Ben genelde derbi maçlarda ev sahiplerini her zaman bir adım önde görürüm. Bu tüm derbiler için geçerli. İçeride oynayan takım her zaman avantajlıdır. Dolayısıyla Fenerbahçe de ev sahibi olmanın avantajıyla bir adım önde gözüküyor.
İki takımda da derbiye damga vuracak, maçın kaderini belirleyecek oyuncu sayısı fazla. Derbilerde genelde sürpriz oyuncular ön plana çıkar. Stoperler, ön liberolar, oyuna sonradan giren ve pek hesapta olmayan isimler bir bakarsınız en konuşulan futbolcular olur.
Herkes Van Persie’den, Aboubakar’dan gol beklerken, sürpriz isimler ağları havalandırabilir. İki takım için de yan toplardan gol bulabilecek oyuncular maçın kaderini çizebilir.
Pozisyon zenginliği fazla olan bir derbi bekliyorum. Çünkü her iki taraf da ofansif gücü yüksek, kolay pozisyon bulabilen takımlar. Bol pozisyonlu, keyifli ve gollü bir derbi olma ihtimali fazla.
Bence Fenerbahçe’nin en büyük avantajı şu; kötü başladılar ama toparlandılar ve son 5 maçı kazandılar. Moral olarak çok güçlü bir Fenerbahçe var. Psikolojik açıdan çok üst seviyedeler. Buna bir de seyirci avantajını katarsak, Sarı- Lacivertli ekibin en önemli artısını yüksek moral gücü olarak görebiliriz.
Ayrıca Fenerbahçe bu tarz kritik maçlara çok iyi motive oluyor. En önemli dezavantajları ise bazı maçlarda çok kötü oynuyorlar. Erken gol yemesi büyük sıkıntı yaratabilir. Strese girebilirler ve maçı çeviremeyebilirler.
Beşiktaş’ın en büyük artısı da, fizik olarak çok güçlü durumdalar. Çok koşan, oyun disiplininden hiç kopmayan bir Beşiktaş var. En büyük dezavantajı ise çok fazla yıpranmaları. Kısa sürede çok sayıda ciddi maç oynadı Beşiktaş. Yoruldu ve yıprandılar.
Ben, Şenol Güneş’in derbiye daha çok etkisinin olacağını tahmin ediyorum. Çünkü Türkiye Ligi’ni daha iyi bilen, maçın gidişatına göre daha iyi hamleler yapan, tüm takımı hazır tutan bir teknik adam. Ayrıca Beşiktaş’a da çok iyi bir uyum sağladı. Hem taraftar hem yönetim hem de futbolcular kendisine çok güveniyor.
Advocaat kötü başlasa da, Fenerbahçe’yi ve ülkemizi tanıdıkça toparlandı ve iyi sonuçlar almaya başladı. Ama Şenol Hoca’ya kıyasla bu tür derbilerin psikolojisini çok fazla bilmeyebilir. Oyuna yapılan hamleler konusunda da Hollandalı hoca, Şenol Güneş’e göre biraz geride. Şenol Hoca anında hamle yapabiliyor.
Hüseyin Göçek iyi bir hakem bence. Hakemlerle çok ilgileniyoruz. Bana göre oynadığımız futbolla ilgilenmemiz daha doğru olur. Aşırı ciddi bir hata olmadıkça kimin yönettiği açıkçası çok da önemli değil. Hakemi fazla konuşmamak lazım. Tacı yanlış vermiş filan... Basit şeyler bunlar. Hakeme fazla takılmamak lazım.
Futbolular bu tarz şeylere alışıktır. Gökhan Gönül de çok deneyimli bir isim. Dünkü çocuk değil. Onun için sorun olacağını sanmıyorum.
Bence çok doğru bir tercih olmaz. Lens çok önemli bir futbolcu. Her an skoru, oyunun çehresini değiştirebilecek bir isim. Ancak kaç haftadır oynamayan bir oyuncunun böyle bir derbide ilk 11’de başlaması, hem kendisi hem Fenerbahçe adına sıkıntı yaratabilir.
Zaten Advocaat’ın, Lens’i ilk 11’de başlatacağını zannetmiyorum. Ama oyunun devamında mutlaka kullanır. Son 30 dakikada Beşiktaş savunması yorgunken girerse daha etkili olur bence.
Şenol Güneş ilk planda oyunu tutmayı deneyecektir. Çünkü 0-0 giden her dakika, Beşiktaş lehine bana göre. F.Bahçe’de oyuncular ve tribünler, gol gelmedikçe strese girebilir. Bence Şenol Hoca sağlam bir orta saha ile çıkacaktır.
Koşan, pres yapan, gerektiğinde topa basan, tempoyu ayarlayan bir orta saha. Bu açıdan düşünürsek orta ikilide Atiba ile birlikte Gökhan İnler’i tercih edebilir. Çünkü Oğuzhan ve Tolgay, aynı özellikte oyuncular olduğu için ikisi bir arada oynadığı zaman Beşiktaş orta sahası yumuşak kalıyor.
Bence iki takım da çift forvet oynamaz... Zaten Türkiye’de bu anlayış pek yok. Fenerbahçe’de Van Persie ile Sow, Beşiktaş’ta Cenk ve Aboubakar büyük ihtimalle sahada olurlar fakat Kanarya’da Sow, Kartal’da Cenk kanatta başlar.