok zaman bu takıma katkı sağlamış olsa da çok zaman da takımın gidişatına olumsuz yönde etkilerde bulunmuştur. Başarılarından dolayı onu eleştirmek biraz güç olsa da aynı şekilde Bass konusunda eleştirilerim oldukça fazla. Sürekli olarak Orlando’da daha etkin rollerde kullanılması gerektiğini söylediğim Bass, eline gelen her topu potaya atma sevdası yüzünden Orlando’daki son sezonunda olduğu gibi Boston’a da zarar verir nitelikte bir basketbol oynuyor. Boston gibi bir takım açısından şaşırtıcı bir dördüncü maç olduğunu söyleyebiliriz. Seride 2-1 üstün durumda çıkılan ve çok farklı şekilde başlayınca bu maç nerelere gidiyor dediğimiz bir mücadeleyi Boston kaybederek büyük bir şaşkınlık yarattı. Avery Bradley’in sakatlığı bulunuyor ki bu onların takım enerjisi açısından zarar verici bir durum olarak dikkat çekiyor. Oynadığında dahi sakatlığından sakındığı belli oluyor.
Philadelphia cephesinde gelinen noktanın ne derece büyük bir başarıyı simgelediği çok net ortada. Özellikle son maçta sağladıkları geri dönüş ve bunun sonunda gelen galibiyet çok çok değerli. Fakat yine de güven veren bir takım görüntüsüne sahip değiller. Boston maçı ellerine gelmişken maçın sonunda yine çok kritik tercih hataları yaptılar ama Boston bunlara cevap verebilecek bir hücum etkinliği oluşturamayınca sonuç lehlerine oldu. Özellikle onların sisteminde biraz daha geri planda kalsalar da Thaddeus Young ve Evan Turner’in fark yaratma konusunda bu takımda baş aktörler oldukları düşüncesindeyim. Elton Brand’in rakamsal bazdaki istatistiklerinin aksine ilk defa bu kadar sert bir pota altı mücadelesi veriyor olmasının bu takım açısından önemli bir artı sağladığı görüşündeyim.
Boston’un işi hiç de kolay değil fakat bu üçüncü maç için avantalı taraf oldukları çok açık. Sıkıştıkları ortamda Atlanta serisinde nasıl bir savunmayla rakiplerini geçtiklerini görmüştük. Yine benzer bir durumun bu maçta gerçekleşebileceğini ve handikabı aşarak Boston’un kazanacağını düşünüyorum. (Maç sonu 1)
823 ANADOLU EFES – BANVİT (H: 3,5 – 7,5)
Play-off maçları için çok fazla yazı yazma taraftarı değildim fakat bugün için araştırma temelinde bazı maçlar için yazmaya çalıştım. Ben bu dönemde güvenilirliğimi sunamasam da umarım yardımcı olabilirim.
Ligimizde yarı final eşleşmeleri oynanırken Anadolu Efes deplasmandan çıkardığı bir galibiyet ile iç sahaya 1-1’lik sonuçla avantajlı dönüyor. Son maçta önemli bir performans sergileyerek son çeyreğe 6 sayı geride girdiği maçı Efes 6 sayıyla kazanmayı başarmıştı. Bireysel olarak Savanovic’ten istenilen katkıları alırlarken maçta farkı yaratan isim çokça eleştiriyor olmama rağmen Kerem Tunçeri olmuştu. Takım genelinde bireysel olarak bakıldığında kazanılan maç için belki sadece Lafayette ve Kinsey’in istenilen hücum performansı düzeyinden uzak kaldığını söyleyebiliriz ki onların da savunma yönünde ne derece önem taşıdıkları ortada.
Banvit benim bu aşamayı geçmesini zor gördüğüm ekiplerden biri konumunda. Genel olarak performanslarını, bu başarı düzeylerini bile değerli gören biriyim. Çünkü kişisel görüşüm bu düzeyde performans sergileyebilecek bir kaliteye sahip olmadıkları yönünde. Ama gayet başarılı bir performans sergiledikleri ve takdiri hak ettikleri çok açık. Orhun Ene ile ilgili Banvit adına tek eleştirim oyuncularının rollerini daha belirgin kılması gerektiği yönünde. Takımda bir ismin ön plana çıkması istenmiyor belki ama ön plana çıkabilecek isimler de bazı maçlarda anlamsız şekilde uzun süre kenarda kalabiliyorlar. Bunu sadece süre alıp almama olarak da değerlendirmemek gerekir ki oyuncu sahadayken de verilen görevlerin biraz daha belirginleşmesi gerekir bana göre. Davis, Lucas ve Williams kesinlikle bu takımın hücum sisteminin temelleri olmalı.
Bu seride belirttiğim gibi Efes’in finale çıkacağını düşünüyorum. Ama bu dönemde kişisel görüşlerimle çok faydalı olmam zor gözüktüğünden incelememe göre ilk yarı 2 seçeneğini ön plana çıkarıyorum. (İlk yarı 2)
826 VIRTUS BOLOGNA – SASSARI (H: 2,5 – 5,5)
Bir üst tura yükselmesini istediğim takım her ne kadar Virtus Bologna olsa da sahasına 2-0 geri düşmüş şekilde dönen Bologna için artık seriyi geçmenin pek mümkün olmadığı ortada.
