Babasının hayalini gerçekleştiren adam!

Riyad Mahrez, 2005 yılının sonbaharında, evinden dışarıya bir adım atmış olsaydı belki de bugün onun adını sadece Fransız adliye kayıtlarında görebilirdik...

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Babasının hayalini gerçekleştiren adam!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
01 Mayıs 2016 13:09
Son güncelleme 01 Mayıs 2016 13:16
PAZAR YAZISI:
SERKAN AKKOYUN

Riyad Mahrez, 2005 yılının sonbaharında, evinden dışarıya bir adım atmış olsaydı belki de bugün onun adını sadece Fransız adliye kayıtlarında görebilirdik...

Fransa'nın soğuk akşamlarından bir tanesiydi. Paris'in ara sokaklarında devriye gezen polis ekibi henüz 18 yaşını doldurmamış üç göçmen genci kimlik kontrolü yapmak için durdurmak istedi. Gençler polislerin kendilerine doğru gelmesinden korktu ve bir anda paniğe kapılıp kaçmaya başladı. Polis ekibi de kaçan bu üç göçmeni kovalamaya...

Kovalama sırasında bir yüksek gerilim trafosuna saklanma fikri, üç genç için sonun başlangıcıydı. 15 yaşındaki Bouna Traore ve 17 yaşındaki Zyed Benna bu trafoda elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Gençlerden 17 yaşındaki Muhittin Altun ise ağır yaralandı.



Yaşanan bu olay Paris banliyölerinde kısa süre içinde büyük bir isyana neden oldu. Arkadaşlarının başına gelen olaya sert tepki veren gençler neredeyse tüm Paris'i kaplayacak derecede geniş çaplı olaylar çıkarmaya başladılar. Polisin de aynı sertlikte yanıt vermesi üzerinde binlerce ev, iş yeri ve araba yakıldı, kullanılamaz hale getirildi. 2005 yılında Paris'i etkisi altına alan bu olayın en yoğun yaşandığı yerlerden birisi de Sarcelles bölgesiydi. Paris'in en yoksul yerleşim birimlerinden birisi olan Sarcelles'te ölen iki Kuzey Afrikalı gencin akraba ve arkadaşları yaşıyordu. Sokaklar alev alev yanarken bir başka Kuzey Afrikalı genç de evinin penceresinden korku dolu gözlerle olayları izliyordu...

Henüz 14 yaşındaki o çocuk 21 Şubat 1991'de dünyaya gelen, Cezayirli bir baba ve Faslı bir annenin oğlu olan Riyad Mahrez'di. Babası 70'li yıllarda daha iyi bir hayat yaşayabilmek için Fransa'ya göç etmişti. Ancak Cezayir'den yola çıkmadan önce yapılan sağlık kontrolünde kalbinde ciddi bir sorun olduğu ve hayatına çok dikkat etmesi söylenmişti doktorlar tarafından. Bu uyarı 2006 yılında onun hayatının sona ermesine, Riyad'ın ise futbola başlamasına neden olacak kalp krizinin ilk habercisiydi.



Sarcelles'te büyüyen Riyad için futbol daha çocuk yaşlarda bir hayata tutunma aracıydı. Çok zengin değillerdi ama çok fakir de değillerdi. Babası Ahmed Mahrez, mühendis olarak çalışıyordu. Büyük oğlu Wahid ve küçük oğlu Riyad'ın futbol oynamasını çok istiyordu. Çünkü kendisi de Cezayir'de amatör takımlarda oynamış ancak hayali olan futbolculuğu gerçeğe dönüştürememişti. Wahid olmasa da Riyad, babasını kaybettikten sonra gerçek bir futbolcu olmaya karar verdi işte. Her şey onun hayalini gerçeğe dönüştürmek içindi.

Annesi ile babası, Riyad 8 yaşındayken boşanma kararı almıştı. O andan sonra işler daha da zorlaşmaya başladı. Annesi evlere temizliğe gidiyor ve çocuklarının sofrada asla yemeksiz kalmasına izin vermiyordu. Babası da onları her zaman ziyaret ediyor ve oğlunun futbola olan ilgisini destekliyordu. Yine de Sarcelles gibi bir yerde büyüyen çocukların suçtan, uyuşturucudan ve çetelerden uzak kalması çok zordu. Baba ve anne Mahrez, hayatlarındaki tüm enerjilerini çocuklarını bu dünyadan uzak tutmak için kullandılar. Ve başardılar da; Riyad AAS Sarcelles takımına katılarak, bugün Premier Lig'in en iyi oyuncusu olma yolundaki ilk adımını attı. Hikayenin devamını uzun uzun anlatmaya gerek yok; çok çalıştı, çok çalıştı, çok çalıştı...



Göçmen bir ailenin, şehrin en kötü mahallesinde büyüyen çocuğu Riyad, yaşadığı tüm zorluklara rağmen ufak yaşta ayağına aldığı futbol topu ile hayatını kurtarmayı başardı. Zayıftı, iyi beslenememişti, genleri onun bundan daha fazlası olmasına izin vermiyordu ancak 15 yaşında evinin penceresinden gördüğü sokakları asla unutmadı. Onlar gibi olmayacaktı; çok çalışacak ve en iyisi olacaktı. Nereden geldiğini unutmayan, nereye gideceğini çok iyi bilen, sokaklarda öğrendiği futbolla İngilizleri kendisine hayran bırakan, Premier Lig tarihinde en iyi oyuncu seçilen ilk Kuzey Afrikalı ve Müslüman futbolcu Riyad Mahrez.

Yoksuldu. Çatışmaların tam ortasındaydı. Anne ve babası boşandı. Babasını en ihtiyaç duyduğu yaşta kaybetti. Ama yaşadığı hiçbir şeyden korkmadı. Çünkü Riyad, babasının ölmeden önce kendisine verdiği son öğüdü hayatı boyunca aklından çıkarmadı: "Hiçbir şeyden korku duyma. Çünkü Allah her zaman seninle."

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam