Rıza Çalımbay: "Beşiktaş'a başkan olmak isterim"

Süper Lig ekiplerinden Sivasspor'un teknik direktörü Rıza Çalımbay oldukça önemli açıklamalar yaptı.

Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Rıza Çalımbay: 'Beşiktaş'a başkan olmak isterim'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
29 Mayıs 2021 14:01
Son güncelleme 04 Haziran 2021 18:36
Süper Lig'de Sivasspor'u çalıştıran Rıza Çalımbay, geride kalan sezonla ilgili olarak BirGün Gazetesi'nden Eren Tutel'e açıklamalarda bulundu.

Rıza Çalımbay, "Sivasspor ile aramızda ufak pürüzler var. Haftaya Sivas'a gidince halledip, yolumuza devam edeceğiz" derken; "Beşiktaş'a başkan olmayı tabii ki isterim, neden olmasın çok isterim. En iyisini de yaparım ama ben hâlâ çalışmak istiyorum, hedeflerim var. En büyük hedefim Sivas ne istiyorsa onları oraya getirmek. Çalıştırmayı en çok istediğim takım Beşiktaş. Aslında hepimiz istiyoruz. Bir sürü Beşiktaşlı antrenör var hepsi çok başarılı. Bu sebeple Beşiktaş'ı herkes ister. Kim hak ediyorsa o çalışsın. Benim için milli takım ve yurtdışı önemli." dedi.

İŞTE RIZA ÇALIMBAY'IN AÇIKLAMALARI...

Sivasspor'un 2 yıldır yakaladığı başarı ortada. Geçen sezonu 4'üncü bu sezonu 5'inci bitirdiniz. Süper Lig tarihinde iki sezon üst üste Avrupa kupalarına gitmeyi başaran nadir Anadolu takımlarından birisiniz. 19 maç gibi bir yenilmezlik serisi de var. Bu başarının sırrı nedir?

Geçen sezon çok iyi bir grafik yakaladık. Pandemi başlayana kadar şampiyonluğa gidiyorduk. Pandemi döneminde çok sıkıntı yaşadık. Maçlar oynanacak mı belirsizliği çok sıkıntı yarattı. Sonra ne olursa olsun ligi bitirelim dediler. Bir an önce başlayıp bitecek bir lig oldu. Geçen sezon 2-3 maç daha kazanabilseydik şampiyon olabilirdik. Bu sezon da hemen hemen aynı kadroyu koruduk. Mert Hakan, Emre Kılınç, Fernando ve Fatih Öztürk bizden ayrıldı. Yeni arkadaşlar aldık. Fakat iskeletimiz oturmuştu. Bu sezon Avrupa kupalarına katıldık. Geniş bir kadronuz olmayınca Avrupa'da yarışmacı olmak biraz zor. Bir de bizim takımın yüzde 95'i koronaya yakalandı. Hepimiz karantinada kaldık. Bazı maçlara 13-14 kişi çıktık. Avrupa kupalarından elenene kadar böyle problemler yaşadık. Bir çıkış yakalamamız gerekiyordu ve kimsenin beklemediği maçlar kazandık. Anadolu'dan Avrupa kupalarına giden takımlar elenince ya düşüyorlar ya toparlanamıyorlar ama biz bunu yaşamadık. Çok çalıştık, üst üste iki defa Avrupa'ya giden nadir Anadolu takımlarından biri olduk ve 19 maç hiç mağlup olmadık. Bu çok büyük bir başarı. Çok geniş pahalı bir kadromuz yok. Buna rağmen bizden çok çok büyük bütçeye sahip takımların yapamadığını yaptık. Lig 5 hafta daha sürse daha iyilerini yapardık.

"SİVASSPOR İLE DEVAM EDECEĞİM"

Sezon sonu itibarıyla sözleşmeniz bitti, yenileme görüşmeleri ne durumda?

Küçük bir pürüz var, konuşuyoruz. Bir hafta sonra Sivas'a gidince çözüp, yolumuza devam edeceğiz. Bana teklifler de geldi ama Sivas kendi bildiğim kurduğum bir takım. Bir yıl daha yolumuza devam etmek istiyoruz.

Sivasspor'la devam ettiğiniz ve istikrarı koruduğunuz takdirde bir gün şampiyon olabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Düşünüyorum tabii. Geçen sezon üç-dört oyuncu alabilsek olabilirdik. Ama bütçemiz belli, bizim kulübümüz bu ekonomik koşullarda şampiyonluğa ulaşacak bir kadro kuramaz. Şampiyonluğa oynamak istiyorsak buna karar verecek olan yönetim, onlar şampiyonluk hedefliyoruz derse ona göre transferler yaparız. Biz istediğimiz oyuncuları değil bütçemizin yettiği oyuncuları alabiliyoruz. O yüzden yönetim şampiyonluğa oynayalım derse oynarız.

Kadronuzdaki oyunculardan maksimum verim alabiliyorsunuz. Hakan Arslan bu sezonu 7 gol, 2 asist ile tamamladı. Max Gradel 11 gol, 14 asist gibi rakamlar yakaladı. İşin sırrı nedir?

Ben oyuncularıma sadece şunu derim, sizde ne varsa bana onu verin. Saydığımız oyuncuların hepsi çok disiplinli oyuncular. Hepsi çok iyi profesyonel. Hakan'ın savunması çok iyidir ama gol sezgisi de kuvvetli. İkinci yarıda aldığımız oyuncular da çok iyiydi. Hepsinin faydası oldu. Mesela Tyler Boyd, çok kısa süre içerisinde 5 gole ulaştı. Arkadaşlığı da sahaya yansıtıyoruz ve iyi şeyler ortaya çıkıyor. Kaybettiğiniz maçlardan ders çıkarıyorsanız ilerleyen maçlarda daha iyi olursunuz. Biz de tüm maçlardan ders çıkarıyoruz. Birinci koşul takımdaki arkadaşlık. İkincisi yönetimin oyuncuları maddi anlamda mağdur etmemesi. Takımımızda oyuncuların bu konuda hiçbir sıkıntısı olmaz. Bu da bir artı.

Ülke futbolunun son yıllardaki en donanımlı, başarılı teknik direktörlerinden birisiniz. Ama elinizde şampiyonluğa oynayacak bir kadro hiç olmadı. Kısıtlı malzemeye rağmen her zaman iyi bir yemek ortaya çıkarmayı başarıyorsunuz. Hiç benim hakkım yeniyor, niye büyük takımlar veya ulusal takım için düşünülmüyorum diyor musunuz?

Milli takım veya Türkiye'de büyük takımlardan birinde çalışmayı isterim tabii ki. Ama Sivasspor da benim için özel bir yerde. Benim doğduğum, büyüdüğüm yer Sivas. O yüzden burada başarıdan başka bir şey beklemiyorum. İki senedir de iyi gidiyoruz. Futbolculuk kariyerimde sadece Beşiktaş forması giydim. Tabii ki Beşiktaş'ta çalışmak isterim. Milli takımı da çok isterim. Hem Beşiktaş hem de Trabzonspor da çalışma imkânım oldu. Milli takımda zaten Mustafa Hoca'yla (Denizli) beraber çalıştık. Ancak benim gittiğim dönemlerde takımlar hep kriz dönemindeydi. Beşiktaş'a gittiğimde Avrupa'dan, Türkiye Kupası'ndan elenmiş, lige havlu atmış bir takım vardı elimde. Ben takımı devr aldıktan sonra ikinci yarının lideri olduk. Sonra maalesef maddi problem yaşadığımız için istediğimiz transferleri yapamadık ve ayrılmak zorunda kaldık. Trabzon'a gittiğimde de takım 13'üncü sıradaydı. İlk maçımızda lider Galatasaray'ı 2-1 yendik. İyi işlere imza attık fakat yine maddi açıdan yaşanan problemler nedeniyle kadroyu güçlendiremedik. Ben takımdan ayrıldıktan sonra Trabzon transfer yapmaya başladı. Ama bir sene daha Beşiktaş'ta veya Trabzon'da devam etsem her şey farklı olurdu.

Ulusal takım konusu açılmışken soralım EURO 2020 yaklaşıyor. Şansımız nedir?

Şenol Hoca'yla konuştum, ona da söyledim mükemmel bir kadro var. Çok başarılı olacağından eminim. Takdir edilecek işler yapıyorlar, bu teknik direktörlerin de önünü açıyor. Yurtdışına gitme şansımız bile olabilir. Hem tecrübeli hem genç bir takım. Avrupa Şampiyonası'na iyi başlarsak devamının geleceğini düşünüyorum.

Buradan Beşiktaş'a geçelim. Efsanesi olduğunuz kulüp şampiyonluğa ulaştı. Şampiyonluk ve Sergen Yalçın hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her şeyden önce Beşiktaş'ın ve Sergen'in başarısı beni mutlu ediyor. İçimizden birisinin başarılı olması ayrıca mutlu ediyor. Son bölüme kadar gayet iyi ve 7-8 puan öndelerdi. Ondan sonra bazı sıkıntılar yaşandı sakatlık vs. bizim oynadığımız Fenerbahçe maçı ligi değiştiren bir maç oldu. Eğer o maçı kazanmasaydık Beşiktaş'ın şampiyon olması çok zordu. Sıkıntılar yaşadılar ancak her şeye rağmen şampiyon oldular. Bize Fenerbahçe maçı öncesi sorup duruyorlardı maç ne olur diye. Yani Beşiktaş'ın hedefi var Fenerbahçe'nin var ama bizim de var dedik. Onun için çıktık oynadık. Deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadık ve kazandık.

"SERGEN YALÇIN İYİ GİDİYOR"

Sergen Yalçın'la ilgili hatırladığınız bir anı var mı?

Sergen çok yetenekliydi. Rahat bir oyuncuydu. Her an oyunun kaderini değiştirecek kapasitedeydi. Bize geldiğinde çok gençti. Sergen geldikten sonra ne kupa varsa alıyorduk. Bir gün dedi ki ben kupa ala ala bıktım. Hakikaten Türiye futboluna çok şeyler verdi. Şimdi teknik direktörlükte de gayet iyi gidiyor.

Futbolda istatistik ve veri analizi git gide daha büyük önem kazanıyor. Sizin de analiz yapan bir ekibiniz var mı?

Veri analizinden kesinlikle yararlanıyoruz. 3 tane arkadaşımız var sadece analize bakan. Oyuncu, maçlar, rakip takımın kuvvetli yanları vs. hepsini araştırıyoruz. Modern futbolda olmazsa olmaz bir şey.

Günümüz futbolu artık çok daha taktik ağırlıklı. Siz de yeni trendleri takip ediyorsunuzdur. Sizce futbol nereye evriliyor?

Teknik direktörlerin bir kere yaratıcı olması gerekiyor. Hem oyuncu yetiştirmede hem onları motive etme de hem de taktikte. Mesela bir örnek vereyim geçen sezon Fatih Aksoy bizdeydi ve takımda Denizlispor maçı öncesi orta saha eksikliği vardı. Çağırdım yanıma "Sen daha önce orta sahada oynadın mı" dedim, "Hayır hocam oynamadım" dedi. Ben "Denizli maçına orta saha çıkacaksın" dedim. Sonra gayet iyi oynadı o pozisyonda kalıcı oldu. Tam 25 maç orta saha oynadı. Mesela son oynadığımız Fenerbahçe maçında sağ bekimiz sakatlandı. Bakıyorum kadroya kimse yok. Ön libero Isaac Cofie'yi oynatmaya karar verdim sağ bekte. Gayet iyi bir oyun ortaya koydu. Yani işin özü bu. Bahane üretmek istersen birçok bahane bulursun ama işimiz gereği pratik ve doğru çözümler bulmalıyız. Gerekirse maçtan maça taktiksel anlayışımızı değiştirmeliyiz.

FENERBAHÇE MAÇI İTİRAFI

Özel bir taktikle hazırlandığınız maç var mı bu sezon, hafızanızda yer eden?

Fenerbahçe maçı. O maça çok iyi başladık. En önemli taktiğimiz orta sahayı kapatmaktı. Fenerbahçe sağ ve sol içte temeli orta saha olan İrfan Can ve Mesut Özil'le oynuyordu. Bunlar içeri topla kat etmeyi seven oyuncular. Biz de beklerimizi de ortaya gönderdik ve merkezde sayısal üstünlüğü sağladık. Kazandığımız topları da hızlı bir şekilde değerlendirip skora gittik. Çok iyi kontratlar yaptık gerçekten. Uygun oyuncularımız da vardı bunun için.

Bir de işin motivasyon ve psikolojik yönü var. Mourinho Z Kuşağı'nı anlamanın zorluğundan bahsetmişti. Sizce de yeni nesil futbolcuları anlamak zor mu?

Oyuncuların hepsinde iyi profesyonellik yok. Bazısı çok profesyonel bazısı agresif bazısı takımı bozacak kapasitede. Bazısı yedek kaldığında isyan eder. Bunları da yenmek lazım. Gençler senin kafanda düşünemez tabii ki. Bazı şeyleri kabullenmek lazım. Antrenörün kendini yetiştirmesi lazım. Liderlik vasfını da geliştirmeli. Futbolculardan istediğimiz şeyler basit şeyler. Herkesi yerinde oynatıyoruz. Herkesten beklentimiz belli. Ama tabii ki yaratıcı olacaksın. Adapte olacaksın yeniliğe. Yenildiğin zaman farklı, yendiğin zaman daha farklı konuşacaksın oyuncuyla. Bunların hepsi olacak. Adam geliyor tek adam gibi davranıyor. Sahanın içinde bireysel oynuyor. Hepsiyle uğraşmak lazım başka yolun yok. Liderlik vasfın olduğu zaman hepsi halledilir.

"BEŞİKTAŞ'A BAŞKAN OLMAK İSTERİM"
"YURTDIŞINDA TAKIM ÇALIŞTIRABİLİRİM"


Bir önceki röportajımızda Beşiktaş başkanlığı için adaylığı düşünebilirim demiştiniz. Hâlâ aynı düşüncede misiniz?

Tabii ki isterim, neden olmasın çok isterim. En iyisini de yaparım ama ben hâlâ çalışmak istiyorum, hedeflerim var. En büyük hedefim Sivas ne istiyorsa onları oraya getirmek. Çalıştırmayı en çok istediğim takım Beşiktaş. Aslında hepimiz istiyoruz. Bir sürü Beşiktaşlı antrenör var hepsi çok başarılı. Bu sebeple Beşiktaş'ı herkes ister. Kim hak ediyorsa o çalışsın. Benim için milli takım ve yurtdışı önemli. Yurtdışında, Denizlispor'u çalıştırırken bir sürü Avrupa takımını eledik. Hepsi de şampiyon takımlardı. O zaman yurtdışından teklif geldi. Pek sıcak bakmadım. Buradayken de birkaç ülkeden geldi kabul etmedim. Ama önümüzdeki yıllarda teklif gelirse hemen gideceğim.

Hangi ülkede çalışmak istersiniz?

İngiltere Almanya veya Fransa'da bir takım çalıştırmak isterim. Daha önce teklifler geldi ancak takımların seviyesi pek yüksek değildi. Orta sıralarda bir takımın teklif yapması yeterli ben yukarılara çıkarırım onları. Huzurlu bir ortamda çalıştığınız zaman her şeyi yapabilirsiniz.

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam