Salih Uçan, Beşiktaş'ın kapısından nasıl dönmüş?

Süper Lig ekiplerinden Fenerbahçe'nin genç yıldızı Salih Uçan, Futbol Extra'nın Aralık sayısına çok özel açıklamalarda bulundu.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Salih Uçan, Beşiktaş'ın kapısından nasıl dönmüş?
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
30 Kasım 2012 12:34
Sezon başında Fenerbahçe'nin Ege ekibi Bucaspor'dan kadrosuna kattığı genç orta saha oyuncusu Salih Uçan, transferi sonrasında ilk defa Futbol Extra Dergisi'ne konuştu. Önce Medical Park Antalyaspor maçında yaşadığı talihsiz olay, ardından da Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Pendikspor maçında gösterdiği başarılı performans ile gündem olan 18 yaşındaki Salih, “Beşiktaş’ın adeta kapısından döndüm” diyerek transfer süresiyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. 

İşte Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun gözde ismi Salih Uçan’ın transferinin ardından spor medyasına verdiği ilk röportajından bazı satırbaşları:



"BEŞİKTAŞ'A DA GİDEBİLİRDİM!"

Bucaspor’un meşhur akademisinden yetiştin. Nasıl bir altyapı süreci geçirdin?

Ben de 2008’de Bucaspor’a transfer oldum. Marmaris’ten Bucaspor’a geldiğimde henüz 14 yaşındaydım. İzmir’e geldikten sonra oradaki antrenörler, futbolcular, çalışanlar her şey inanılmaz üst düzeydeydi. Beslenme uzmanına kadar vardı. 3 tane suni çim saha, 3 tane normal çim saha, özel çalışma alanları, her oyuncuya birebir konuşma, özel spor psikologu... her şey mükemmeldi. 2 sene altyapıda oynadım. Altyapıyı sağlam aldım. Daha sonra A takımın teknik direktörü olan Samet Aybaba beni ilk kez A Takıma aldı.

Bucaspor’da gösterdiğin performansın ardından birçok takımın listesine girdin. Transfer döneminde neler yaşandı?

Transfer döneminde bir önceki sezon Trabzonspor beni istemiş. Onların ilgisi öyle başlamıştı. Bucaspor da "Salih’i vermek istemiyoruz" demiş. Geçen sezon beni en ciddi isteyen Rubin Kazan’dı. Hatta Hırvatistan’daki milli maçımız sırasında scoutları Tomas yanıma geldi, benimle konuştu. Döndükten sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe çok ciddi bir teklif verdi. Bu arada da bir süreç yaşadım. Gitsem mi, gitmesem mi? Oynayabilecek miyim? O anda da Bucaspor’un çok büyük bir para sıkıntısı vardı. Kulüp aynı zamanda benim de forma şansı bulabileceğim bir kulübe gitmemi istiyordu. Bucaspor’un para ihtiyacı olunca ortaya bir fiyat sundu ve Trabzonspor çekildi. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Rubin Kazan kaldı. Rubin Kazan, "Salih’e şu kadar para verelim, bir sene daha sizde oynasın, gelişsin daha sonra bize gelsin" dedi. Bucaspor’un aklına yattı. Fenerbahçe, "İstediğiniz fiyatı vereceğiz, Salih bize gelsin, Aykut Hoca kamp ve idman performansına bakacak ona göre ya sizde kalacak ya da bize gelecek" dedi. Beşiktaş da, "İstediğiniz fiyatı verelim, Salih direkt bize gelsin" teklifini sundu.

Neden Fenerbahçe’yi seçtin?

Ben Beşiktaş’a da gidebilirdim ama daha teknik direktörleri belli değildi, Samet hoca gelmemişti ve gündemde de değildi. Beşiktaş yönetimi beni istemişti. Beşiktaş’a gitsem bir hoca gelecek beni tanımayacak, beni izlememiş, ilk defa idmanlarda görecek. Belki idmanlarda çok kötü olacağım ve kendimi kanıtlayamayacağım. O zaman direkt dışarıda kalacaktım. Bu yüzden Beşiktaş olmaması en doğrusuydu. Rubin Kazan açısından da henüz 18 yaşındayım orada nasıl yapacağım? Çok soğuk bir iklim. Futbol şartlarını bilmiyorsun. Rusya’ya iki defa gittim ve yemekleri inanılmaz kötüydü. Kafamdan bunlar geçiyordu ve Rubin Kazan’ı da istemedim. Fenerbahçe benim için en iyisiydi çünkü hem Aykut Hoca beni biliyordu ve kendisi istemişti. Hem de kulüp Bucaspor’un istediği parayı karşılıyordu.

Beşiktaş’ın başına Samet Hoca geldi daha sonra...

Samet Hoca beni daha 16 yaşında A2’den A Takıma alan ilk hocaydı. Onu çok seviyorum. Hatta lig başladıktan sonra Samet Hoca’yla bir görüşmemiz oldu, "Niye bize gelmedin?" dedi ben de "Hocam siz yoktunuz daha" dedim. O da bana "Doğru söylüyorsun" demişti gülerek.



"HEDEFİM F.BAHÇE'Yİ AVRUPA'YA TAŞIMAK"

Fenerbahçe orta sahasında inanılmaz tecrübeli isimler var ve rekabet üst düzeyde...

Evet, orta sahada çok kalabalığız. Çok tecrübeli isimler var. Ben de onlardan bir şeyler kapmaya çalışıyorum. Onlardan öğrene öğrene aynı seviyeye geldikten sonra her şey daha iyi olacak.

Kariyerindeki hedeflerin neler? Futbolu Fenerbahçe’de bırakmak mı, yoksa Avrupa’ya transfer olmak mı?

Fenerbahçe şu anda Avrupa standartlarına eşit hatta üstünde bir kulüp. Çok büyük bir camia. Kim istemez 10-15 sene Fenerbahçe’de kalmak? Her Türk futbolcusunun şöyle bir isteği vardır; Kendisini Türkiye’de kanıtladıktan sonra, Avrupa’da da kanıtlamak ister. Benim amacım da Fenerbahçe’yi Avrupa’ya taşımak ve kendimi Avrupa’da Fenerbahçe forması ile ispatlamak. Ancak olmazsa tabii Avrupa’da bir takıma transfer olmak isterim.

Fenerbahçe gibi büyük bir takım için oynuyorsun ve inanılmaz kalabalık bir seyirci topluluğu var. Onların önünde oynamak nasıl bir duygu?

50 bin kişi seni izliyor o anda gerçekten heyecan bastırıyor. O heyecana yavaş yavaş alışıyorsun. Ben Samet Hoca zamanında, 16 yaşında İnönü’ye çıktım. İnönü doluydu o zaman. Simao, Fernandes, Almeida hepsinin ilk defa oynayacağı ikinci yarı maçıydı. Stat tamamen doluydu ve inanılmaz seyirci baskısı vardı. O zamanlar çok heyecanlıydım, dizlerim titriyordu neredeyse. Oradan çıktık Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’ye karşı oynadım Şükrü Saracoğlu’nda... Bunlar tabii zamanla deneyim oluyor. Son maçlarda da artık heyecan olmuyor.



"SERGIO BUSQUETS'E BENZİYORUM"

Hangi mevkide oynamak seni daha çok rahat hissettiriyor?

Ben hem ön liberoda hem de forvet arkasında oynayabiliyorum ama Bucaspor’da daha çok hem ileri destek hem de geriye destek veren bir pozisyonda oynadım. 8 numaralı pozisyon. O bölgede daha iyi oynayabiliyorum. Daha çok top bende kalırsa ve ben dağıtırsam daha iyi benim için.

Kendine örnek aldığın ya da benzettiğin birisi var mı?

Turan Mesci hocam beni Sergio Busquets’a benzetiyordu. İnce yapım, top kazanma ve kullanma şeklim nedeniyle. Ben de izlediğimde ona benzer özelliklerim olduğunu düşünüyorum.

Fellaini benzetmeleri için ne diyeceksin peki?

Fellaini’yi izledim ama benim onunla tek benzerliğim; saçlarım! O çok uzun boylu, forvetten kafa indiren falan bir oyuncu...(gülüyor)

Takıma geldikten sonra Alex, Kuyt, Sow, Meireles gibi dünyaca ünlü isimlerle idmanlara çıktın. Onlardan neler öğrendin?

Ben her pozisyonda topu ayağımda fazla tutmayayım ve tek oynayayım diye düşünüyorum. Bazen de tek oynarken kaptırıyorsun. Bana öğrettikleri en önemli şey tek oynama oldu. Bir saniye bekle, kontrol et dediler. Çünkü kontrol edince belki geç oynuyorsun ama güvenli oynuyorsun.

MP ANTALYASPOR MAÇINDA NELER YAŞANDI?

Antalyaspor maçındaki pozisyon da bununla alakalı mıydı?

O da aslında tam tersi (gülüyor) Top dümdüz geldi bana. Hafif sağıma gelse yatırayım ya da soluma gelse sol ayakla vurayım diye düşünürdüm ama top dümdüz gelince tek vuruş açım yoktu. O anda ben de kontrol edip daha iyi bir şut çıkarayım dedim ama döndü ve pozisyon oldu.

Pozisyondan sonra yapılan yorumlar hakkında neler söylemek istersin?

Birkaç yerde "Salih çok ağladı, Volkan ağabeyi geldi gözyaşlarını sildi" gibi şeyler okudum ama bunlar olmadı tabii ki. Çok umursamaz da değilim. Pozisyonda zaten topa kaydım ve sonra golü görünce "Hay Allah kahretsin, nasıl oldu bu ya!?" diye o anda baya üzüldüm. Kafamdan milyonlarca şey geçti ama golü yedik artık yapacak bir şey yoktu. Gittim top aldım oyun açtım yani oyuna devam ettim.



Kendinde gördüğün eksikler neler?

Daha fazla güçlenmek ve artık oynamak. Benim ince bir yapım var ve geçen sene bana herkes, ‘Güçlenmen lazım çok ince duruyorsun’ diyordu. Ama ben kendimi oynayarak kanıtladım. İyi oynarken kimse bana güçlenmen gerekiyor demiyordu.

Çocukken hangi takımı tutuyordun?

Çocukken Marmarisspor’un maçlarına gidiyordum. Fenerbahçe, Galatasaray ya da Beşiktaş şampiyon olsun da sevinelim gibi şeylerimiz olmadı. Sadece Marmarisspor’u seviyordum.

Kendi yaş grubunda en beğendiğin isimler kimler?

Kendi arkadaşlarımızdan en iyi oynayanlar milli takımda aramızda. Yurtdışında da Raheem Sterling var. İngiltere A Milli Takımı’na seçildi. Fiziksel olarak vs bakıyorum bizden çok da farkı yok ama oynadı, kendini kanıtladı ve seçildi.

SALİH'TEN KISA KISA...

Futbolcu olmasaydın...

Benim Marmaris’te evim denize 100 metreydi. Sabah 9’da kalkıp denize gidiyordum akşam yemeğinde tekrar eve geliyordum. Çocukken çok hızlı yüzerdim. Kursa gitseydim yüzücü olabilirdim. Yine sporcu olurdum. Başka bir meslek zor. Futbol kadar başka bir meslekte zevk vermezdi.

Alex’in vedasına dair...

Kaptan’la uzun süre birlikte olamadım. 1 ay filan birlikte olduk. Dışarıdan herkes geçen sene herkes "Alex" diyordu ama takımın içine girince ağırlığını gördük. Aşırı derecede bir ağırlığı vardı. Futboluna söylenecek hiçbir şey bulamıyorum. Çok fazla birlikte olmadık ama hiç yanlış bir şeyini görmedim. Gidişi ile ilgili de bu hocamızla alakalı bir şey. Toplantılar vs oldu kimse ne olduğunu bilemez.

Röportaj: Serkan AKKOYUN / Futbol Extra

Hepsi ve daha fazlası Futbol Extra Dergisi aralık sayısında...



GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Yasal Uyarı: Bu haber kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tümü
 Reklam