Şike davasında savcı, beraat istedi

Şike Davası'nın bugünkü duruşmasında Aziz Yıldırım ile birlikte 6 sanığın beraati istendi.

Haber; DHA - AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Şike davasında savcı, beraat istedi
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
05 Ekim 2015 10:31
Son güncelleme 05 Ekim 2015 15:08
Futbolda şike davası kapsamında, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 36 sanık ile ilgili mahkemeye sunulan savcılık mütalaasında, soruşturmada alınan kararlar doğrultusunda elde edilen delillerin, yasal çerçevede hukuka uygun deliller olarak kişilerin mahkumiyetinde kullanılmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı bildirildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görülen duruşmada, esasa ilişkin görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun, 7 sayfalık mütalaasını mahkeme heyetine sundu.

AZİZ YILDIRIM'IN ŞİKE VE ÖRGÜT KURMAKTAN BERAATİ İSTENDİ

Mütalaada, soruşturmanın başladığı tarihte 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un yürürlükte olmadığı ve 14 Nisan 2011'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirtilerek, bu tarihten önceki süreçte, "suç ve cezada kanunilik" prensibi gereği şike ve teşvik primi suçlarından bahsetmenin mümkün olamayacağı, kanunda suç olarak düzenlenmeyen bir fiilin suç soruşturmalarına ve yargılamalara konu olamayacağı belirtildi.

Soruşturma aşamasında mahkemeden alınan "iletişimin denetlenmesi ve teknik fiziki takip" kararlarında tüm şüpheliler hakkında "suç örgütü kurma" suçunun gösterildiği aktarılan mütalaada, davaya konu iddianamede ise yalnızca sanıklar Olgun Peker ve Aziz Yıldırım hakkında ''suç örgütü kurma'' suçundan kamu davası açıldığı, suç örgütü kurma suçundan haklarında teknik-fiziki takip kararları verilen tüm şüphelilerle ilgili bu suçtan kovuşturmaya dair karar verilmediğine vurgu yapıldı.

Soruşturmada tüm şüpheliler hakkında, "suç örgütü kurma" suçundan iletişimin denetlenmesi, teknik ve fiziki takip tedbirlerinin uygulandığı hatırlatılan mütalaada, tüm şüphelilerin "suç örgütü kurma" suçunun faili olmasının mümkün olmadığı halde bu yolla tedbir uygulandığının anlaşıldığı ifade edildi.

Soruşturmada alınan kararlar doğrultusunda elde edilen delillerin, yasal çerçevede hukuka uygun deliller olarak, kişilerin mahkumiyetinde kullanılmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığı da belirtilen mütalaada, Yargıtay'ın haklarında verilen kararları bozduğu sanıklar bakımından daha önce İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede, serbestlik ilkesi gereği delillerin yeniden ve doğrudan eski hükümden bağımsız olarak değerlendirilebileceğinin göz önüne alındığı kaydedildi.

OLGUN PEKER VE SELİM KIMIL'A CEZA İSTEDİ

Mütalaada, "tehdit" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından aldıkları cezalar onanan sanıklar Peker ve Kımıl'ın, onanan cezaları dikkate alınarak cezalandırılması talep edilirken, Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu diğer tüm sanıkların ''örgüt kurmak'', ''örgüte üye olmak'' ve ''şike'' suçlarından beraatine karar verilmesi istendi.

PEKER: "BİR NUMARALI SANIK DEĞİL MAĞDURUM"

Olgun Peker'in avukatı da müvekkili hakkında "örgüt kurmak" suçundan beraat ancak diğer suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesinin istendiğini belirterek, mütalaanın ön yargı ve varsayımla yazıldığını, bu yönden kabul etmediklerini söyledi.

Söz alan Peker de, "Çok yoruldum. Alakam olmayan bir mahkemeyle uğraşıyorum. Ben, bir numaralı sanık değil, bir numaralı mağdurum aslında. Bana ne ceza verirseniz verin, bundan daha büyüğü olamaz. Bu dava, her yerde önüme çıkıyor" ifadesini kullandı.
Söz alan diğer sanık ve avukatları da mütalaaya uyularak beraat kararı verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, karar verilmek üzere duruşmanın 9 Ekim'e ertelenmesine hükmetti.

NE OLMUŞTU?

3 Temmuz 2011'de başlayan soruşturma sonrasında şike iddiaları üzerine dava açılmıtı. Dava sürecinde 1 yıl cezaevinde kalan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 'şike yapmak ve örgüt kurmak' suçundan 6 yıl 3 ay ceza almıştı. Cezanın onanmasının ardından Aziz Yıldırım ile birlikte 6 sanık 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişikliği gerekçe gösterip yeniden yargılanma ve infazının ertelenmesini talep etmişti.

Talebi haklı bulunan Aziz Yıldırım, Olgun Peker, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi ve Selim Kımıl, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden hakim karşısına çıktı. Öte yandan yine Yargıtay'ın bozma kararının ardından, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz, eski Beşiktaşlı yönetici Serdar Adalı, Fenerbahçeli yönetici Şekip Mosturoğlu'nun da aralarında bulunduğu 31 sanığın yargılandığı dava da bu davayla birleştirildi.

AZİZ YILDIRIM'IN AVUKATI KÖKSAL BAYRAKTAR

“Mahkemeye verdiğimiz 11 sayfalık dilekçede Aziz Yıldırım ile ilgili bugüne kadar yürütülen soruşturma ve kovuşturmanın hukuka aykırı yönlerini, bunların kanuna aykırı deliller niteliğindeki bir takım olaylara ve olgulara dayandığını, bunun yanlış olduğunu ifade ettikten sonra daha da önemlisi bundan önceki yargılamada da söylemiştik; saha müşahidi ve hakem raporlarında Aziz Yıldırım’ın aleyhine en küçük bir şüphe, en küçük bir açıklamanın olmadığını ve bunun bu mahkemede ortaya çıktığını ve açıklandığını daha önce belirtmiştik, ancak dikkate alınmamıştı. Ve nihayet son olarak geçen celsede hatırlarsınız, futbol federasyonunun o dönemdeki başkan yardımcısı ve önemli kişilerinin tanık olduğu bu mahkemede bunlar alenen dinlendiler. O tanıkların ifadelerinin tamamen şikenin meydana gelmediği yolunda olduğunu, dolayısıyla mahkemenin bu kadar önemli deliller toplamasının çok yararlı ve hakikaten dürüst ve adil bir yargılamanın gereklerine mahkemenin uyduğunu ifade ettik.

Bugün ayrıca şu oldu, çok önemli. Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun çok önemli bir mütalaada bulundu. Abdullah Mirza bey diyor ki ; “Bir suçtan dolayı soruşturma açılabilmesi için bir eylemden dolayı o eylemin, mutlaka suç olarak kanunda belirtilmesi lazımdır”. Aziz Yıldırım olayında ve bütün Fenerbahçe hadisesinde Mart 2011 tarihine kadar Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Önlenmesi hakkındaki kanun yürürlükte olmadığından bunun hakkında soruşturmaya geçilmesi uygun değildir. Suçta ve cezada kanunilik prensibi gereğince bırakınız yargılamanın açılmasını o fiillerle ilgili, soruşturma dahi yürütülemez” 



İLHAN EKŞİOĞLU'NUN AVUKATI ERSAN ŞEN

"Sayın Savcının esas hakkındaki mütalaası son derece isabetli tespitlerden ibaret. Bizim baştan beri söylediğimiz, olması gereken gösteriliyor orada. O süreçte yaşadığımız sıkıntıların, hukuki sorunların orada ne şekilde vücut bulduğunu, gerçekleştiğini, bunları bizim o dönemde dayanaksız söylemediğimizi, hepsinin Anayasa ve kanunda karşılığının olduğunu, göstermesi ve tespit etmesi bakımından, iddia makamının yani karşı tarafın, suçlamada bulunanın orada esas hakkındaki mütalaada yaptığı tespitler son derece önemlidir. Bizce, bizim açımızdan, tabii mahkeme kararını verecek ama hukuka aykırılıklarla ilgili tespitleri Sayın Savcı da işaret ederek ortaya koymuştur. Bu aşamadan sonra biz Cuma günü çıkacak kararı bekleyeceğiz. Ama sonuçtan son derece umutluyuz. Hukukun, adaletin gereği yerine gelecektir.  Mahkemede de net bir şekilde ifade ettim: Bu bir zorlama değil, olması gerekendir. Bu süreç yanlış başlamış ve devam etmişti. Birçok haksızlık, hukuka aykırılık gündeme geldi. Burada şike yok, teşvik primi yok. O dönemde ben, ısrarla şunu söylemiştim: Neden cebir, şiddet, tehdit olmadan biz burada, yani bir spor mahkemesinde değil de bir torba davada, bizimle ilgisi olmayan konularla, kişilerle birlikte yargılanıyoruz. Neden biz suçlu ilan edildik; basın karşısında o şekilde takdim edildik? Bunları sorduk. Hatta o dönemde bizim huzurumuzda dinlenmeyen tanığın bu mahkemede eski başkanvekillerinden Lütfi Arıboğan’a sorularımızı sorduk. Kendisinin de görgüye, tespite dayalı şike ve teşvik primi iddialarıyla ilgili hiçbir tespitinin olmadığını, gazete haberlerinden öğrendiğini söyledi."



GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam