Dîvân-ı Hümâyûn memuru Yusuf Kamil, dört yılı aşkındır bu görevi sürdürüyordu. Yine sabahına işine gideceği bir gece uyurken, rüyasında hayatını değiştirecek bir şey gördü. Hiç kimseye anlatmadı ne gördüğünü. Kendi bilgileri ile rüyasını tabir etti ve amirlerinin huzuruna çıktı: "Paşalarım. Yüksek müsaadenizle ben görevime Mısır'da devam etmek istiyorum"
Yusuf Kamil, hayatının Mısır'da değişeceğine olan ender inancı ile yola koyuldu. Günümüzde bile bundan tam 183 sene önce yapılan bu yolculuğun sebebi olan rüya bilinmiyor. Ancak Yusuf Kamil'in Mısır'a gidip orada Mehmet Ali Paşa'nın emrinde çalıştığını, hizmeti sırasında Paşa'nın kızı Zeynep Hanım'la evlendiğini biliyoruz. Aynı zamanda acıklı bir aşk hikayesine sahip olduklarını da...
Yusuf Kamil ve Zeynep Hanım, Mısır'da Mehmet Ali Paşa'nın vaililiği Abbas Halim Paşa'ya devretmesi ile mutlu günlere elveda demişlerdi. Kızamazlardı babalarına; Mehmet Ali Paşa vefat etmişti çünkü. Abbas Halim'in yıldızı Yusuf Kamil'le bir türlü barışmadı. Onu önce sürdü, ardından Zeynep'le boşan ve Mısır'daki mallarını burada bırakıp git dedi. Yusuf Kamil ve Zeynep bunun üstüne Saray'dan yardım istediler. Sultan Abdülaziz hem Yusuf Kamil'in hem de Zeynep Hanım'ın yardım çağrılarına kayıtsız kalmadı. Nasıl kalsın; o değil miydi tarihe geçmiş bir yasak aşkın kahramanı...
Sonunda Yusuf Kamil ve Zeynep, Sultan ile Reşit Paşa'nın çabaları sayesinde İstanbul'da buluştular. Ölene kadar da beraber yaşadılar ve bugün İstanbul'un en önemli çocuk hastanelerinden birisi; Zeynep Kamil Hastanesinin kurucusu oldular. Üsküdar'daki Zeynep Kamil Mahallesine de isimleri verilen çiftin hiç çocukları olmadı ancak o günden bu güne yüzlerce çocuğun hayatta kalmasını sağlayıp, büyüyünce onlarınkini kıskandıracak aşklar yaşamasını sağladılar. Çocukların hayatta kalması, büyük aşklar için önemlidir. Büyük aşıklar, büyük işler becerirler çünkü; Lionel Messi gibi...
Zeynep Kamil'deki çocuklar gibi hastalıkla boğuşarak bugünlere gelen Messi'nin hayata tutunmasını sağlayan şeyler ailesi, futbol ve 'zenci' lakaplı kendinden hem yaş hem de fizikseL olarak daha küçük olan bir kızdı. Onu ilk gördüğünde henüz beş yaşındaydı. Yakın arkadaşı ve daha sonra altyapıda takım arkadaşı da olan Lucas Scaglia'nın evinde oyun oynarken merdivenlerden minnacık bir kız indi. Ten rengi o kadar esmerdi ki, zenci olmamasına karşın çocuklar arasında lakabı zenciydi. Ailesi İtalyan kökenliydi. Babası mahallenin en büyük süpermarketinin sahibiydi. Annesi ise çalışmıyordu. Orta halli bir Arjantin ailesinin ortanca kızı olan bu minik, merdivenlerden inerken Lionel ile göz göze geldi. Kuzeni ve arkadaşına, "Bir şeye ihtiyacınız olursa bana söyleyin. Annem meşgul" dedi. Lionel yıllar sonra verdiği röportajda, "Onu görür görmez hayatımın geri kalanını onunla geçirmek istediğimi anladım." diyordu. Beş yaşındaki bir çocuk için fazla iddialı bir söz değil mi?
Ama bu sözün sahibi Lionel Messi ise o zaman durup düşünmemiz lazım. Hele ki bu sözlerin üzerinden 24 yıl geçmiş ve şu an o bahsettiği kızla evli olduğunu hesaba katınca...
Lionel beş yaşındayken bu minik kıza aşık oldu olmasına ama duygularını bir süre sadece içinde yaşamak zorunda kaldı. Sekiz yıl boyunca beraber oyunlar oynadılar. 'Zenci' yani Antonella, Lionel'in maçlarını izledi; Lionel de onun cimnastik antrenmanlarını. Sekiz yıl sonunda ayrılık sokakta oyun oynarken susamış ve koştura koştura eve gelmiş bir çocuk gibi çaldı kapılarını. Lionel hayallerinin peşinden koşmak üzere Barcelona'ya gitti. Ama hayallerini Arjantin'de kurmaya devam ettiğini o ve Tanrı çok iyi biliyordu.
