"Beşiktaş maçından sonra ağladım"

Türk Futbolunun unutulmaz ismi eski hakem Cem Papila, Yavuz Atalay’a gündeme bomba gibi oturacak açıklamalarda bulundu.

Haber; Sporx.com, Fotoğraf; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Beşiktaş maçından sonra ağladım'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
11 Ocak 2015 12:55
Türk Futbolunun unutulmaz ismi eski hakem Cem Papila, Yavuz Atalay’a gündeme bomba gibi oturacak açıklamalarda bulundu.

Cem Papila’nın Futbol Extra Dergisi’nden Yavuz Atalay’a verdiği mülakattan satırbaşları şöyle:

Tabi, en başta şunu belirtmek isterim ki, Sevgili Cem Papila hocamız, bize Ankara’da müthiş bir ilgi gösterdi. İlk defa görüşüyor olmamıza rağmen, yıllardır dostmuşuz gibi bizi ağırladı. Bize gösterdiği samimiyet dolu yakınlık için hocamıza teşekkür ediyoruz.

Hocamızla, 2 saat 25 dakikayı aşkın bir röportaj yaptık ki bu bizim için bir rekor oldu. Ve ayrıca bu süre zarfında, Cem Hocanın ne kadar dürüst, kişilikli, onurlu bir beyefendi olduğunu gördük… Ayrıca da, yaşadığı bazı şeyleri haketmediğini…

Hocamızla yaptığımız röportajın formatı biraz değişikti. Ondan da bahsedeyim ve röportaja geçelim. Hocamızın, bilinen iki maçı var: Birincisi Beşiktaş – Samsunspor (5 kırmızı kartlı maç), diğeri ise Fenerbahçe – Trabzonspor (Şampiyonluk maçı diye adlandırılan maç)…

Bu iki maçın pozisyonlarını izledik, yorumladık. Hocamız, hangi pozisyonda ne düşünmüş, ne konuşmuş… Bunları da sizlere aktarıyoruz. İşte, tüm merakları giderecek olan röportaj…

Hangi takımlısınız hocam?
Beşiktaşlıyım.

Beşiktaş – Samsunspor maçında gösterdiğiniz 5 kırmızı kartta sevginizin göstergesi mi hocam?
(Kahkaha) Sezonun ikinci yarısının ilk maçıydı. Karlı bir havaydı. Hatta sahanın temizlenmesi de ciddi bir zaman almıştı. Çok üzüldüğüm bir maçtı.

“5 KIRMIZI KARTLI MAÇIN SONUNDA AĞLADIM”

Evet. Zaten maç sonu ağlamışsınız. “Duş alıyorken, neden bütün bunlar benim başıma geliyor” demişsiniz.
Nereden biliyorsun bunu? Özel şeyleri biliyorsun. O gün orada bir sinir boşalması yaşadım. Ve o maçta hiçbir hakemin yaşamadığı travmaları yaşadım.

Baştan başlayalım hocam. O maçı aldığınızda neler düşündünüz?
Mutlu oldum. İnönü stadına çıkacağım için… Liderin maçını yöneteceğim için… Maç başladıktan sonra yaşananlar, ister istemez beni ciddi sıkıntıya soktu. İlk yarı bittiğinde, soyunma odamızda çıt çıkmadı. Kimse konuşmadı. Çok üzgündük.



“İKİNCİ YARIYA ÇIKARKEN SİNAN ENGİN YARDIM İSTEDİ”

İkinci yarıya çıkarken neler oldu hocam?
O zamanın idari menajeri Sinan Engin’in beni soyunma odasının çıkışında beklediğini gördüm. Beni beklediği yerin az ilerisindeki kapının arkasında yayıncı kuruluşun kameraları vardı. Sinan Engin beni gördü; o kapıyı kapattı. Orada 6 kişiydik. Hakem dörtlümüz, Sinan Engin ve Beşiktaş’ın Hakem Soyunma Odasına bakan görevli kardeşimiz. Orada bir diyalog oldu.

Nedir hocam o diyalog?
Hocam dedi, “Göstermiş olduğun kartlarda haklısın. Bu konuda diyecek bir şeyimiz yok. Ama oyuncularımız çok stresli ve sıkıntılı… Sen de lütfen ikinci yarıda yardımcı olursan memnun olurum.” dedi. Ben de aynen şöyle söyledim… Çünkü Sinan Engin, bu diyaloğun varlığından bahsetti ama diyaloğu aktarmadı. Ben de o alanda Sinan Engin’e dedim ki: “Sinan Bey, ben hiç mutlu değilim. Oyuncu arkadaşlara söyleyin, onlar bana yardımcı olsunlar.”

“OYUNCULAR KENDİLERİNİ ATTIRMAYA ÇALIŞTI”

Diyalogdan sonra ikinci yarıya çıktınız hocam. İzleniminiz ne oldu?
Bana göre ikinci yarı, oyuncular kendilerini attırmak için ellerinden geleni yaptılar. Devre arası konuşma yapmış olabilirler. Ama ben ikinci yarıyı, seksen küsürüncü dakikada bitirdiğimde; hakemliğimin bittiğini düşündüm. Maçın bitiş düdüğünü çaldım, yardımcı hakemlerim yanıma geldi. Büyük bir kalabalık oldu. Polisler etrafımızı sardı. Polislere, “Açılın, ben yürümek istiyorum, benim korumaya ihtiyacım yok.” dedim. Beni duyunca açıldılar. “Olacak olan olur” dedim ki soyunma odasına giderken suratıma kartopu geldi (Gülüyor).

Soyunma odasına girdiniz, neler oldu hocam?
Soyunma odasına girdik. Büyük bir sessizlik var. 4.hakemim Hamza Mısır diyor ki bana; “Ben yayıncı kuruluşun kameralarıyla konuştum, hocam haklısın kartlarda.” Gözlemci hocalar geldi. Önce rapor yazdık. Raporlar 40 dakika filan sürdü. 5 tane kırmızı kart raporu doldurdum. Durduk. “Bitti mi?” dedi? “Bitti hocam.” dedim. Gözlemci bana, “Seni tebrik ediyorum.” dedi. Ben o ana kadar, hakemliğim bitti, son prosedür işlemlerini yapıyorum diye düşünüyorum. Sadık hsoca öyle diyince çok şaşırdım.

“SAMSUNSPOR’UN DA KARARLARIMI YANLIŞ BULDUĞUNU DÜŞÜNDÜM”

Maç içerisinde enteresan bir şey dikkatinizi çekti mi hocam?

Maç içerisinde şöyle bir şey oldu. 4-1 olduktan sonra Samsunsporlular top çevirmeye başladı. 10 dakika boyunca ben hiç düdük çalmadım. Oyun durmadı hiç. Daha sonra duyduğum kadarıyla, doğru mudur bilmiyorum, Beşiktaş kulübesindekiler Samsun kulübesine gidiyor. Atmayın filan diyor. Sonra İsmail başkanı arıyorlarmış. İsmail başkan, “Atmayın, gitmeyin üzerlerine.” diyormuş. Daha sonra duydum ben bunları. Doğrudur değildir bilemem… Ama o kulübede yaşayanlar da var. Ertuğrul Sağlam mesela. Neyse… Samsunspor top çevirince dedim ki, herhalde Samsunspor da benim yanlış karar verdiğimi düşünüyor. İşte bu durum bana maç bittiğinde, hakemliğim bitti duygusunu verdi. O 10 dakikalık top çevirme…



“TFF BAŞKANININ TELEVİZYONA ÇIKACAĞIMDAN HABERİ YOKTU”

Fenerbahçe – Trabzonspor maçından sonra bir televizyon programı yaptınız maçla ilgili. Bu Türkiye’de bir ilkti…
Evet. 2 saati aşkın bir süre televizyon programı yaptık. Federasyon başkanın haberi yokmuş programdan. Beni televizyonda görünce haberi oldu. Ben MHK’den izin almıştım. Ama MHK’nin de başkandan izin alması gerekiyormuş. Programdan sonra TFF Başkanı beni aradı. Programa hangi prosedürü izleyerek çıktığımı sordu. Ben de kendilerine anlattım. Sonra programla ilgili beni tebrik etti.

-FENERBAHÇE MAÇI, TRABZONSPOR İÇİN ŞAMPİYONLUK MAÇI DEĞİLDİ
Akabinde, ikinci vaka vuku buluyor. Fenerbahçe – Trabzonspor… Şampiyonluk maçı…
Şampiyonluk maçı değildi. Puan farkı vardı. Trabzonspor o maçtan sonraki tüm maçlarını kazandı. Fenerbahçe 2 mağlubiyet mi ne aldı… Trabzonspor Fenerbahçe maçını kazansaydı, Fenerbahçe Ankaragücü’ne yenilmeyebilirdi. Bilemeyiz yani… Onun için o maç şampiyonluk maçı değildi. 2004 – 2005 şampiyonu bu maç ile belirlenmedi yani… Ama öyle bir algı oluşturuldu.

“EMRAH BANA İTİRAZ EDİNCE, POZİSYON ÇOK NET, ANLAMINDA ELLERİMİ AÇTIM”

Durum 1 – 1… Fatih Tekke Türk futbol tarihinin en güzel kafa golünü atmış ve bu golden sadece 1 dakika sonrası… Penaltı diyorsunuz hocam… Anelka’nın pozisyonu… Bir de sizin elinizi açmanız…
Bak o el açma olayını anlatayım. Pozisyona penaltı düdüğünü çalıyorum. Görünmüyor ama Emrah yanıma gelip pozisyona itiraz ediyor. Ben de ona, pozisyon çok açık, vermeyeyim mi diyorum. Buradaki el açma o… Emrah’a açıyorum ve bir şeyler diyorum. Pozisyona geçelim şimdi… Bak, Anelka topa vuruyor. Hüseyin vuramıyor topa. Anelka profesyonel. Anelka, Hüseyin’in gelişinden kendisine temas edebileceğini biliyor. Hüseyin gelirken, Anelka topa tıkladı. Hüseyin vuramadı topa ve Anelka’ya müdahale etti. Pozisyon penaltı. Hüseyin vursaydı topa pozisyon penaltı olmazdı.

“BEN, FENERBAHÇE–TRABZONSPOR MAÇINI TÜM İYİ NİYETİMLE YÖNETTİM”

Hocam, Trabzonsporlulara 2004-2005 sezonundaki Fenerbahçe–Trabzonspor maçı ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Ben tüm iyi niyetimle, elimden geleni yapmak için sahaya çıktım. Performansımdan birileri mutlu oldu birileri mutlu olmadı. Bazen tüm iyi niyetinize rağmen, sonuçlar iyi olmayabiliyor veya birileri bunu iyi olarak kabul etmeyebiliyor. Buna saygım var. Ama Cem Papila’nın içinde, bir toz tanesi kadar bile art niyet olmaz/olamaz.

İyi niyetli olduğunuzu düşünüyorum…

Bunu ister yazarsın ister yazmazsın… Benim kalbimi bir ben biliyorum bir de Allah biliyor. Eğer onlar haklıysa, ben bunun cezasını çekerim. Ama onlar haksızsa ki ben haksız olduklarını biliyorum, büyük günah işliyorlar.

“HAKEMLERİN TELEFONLARI DİNLENİYORDU, SÖYLEMİŞLERDİ”

Hocam hakemlerin odasına gizli kamera koymuşlar.

Bunu bilmiyorum ama bir ara hakemlerin telefonlarının dinlendiğini biliyorum. Şahit değilim ama ben lige çıkmadan o zamanki lig hakemlerine söylendi; “Telefonlarınız dinleniyor, konuşmalarınıza dikkat edin.” diye.

Şekip Mosturoğlu ile olan arkadaşlığınızı Fenerbahçe – Trabzonspor maçında, Fenerbahçe lehine sahaya yansıttığınız iddia ediliyor…
Bir kere bu çok çirkin bir iddia… Şekip Mosturoğlu benim samimi arkadaşımdır. Hakem için kendi onuru gururu her şeyin önündedir. Bu iddiayı ortaya atanlara soruyorum; sizin arkadaşını böyle bir durumda olsanız ve siz hakem olsanız böyle bir şey yapar mısınız? Ben yapmam. Beni ilgilendirmez.

“BEŞİKTAŞ MAĞAZASINDAN OĞLUMA FORMA ALMAK İSTEDİM, SATMADILAR”

Sizin bir Beşiktaş Store hikayeniz var hocam…

5 kırmızı kartlı Beşiktaş maçından sonra ben oğlumla Beşiktaş Store gittim. Oğluma bir Beşiktaş forması almak istedim, satmadılar bana. Kartal Yuvası’nın oradaki mağazada, görevli arkadaş bana çocuk forması satmaya çekindi. “Çocuk formamız yok.” dedi ama ben çocuk formalarını gördüm. Vardı… Bu onun ayıbı… Benim ayıbım değil.

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam