"YERLİ BİR HOCA OLSAYDI..."
BİLAL MEŞE: "Eğri oturacağız, doğruyu söyleyeceğiz arkadaş! Tabii ki A Milli Takım şartlar ne olursa olsun kazanmak zorundadır. Diyeceksiniz ki, Uluslar Ligi’nde B’ye transfer olduk, daha ne istiyorsunuz ki? C’de mücadele ettiğimiz takımlara bakın, hiçbiri ne bizim ayarımızda, ne de kantarımızdadır! Al birini, vur ötekine misali! Lüksemburg maçındaki beraberliğe seviniyoruz, olacak iş mi bu? Haa hedefi yakalama adına skor yeterli, peki oyun olarak, işte burada duracaksınız! İddia ediyorum Lüksemburg karşısında tabeladaki rakamları ve de oyunu yerli bir hoca elde etseydi, tefe koyarlardık tefe! Artı Stefan Kuntz’un belirlediği kadroya da kimsenin gıkı çıkmadı, ne de olsa yabancı ya! Rıdvan Yılmaz’ı çanta gibi yanında taşıyor, bu takımda bana göre ‘banko’ oynar. 52’de yediğimiz golün mazereti var mı? Eren kritik yerde topun kontrolünü sağlayamadı, Kaleci Altay’ı anlamakta da zorlanıyorum, topla dripling sevdan her an senin başına iş açabilir, bilesin! Bırak asıl işini yap, Edmundsson’un 59’da attığı golü kurtar hiç değilse, ellerinin arasından gitti! Kuntz’un sahaya sürdüğü onbir de tartışılır! İsmail Yüksek seni Lüksemburg maçında ipten aldı, niye yedek? Ne zaman ikinci golü yedik, ağır abinin aklı başına geldi; İsmail, Serdar Gürler ve Halil’i oyuna sürdü, biraz kıpırdanır gibi olduk, rüzgarı da arkamıza aldık (!), yüklendik, duvara çarpıp geri döndük! Serdar Gürler’in attığı tek gol de, kötü futbolu bize unutturamadı!"