Nasıl ki Yusuf Kamil ve Zeynep yıllarca ayrı kalsalar da sevmekten vazgeçmediler birbirlerini; Lionel ve Antonella da, Lionel'in yaz tatillerinde Rosario'ya gelmesiyle birbirilerinden hiç kopmadılar. Aralarında birbirlerine itiraf edebildikleri herhangi bir şey yoktu aslında. Dünyanın en utangaç ikilisi birbirine aşık olmuştu. Aynı zamanda da en kısa! Antonella, Lionel'in hayat karşısındaki mücadelesine aşıktı. Lionel ise Antonella'nın saflığına. Şu günlerde bile Messi eve geldiğinde Real Madrid ya da benzer bir takıma üç gol attığını, bütün dünyanın ondan bahsettiğini karısına anlatıyor ancak aldığı cevap şu oluyor: "Süper. Hadi gel film izleyelim"
Lionel'in Barcelona'daki mücadelesi sürerken Antonella da Arjantin'de üniversite okuyordu. Diyetisyen olacaktı ancak istediği bu değildi. Bir yandan da hasrete bulanmış aşkıyla uğraşıyordu iç dünyasında. Lionel 2009 yılında verdiği röportajda öyle bir cümle kurdu ki, Antonella artık ne yapması gerektiğini biliyordu: "Evet bir sevgilim var. Ama o Arjantin'de yaşıyor. Çok mutluyum" Birkaç yıl sonra Antonella okulunu bıraktı ve İspanya'ya geldi. Burada Sosyal İlişkiler ve bir yandan da İngilizce üzerine üniversite eğitimi almaya başladı. Kavuşmuşlardı. Birkaç yılın ardından da artık dünyanın en gözde çiftlerinden birisi oldular. Yani mutlu son...
1992 yılında ilk göz göze gelmelerinin ardından ikisi de bu hikayenin mutlu sonla biteceğini biliyordu. Tıpkı Kamil ve Zeynep gibi. Onlar da adlarını şimdiden tarihe kazıdılar. Aşk, bugün olduğu gibi sadece 14 Şubat'ın içine sığdırılmaya çalışılamayacak kadar büyüktür. Kamil ve Zeynep'in aşkının bir semtte yaşaması gibi; Lionel ve Antonella'nın çocuk gözleri ile birbirlerine bakıp bir daha kopamaması gibi. Karakterlerin isimleri birbirlerine ne kadar uzak olsa da aşk aynı duygusudur; yıllar geçse de üstünden, birbirini unutmayacak kalbe sahip olanların.
YAZI: Serkan AKKOYUN
Yusuf Kamil, hayatının Mısır'da değişeceğine olan ender inancı ile yola koyuldu. Günümüzde bile bundan tam 183 sene önce yapılan bu yolculuğun sebebi olan rüya bilinmiyor. Ancak Yusuf Kamil'in Mısır'a gidip orada Mehmet Ali Paşa'nın emrinde çalıştığını, hizmeti sırasında Paşa'nın kızı Zeynep Hanım'la evlendiğini biliyoruz. Aynı zamanda acıklı bir aşk hikayesine sahip olduklarını da...
Yusuf Kamil ve Zeynep Hanım, Mısır'da Mehmet Ali Paşa'nın vaililiği Abbas Halim Paşa'ya devretmesi ile mutlu günlere elveda demişlerdi. Kızamazlardı babalarına; Mehmet Ali Paşa vefat etmişti çünkü. Abbas Halim'in yıldızı Yusuf Kamil'le bir türlü barışmadı. Onu önce sürdü, ardından Zeynep'le boşan ve Mısır'daki mallarını burada bırakıp git dedi. Yusuf Kamil ve Zeynep bunun üstüne Saray'dan yardım istediler. Sultan Abdülaziz hem Yusuf Kamil'in hem de Zeynep Hanım'ın yardım çağrılarına kayıtsız kalmadı. Nasıl kalsın; o değil miydi tarihe geçmiş bir yasak aşkın kahramanı...
Sonunda Yusuf Kamil ve Zeynep, Sultan ile Reşit Paşa'nın çabaları sayesinde İstanbul'da buluştular. Ölene kadar da beraber yaşadılar ve bugün İstanbul'un en önemli çocuk hastanelerinden birisi; Zeynep Kamil Hastanesinin kurucusu oldular. Üsküdar'daki Zeynep Kamil Mahallesine de isimleri verilen çiftin hiç çocukları olmadı ancak o günden bu güne yüzlerce çocuğun hayatta kalmasını sağlayıp, büyüyünce onlarınkini kıskandıracak aşklar yaşamasını sağladılar. Çocukların hayatta kalması, büyük aşklar için önemlidir. Büyük aşıklar, büyük işler becerirler çünkü; Lionel Messi gibi...
Zeynep Kamil'deki çocuklar gibi hastalıkla boğuşarak bugünlere gelen Messi'nin hayata tutunmasını sağlayan şeyler ailesi, futbol ve 'zenci' lakaplı kendinden hem yaş hem de fizikseL olarak daha küçük olan bir kızdı. Onu ilk gördüğünde henüz beş yaşındaydı. Yakın arkadaşı ve daha sonra altyapıda takım arkadaşı da olan Lucas Scaglia'nın evinde oyun oynarken merdivenlerden minnacık bir kız indi. Ten rengi o kadar esmerdi ki, zenci olmamasına karşın çocuklar arasında lakabı zenciydi. Ailesi İtalyan kökenliydi. Babası mahallenin en büyük süpermarketinin sahibiydi. Annesi ise çalışmıyordu. Orta halli bir Arjantin ailesinin ortanca kızı olan bu minik, merdivenlerden inerken Lionel ile göz göze geldi. Kuzeni ve arkadaşına, "Bir şeye ihtiyacınız olursa bana söyleyin. Annem meşgul" dedi. Lionel yıllar sonra verdiği röportajda, "Onu görür görmez hayatımın geri kalanını onunla geçirmek istediğimi anladım." diyordu. Beş yaşındaki bir çocuk için fazla iddialı bir söz değil mi?
Ama bu sözün sahibi Lionel Messi ise o zaman durup düşünmemiz lazım. Hele ki bu sözlerin üzerinden 24 yıl geçmiş ve şu an o bahsettiği kızla evli olduğunu hesaba katınca...
Lionel beş yaşındayken bu minik kıza aşık oldu olmasına ama duygularını bir süre sadece içinde yaşamak zorunda kaldı. Sekiz yıl boyunca beraber oyunlar oynadılar. 'Zenci' yani Antonella, Lionel'in maçlarını izledi; Lionel de onun cimnastik antrenmanlarını. Sekiz yıl sonunda ayrılık sokakta oyun oynarken susamış ve koştura koştura eve gelmiş bir çocuk gibi çaldı kapılarını. Lionel hayallerinin peşinden koşmak üzere Barcelona'ya gitti. Ama hayallerini Arjantin'de kurmaya devam ettiğini o ve Tanrı çok iyi biliyordu.
Nasıl ki Yusuf Kamil ve Zeynep yıllarca ayrı kalsalar da sevmekten vazgeçmediler birbirlerini; Lionel ve Antonella da, Lionel'in yaz tatillerinde Rosario'ya gelmesiyle birbirilerinden hiç kopmadılar. Aralarında birbirlerine itiraf edebildikleri herhangi bir şey yoktu aslında. Dünyanın en utangaç ikilisi birbirine aşık olmuştu. Aynı zamanda da en kısa! Antonella, Lionel'in hayat karşısındaki mücadelesine aşıktı. Lionel ise Antonella'nın saflığına. Şu günlerde bile Messi eve geldiğinde Real Madrid ya da benzer bir takıma üç gol attığını, bütün dünyanın ondan bahsettiğini karısına anlatıyor ancak aldığı cevap şu oluyor: "Süper. Hadi gel film izleyelim"
Lionel'in Barcelona'daki mücadelesi sürerken Antonella da Arjantin'de üniversite okuyordu. Diyetisyen olacaktı ancak istediği bu değildi. Bir yandan da hasrete bulanmış aşkıyla uğraşıyordu iç dünyasında. Lionel 2009 yılında verdiği röportajda öyle bir cümle kurdu ki, Antonella artık ne yapması gerektiğini biliyordu: "Evet bir sevgilim var. Ama o Arjantin'de yaşıyor. Çok mutluyum" Birkaç yıl sonra Antonella okulunu bıraktı ve İspanya'ya geldi. Burada Sosyal İlişkiler ve bir yandan da İngilizce üzerine üniversite eğitimi almaya başladı. Kavuşmuşlardı. Birkaç yılın ardından da artık dünyanın en gözde çiftlerinden birisi oldular. Yani mutlu son...
1992 yılında ilk göz göze gelmelerinin ardından ikisi de bu hikayenin mutlu sonla biteceğini biliyordu. Tıpkı Kamil ve Zeynep gibi. Onlar da adlarını şimdiden tarihe kazıdılar. Aşk, bugün olduğu gibi sadece 14 Şubat'ın içine sığdırılmaya çalışılamayacak kadar büyüktür. Kamil ve Zeynep'in aşkının bir semtte yaşaması gibi; Lionel ve Antonella'nın çocuk gözleri ile birbirlerine bakıp bir daha kopamaması gibi. Karakterlerin isimleri birbirlerine ne kadar uzak olsa da aşk aynı duygusudur; yıllar geçse de üstünden, birbirini unutmayacak kalbe sahip olanların.
YAZI: Serkan AKKOYUN
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