Virtus Bologna serinin ilk maçında pek bir varlık gösteremeyerek özellikle ikinci ve üçüncü çeyrekteki kötü performansın sonucunda Sassari’ye mağlup olduktan sonra ikinci maçta gayet iyi bir performans sergilemeyi başardı ama şanssız bir şekilde maçı son topta kaybettiler. Şanssız şekilde desem de aslında son saniyelere girilirken Koponen’in şansın etken olduğu panyalı üçlüğü maçı uzatmaya taşımışken, uzatmaların son saniyesinde ise Drake Diener öyle bir şutta isabet sağladı ki bu Bologna açısından büyük bir yıkım niteliğindeydi. Koponen, Sanikidze, Douglas-Roberts üçlüsü takımın skor yükünü çekerken ben Paunic’in bu seride daha etkin olabileceğini düşünüyordum. Son maçta iki üçlük isabeti sağlamış olsa da daha bu takım bünyesinde tam anlamıyla istenen performans düzeyine ulaşamadı.
Sassari bu sezon sergilediği görüntüyle burada olmayı fazlasıyla hak eden takımların başında geliyor. İtalya’da yabancı seçimlerinin, onları organize edebilmenin ne derece önem arz ettiğini göstermiş oldular. Diener kardeşler skor anlamında takımın yükünü çekerken, bu iki ismin yanında Hosley, Vanuzzo, Plisnic gibi değerli katkılar sağlayan isimlere sahipler. Sezon içinde Tony Easley hamlesi yaptılar ki bu takıma nasıl bir katkı sağladığını son maçta bir kez daha gösterdi. Sassari’nin bu sezon İtalya’nın en başarılı takımları arasında geldiğini söylersek yanlış olmaz. Bu turu geçmek adına büyük bir avantaj yakalamış durumdalar ki bu avantajı kullanıp bir üst tura çıkacakları düşüncesindeyim.
Belirttiğim gibi Bologna’nın turu geçmesini istiyor olsam da bunun artık zor olduğunu düşünüyorum. Büyük efor sarf ettikleri ikinci maçta da son topta kaybetmiş olmaları kötü bir son niteliğinde. Bahis açısından Sassari handikap avantajıyla değerlendirilebilir. (Maç sonu 2)
827 BOSTON – PHILADELPHIA (H: 2,5 – 4,5)
Philadelphia şu ana kadar play-off aşamasında önemli bir performans, başarı göstermiş olsa da ben üçüncü maç için işlerinin hiç de kolay olmadığı düşüncesindeyim. Bana göre Boston bu maçı alarak seride üstünlüğü tekrar yakalayacaktır.
Boston Celtics oyuncu profilleri açısından aslında bana antipatik gelen bir takımdır. Yani Paul Pierce’nin süper star şeklinde bir yaklaşımla değerlendirildiği takımı sempatik bulmam söz konusu dahi olamaz. Pierce çok zaman bu takıma katkı sağlamış olsa da çok zaman da takımın gidişatına olumsuz yönde etkilerde bulunmuştur. Başarılarından dolayı onu eleştirmek biraz güç olsa da aynı şekilde Bass konusunda eleştirilerim oldukça fazla. Sürekli olarak Orlando’da daha etkin rollerde kullanılması gerektiğini söylediğim Bass, eline gelen her topu potaya atma sevdası yüzünden Orlando’daki son sezonunda olduğu gibi Boston’a da zarar verir nitelikte bir basketbol oynuyor. Boston gibi bir takım açısından şaşırtıcı bir dördüncü maç olduğunu söyleyebiliriz. Seride 2-1 üstün durumda çıkılan ve çok farklı şekilde başlayınca bu maç nerelere gidiyor dediğimiz bir mücadeleyi Boston kaybederek büyük bir şaşkınlık yarattı. Avery Bradley’in sakatlığı bulunuyor ki bu onların takım enerjisi açısından zarar verici bir durum olarak dikkat çekiyor. Oynadığında dahi sakatlığından sakındığı belli oluyor.
Philadelphia cephesinde gelinen noktanın ne derece büyük bir başarıyı simgelediği çok net ortada. Özellikle son maçta sağladıkları geri dönüş ve bunun sonunda gelen galibiyet çok çok değerli. Fakat yine de güven veren bir takım görüntüsüne sahip değiller. Boston maçı ellerine gelmişken maçın sonunda yine çok kritik tercih hataları yaptılar ama Boston bunlara cevap verebilecek bir hücum etkinliği oluşturamayınca sonuç lehlerine oldu. Özellikle onların sisteminde biraz daha geri planda kalsalar da Thaddeus Young ve Evan Turner’in fark yaratma konusunda bu takımda baş aktörler oldukları düşüncesindeyim. Elton Brand’in rakamsal bazdaki istatistiklerinin aksine ilk defa bu kadar sert bir pota altı mücadelesi veriyor olmasının bu takım açısından önemli bir artı sağladığı görüşündeyim.
Boston’un işi hiç de kolay değil fakat bu üçüncü maç için avantalı taraf oldukları çok açık. Sıkıştıkları ortamda Atlanta serisinde nasıl bir savunmayla rakiplerini geçtiklerini görmüştük. Yine benzer bir durumun bu maçta gerçekleşebileceğini ve handikabı aşarak Boston’un kazanacağını düşünüyorum. (Maç sonu 1)
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
