U20 Dünya Kupası'nın dünü bugünü, tarihçe...

Haziran ayında ülkemizde düzenlenecek olan 20 Yaş Altı DÜnya Kupası tarihini sizler için bir gözattık. Alex'ten Maradona'ya, Seleçao'dan Messi'ye kadar herkes burada. İşte o unutulmaz maçlar ve rakamlar..

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
U20 Dünya Kupası'nın dünü bugünü, tarihçe...
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
04 Haziran 2013 16:03
Bulunduğumuz Haziran ayında başlayacak olan U20 Dünya Kupası'nın Türkiye'ye ayağından önce turnuva tarihine bakalım dedik. İşte istatistikler ve unutulmayan maçlar penceresinden U20 Dünya Kupası.

Dünya yıldızlarının, futbolun ana sahnesine çıktıkları ilk turnuva olan U20 Dünya Kupası, 18 turnuva boyunca mükemmel maçlara sahne oldu. Kiminde gelişmemiş futbol ülkeleri ağır mağlubiyetler alınırken kiminde de Lionel Messi gibi yıldızlar finale damga vurdu. İşte turnuva tarihine damga vuran bazı maçlar.

Turnuva Tarihinin Öne Çıkan 10 Maçı:

1979 Japonya / Arjantin-Sovyetler Birliği 3-1

U20 Dünya Kupası'nın ikinci finali. Bir önceki turnuvanın şampiyonu Sovyetler Birliği ile Diego Armando Maradona'nın önderliğindeki Arjantin karşı karşıya. Sovyetler Birliği'nin en çok dikkat çeken oyuncuları ise kaleci Victor Chanov ve forvet Aleksandr Zavanov.

Diego Maradona'nın Arjantin'deki yancıları ise Abelardo Carabelli, Ramon Diaz ve Osvaldo Rinaldi. Ama tüm saydığımız bu oyuncular bir tarafta Diego Armando Maradona bir tarafta kalıyor. Çünkü gelecek yıllarda dünya futboluna damga vuracak olan büyük usta, kendisini bu turnuva sayesinde insanlara tanıttı. Turnuva finaline kadar 5 gol atan Maradona, finali de boş geçmeyerek turnuva tarihinde en çok gol atan oyuncular arasına adını yazdırdı. Aslında maça Sovyetler daha iyi başlamıştı. Igor Ponomarev'le öne geçmişler ama Hugo Alves ve Ramon Diaz'ın peşi sıra gollerine engel olamamışlardı. Ama Diego Armando Maradona'nın 76. dakikada attığı gol, her şeyin bittiği manasına geliyordu. Dünya futbolu, bu golle birlikte yeni bir yıldız kazanıyordu.



1981 Avustralya / Brezilya-Katar 2-3

İlk tur gruplarında Romanya, Güney Kore ve İtalya'yı geçerek birinci sırada çeyrek finale çıkan Brezilya, turnuvanın en iyi kadrolarından birine sahiptir. Mauro Galvao, Julio Cesar, Nelsinho, Josimar, Leomir, Ronaldo Marques gibi isimler, Seleçao'nun önderleridir.

A Grubu'ndan ise sürpriz takım gelmiştir. Polonya ve Amerika Birleşik Devletleri'ni gerisinde bırakarak grubunu ikinci sırada bitiren Katar, turnuvanın en büyük favorisinin karşısındadır.

Maç son derece keyifli başlar. Katar, Halit El Muhammedi ile öne geçer. Ronaldo öne geçer. Halit yeniden takımını öne geçirir. Ronaldo bir kez daha cevap verir. Artık son dakikalar gelmiştir. Fakat yarı finali isteyen Halit El Muhammedi (Khalid Al Mohamedi) 87. dakikada işi bitirir. Brezilya'yı yıkan, turnuva tarihinin en büyük sürprizine imza atan El Muhammedi gelecek yıllarda önemli bir takımda kendisine bulamayacaktır ama yaptığı hat-trick ile turnuva tarihine adını yazmıştır.

1987 Şili / Yugoslavya-Federal Almanya 1-1 (penaltılarda 5-4)

Euro 96 ve Fransa 98'de oynadığı futbolla bizleri mest eden 1985 sonrası doğumluların efsane takımı olan Hırvatistan'ın temelleri, Şili 1987'de atılmıştı. O dönem Yugoslavya bağlı olan bu Hırvat oyuncular, U20 Dünya Kupası tarihine de geçmişti. Turnuva boyunca rakiplerine hiç şans tanımayan iki takımın finali, klasik finallerden biriydi. İki takım birbirini kolluyordu ve savunmadan vazgeçemiyorlardı. Kapıyı Zvonimir Boban açtı. Cevap, Marcel Witeczek'den geldi. Kaderi ise penaltılar belirleyecekti. Boban-Suker ikilisinin önderliğindeki Yugolar, penaltılarda rakiplerini geçerek şampiyonluğu elde ettiler. O maçta kadroda olan Hırvat oyuncuları yazmamız, ne kadar önemli bir takım olduğunu anlatmamız için yeterli olacaktır. Branko Brnovic, Robert Jarni, Zvonimir Boban, Davor Suker, Robert Prosinecki ve Igor Stimac.

1989 Suudi Arabistan / Suudi Arabistan-Portekiz 3-0

Turnuva boyunca en mütehakkim takım olarak görünen Portekiz, A Grubu'ndaki işini iki maçta sona erdirince Suudi Arabistan maçına pek de asılmıyordu. İlk iki maçta beraberlik dahi alamayan Suudiler de taraftarlarına hoş bir seda bırakmak istiyordu. Turnuva sonunda şampiyon olacak Portekiz'in bu maçtaki kadrosunda herkesin hatırlayacağı iki oyuncu da mevcuttu. Forvet Joao Pinto ve stoper Fernando Couto. Aynı şekilde Paulo Sousa gibi bir yetenek de aynı kadrodaydı. Fakat Suudiler, ikinci yarıda harika bir oyun sergileyecek ve Portekiz gibi bir takıma 3 gol atmayı başarabilecekti.



1993 Avustralya / Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri 0-6

Bir önceki sene U18 Avrupa Şampiyonası'nda harika bir oyun sergileyen ve Avrupa şampiyonu olan Türkiye, futbola yeni yeni başlayan Amerika Birleşik Devletleri karşısında. Türkiye'nin tek eksiği, o dönem ayağı kırılan takımın yıldızı Okan Buruk. Geçtiğimiz ay yaptığımız Emre Aşık röportajında hocanın söylediği gibi Türk oyuncular jetlagla cebelleşiyor. Ancak Amerika çok formda. Daha ilk yarıda skoru 3-0'a getiriyorlar. Maç sonunda ise skor tabelasında 6-0'lık bir skor yazılı. Türk Milli Takımı, bu skorla depresyona giriyor, İngiltere'ye gol atamıyor ve Güney Kore'yle bile 1-1 berabere kalıyordu.

1997 Malezya / Güney Kore-Brezilya 3-10

Sizlere bu maçın sonucunu söylemesek ve turnuva tarihinin en gollü maçı desek aklınıza 5-5 gibi bir skor gelir değil mi? Fakat bu maç, bambaşka bir maç. Brezilya'nın 10 numarası da biraz tanıdık bir isim. Fenerbahçe tarihine geçen, heykeli yoğurtçu parkına dikilen Alex de Souza, aynı zamanda takım kaptanlığını da yapıyordu. Güney Kore ise tahmin edeceğiniz gibi fazlasıyla zayıf bir takımdı. İlk yarı 6-0 bitmiş, Güney Kore ikinci yarıda 3 gol atsa da 4 gol yemekten kurtulamamıştı. Alex o maçta gol atmamış olsa da turnuva tarihinin bir maçta en çok gol atan oyuncusu Adailton'a yaptığı asistler golcünün bu maçta attığı 6 golde çok etkiliydi.

1997 Malezya / Brezilya-Belçika 10-0

Alex önderliğindeki Brezilya'yı henüz bırakmıyoruz. B Grubu'nda 3 maçta 15 gol atan ve maç başına 5 gol ortalaması tutturan Seleçao, Son 16 Turu'nda Belçika karşısında. A Grubu'nun ikincisi, maçı daha soyunma odasında kaybetmiş gibi. Çünkü Alex-Adailton-Fernandao üçlüsünü turnuvada henüz durduran olmamış. Fakat bu Brezilya takımı, çeyrek finalde Arjantin'e geçilecek. Ancak bu hüzünden önce Belçika'ya 10 gollük bir tarife mevcut. Güzel bir haberimiz daha var. Alex de Souza bu maçta hat-trick yaparak turnuva tarihine geçen isimler arasına giriyordu.

2005 Hollanda / Panama-Türkiye 0-1

Turnuvalara sadece 2 kez iştirak eden ve tek bir galibiyet alan Milli Takımımızın bu galibiyetine mercek tutmakta fayda var. O günkü ilk 11'miz şu isimlerden oluşuyor: Serkan Kırıntılı-Uğur Uçar, Ergün Teber, Aytaç Ak, Murat Özavcı- Kerim Zengin, Zafer Şakar, Sezer Öztürk,Olcan Adın- Burak Yılmaz,Gökhan Güleç. O turnuvada grubundan üçüncü çıkan ama Son 16 turunda İspanya'ya 3-0 yenilerek turnuvadan elenen milli takımımızın Panama karşısında tek golünü ise daha sonra Beşiktaş'a transfer olacak olan Gökhan Güleç atmıştı.



2005 Hollanda /Arjantin-Nijerya 2-1

Milli Takımımızın katıldığı turnuvaya bakış atılır da Lionel Messi'nin yıldızlaştığı Arjantin'e bakmadan olur mu? Turnuvada tam 6 gol atan Lionel Messi, finalde Nijerya karşısındadır. Nijerya'nın kadrosunda da daha sonraki yıllarda Avrupa futbolunda adından söz ettirecek gençler vardır. Milan'a gelecek Taye Taiwo, Fransa Ligi'nin önemli isimlerinden Onyekachi Apam, Chinedu Obasi, Chelsea'de başarıyla oynayacak John Obi Mikel ve Spor Toto Süper Lig'in önemli simalarından Isaac Promise (bu takımın 10 numarasıydı).

Arjantin'de ise Messi'nin yanı sıra şu isimler vardı: Oscar Ustari, Mauro Formica, Lucas Biglia, Pablo Zabaleta, Ezequiel Garay, Neri Cardozo, Fernando Gago ve Sergio Agüero.

Final maçı ise Lionel Messi resitali olarak adlandırabilir. Maradona 2, kapıyı 40. dakikada penaltı golüyle açar. Chinedu Obasi 53'te durumu eşitler. Ama Messi hayatındaki ilk kupasını kazanacağına inanmıştır. 75. dakikada atacağı ikinci penaltı golü, bu amacının gerçekleşeceğini kanıtlamıştır.

2011 Kolombiya / Brezilya-Portekiz 3-2

Türkiye 2013'ün en büyük şanssızlığı Arjantin ve Brezilya'nın katılamayacak olmasıdır. Özellikle Brezilya son şampiyon olarak renk katma potansiyeline sahip olan takımlarından birincisiydi. Son finalde Coutinho, Wilian ve Oscar'ın yaptıkları da bunun göstergesiydi. Oscar'ın yaptığı hat-trick, Avrupa Brezilyası Portekiz'in altın nesilden (1991) sonraki ilk şampiyonluğunu da engellemiştir. Ne diyelim, kısmetlerinde yokmuş.

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam