Galatasaray’ın Danimarkalı stoperi Victor Nelsson Milliyet’ten Nevzat Dindar'a açıklamalarda bulundu. İşte Nelsson'un sezon değerlendirmesi...
- Huzursuzluk ve kaosun içinde kendini bulduğun bir sezon yaşadın. Neler hissediyorsun?
“Zor bir sezon olarak geçti. Kupa kazanamadık. Galatasaray için oynuyorsanız işin sonunda bir kupa kazanmanız gerekiyor. Avrupa’da iyi mücadele ettik ama yetmez. Galatasaray’da iseniz kazanma odaklı olmalısınız. Bunun bir bahanesi yok. Herhangi bir şekilde açıklanacak bir şey yok.”
- Türkiye ve Galatasaray hakkında neler düşünüyorsun?
“Gelmeden önce ailemle konuştuk bu konuyu. Onların fikirlerini de aldım. Onlar daha önce buraya seyahat etmişlerdi. İstanbul’u ve ülkeyi tanıyorlardı. İnsanlar her zaman güleryüzlü. Şehir çok hareketli. Ben İstanbul’u seviyorum ama aynı zamanda sakinliği de seviyorum. Bir süre şehrin dışında da yaşadım. Oraları da görmek istedim. Galatasaray çok büyük bir kulüp. Şehir de çok güzel. Gelmeden önce hayır denecek bir şey bulamadım.”
- Fatih Terim ve Domenec Torrent ile çalışma fırsatı buldun. İki hoca için yorumun ne olacak?
“Fatih Terim sadece Galatasaray için değil futbol dünyası için herkesin saygı duyduğu bir karakter. Benim için büyük bir kişilik. Domenec için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Çok iyi bir insan. Saygı duyulması gereken biri. Fikirlerini sahadaki oyuncu grubu olarak bizim anlamamız gerekiyor. Biraz zaman alacak. Ben Galatasaray’ın böyle bir hocaya sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünüyorum. Fatih Terim’de olduğu gibi.”
- Torrent son günlerde çok eleştiriliyor. Bütün her şeyi hocaya yüklemek doğru mu?
“Bence suçlu futbolcular. Böyle takımlarda kazanılmadığı zaman suçlu her zaman hocalar görülür. Sen eğer sahanın içinde koşmuyorsan, golü atamıyorsan ve hocanın anlatmak istediği felsefeyi anlamıyorsan ve bunu uygulayamıyorsan hocanın hiçbir suçu yoktur. Olayın hocalarla alakası olduğunu düşünmüyorum. Tamamen oyuncu grubuyla alakalı.”
- Taraftara böyle bir sezondan sonra nasıl bir mesaj vereceksin?
“İmza attığım ilk gün yüzde 100’ümü vereceğimi söyleyerek imza attım. Bu sezon için taraftarımız bizi eleştirebilir. Bunu da hak ediyoruz ve üzgünüz. Eve gittiğimizde yarın Galatasaray için neler yapmalıyım diye düşünmeliyiz.”
- Marcao ile Kerem arasında saha içinde yaşanan olay sizi nasıl etkiledi?
“Bu olay artık kapandı. Marcao bizden ve arkadaşından özür diledi. Tabii ki yapmaması gereken bir hareketti. Bu seviyelerde oynamayan kişiler sizin sahada hangi hissiyatla, hangi duyguyla hareket ettiğinizi bilmezler. O anlık olan ve duygu patlamasıyla ilgili bir durum. Tabii ki olmaması gerekiyordu. Bu bizim aramızda konuşulup halledilmiş bir konu.”
- Danimarka ile Türkiye’yi altyapılar bakımından kıyaslar mısın?
“Danimarka’daki oyuncuların seviyesi daha yüksek. 17 yaşından itibaren oynamaya başlıyorsunuz. Mesala ben Nordsjaelland’ta 17 yaşında oynamaya başladım. Ligle de ilgili bazı şeyler söz konusu tabii. Burada özellikle de Galatasaray gibi büyük bir takımda genç yaşta çıkıp oynamakla Danimarka’da oynamak aynı şey değil. Orada biraz daha kolay olabilir.”
- Fenerbahçeli Arda Güler’i nasıl buluyorsun?
“Tanımıyorum...”
- Dünyada iyi stoper tanımı değişmeye başladı. Artık ayağı ve tekniği oyuncular tercih ediliyor. Kendini hangi seviyede görüyorsun?
“Sadece ayağım konusunda değil bir çok konuda kendimi geliştirmem gerekiyor. Her gün bunun için çalışıyorum. Mesala duran toplarda daha fazla gol atmam lazım. Birebirde her zaman daha iyi olmam gerektiğini düşünüyorum. Fitness, ektra çalışmalar yapıyorum. İdman bittikten sonra durmuyorum, çalışmaya devam ediyorum. Konsantrasyon konusunda da kendimi her zaman en üst seviyede tutmaya çalışıyorum.”
- Marcao ile uyumun nasıl? Dünyada savunmada oynayan çiftler arasında en beğendiğin hangisi?
“Beğendiğim birçok oyuncu var ama ikili olarak söyleyebileceğim yok."
- İdolün var mı?
“Var ama futbolcu değil. Futbolcu söylemek gerekirse Ramos ve Puyol diyebilirim. Yine Van Dijk, Vidic ve Ruben Dias gibi çok özel isimleri de sayabilirim.”
- Kjaer’i nasıl buluyorsun?
“Fenerbahçe’da iki sezon oynadı sanırım. Çok saygı duyduğum bir kişilik. Danimarka Milli Takımı’nın kaptanı ve lideri. Çok büyük bir oyuncu.”
- Türkiye’de futbol seyircisi mi var yoksa taraftar mı?
“Ben taraftar olarak görüyorum. Bunu sahaya girdiğinizde hissediyorsunuz. Tabii ki ailesiyle gelen insanlar var ama genel olarak bağırıp zıplayan ve size destek olan insanlar tribünde. Bizim stadımızda gördüğüm insanlar genel olarak taraftar.”
- Türkiye’de savunma ve hücum organizasyonlarını nasıl buluyorsun?
“Danimarka’ya göre geçişler daha hızlı. Başlangıçtan sona doğru giderken daha hızlı hareket ediliyor. Burada daha çok bire bir oyuna yönlendiriyor. Bu da hoşuma gidiyor.”
- Türk yemeklerini çok seviyor musun?..
“Yemeklere bayılıyorum. Gidip ünlü, pahalı restoranlar yerine daha küçük, lokal ve gidip oturduğunuzda gerçekten lezzet alacağınız yerleri seçiyorum. Sosyal hayatım çok yok. Kız arkadaşım yanımda ve iki tane de köpeğim var. Onlarla vakit geçiriyorum.”
- Transferle ilgili adın Premier Lig takımlarıyla geçmeye başladı. Nasıl bir kariyer hedefliyorsun?
“Benim odaklandığım şey son kalan iki maçımızı oynamak ve kazanmak. Olduğum yere odaklanmak mental olarak hazırlandığım şey. Transferler ilgili bir şey düşünmüyorum.”
- Vatandaşın Cornelious için neler söylersin?
“İyi bir sezon geçirdi ve şampiyon oldu. Tebrik ediyorum kendisini. Bizim kaybettiğimiz maçta karşılıklı oynadık ve biraz da sert mücadele oldu aramızda. Neredeyse kendisini öldürüyordum. Trabzon’u tebrik ederim ama Galatasaray da geri dönecek.”
