Spor yazarları, Galatasaray'ın Neftçi Bakü'yü 3-1 mağlup ettiği UEFA Avrupa Ligi mücadelesini değerlendirdi. Burada bir kısmı alınan yazıların tamamına, paragraf sonlarında ismi verilen gazeteyi satın alarak ya da gazetenin internet sitesinden okuyabilirsiniz.
Galatasaray iyi oynayarak rakibe üstünlük sağlayarak deplasmanda net bir galibiyet aldı. Galatasaray böyle maçları kazandığında "Zaten güçlüydü" denir. Herhangi bir kötü sonuçta ise ağır eleştirildi. Galatasaray takımı dün ciddi, sahada yüksek konsantrasyon ve istekle mücadele etti. Kalitesini rakibinden daha fazla yansıttı. İkili mücadele ve sıcak temaslarda fizik gücünü ve kalitesini konuşturdu. Böyle maçlarda rakibiniz kadar koşup mücadele etmezseniz aradaki kalite farkını gösteremezsiniz. Bu bilinçle saha içinde yer alan sarıkırmızılılar maça iyi odaklanarak fizik kalitesini ve taktiksel olarak farkını sahaya içinde yaratıp turu geçmeyi bildi. [FOTOMAÇ]
Önce şunu söyleyeyim Arda, Falcao, Feghouli, Omar Gaziantep maçının yıldızları dün gece yedek kulübesindeydiler. Eminim herkes Fatih Terim rotasyon yaptı diyecek. Ben kesinlikle rotasyon yaptığını düşünmüyorum. Elindeki bütün futbolculara ‘ben size güveniyorum, bu takımın yıldızı yedeği yok, hak eden formayı alacak’ mesajı vermek istedi. Bunda başarılı oldu mu? Linnes harikalar yarattı. Diagne’yi zaten yedek olarak kabul etmiyorum. Benim tanıdığım Terim bu sezon Diagne’yi öyle bir parlatır ki, sezon sonu bu futbolcuyu almak isteyen kulüpler 30 milyon euroyu verip Senegalli forveti transfer etmek isteyecekler. Dün gece 2 tane gol attı, 3. golde de payı var. Bir topu direkten döndü. [MİLLİYET]
Futbolda her zaman sürprizleri göz ardı etmemek gerekse de Galatasaray maçın mutlak favorisiydi. Neftçi Bakü de maça Galatasaray’ın ağabeyliğini kabul ederek başladı. Aslan’ın baskısı ve erken gelen gol Bakü’yü sindirdi. Ancak ilk yarının son 10 dakikasında gereksiz bir geri çekilme ve rakibi cesaretlendiren bir anlayışa şahit olduk. Bu bölümde Bakü’nün bulduğu iki şut kaleyi bulmasa da ikinci yarının başında aynı serinin devamı ve rakibin golü geldi. Luyindama bu gole eğer o kadar erken karşılık vermemiş olsaydı bizim için sıkıntılı bir maç olabilirdi. Bu golde Taylan’ın becerisini ve hızlı düşünme yeteneğini alkışlamak boynumuzun borcu. [AKŞAM]
"Avrupa Fatihi" Galatasaray dün akşam Asya kıtasında oynanan maçta adeta evindeki kadar rahattı. Maç seyircisizdi ama öncesinde ve sonrasında yaşananlarla, tribündeki pankartlarla bir Avrupa Ligi maçından çok gerçek bir dostluk maçına tanıklık ettik. Temsilcimiz son dönemde Avrupa'da deplasmanda en son 2012-13'te Schalke 04'ü yenmişti. Sarı-kırmızılılar, sonrasındaki 20 dış saha karşılaşmasını kazanamamıştı. Üstelik bu 20 maçta tamı tamına 49 gol yemişti Galatasaray. Avrupa'daki en başarılı takımımız, deplasmanda yaptığı son 8 maçta yani tam 4.5 yıldır gol dahi atamamıştı. Dün akşam bu berbat istatistikler son buldu ve bu özelliğiyle de futbol açısından izleyenleri tatmin etmeyen maç tarihe geçti. [FOTOMAÇ]
Aslında herkesin düşündüğünün aksine Galatasaray'ın çokça transfere ihtiyacı yok. Neftçi Bakü takımı elbette Galatasaray'ın kalibresinde değil. Zaten çok rahat bir galibiyet alındı. Lakin bu rahat galibiyet kimseyi rehavete sürüklemesin. Mutlaka defansif özellikli bir orta saha alınması gerekiyor. Forvet dersen, elde Falcao gibi bir dünya yıldızı ve Diagne gibi bu topraklarda kral olmuş oyuncun var. Bakın Fatih hoca öylesine rahat ki maça Diagne'yle başladı, açıkçası o da işi bitirdi. [TAKVİM]
Gözlerinizi kapatın, yıllar öncesine gidin ve düşünün. Arda ve Falcao, Atletico Madrid'de büyük işler yapıyorlar. Müthiş günler. Zaman sizi yaşlandırır ama kalite hep aynı kalır. Arda ve Falcao sürekliliklerini devam ettirip maç tempolarını geliştirirlerse büyük işler yapar. Belhanda, Feghouli ve Emre iyi oldular mı rakibin şansı çok az oluyor. Rakibe alan daraltarak savunmayı orta çizgiye çekip oyunu böyle kısa mesafede oynarsa, rakiplerinin işi zor. Çünkü, daha gelecek olanlar var bu takıma. [SÖZCÜ]
Diagne’nin ikinci golü geldi, “TV başında oturan” Galatasaraylılar derin bir “OHHH” çekti. Ama inanıyorum ki; “Böyle oynarsak, Hajduk maçı çok zor olur” diyenler çoktu!.. Maç Galatasaray’a turu, Türkiye’ye “ülke puanı” ve de “Diagne’ye güven morali” getirdi. Başakşehir maçı düşünülerek “4 rotasyonla sahaya çıkmak” doğru idi. “Babel ve Diagne” öne çıktılar. Ya Belhanda???? Onu hiç sormayın; Gaziantep FK önünde yoksa “Belhanda” diye, başka bir futbolcu mu oynatmıştı, Galatasaray; Bakü’de tablo; “Eski tas, eski hamam!..” [TÜRKİYE]
Ligden iki gol bir asist ile gelen Falcao ile, Azerbaycan'dan iki gol ile dönen Diagne... Ön tarafın kendi içindeki rekabetinden maksimum fayda takıma olacak elbette. Burada "kim oynasın?" tartışması yapılacak. Fatih Hoca'ya da sorular gelecektir. Tecrübe; takımın kimi seçtiğini bekleyip, görmeyi gerektirir. "Ne demek?" demeyin. Galatasaray kadrosu en rahat olduğu, en iyi anlaştığı, takımı sırtlanacak santrforu seçecektir. Bunu nasıl yaptıklarını da hep birlikte göreceğiz. Diagne'nin gol sevinçleri ile Falcao'nunkileri karşılaştırıp da, anlayabilirsiniz seçimi. Küçük bir tüyo size... [SABAH]
Galatasaray atakları “panik atağa” dönüşmeden, takım oyunun başından beri sürdürdüğü futbola devam edebiliyor. Neftçi Bakû’nun “belki yine bir gol bulurum” diye ümitlenmesine fırsat vermeden, 63. dakikada Emre, kalecinin yaptığı büyük hatada, ceza sahasında topu kaparak muhteşem bir asistle Diagne’yi ikinci golüyle buluşturuyor. Topu ağlara Diagne yollasa da aslında imza yüzde 100 Emre’ye ait! Son düdükle Galatasaray, Avrupa’ya bir adım daha yaklaşıyor. Temenni, bu maçtaki oyun hâkimiyetinin tüm Avrupa macerasında da gündemde olması... [CUMHURİYET]
Galatasaray’ın bu sezon hangi kulvarda mücadele edecekse etsin bizim ligde ve dünkü kolay da olsa Avrupa maçında ilk bankosu ön libero görevini neredeyse eksiksiz yapan Taylan gibi gözüküyor. Diagne’nin iki kafa golü vuruş olarak iyiydi de rakip savunmanın yerleşim hatalarının hediyesiydi aynı zamanda. Galatasaray savunmasının göbeğindeki ikili Taylan’ın da koruması altında tabii ki rakibin de etkisizliği sayesinde rahat bir oyun çıkardı diyebiliriz. Ben böyle bir rakip karşısında Babel’in çok daha etkili oynamasını beklerdim ama bunu zaman zaman parlamalarda görebildik. Şöyle bir toparlarsak, tabii ki bizim temsilcimizin Azerbaycan gibi futbolun henüz belli bir yerinde bulunmayan rakip karşısında yukarıda da değindiğim gibi her türlü şartta turu cebine koyması gerekirdi ve öyle de oldu. [TÜRKİYE]
