Milliyet gazetesi köşe yazarı Osman Şenher, Galatasaray ve Türk futbolunun gündemini değerlendirdi.
Çok üzülüyorum. Önceki gün Divan Kurulu Toplantısı’ndaki konuşmaları, tehditleri izlerken tüylerim diken diken oldu. Galatasaray bu değil diye düşündüm. Benim anlamadığım bir-iki konu var. Sarı-kırmızılı kulübü batma noktasına getirenler kim? Kulübün depolarından tırlar dolusu malları çalanlar kim? Store’lardan kimler para götürdü? Bir liralık matbaa işini 50 liraya kimler yaptırdı? O bileklikleri kim yaptırdı, akıbeti ne oldu? Bunların hiçbiri konuşulmuyor.
Efendim, ‘Sırada bekleyen işadamı, profesör, üniversite mezunu o kaliteli insanlar kongre üyesi yapılırsa biz senin ipini çekeriz’ diyorlar Başkan Mustafa Cengiz’e... Halbuki bu insanlar gerçekleri göremiyor. Galatasaray’ın 30 milyon taraftarı var. Bu büyük kulüp onlara emanet... Taraftar ne isterse o yapılıyor. Onların haksızlığa tahammülü yok.
Çünkü dişinden, tırnağından artırarak gidiyor kulüp forması alıyor, kombine alıyor destek veriyor. Galatasaray’ı ve başkanı bu kadar eleştiren insanların kulübe ne faydası var ya da daha önce ne faydaları oldu. Hep üstü örtüldü. Bu Galatasaray Adası’nı kim yıktırdı? Çıksın ortaya, ‘ben yıktırdım’ desin.
Taraftar patlama noktasına geldi. Kulüp bu zamanda büyük bir sınav veriyor, zor bir dönemeçten geçiyor. Herkesin fedakârlık yapma zamanı. Bütün bunları bir kenara bırakıp, Adnan Polat’ı gönderdikleri gibi Başkan Mustafa Cengiz’i de göndeririz diye tehdit ederek bir şeyler elde etmek isteyenler artık başarılı olamaz. O günler eskilerde kaldı.
Takım şampiyon olmuş. Yeni sezonda zirvenin en büyük adayı. Devler Ligi’nde salı günü ilk maçını oynayacak. Başkan, yönetim ve Fatih Terim arasında mükemmel bir uyum var. Bu Galatasaray’ı karıştırmak isteyenler, bundan sonra başarılı olamayacaklar.
Biraz daha ileriye gideyim. Başkan Cengiz’e muhalif olanların hangisi Fatih Terim’i seviyor? Burada isim vermek istemiyorum, Terim’in varlığından rahatsız oluyorlar. Ama çıkıp mikrofona ‘Biz onu seviyoruz’ diyorlar. Bunu Fatih Terim bilmiyor mu?
Başkan üç sene için seçildi ve kulübü şu anda çok iyi yönetiyor. Kabul etmek gerekir ki batmış bir kulübe geldi ve gemisini yüzdürüyor. Bundan rahatsız olanlar artık ne hesapları varsa taraftarın önünde verecek. Bu bir gerçek. Hodri meydan, ben de bekliyorum ne kadar başarılı olabilecekler?
Fatih Terim’in, bu transfer döneminde çok istediği 4 tane oyuncu vardı. 1. Emre Akbaba, 2. Onyekuru, 3. Muğdat, 4. Ömer Bayram...
Bunların ikisi, milli takımda İsveç karşısında harikalar yarattı. Ne kadar iyi olduklarını tescilledi. Muğdat da çok yakında milli takıma girecek buna inanıyorum. Onyekuru, Galatasaray’ın bu sezonki en büyük kozu olacak. Emre Akbaba, avaz avaz bağırdı, ‘Ben Galatasaraylıyım, sarı-kırmızılı kulüpte oynayacağım’ diye... Ömer Bayram da ‘Ben Galatasaray’ı istiyorum’ diyerek çok az bir bedelle transfer edildi. Galatasaray Kulübü bu futbolculara verdiği paranın fazlasını kazanacak. Bu ahlaklı oyuncularla çok büyük başarılara imza atacaklar.
Beğenirler ya da beğenmezler; ben ay-yıldızlı forma aşığı olan bir insanım. Takımı kimin çalıştırdığı önemli değil. Yeter ki milli takım başarılı olsun. İsveç karşısında alınan galibiyet de önemli değil benim için... Ama 90 dakika ortaya konan futbol, milli ruh beni heyecanlandırdı ve ileriye daha farklı gözle bakmaya başladım.
Türkiye’de futbolcu yetişmiyor deniyor. Yabancı sayısını azaltmak isteyenler de var. O kadar çok genç oyuncu var ki milli formayı giymek için sırada bekleyen... Lucescu zirveye oynayacak iki tane 11 rahatlıkla çıkarır. Sakatlığı olan ya da milli kadrosuna alınacak oyuncuları yazayım size... Emre (Sivas), Ertuğrul (Bursa), Abdülkadir (Trabzon), Deniz (Kayseri), Emre Mor (Celta Vigo), Mahmut, İrfan Can (Başakşehir)... Daha bunun gibi birçok oyuncu var.
Milli takımımızın önü açık. Bunlara ek olarak Avrupa’da futbol oynayan birçok futbolcu var. Bunun için yabancı oyuncu sayısında değişime gerek yok. Yabancılar Türk futboluna renk katıyor, heyecan veriyor.
