Önder Özen: "Galatasaray'ın ligde iyi maçı yok"

Beşiktaş başından itibaren maçı isteyen, 3 puanı isteyen, topu isteyen, bütün ikili mücadelelere talip olan bir görüntüdeydi ve maçın sonuna kadar vazgeçmedi, haklı bir galibiyet aldı.

Beşiktaş yüksek tempoda baskı yaptı, topu kazanmaya çalıştı. Zaman zaman etkili kanat akınları yaptı. Önde Beşiktaş'ın yaratıcı bir kalabalığı var, o kalabalıkta bir de bitirici Larin var. Necip'i, Rosier'i beğendim, Umut işi gördü. Larin etkili oynadı, 2 gol attı. Ghezzal belki gollerin arkasında yok ama yaratıcı bir oyun oynadı.

Ersin'in penaltı kurtardığı bir maç da oldu. Beşiktaş soyunma odasında herkes çak yapar, iyiydik der. Beşiktaş'ta performanslar tamam.

Galatasaray'ın Marsilya ve Lazio maçının benzeri, Lokomotiv maçının neredeyse kopyası diyebileceğimiz bir anlayışı vardı. Daralmalarına rağmen, orta sahacılar savunmanın önünü kapatmasına rağmen, Ghezzal'ın, Rosier'in, Pjanic'in aralara top atabildiğini, karşı karşıya pozisyonlara engel olamadığını gördük.

Galatasaray Kasımpaşa ve Trabzonspor maçında olduğu gibi öne geçti. Kaleye ilk gidişi, ilk isabetiyle öne geçti. Yine iki maçtaki gibi önce yakalandı, o maçlarda sadece yakalanmıştı, bu maçta kaybetti.

Galatasaray'ın ligde iyi maçı neredeyse çok az, büyüteçle bakmak gerekiyor. Oyun olarak Beşiktaş'a karşılık veremedi. Bireysel performans olarak da karşılık veremedi. Yaratıcılıktan uzak, enerjisi düşük, ana planının ne olduğunu anlamadık. Geriye düştükten sonra da nasıl hücum edecek, onu da göremedik. Beşiktaş yine çıkabildi, rahat da gidebildi.

Galatasaray için görüntü iyi değil, birçok maçta olduğu gibi burada da iyi değil. Beşiktaş haklı bir 3 puan aldı.

Bu iki takım ve Fenerbahçe, Trabzonspor'un peşine ne kadar takılabilirse, o kadar kar. Trabzonspor'un Avrupa mesaisi yok, bu 3 takım Avrupa'da çok hırpalanabiliyor. Bir derbi galibiyeti normal bir 3 puandan ötedir. Derbi morali kulüplere ivme verir.

Beşiktaş, 64. dakikada 2. golü attı. Pjanic korneri kullandı, Necip arka direğe tipledi, Larin bitirdi. Aslında Alex için çıkma işi hazırdı. Sergen Yalçın muhtemelen şunu düşündü, Galatasaray gelecek, alanlar genişleyecek, bir anahtar pas, bir koşu golü bulur. Alex yürüyor olabilir ama bir anahtar pas, yeni bir savunmadan hücuma geçiş şansı, o şans yeni bir gol fırsatı ve fişi çekme olasılığını ortada bırakıyordu, Alex ve Ghezzal sahada kaldığı sürece.

Salih bayağıdır yok sahada. Ghezzal'ın yerine Kenan girdi, Kenan tribünlerin merakla beklediği bir oyuncu değil. Ghezzal ve Alex'in sahada kalmasını anlayabiliyorum, bu oyuncuların bir ana ihtiyacı var.

Galatasaray'da girenler verimli olmadı. Mustafa penaltı kaçırdı, Babel girmemiş gibiydi. Halil'in bir pozisyonu var, etkili oldu diyebiliriz ama giren diğer oyunculardan verim alamadı Galatasaray.

Oğuzhan'ın performansının giderek yukarı gittiğini düşünüyorum. İdeal seviyede değil ama bir kıpırtısı vardı, ilk beklediğim oyuncu oydu.

Beşiktaş'ın kaleyi çok gösterdiği bir maç olmadı. Halil'in direği sıyıran bir topu var, bir de penaltı var. Yenilen golde de Ersin'in yüzde 100 hatası olduğunu söyleyemem ama Beşiktaş gibi büyük bir takımın kalesindeyseniz, biri füze atmadığı sürece o toplara gideceksiniz, en azından temas edin. Penaltıda köşeyi buldu, doğru zamanda gitti, ayağını çizgiden kaldırmadı. Bu kadar yükü ağır bir maçta üçünü bir arada yapmak önemli, kalecilik puanı yüksek.

Necip mücadele gerekince öne çıkan, gözünü budaktan sakınmayan bir oyuncu. Golde de katkı yaptı, asist yaptı. Arkadaki uyumlarını da fena bulmadım.

Umut Meraş ilk devre istekliydi, bayağı git gel yaptı, boş birkaç bindirmesi var, yüksek enerjiyle oynadı.

Beşiktaş'ta sol bek için seçenekler 3'e çıktı. 3'ü de Beşiktaş ağırlığını taşıyabilecek oyuncular. Bu kadar ağır yükü olan bir maçta Umut sırıtmadan oyun oynadı. Bana sorarsanız, en öndeki oyuncu Umut değildir. Beşiktaş'ın zaman zaman savunmada kalacağı Avrupa maçları olacak. Milli Takım performansına bakarak söylüyorum, harikulade bir savunma performansı olduğunu söyleyemem.