Rıdvan Dilmen'den Fenerbahçe ve Ersun Yanal yorumları

Bu kadro, alternatifi bol bi kadro. 10 üzerinden 6,5-7'lik oyuncular bir arada. Oyuncular üzerinde bir baskı oldu. Koeman da, Cocu'nun devamıydı. Ersun Yanal gibi şampiyon olmuş bir teknik adam geldi.

Ersun Yanal fizik gücü iyi bir takım aldı, çok da kötü bir takım değil. 4-3-3 oyunu oynuyor Ersun Yanal.

Ben Fenerbahçe için 'bir ağaç koysan, bu kadar kötü olmaz' demiştim. Ersun Yanal her teknik adamın yapacağı gibi antrenmanlarda çocuk oyunları oynatarak moral verdi.

Taraftarın da, ekran başında olan insanların da beklentisi buydu. Fenerbahçe 111, 108 km falan koşan bir takımdı ama top rakipteyken koşuyordu. Şimdi yardımlaşma için koşuyor.

Fenerbahçe'nin 8. olma ihtimali yok, 5-7 arasına atar takımı Ersun Yanal. 4. olursa da şaşırmam.

Fenerbahçe'nin bu kadrosu da düşmez, bu taraftarı da düşmez, forması da düşmez. Zaman gösterecektir bunu.

İlk yarıdan sonra 5-6-7 bitirir diyordum hala aynı fikirdeyim. Ama Fenerbahçe'yi yorumlamak çok zor bir durum.

İlk yarıda 3-4 pozisyon veren ve 2 gol yiyen bir Erzurumspor vardı. Bir sürü pozisyonu vardı Fenerbahçe'nin. Binlerce taraftar gitti, Ersun Yanal göreve başladı. Geç kalınmış bir karardı. Hakikaten psikologlara sorsunlar, hastalarının %70'i Fenerbahçelidir. Antidepresan kullanan hastaların çoğu Fenerbahçalidir.

Fenerbahçe bir rekor daha kırmıştır. En çok gol yiyen 3 takımdan biri olmuştur. Rekorların takımı oldu Fenerbahçe, maşallah...

Futbolda psikolojinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Fenerbahçe aslında koşuyor Türkiye standartlarında. Futbolcuların kafasını kaldırması gerekiyordu. Teknik direktör de geldi, neşeli antrenmanlar yapıldı. Taraftar da geldi. Maça da iyi başladın. Golleri de buldun...

Skor 2-0 olunca fişi çekmiş olmuyorsun. 2-1 olunca Fenerbahçe psikolojisinde olan takım zorluk yaşar. İlk yarı bittikten sonra Fenerbahçeliler, hadi beyler trafiğe kalmayalım diyip çıkarlardı belki.

Bugün maç 3-0, 4-1'de bitebilirdi. O zaman da 'Ersun hoca geldi, işler değişti' olmamalıydı. Puan durumunun futbolcular üzerinde korkunç bir baskı yarattığını görebiliyoruz. İstanbul takımları içinde koşu mesafeleri en yüksek takım Fenerbahçe.

Maç 2-0 olmuş, her şey yolunda gidiyor. İkinci yarının başında yenilen golden sonra hoca hemen değişikliğe gitti, Benzia'yı koydu oyuna. Skorun 2-1 gelmesi takımı ister istemez geriye götürüyor.

Erzurumspor'u da tebrik etmek lazım. Mehmet hocanın gelmesiyle birlikte son 8 maçta sadece 1 kez kaybetti. Deniz seviyesinin üstünde olan takımlar, genelde 90 dakikayı bitirirler.

Bir futbolcudan bahsedicem. Elif Elmas... Tecrübe, futbolcu için önemlidir. Boş boş koşuyor şimdi mesela. Dolu koşacağı günler de gelecektir. Ceza sahası içinde 3-4 kez pozisyona girdi. Ama kafasının içinde gol atacağına dair bir güven yok. Vurmak için vuruyor. Kendisini bir izlemesi lazım. Acelen ne?

Hocayla ilgili dakika 1, gol 1 yapmayalım. Ama Valbuena'yı da çıkarmayacaksın. Barış ile kontra atak yapmayı düşünüyorsan Valbuena ile tutmayı da düşünebilirsin.

Öndeki futbolculardan Slimani, aldığı topun %70'ini rakibe verir. Valbuena, Ayew vermez, en kötü faul aldırır. Top tutan iki futbolcuyu çıkarttı. Bir de Reyes'i soktu... Tutucuların hepsini çıkarttı oyundan. Burada bir teknik direktörlük hatası yaptı.