Ankaragücü'nün efsane ismi patladı!

Spor Toto Süper Lig'de Spor Toto 2. Lig'e kadar gerileyen ve maddi açıdan zor günleri atlatamayan Ankaragücü'nün eski genel menajeri Hikmet Hancıoğlu patladı

Haber; Basın Bülteni
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Ankaragücü'nün efsane ismi patladı!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
29 Ağustos 2013 14:52
Ankaragücü'nün efsane isimlerinden, eski genel menajer Hikmet Hancıoğlu, 2 seviye düştükten sonra hala zor durumdan kurtulamayan ve büyük bir mücadele sergileyen Ankaragücü'nün bu duruma nasıl geldiği ile ilgili olarak oldukça ilginç açıklamalarda bulundu.

Hikmet Hancıoğlu'nun Ankaragücü'nün son 3 yılıyla ilgili olarak kaleme aldığı ilginç yazı şöyle;

"Ankaragücü’nün büyük taraftar desteği, altyapı olanakları, misyonu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in her zaman iştahını kabartmıştır, Ankaragücü’nü siyasi bir argüman olarak kullanma isteyen Melih Gökçek 1994 yılında Ankaragücü'nü ele geçirmek için harekete geçmiş, Ankaragücü taraftarı ve kulübü bu tehlikeyi gördüğün için bu hamleye izin vermemiştir.

Ankara gücü operasyonunda başarısız olan Melih Gökçek amatör kümede bulunan Ankaraspor’u ele geçirerek takımı Ankara Büyükşehir belediyesinin olanak ve desteğini sağlayarak bu takımı süper lige çıkarmıştır. Bu takımın adını da Ankara Büyükşehir Belediye Spor olarak değiştirmiştir.

Ankara’da Ankaragücü’nün karşısında yeni bir marka yaratmaya çalışan Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Spor’da istediği taraftar desteğini bulamayan Melih Gökçek Ankaragücü’nü ele geçirme planlarını 2009 yılında kaldığı yerden yeniden başlamıştır. Bu operasyonların ilk ayağı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Spor’un adını bir gecede Ankara Spor A.Ş olarak değiştirilmiştir. Hukuki olarak usulsüz olan bu uygulama ile Belediyenin uhdesinde olan takım bir takım şahısların eline geçmiştir. Artık Melih Gökçek’in istediği zaman adını değiştirebileceği, istediği gibi oynayacağı bir takımı vardır.

Melih Gökçek’in Ankaragücü operasyonun ikinci ayağı ise 26 Mart 2009 tarihli Ankaragücü olağanüstü kongresine rast gelir. Bu tarihte Ankaragücü’nün kalan maçlarını alamayacağı hesap edilmiş, Ankaragücü’nün Süper Lig’den düşmesi beklenmeye başlanmıştır. Hesap şudur; Ankaragücü Ligden düşecek ve Ankaragücü adı Ankara Spor A.Ş’ ye verilecek böylece Melih Gökçek hülle yoluyla Ankaragücü adını eline geçirmiş olacaktı. Amam ilahi adalet tecelli eder ve taraftar desteğini arkasına alan Ankaragücü teknik heyet ve yönetimin olağanüstü başarısıyla Ligde kalır, Melih Gökçek’in hayalleri bir kez daha suya düşür. Ankaragücü’nün Ligden düşmesi için Gökçek’in özel çaba harcadığı fakat başaramadığı. sezon sonunda Ankara Spor A.Ş’ nin o tarihteki menajeri tarafından da teyit edilmiştir. Bir dost sohbetinde Ankara Spor menajeri “Bizi düşürmek istediniz amacınız Ankaragücü’nü ele geçirmekti doğru değil mi diye sorduğumda evet ağabey dediğin gibi yanıtını aldım.

GÖKÇEK A.GÜCÜ'NÜ NASIL ELE GEÇİRDİ?

2008-2009 sezonunda MKE Ankaragücü’nün ligde kalması Gökçek’in tüm hesaplarını altüst etti. Gökçek Ankaragücü’nü ele geçirmek için yeni bir hamle daha yaptı. Ankaragücü Başkanı Cengiz Topel Yıldırım ve eski başkanı Cemal Aydın’la kapalı kapılar ardında yapılmaya başlanan bu görüşmelerde adeta Ankaragücü’nün idam kararı alınıyordu. Bu tabloyu gördükten sonra takımın eski bir futbolcusu ve o gün ki futbol şube sorumlusu olarak defalarca, Başkanım bu takımın geleceği çok iyi, önümüz açık, bu takımı Gökçeklere teslim etme, bu takımın sonu olur, tarih önünde hesap veremeyiz dedim. Başkan tüm bu uyarılarıma tamam diyerek yanıt verdi.

Bu süreçte yaşanılan bir olay Ankaragücü’nün önünün ne kadar açık olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Takım dünyaca ünlü Darius Vassell İngiltere’nin Mancester Citty’den transfer etmek istemiş kimse bu transfer gerçekleşeceğine inanmamıştı. Darius Vassell’le Ankara Esenboğa havaalanına indiğimizde 3 Bin kişilik bir taraftar karşıladı. Uzun bir konvoyla Ankara’ya geldik o gün Ankaragücü’nün çıtayı ne kadar yükselttiği bir kez daha görmüştüm.

Ancak bu uyarılarımın bir işe yaramadığı Melih Gökçek, Cemal Aydın ve Cengiz Topel Yıldırım’ın Altınpark’ta 19 Ağustos 2009 tarihinde bir araya gelmesi gösterdi. Ankaragücü Başkanı, eski başkanı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanın

Ankaragücü için güç birliği sloganıyla elle tutuşarak ellerini havaya kaldırdılar, bu tablonun aslında bir güçsüz birliği olduğu, Ankaragücü’nü karanlığa sürükleyen bir dönemin başlangıcı olduğu sonraki günlerde ortaya çıktı. Cengiz Topel Yıldırım’a Gökçeklerle birleşme olursa istifa edeceğimi belirttiğim için aynı gün yöneticilik ve futbol şube sorumluluğumdan istifa ettim.

ANKARAGÜCÜ'NÜN FELAKETE SÜRÜKLENDİĞİ DÖNEM

Havaya kalkan ellerin asıl anlamı Ankaragücü’nün 30 Ağustos 2009 olağanüstü kongresinde ortaya çıktı. Yapılan kongrede Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek Ankaragücü Kulübünün başkanı oldu.

30 ağustos 2009 olağanüstü kongreyle beraber MKE ANKARAGÜCÜ Gökçeklere teslim edildi. Çok geçmeden önce Cengiz Topel Yıldırım daha sonra Cemal Aydın beni aradı, yapılan işin yanlış ve kötü olduğunu, beraber hareket etmemizi gerektiğini söylediler. Olayların en başından beri Gökçekler gibi düşünenlerin karşısında olduğum için bu teklife olumlu yanıt verdim. Cengiz Topel Yıldırım bana Cemal Aydınla görüşüp kongre iptal davasını açalım deyince bende iki ismi bir araya getirdim. Yapılan görüşmenin sonrasında hemen kongre iptal davası için çalışmalara başladık.Cemal Aydın hukuk bilgisi benim gelişmeleri yakından bilmem kongreyi iptal aşamasına getirdi.

1 GÜNDE 33 MİLYON BORÇ

Kongre iptal davası aşamasında mahkemenin atadığı bilirkişiler Gökçek yönetiminin yok hükmünde olduğunu ve kongrenin iptali ile ilgili görüşünü mahkemeye bildirdiği gün takım üzerinde Gökçek zihniyetinin ali Cengiz oyunları ilerleyen tarihte birer birer ortaya çıktı. Gökçek yönetiminin maaşlı genel menajer Ender Yurtgüven takımdan 1.800.000.TL alacaklı hale getirilken, takım aynı, aynı avukat kanalıyla ve aynı icra dairesine yapılan başvuruyla ilamsız takip yoluyla 33.000.000.TL. borçlandırılmıştır. MKE ANKARAGÜCÜ,nü ipotek altına alan bu borç faizleriyle birlikte 50.000.000.TL’ye yükselmiştir. Bu borçların bir kısmı ödenmiş hala ödenmeye devam edilmektedir. Usulsüz olduğunu, olduğunu düşündüğümüz yüksek orandaki borçlandırmayla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundum. Bu suç duyurusu nedeniyle kulüpten alacaklı olan kişilerin savcılıkta verdikleri çelişkili ifadeler bu borçlarla ilgili kuşkularımızı doğrular niteliktedir.

GÖKÇEKLER İLE KOLKOLA GİRMEK...

Yargıtay’ın Temmuz 2011 tarihinde kongrenin iptalini onamasıyla yeni bir süreç başladı. Geçmişten hiç bir ders çıkarılmayan, kişisel hesapların kulübün önüne geçtiği, sen ben kavgasının alevlendiği bu günlerde ilginç gelişmeler üst üstte yaşandı. Gökçekler Ankara Valiliğinden Ankaragücü 30 Ağustos 2009 öncesi yönetimine yani Cengiz Topel Yıldırım’a devredilmelidir kararını çıkarttı.

Bu süreci gören Cemal Aydın mahkemenin eski yönetim yerine kayyum atayarak seçime gitmesi için uğraş veriyordu. Cengiz Topel Yıldırım ise eski yönetim olarak göreve devam etmek istiyordu. Gökçek ise Valilik görüşüne rağmen kulübün devir işlemlerini .her gün bir sonraki güne erteleyerek zaman kazanıyor, içeride operasyonlar çekiyordu. Bu günler kulübün hesap hareketleri açısından incelenmesi gereken önemli günlerdir.

Yaşanan gelişmelerden duyduğum rahatsızlığın da etkisiyle Cengiz Topel Yıldırım,ı arayarak bunlar bizi oyalayıp kongre yaparlarsa boşluğa düşeriz Cemal Aydın,ı arayayım bir araya gelelim olmazsa kongreye hazırlıklı oluruz dedim. Bunun üzerine Cengiz Topel’le birlikte Cemal Aydın,ın evine gittik. Yapılan görüşmede ortak görüş birliğine vardık. Kongreye hazır olalım ve Gökçekler Cengiz Topel’i kulübü devri için ararlarsa koşulsuz devir alınacağı ortak kararına vardık. Aynı günün gecesinde Cengiz Topel Yıldırım ve Gökçeklerin Saray Tesislerinde bir araya gelerek, devir yöntemlerini görüştüklerini Cengiz Topel ertesi gün ki görüşmemizle benle paylaştı. Ne konuştunuz diye sorduğumda kongrenin iptal olduğunu, takımın Saray Tesislerinde kalacağı ve Gökçeklerin görevine devam edeceğini söyleyince bunun mümkün olmayacağını söyleyerek tepkimi gösterdim Ben bu işte yokum dedim. Biz bu kadar mücadele verdikten sonra bunu nasıl kabul edebilirdik. Takımı yok etmek isteyen Gökçeklerle kol kola girmek hem Ankara’ya hem de Ankaragücü’ne bir ihanetti.

İlerleyen günlerde kulübün çıkarı için ne yapılabilir sorusuna yanıt aramak için Sayın Topel’le iki defa bir araya geldim. Beraber çalışalım dedi, bende iki şartım var bunlardan ilki takımın saray tesislerinden Ankaragücü tesislerine Beştepeye getirilmesi ikincisi ise Gökçeklerin personeli tamamen takımdan ayrılmasıydı. Cengiz Topel bunları kabul etmeyince yollarımız ayrıldı. 24 Ağustos 2011’de Valilik görüşüyle takımı teslim alan Cengiz Topel, 19 Kasım 2011 tarihinde olağanüstü kongre kararı almak zorunda kaldı.

YANIT BEKLEYEN SORU

Cengiz Topel Yıldırım takımı bıraktığında transfer yasağı devam ediyordu
30 Ağustos 2009 tarihli kongre öncesi kulüp yönetimi Gökçeklere devrettiğimizde kulübün 22 Milyon TL borcu vardı, bu borç iki yılda beşe katlayarak 94 Milyon TL’ye yükseldi.
19 kasım 2011 tarihli kongre sonrası ertesi gün bütün alacaklı olan futbolcular ihtarname çekerek serbest kalmak için sıraya girdiler.
24 Ağustos 2011 tarihinde Cengiz Tople Yıldırım’a bu kulübü bu şekilde alma dedik. Tüm ısrarlara rağmen devraldı.
Cengiz Topel Yıldırım kendi döneminin tüm borçları ibra ettikten sonra kulübü tekrar bıraktı.
19 Ağustos 2011.kongresinden bir önce Cemal Aydın, Cengiz Topel Yıldırım, osman kolsuz, Mehmet Kemal Ünsal bir araya gelip kulübü birbirlerine ikram edercesine kongreyi güçsüz bir yönetime bıraktı.

Peki tüm bunlar ne için yapıldı, bu tablonun hesabı bugüne kadar neden sorulmadı?

SON DÖNEMLER

2012-2013 sezonuna PTT 1.ligde devam edecektik fakat kulübümüzün bütün kararlarını veren Mehmet Ural olduğu için kulübün içinde ne yapılıyor ne oluyor bilemiyordum.çünkü karar defteri ofisinde kendi bildiği gibi kararlar alıyor kiminin imza yetkisini kaldırtıp kendine yakın olanlara imza yetkisi verdiriyordu.kulübün içinde olmamıza rağmen bilgi almakta zorlanıyordum.süper ligden düştükten sonra kulübe gelen giden olmadığı gibi Beştepe tesislerin elektiriği kesik.sahaların kuruması için Yenimahalle ve Çankaya belediyesinden getirttiğimiz su tankerleriyle on gün süre içinde personelin öz verisiyle sahalarımızı kurtardık.

İshak Doğan transfer etmek isteyen kulüpler olunca benimle temasa geçtiler ve zorunlu olarak satmak gerekiyordu. Karabükspor’la görüşmeleri kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda anlaşmayı yaptık ödeme aşamasın kulübe uğramayan sahaların kuruması için umurunda olmayan kar çekleri alarak gittiler.utanmasalardı elektrik borcu ve çalışmayan telefonların parasını ödemeyeceklerdi.

Nedendir bilmem üç defa kongre ertelendi ve 27 temmuz 2012 kongresinde yapmak istemeyenlerin duyumunu aldım ayrıca 2012-2013 PTT.1.lig,e katılmamak için Mehmet Ural tarafından TFF,ye dondurulma dilekçesi verildiğini duyunca camia,yı harekete geçirerek lige katılmama dilekçesini baskıyla geri çektirdik.eğer geçen sene lige katılmamış olsaydık FİFA’dan gelen eksi puanlarla MKE ANKARAGÜCÜ tarih olmuştu.

Geçen sezon planlı programlı elimizdeki maddi imkanları iyi kullanabilseydik ptt 1.ligde bu sene devam ediyor olurduk.bent ahlat Mehmet Ural,la yapmış olduğu görüşme sonucunda 27 temmuz 2012 kongresinde başkan oldu fakat benimde tanımadığım birbirine benzemez ve maddi gücü olmayanlardan kurulan yönetim başarılı olamadı daha sonra bent ahlatın cezaevi sürecinden sonra gelenlerin MKE ANKARAGÜCÜ,nü hiç bilmemeleri ve dışarıdan müdahalelerle benimle çalışmak istemeleri sonucunda benim futbolcu satılmasına karşı geldiğim için yollarımız ayrılarak iki futbolcuyu da değerlerin altında satarak kulübümüzün oyuncu kadrosunu zayıflatmaları ve maddi olarak zarara uğratmışlardır.ama zararın verenin yanına kar olarak kalıyor ama şu anda kendileri yok MKE ANKARAGÜCÜ var.

MKE ANKARAGÜCÜ çok büyük bir takım.fakat değerlerini iyi bilmeyen ve son dört yıldır bu takıma her kim zarara uğrattıysa onlardan hesap sormayan yönetimde suçludur.
Ben kendi adıma MKE ANKARAGÜCÜ geleceği için yapmam ne gerekiyorsa bütün gücümle yönetime destek olurum.görevi kötüye kullanıp kulübümüzü maddi ve manevi zarara uğratanlardan mahkeme yoluyla görevi kötüye kullanmak suçundan rucü davası açması gerekir eğer yapılmıyorsa şüphelerim artıyor.

Kulubümüzün borcundan dolayı isim değişikliğine gitmek işin kolayı ve zarar verenlerin suçunu örtmekten başka bir şey değildir. 103 yıllık tarihi bir kulubü marka değeri çok büyüktür.bu ölçüsü para değildir.yönetimin şu anda yaptıklarının içine bilemem ama ayakta durmaya çalışan daha iyi bir birliktelikle herkese ayni mesafede durulursa geleceğimiz için endişelenmeye hiç gerek yok."

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam