Sığınaktan altın madalyaya

Çin'de düzenlenen Dünya Şampiyonası'nda ülkemizi temsil eden İnci Ece ve Buket Öztürk kardeşler dünya şampiyonluğuna uzandı.

Haber; AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Sığınaktan altın madalyaya
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
05 Aralık 2018 16:26
Son güncelleme 05 Aralık 2018 16:28
Dünyanın en eski spor dallarından biri olarak bilinen boccede Türkiye'yi Çin'deki Dünya Şampiyonası'nda temsil eden İnci Ece ve Buket Öztürk kardeşler, okulun sığınağında hazırlandıkları şampiyonada altın madalya kazanmanın gururunu yaşıyor.

Hasanağa TOKİ Ortaokulu Gençlik ve Spor Kulübü sporcusu olan 21 yaşındaki İnci Ece ve 16 yaşındaki kardeşi Buket Öztürk, 21-28 Ekim'de Çin'in Jiaxing şehrindeki Volo Kadınlar Dünya Şampiyonası'nda, okulun bahçesinde ve sığınağında yetersiz koşullara rağmen günde çift idman yaparak altın madalya kazandı.

Daha önce İspanya'nın Tarragona kentinde düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda altın madalya alan İnci Ece, bu kez milli takımlar düzeyinde takım arkadaşı Necla Şahin ile röle disiplininde altın madalyaya ulaştı. Kardeşi Buket ise altın nokta disiplininde altın madalya elde etti.

Türkiye'nin 25 yıllık bocce tarihine isimlerini yazdıran İnci Ece ve Buket kardeşler, ülke sıralamasında Türkiye'nin yukarılara tırmanmasına büyük katkı sağladı.

Uludağ Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisi olan İnci Ece Öztürk, yaptığı açıklamada, bocceye voleybol oynarken antrenörünün kendisini keşfetmesiyle başladığını aktardı.

Dünya Şampiyonası'na hazırlanırken çok fedakarlık yaptıklarını ifade eden İnci Ece, şöyle konuştu:
"Kardeşim de ben de bu sporu tutkuyla seviyoruz. Antrenman bitiyor, eve geldiğimizde başka takımların, liglerin videolarını izliyoruz. Hocamız bize şampiyonluğu elde edebilmek için almamız gereken puanlardan bahsetmişti, biz de onu orada gerçekleştirdik. Beslenmemize dikkat ettik, yeri geldi arkadaşlarımızla buluşmayıp fedakarlık yaptık. Sosyal hayatımızı biraz ikinci plana attık. Bahçelerde, parklarda, okulun sığınağında çalışa çalışa ülkemize dünya şampiyonluğu kazandırdık. Bu başarımız Türkiye'nin bocce sporunda ilk dünya şampiyonluğudur."

 "Rüyalarımda bile antrenman yapıyordum"
Boccenin günlük hayatına da yansıdığını söyleyen İnci Ece Öztürk, "Evin koridorunda yürüyorum, dört adımda hayali olarak atış yapıyorum. Elimde çöp var, çöp kutusuna atış yapıyorum. Rüyalarımda bile antrenman yapıyordum. Bocce bizim hayatımızın çok büyük bir parçası haline gelmiş durumda. Antrenmanlarımızı ve beslenmemizi sürekli konuşarak birbirimize danışarak yapıyoruz." diye konuştu.

Öztürk, hayalinin dünya şampiyonlarına verilen gökkuşağı desenli forma olduğunu ve bunu başardığını vurgulayarak, "Şimdi bunu başardık ama bunu başardım, diye kesinlikle bırakmayacağım. Bu forma yeni hayallerimin oluşmasına sebep oldu, şimdiki yeni hedefim 2024 olimpiyatlarında boccenin yer alması halinde orada yarışmak ve ülkemize madalya kazandırmak." ifadelerini kullandı.

 Buket: "Olimpiyatlarda da şampiyon olmak istiyorum"
16 yaşında Dünya Şampiyonu olarak altın madalya alan Buket Öztürk ise bocce sporuna ablasından özenerek başladığını belirtti.

Buket, rakiplerinin gücünü bildiklerini ve ona göre şampiyonaya hazırlık yaptıklarını vurgulayarak, "İlkokul 3'üncü sınıfta bu spora başladım. Çok eğlenceli bir spor, yaparken çok keyif alıyorum. Annem ve babam bize çok destek oldu. Bundan sonraki hedefim, dünya şampiyonluğu derecesini devam ettirip olimpiyatlarda da şampiyon olmak istiyorum, kendime güveniyorum." şeklinde konuştu.

Bocce Milli Takımı Antrenörü Yılmaz Güzelocak ise şampiyonada önemli başarılar elde ettiklerini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Şimdiye kadar ülkemizin 25 yıllık bocce tarihinde almadığı madalyaları kazandık. Yarışmada yer alan 6 kategorinin 4'ünde final oynama şansı yakaladık. Finalde de 2 altın 2 gümüş madalya kazanarak çok büyük başarı kazandık. Ben de sporcularımız, kulübümüz, federasyonumuz ve ülkemiz adına çok mutlu oldum. Bizleri çok mutlu ettiler. Tabii çalıştığımız alanlar dünya standartlarında değil. Gittiğimiz şampiyonalarda gördüğümüz yerlerde, kapalı alanlarda, spor salonlarında, bütün ihtiyaçların karşılanabileceği salonlarda çalışıyorlar. Biz okulun bahçesi ve sığınağında çalışarak bu başarıları elde ettik."

1989 yılında Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç ettiklerini belirten anne Tezcan Öztürk de şampiyonlukları ve başarılarından dolayı kızlarıyla gurur duyduklarını söyledi.

Tümü
 Reklam