BİZİ İNANDIRAN 50 ŞEY

Herkesi ortak bir tutku etrafında kenetlemeyi başaran A Milli Takımımızın EURO 2020'de bizim göğsümüzü kabartacağına inancımız tam. Hırsı, inancı, ay-yıldız tutkusu sonsuz olan A Milli Takımımızın EURO 2020'de başarılı olabileceğine bizi inandıran 50 şey.

İNANÇ

Çünkü inancımız var ve bizi biz yapan en büyük temel taşlardan biri de bu. Biz takımımıza inanıyoruz, takımımız da bizim onları asla yalnız bırakmayacağımıza...

AZİM

Çünkü bizim bitmek tükenmek bilmeyen bir azmimiz var. Herkesin "tükendiler, artık başaramazlar" dediği noktada bir karşımıza hangi engeller çıkarsa çıksın azmimizle o engelleri tek tek aşmasını en iyi biz biliriz.


Hatırlasana 2002 Dünya Kupası'nı, hatırlasana EURO 2008'i, hatırlasana İsveç, Finlandiya, Yunasistan, İsviçre, Çek Cumhuriyeti maçlarını; hatırlasana Hırvatistan, İzlanda, Fransa maçlarını...


Biz bitti demeden bitmez ve bunu defalarca kez kendilerine kanıtladığımız Avrupalılar da çok iyi bilir.

 

HIRS

Çünkü bizim hırsımız karşısında durabilecek bir güç yok ve elde ettiğimiz tüm başarıların temeline inersek bu öncü olarak görebileceğimiz şey; Hırs.


Mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyen, bir kez çalım yediğinde bir daha yememek için her şeyini veren çocukların takımı bizim milli takım.

 

Yeni milli takımımızda Avrupa'nın "Türk duvarı" dediği defansımızın gücü, biraz da sahip olduğumuz hırs sayesinde geliyor, bu hırs bizi başarıya taşıyacak olan hırstır!

FORMA
Çünkü herkesin beğendiği bir A Milli Takım formamız var. Tartışılan milli takım formalarımız gitti ve efsane formamız geri döndü. Ay-yıldızlı kırmızı şeritli formamızla daha önce çok başarı kazandık ve yine tarih yazmaya hazırız.
KRAL

Çünkü bizim bir Kralımız var; Burak Yılmaz. 35 yaşında olmasına rağmen 18'lik bir performans sergileyen ve Fransa'da Paris'in ambargosunu ortadan kaldırarak Lille'i şampiyon yapan Burak Yılmaz, EURO 2020'deki de en büyük kozlarımızdan biri olacak.

TUTKU

Çünkü bizim ay-yıldıza olan tutkumuz karşısında hiçbir güç duramaz. Geçmiş, ders verir ve biz bu dersi tarihimizden fazlasıyla öğrendik.

İLETİŞİM

Çünkü bizim iletişimimiz belki de hiç olmadığı kadar güçlendi... Son dönemde Milli Takım denince ortak bir dili konuşamıyorduk ancak bu çok sevdiğimiz Milli Takım bize ortak bir iletişim ağında da bulaşabileceğimizi gösterdi.

ŞENOL GÜNEŞ

Çünkü bizim Şenol Güneş'imiz var... Gittiği her takımda sihirli değneğini futbolcuların üzerine koyan Şenol Güneş, A Milli Takım'da da olağanüstü bir birliktelik ortamı oluşturdu. Şenol Güneş'e inanmamız, güvenmemiz için çok sebebimiz var.

TURNUVA GENİ

Çünkü biz, bir turnuva genine sahibiz. Her turnuvada olmasak da katılım sağladığımız turnuvaların büyük bir bölümünde yaptıklarımız ve bıraktığımız etki ortada... Bizim için önemli olan katılmak ve artık bu ülke her turnuvada olmayı çok istiyor

JENERASYON

Çünkü bizim olağanüstü bir jenerasyonumuz var. Hem kalecilerimiz, hem defans oyuncularımız hem de orta saha oyuncularımız çok önemli takımlarda forma giyiyor. Her futbolcumuzun eksikliğini hissettirmeyecek kadar güçlü bir alternatifimiz var ve en önemlisi de belki de "Bu maça neden şununla başlamadık" diyenlerimizin sayısı oldukça az.



Tarihimizde hiç olmadığı kadar genç bir kadroyla turnuvadayız ve bu yeni jenerasyonun enerjisi de daha önce rastladığımız enerjiye benzemiyor. Bu jenerasyon bizi inandırıyor, bu jenerasyon bu turnuvada bizi sevindirecek.

ESNEKLİK

Çünkü biz esnek bir kadro yapısına sahibiz. Kadromuzda yer alan 26 futbolcudan 14'ü kendi mevkilerinden bağımsız iki farklı mevkiide daha görev yapabiliyor. Oyuncu içerisinde stabil bir kurgumuz yok ve her futbolcu, her oyun sistemi ve felsefesi içerisinde görev yapabilecek durumda! Alt yaş takımlarından forvet oynayan Altay Bayındır ve Uğurcan Çakır dahil...:)


Şenol Güneş'in elindeki bu esnek kadro, deneyimli hocaya maç içinde değişiklik yapmadan farklılık yaratma şansını sunacak ve zorlu rakiplerle oynadığımız maçlarda her dakika yaratabileceğimiz bu farklılık, analiz etmesi zor bir takım olmamızı sağlayacak.

AZERBAYCAN

Çünkü kardeş ülkemiz Azerbaycan bizim yanımızda... EURO 2020'yi İtalya'da açıyoruz ancak Galler ve İsviçre maçlarımız canımız, ciğerimiz Azerbaycan'da... Azerbaycan'da herkesin kalbinin bizimle atacağına öylesine eminiz ki...

BİRLİKTELİK

Çünkü biz hep birlikteyiz... Hepimizin çok sevdiği ve ortak bir paydada buluştuğu A Milli Takım'da forma giyen tüm futbolcularımız kenetlendi ve gerçekten tam da bizim gibi birlikteler...

KALE

Çünkü bizim çok iyi kalecilerimiz var. Altay Bayındır, Uğurcan Çakır, Mert Günok'a karşı bir güvensizliği olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmediği gibi; EURO 2020'ye katılan takımlar arasında üç kalecisi de bu denli iyi olan takım sayısı da bir elin parmaklarını geçmez.

TÜRK DUVARI

TÜRK DUVARI Çünkü biz Türk duvarına sahibiz; Merih Demiral ve Çağlar Söyüncü. Avrupa'nın en zor iki liginde üst düzey takımlarda forma giyen Merih ve Çağlar, hele bir arada olduğu zaman dosta güven, düşmana korku veriyor. Şahitleri var...

BEYİN

Çünkü artık beynimizi oyunumuzda daha çok kullanıyoruz. Daha önce sadece "Duygular" üzerinden anlatılan Milli Takımımızın artık ezberlenmiş bir oyunu var ve bu oyunu da her maçta gösteriyor. Üstelik Hakan Çalhanoğlu, Yusuf Yazıcı, Cengiz Ünder gibi yaratıcı oyunculara da sahibiz ve oyun sıkıştığında açmasını da iyi biliriz.

ENDİŞE

Çünkü artık endişeli değiliz. "Bu milli takım gider ama hiçbir şey yapamaz" diyen kimse yok. Bu milli takımın her maçta yüzde yüzlerini vermeyecekleri endişemiz yok. Bu çocuklar bizim endişemizi öldürdü, umutlarımızı yeşertti. Sahada yer şeyini veren bir milli takım ile gururlanacağız.

Artık bu milli takım, herkesin milli takımı, tüm ülkenin üzerinde birleştiği bir milli takım. Herkes bu çocukları sahiplendi ve başarıya giden yolda destekledi. 83 milyonun endişesini bitiren bu çocuklar, zafer yolunda bizi gururlandıracak.

LEJYONERLER

Çünkü lejyonerlerimiz Avrupa'nın her noktasında. İngilizler Çağlar Söyüncü'yü ve Okay Yokuşlu'yu, İtalyanlar Hakan Çalhanoğlu ve Merih Demiral'ı, Fransızlar Burak Yılmaz, Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik'i, İspanyollar Enes Ünal'ı, Almanlar Kenan Karaman'ı konuşuyor. Milli Takımımızın hiç bu kadar lejyonerle dolu bir kadrosu olmamıştı ve bu yelpaze bizi başarıya taşıyabilecek çok değerli bir zenginlik.

Hakan Çalhanoğlu Zlatan Ibrahimovic ile çalışıyor, Çağlar Söyüncü İngilizlerin son yıllarına damga vuran golcülerinden Jamie Vardy ile çalışıyor. Avrupa'ya damga vurmuş oyuncularla her gün idman yapan bu oyuncuların tecrübesi bizi zafere taşıyacak.

CEFA

Çünkü A Milli Takım ile geçmişte çok cefa çektik ve artık o günlere geri dönmek istemiyoruz. 1996'ya kadar büyük bir turnuvaya bile katılamamıştık ve 2002 ve 2008'deki başarılar bizi çok sevindirdi. EURO 2008 sonrasında yine futbolun cefasını çekiyoruz ve EURO 2020'de bunu sonlandıracağımıza eminiz.

MELODİ

Çünkü A Milli Takımımızın yine bir şarkısı var ve şarkımız olduğunda neler yaptığımızı iyi biliyoruz. Tarkan'ın "Bir Oluruz Yolunda" ve Mustafa Sandal'ın "Pazara kadar değil mezara kadar" şarkıları ile birlikte yaşadığımız coşkuyu hala unutmadık.

GERİ DÖNÜŞ

Çünkü geri dönüşlerin kralı biziz. EURO tarihine geçen en büyük geri dönüşlere de imza atmış durumdayız. Dakika kaç olursa olsun, rakiplerde hep bir "Acaba geri dönecekler mi" endişesi yaşanacağının ve bu çocukların da maçı hiçbir noktada bırakmayacağının farkındayız.

GURBET

Çünkü gurbet yarası hepsinden derin ve memleketten bir haber var. Hakan Çalhanoğlu, Kenan Karaman, Orkun Kökçü, Mert Müldür ve Kaan Ayhan gibi gurbetçi oyuncularımız için ülkelerini sevindirmekten daha güzel bir şey yok ve bu oyuncularımız daha çok kez bizleri mutlu etti.

HASRET

Çünkü Avrupa'da başarıya hasretiz. Kulüp takımlarımızın düşüşü ve EURO 2016'daki hayal kırıklığı sonrasında bu turnuva bizim için bir anlamda hayata dönüş operasyonu ve bunu başaracak bir kadromuz var. İnanıyoruz ki hasret bitecek, eski güzel günler gelecek.

TRANSFER

Çünkü Avrupa'nın transferde gözü A Milli Takımımızda. Birçok büyük kulüp turnuva boyunca bizim takımımızı yakından takip edecek ve sonrasında ciddi bedeller önermeye hazır olacak. Bu turnuva bir vitrin ve bu vitrinin en değerli noktasında da bizim oyuncularımız var.

ADALET

Çünkü artık forma adaleti var. Yıllardır A Milli Takımımız için yapılan eleştiri son bulmuş gözüküyor ve sahaya çıkan ilk 11'imiz için artık büyük ölçüde görüş birliği oluşuyor. Şenol Güneş'in forma adaleti, oyuncularımızın da motive olmasını sağlıyor.

TELAFİ

Çünkü telafi zamanı ve EURO2016'da beklenen hedefin uzağında kalan Takımımıza da 5 yıl öncesini unutturmak, tüm Avrupa'yı titretmek yakışır.

SEVİNÇ

Çünkü ay yıldızlı kırmızı beyaz formayı görmek bile bizim için büyük bir sevinç kaynağı. Tüm hayatın dertlerin, ıstıraplarımızı unutturacak bir gol, bir galibiyet, bir tur ve belki de bir kupa..

KIRMIZI

Çünkü kırmızı demek, aşk demek, cesaret, kuvvet, enerji ve tutku demek! Biz takımımıza aşkla bağlı, hayallerine koşacak kadar cesur ve tutkuluyuz.

BEYAZ

Çünkü beyaz demek yeni başlangıçlar demektir. 5 yıl önce istediğimiz sonuçları alamasak da Roma'da başlayacak yeni yolculuğumuzun bizi istediğimiz noktaya götüreceğine de inancımız tam.

HEYECAN

Çünkü biz milli takımımızı sahada görünce bile heyecanlanıyoruz. Her an, her dakika hop oturuyor, hop kalkıyoruz. Biz milli takımımızı çok seviyoruz.

83 MİLYON

Çünkü biz tek yüreğiz ve söz konusu milli takım olunca 83 milyon birlik oluruz. Milli takımımızın maçı varsa sokaklar boşalır, caddeler ıssızlaşır, 83 milyon tek yürek zafere odaklanırız.

ZEKA

Çünkü zekiyiz. Başarıya giden yolda Mustafa Kemal Atatürk'ün öğütlediği biçimde zeki, çevik ve ahlaklı sporculara sahibiz.

AŞK

Çünkü biz takımımıza aşığız. Biz kırmızı beyaz formanın sahadaki her anına tutkuyla bağlıyız.

FEDAKARLIK

Çünkü söz konusu milli takım ise gerisi teferruattır. Her türlü fedakarlığı yapar, takımımızın başarısı için ne gerekiyorsa öyle davranırız.

GURUR

Çünkü ay yıldızlı milli forma ulaşılabilecek en yüksek seviyedir, giyilmesinden en çok gurur duyulandır. Taraftar için de, sporcu için de...

UZAKTAN ŞUT

Çünkü uzaktan şutlarla da etkili oluyoruz. Hakan Çalhanoğlu, Yusuf Yazıcı ve Ozan Tufan gibi uzaktan etkili şutlar çıkarabilen oyuncularımız, oyun sıkıştığında bizim alternatif bir gol yolu bulmamızı sağlayabilir.

GÜVEN

Çünkü biz bu A Milli Takımımıza çok güveniyoruz ve Fransa, Hollanda, Norveç maçlarında yaptıklarımız; sahaya koyduğumuz yürek hala aklımızda.

TÜRK YEMEKLERİ

Çünkü Türk yemekleri güçlendirir! A Milli Takımımız turnuvaya kendi aşçısı ve beslenme ekibiyle birlikte gidecek ve oyuncularımız Türkiye'de aradığı her şeyi bulabilecek, bu da daha mutlu olmalarını sağlayacak.

KORKUSUZLUK

Çünkü bizim şiarımız korkusuzluktur. Dünya Kupası elemelerinde "Haaland'dan korkuyorlar" sözlerini nasıl boşa çıkardığımızı herkes biliyor, yine korkusuz olduğumuzu dosta düşmana gösterme zamanı geldi.

TECRÜBE

Çünkü tecrübemiz de var. Burak Yılmaz gibi turnuvanın en tecrübeli oyuncularından biri bizim kadromuzda ve bununla birlikte turnuva geçmişi olan bir ülkeyiz artık.

İSTİKRAR

Çünkü kadro tercihlerinde bir istikrar yakaladık. Şenol Güneş ile birlikte artık büyük ölçüde sayabildiğimiz bir ilk 11'imiz var ve birbirlerini tanıyan oyuncuların sahada olması da bir alışkanlık oluşturdu.

DUA

Çünkü dualar yine bizimle olacak. Türk milletiyle birlikte coğrafyamızdaki birçok ülkenin duası da bizimle birlikte olacak.

SPORX

Çünkü Sporx, EURO 2020'de de A Milli Takımımızın her an yanında olacak. A Milli Takımımız bitmek tükenmek bilmeyen ay yıldız tutkumuz ile her zaman, her şartta destekledik, desteklemeye devam edeceğiz ve ülkemizde birlik ve beraberlik ortamının daha da güçlenmesi için katkı sağlayacağız.

ÇÜNKÜ BİZ TÜRKİYE'YİZ

Çünkü biz Türkiye'yiz ve tarih sayfaları Türklerin neler yapabileceğini gösteren anlatılarla doludur. Bizi çok iyi tanırlar.