Philadelphia 76ers, yakın dönemde NBA'deki en popüler takımlardan biri oldu. Bunun en büyük sebebi Doğu konferansının dip noktalarında yer almalarına rağmen son 10 maçlarından 8'ini kazanmış olmaları.
Hayranlarından ve lig çevresinden aldıkları bu coşkulu tepkiler, kendilerinin bu dönemde havaya girmesine vesile oldu. Haksız da değiller. Son 3 sezondur eski başkan Sam Hinkie'nin projesi altında acı üstüne acı çeken Philly taraftarı buna büyük özlem duyuyordu.
Önümüzdeki sezon bu yükselttikleri ivmeyi belli bir ölçüde tutabilmeleri için, takımın bariz en büyük eksiği (uzun yıllardır) olan bir point guard'a ihtiyaç duyacaklar. Ne şanslılar ki, Embiid'de şansları döndükten sonra bir sonraki draft sınıfı da point guard dolu.
Sezon sıralamalarında çok alt noktalara düşmeseler bile, Sixers'ın bu drafttan aradıklarına uygun bir point guard bulabilme şansı çok yüksek. Keza ilk 10 sıralamadan 5'i PG içeriyor.
Sakatlıktan All-Star arası sonrası dönmesi beklenen Ben Simmons ise burada ayrı bir konu. Çünkü birkaç hafta önce koç Brett Brown, Simmons'ın point guard gibi oynayacağını söylemişti. İyi pasörlüğüyle dikkat çeken Simmons, bu pozisyonda etkisini gösterebilecek bir isim olabilir. Uzun, yer kaplayan ve iyi pas görebilen bir oyuncu olduğu için, Philly'nin alacağı point guard, takıma Simmons'ın az buçuk geride kalan özelliği skorerliğini kapattırabilecek bir isim olacaktır.
Jahlil Okafor ve Nerlens Noel'in takas dedikodularıyla adının dolandığı ekipte aslında Noel'in bir süre kadrodan uzak kaldıktan sonra tekrar dönüş yapıp olumlu performans sergilemesi, bu dedikoduları oldukça azalttı. Embiid'in içerideki varlığı ve oradan açıkça ayrılmayacağını gösterişi, bu ikilinin rakamlarına geçen seneye göre oldukça etki göstermişti.
17 galibiyette olan Sixers, bu ivmeyle devam ettiği sürece 8. sırada olan ve kötü zamanlar geçiren Chicago Bulls'u yakalaması uzak değil. Kendine gelen taraftarı ve 'Sürece güvenen' izleyicileriyle henüz Ben Simmons'sız Philly'yi buralarda görmemiz sürpriz olmaz.
2 numarada Nik Stauskas, 3 numarada Ben Simmons, 4 numarada Ersan İlyasova ve 5 numarada da Joel Embiid'in olduğu takımda, 1 numarada TJ McConnell'ın yerine önümüzdeki drafttan gelecek herhangi bir oyuncu, şimdiki durumda playoffları zorlayabilecek bir takım gibi gözüken Sixers'ın durumunu garanti seviyesine bile çekebilir. Bunlar varsayımdan öteye gidemiyor tabii ki.
Yıllardır draftlarla uzun oyuncuları takımı toplayan Sixers, Minnesota Timberwolves gibi ligin en parlak genç çekirdeklerini böylece takımında bulundurma şansını yakalayıp, Doğu'nun T-Wolves'u olma şansını elinde tutabilir.
Karşılaştırma yapılabilmesi için de, 2017 Draft point guardı - Simmons - Embiid üçlüsünün maç başına 20'şer sayı üretebilecek oyuncular olması gerekiyor. Embiid'de bu oldukça mümkün gözüküyor. Zira 25 dakika limitli oynadığı maçlarda 20'ye yakın sayı ortalaması tutturuyor. Bu limit arttıkça, sayılarının da artacağı herkes tarafından biliniyor. Ben Simmons ise 20 sayıyı görüp göremeyeceği şüpheli gözüküyor, keza oyun kurucu temelli bir oyuncu olduğu ve şut atma konusunda beklenenin biraz alt seviyesinde yer aldığı için, gözü daha çok sahadaki boş oyuncuları kesecektir. Bu draftta yer alan point guardlar arasında ise skorerlik özelliği bulunan Lonzo Ball ve Markelle Fultz gibi oyuncular da bulunuyor. Fakat Sixers bu oyunculardan birini alabilecek mi, onu sezon sonundaki serileri gösterecek.
Hayranlarından ve lig çevresinden aldıkları bu coşkulu tepkiler, kendilerinin bu dönemde havaya girmesine vesile oldu. Haksız da değiller. Son 3 sezondur eski başkan Sam Hinkie'nin projesi altında acı üstüne acı çeken Philly taraftarı buna büyük özlem duyuyordu.
Önümüzdeki sezon bu yükselttikleri ivmeyi belli bir ölçüde tutabilmeleri için, takımın bariz en büyük eksiği (uzun yıllardır) olan bir point guard'a ihtiyaç duyacaklar. Ne şanslılar ki, Embiid'de şansları döndükten sonra bir sonraki draft sınıfı da point guard dolu.
Sezon sıralamalarında çok alt noktalara düşmeseler bile, Sixers'ın bu drafttan aradıklarına uygun bir point guard bulabilme şansı çok yüksek. Keza ilk 10 sıralamadan 5'i PG içeriyor.
Sakatlıktan All-Star arası sonrası dönmesi beklenen Ben Simmons ise burada ayrı bir konu. Çünkü birkaç hafta önce koç Brett Brown, Simmons'ın point guard gibi oynayacağını söylemişti. İyi pasörlüğüyle dikkat çeken Simmons, bu pozisyonda etkisini gösterebilecek bir isim olabilir. Uzun, yer kaplayan ve iyi pas görebilen bir oyuncu olduğu için, Philly'nin alacağı point guard, takıma Simmons'ın az buçuk geride kalan özelliği skorerliğini kapattırabilecek bir isim olacaktır.
Jahlil Okafor ve Nerlens Noel'in takas dedikodularıyla adının dolandığı ekipte aslında Noel'in bir süre kadrodan uzak kaldıktan sonra tekrar dönüş yapıp olumlu performans sergilemesi, bu dedikoduları oldukça azalttı. Embiid'in içerideki varlığı ve oradan açıkça ayrılmayacağını gösterişi, bu ikilinin rakamlarına geçen seneye göre oldukça etki göstermişti.
17 galibiyette olan Sixers, bu ivmeyle devam ettiği sürece 8. sırada olan ve kötü zamanlar geçiren Chicago Bulls'u yakalaması uzak değil. Kendine gelen taraftarı ve 'Sürece güvenen' izleyicileriyle henüz Ben Simmons'sız Philly'yi buralarda görmemiz sürpriz olmaz.
2 numarada Nik Stauskas, 3 numarada Ben Simmons, 4 numarada Ersan İlyasova ve 5 numarada da Joel Embiid'in olduğu takımda, 1 numarada TJ McConnell'ın yerine önümüzdeki drafttan gelecek herhangi bir oyuncu, şimdiki durumda playoffları zorlayabilecek bir takım gibi gözüken Sixers'ın durumunu garanti seviyesine bile çekebilir. Bunlar varsayımdan öteye gidemiyor tabii ki.
Yıllardır draftlarla uzun oyuncuları takımı toplayan Sixers, Minnesota Timberwolves gibi ligin en parlak genç çekirdeklerini böylece takımında bulundurma şansını yakalayıp, Doğu'nun T-Wolves'u olma şansını elinde tutabilir.
Karşılaştırma yapılabilmesi için de, 2017 Draft point guardı - Simmons - Embiid üçlüsünün maç başına 20'şer sayı üretebilecek oyuncular olması gerekiyor. Embiid'de bu oldukça mümkün gözüküyor. Zira 25 dakika limitli oynadığı maçlarda 20'ye yakın sayı ortalaması tutturuyor. Bu limit arttıkça, sayılarının da artacağı herkes tarafından biliniyor. Ben Simmons ise 20 sayıyı görüp göremeyeceği şüpheli gözüküyor, keza oyun kurucu temelli bir oyuncu olduğu ve şut atma konusunda beklenenin biraz alt seviyesinde yer aldığı için, gözü daha çok sahadaki boş oyuncuları kesecektir. Bu draftta yer alan point guardlar arasında ise skorerlik özelliği bulunan Lonzo Ball ve Markelle Fultz gibi oyuncular da bulunuyor. Fakat Sixers bu oyunculardan birini alabilecek mi, onu sezon sonundaki serileri gösterecek.
