Arda: "Bu konu hala canımı sıkıyor"

İspanya La Liga ekiplerinden Atletico Madrid forması giyen Milli yıldızımız Arda Turan, FIFA'ya özel açıklamalarda bulundu.

Haber; Sporx.com dış haberler
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Arda: 'Bu konu hala canımı sıkıyor'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
20 Ekim 2014 11:10
Son güncelleme 20 Ekim 2014 11:45
SPORX DIŞ HABERLER - İspanya La Liga ekiplerinden Atletico Madrid forması giyen Milli yıldızımız Arda Turan, FIFA'ya röportaj verdi.
 
Atleticolular'ın "Kral Leonidas"ı olan Arda Turan, İspanyol ekibine imza attığından bu yana üstüste 3 büyük kupa birden kazandı. 2013'te Copa Del Rey'i Real Madrid'e karşı Santiago Bernabeu'da kazandılar. Arda; "Kulüp 14 yıldır kazanamıyordu. O maçtan sonra oturdum ağladım ve duygularıma engel olamadım. Saçlarımı da o maçtan sonra kestim, çünkü taraftarlara bir sözüm vardı" dedi. 
 
Arda, Şampiyonlar Ligi finali ile ilgili gelen soruya ise; "Bu konuda konuşmayalım bile. Hala canım acıyor" cevabını verdi.

"FUTBOLUMUZ ÇOK ŞİRİN OLMAYABİLİR"
 
"Atletico Madrid, tarihinin en başarılı sezonlarını geçiriyor. Bu her futbolcunun yaşayabileceği bir şey değil. Sen bu başarılara rağmen, takımın oynayış tarzına getirilen eleştirileri nasıl değerlendiriyorsun?"
 
- Onlar böyle hissettiği için üzgünüm. Futbolumuz çok şirin olmayabilir ama kazanıyoruz. Bazen takımlar, en güzel futbolu oynayarak kupaları kazanmazlar. Biz de topla birlikte oynamaktan keyif alıyoruz ama biz de Cristiano Ronaldo ya da Lionel Messi yok. O yüzden gerçek bir takım olmalı ve çok çalışmalıyız. Madrid ya da Barça'dan daha çok defans yapmalıyız. Zaten bu şekilde şampiyon olmayı başardık. Herkesin görüşüne saygı duyuyorum. Barça ve Bayern'in oynadığı futbollardan keyif alıyorum ancak bizim oynadığımız futbolu tercih ederim.



"BİR VÜCUT HALİNDE SAVUNMA YAPMAK"
"2011'de Atletico'ya geldiğinde kulübünüz UEFA Avrupa Ligi'ni ve UEFA Süper Kupası'nı kazanmıştı. Ancak, Barcelona ve Real Madrid'le mücadele edemiyordu. Simeone'nin gelişiyle birlikte bu durum değişti. Sen bu değişimi nasıl açıklıyorsun?"

- Simeone geldiği zaman bize ilk önce şunu söyledi; "Eğer karşı tarafı durdurursak ve biz de en azından 1 gol atarsak kazanan taraf biz oluruz" dedi. Bu sözündeki anahtar nokta, gol yememek. Bunun anlamı, takımın birlikte hareket etmesi ve bir vücut halinde savunma yapmak. Bizim formülümüz; "Çalış ve daha fazla çalış" Her maç bizim için bir final ve her seferinde sadece önümüzdeki rakibe konsantre oluyoruz. Barça ve Madrid'in daha çok parası var ve bizden daha kaliteli oyunculara sahip olabilir. Ancak, bizi mentalitemiz "maç maç gitmek" ve her rakibimizle en üst seviyede mücadele etmek.

"DIEGO COSTA VE DIEGO RIBAS"

"Simeone seni "farklı" bir oyuncu olarak nitelendiriyor. Senin yeteneklerine rağmen, seni çok fazla da çalıştırıyor. Sen çalışkan olmakla, yetenekli olmak arasındaki dengeyi nasıl tutturuyorsun?"


- Ben bu takım içerisindeki "özel" ya da yetenekli adam değilim. Özel olanlar Griezmann, Koke ve diğerleridir. Daha önce bizde Diego Costa, Diego Ribas gibi yıldızlar vardı. Tümüne bu tip sözler söylemek gerekir ve bu bir takım. Biz takım olarak gelişmemiz gerektiğini biliyoruz. Egolarımız bir kenara bırakmalı, takım olarak sadece "bir" hareket etmeliyiz. Hocanın taktiklerini mükemmelce uygulamalıyız. Başarılı olmamızın tek yolu budur.

"Bazen çok sert darbelere rağmen ayakta kalmayı başarıyorsun. Dengeni korumayı nasıl başarıyorsun?"

- Bu benim işim. Takımımın ataklarını organize etmek zorundayım. Eğer baskı altındaysak, topu tutarım ve takım arkadaşlarıma nefes aldırırım. Bazen biri bana faul yapar. Maç başladıktan sonra kalbim yerinden çıkacak gibi çarpmaya başlar. Ancak bitiş düdüğünden sonra bir anda sakinleşirim. Baskı hissetmem ve kendime güvenirim. Benim bu durumum biraz Zen anlayışı gibi. Sahadayken çok rahatım, bazen neler olduğundan emin bile olamıyorum. Bu nedenle biraz deli olabilirim.

"BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN İYİ BİR İNSAN OLARAK HATIRLANMAK"

"Bu belki de senin futbolu oynama, algılama biçimindir. Maçlar sırasında gülümsüyorsun. Bu üst düzey futbolcularda pek göremediğimiz bir şeydir."

- Benim için en önemli şey gülmek ve mutlu olmak. Bu benim hayat felsefem. Diğer insanları da mutlu etmeyi severim. Şu an bir ününüz olabilir, başarılarınız vardı ama kariyeriniz sona erdiğinde insanlar sizin sadece karakterinizi hatırlar. Benim için önemli olan iyi bir insan olarak hatırlanmak.

Çok ciddi olan oyuncuları ve gülmeyenleri anlıyorum. Büyük yıldızlar çok büyük baskılarla baş etmek zorunda kalıyorlar ve ben onları çok iyi anlıyorum. Asla yargılamıyorum. Sahada mutlu görünüyorum, çünkü öyleyim. Günün sonunda hep şöyle düşünüyorum, çocukluk hayalimi yaşıyorum.



"BUGÜNE KADAR OYNADIĞIM EN ZOR MAÇ"

"La Liga'yı kazandıktan sonra Şampiyonlar Ligi finaline yükseldiniz. İspanya Süper Kupası'nda oynadınız. Şampiyonlar Ligi gruplarında Juventus'u mağlup ettiniz. Sence, her kulvarda sonuna kadar yarışabilir misiniz?"


- Tıpkı geçen sezon olduğu gibi, her kulvarda yarışacak ve sonuna kadar gitmeyi deneyecek. Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk hedefimiz gruptan çıkmak. İkinci hedefimiz lider olarak çıkmak. Çünkü, zor rakiplerle ilk turda oynamamış olursunuz. Yine de, bu hedefler bile yeterince zorlu. Gerçekte, burada 4. yılımı yaşıyorum. Bugüne kadar oynadığım en zor maç, Juventus'a karşı içeride oynadığımız ve 1-0 kazandığımız maçtı.

Barcelona'ya karşı onların sürekli topla oynayacaklarını bilerek oynuyorsunuz, Real Madrid'e karşı kontraları durdurmanız gerektiğini biliyorsunuz. Juventus ise çok farklı bir takım. Çok fazla ortak noktamız var. Çok güçlüler, çok koşuyorlar, çok çalışıyorlar. O maçta çok güzel oynayamadık, çünkü kendi stilimizi sahaya yansıtamadık. Ancak, yine de kazandık.

"Bu çarşamba, Malmö ile karşılaşacaksınız. Maçın nasıl geçeceğini düşünüyorsun?"

- Malmö'yü yenmeliyiz. Onlara çok saygı duyuyorum. Evlerinde çok iyi oynuyorlar ve Juventus ile oynadıkları maçın ilk yarısını unutmamalıyız. Bu Şampiyonlar Ligi ve eğer dikkatsiz olursak, ya da büyük takım olma mentalitemizden vazgeçersek çabucak yeniliriz.



"HER SABAH MİLLİ TAKIM İÇİN DUA EDİYORUM"

"EURO 2008'de yaşadıklarınızdan sonra Milli Takım kısmı senin için kabus gibi gidiyor. Fransa 2016 elemelerine çok kötü başladınız. Sence Türkiye ne zaman bir büyük turnuvaya katılabilecek?"

- Umuyorum yakında. Her gün bunun için dua ediyorum. 2008'de yarı finale kadar yükseldik ve çok büyük bir tecrübeydi. Bu potansiyelimiz yine var. Muhteşem bir takımız, tek yapmamız gereken takım savunmasına daha fazla konsatre olmak. Benim en büyük hayalim Milli Takımla başarılı olmak ve inanıyorum ki biz bunu başaracağız.

"HÜCUM ETMEK ÜLKE TARİHİMİZDE VAR"

"Fatih Terim, tıpkı 2008'de olduğu gibi tekrar teknik direktörünüz oldu. Bu tekrar göreve gelme senin için ne anlam ifade ediyor?"

- Onun geri dönüşünün açıklandığı gün benim için çok özeldi. O beni resmen Galatasaraylı yaptığında ben 12 yaşındaydım. Benim hocam, arkadaşım ve adeta babam. Onunla çok iyi anlaşıyoruz ve kariyerime en çok etki eden insanlardan biridir. Onun tarzı bana Simeone'yi hatırlatıyor. Fatih Terim daha fazla hücum etmek ister, Simeone ise oyunu savunma üstüne kurgular. Hücum stili bizim ülkemizin tarihinde var ve umarım hep birlikte Türkiye'yi EURO 2016'ya taşımayı başarırız.

FIFA 15'İN KAPAĞI ARDA TURAN!

Tümü
 Reklam