Rıdvan Dilmen'den Gaziantep - Fenerbahçe yorumları

Geride 16 maçı kaldı Fenerbahçe'nin, 9'u içeride. Ortalama 45 bin dersek, neredeyse 405 bin seyircisinin önünde oynayacak. Fenerbahçe, bundan sonra 'full' oynar.

Fikstürde öyle bir 6 haftası var ki, Gaziantep'ten geliyor ve Başakşehir ile oynuyor, 6 puanlık maçlar hep, Trabzon'a gidiyor, dönüyor Alanya, gidiyor Ankaragücü, geliyor Galatasaray.

Sonra öyle bir 8 haftası var ki Fenerbahçe'nin, sadece ve sadece uçağa bineceği deplasman Ankara, Gençlerbirliği. İstanbul'da Kasımpaşa ve Beşiktaş deplasmanları kalıyor.

Sakalımız yok ki anlatalım diyeceğim ama sakalımız da var. Şu maçı atacağız, sadece Vedat Muriqi konuşacağız. Hatta yıllardır söylüyorum, talimatlar oluyor ya. Geçenlerde bir değişiklik yapmaya çalışmışlar ama bir şey yapamamışlar. TFF, bu kuralı bari gelecek sezon değiştirsin. Papiss Cisse'den bir ağzınız yandı. Sakattı oyuncu, yedek kulübesinde kırmızı kart görüp cezasını çekti, geldiler, kuralı uyguladılar.

İspanya'da nasıl, bu Barcelonaların, Real Madridlerin kafası çalışmıyorda bizim mi çalışıyor. Uçmuş muyuz biz. Çok kolay ya, kupada kupanın cezasını çeker, ligde ligin cezasını çeker. Vedat Muriqi de 90+4'te kırmızı kart gördü. 1-0 olsa o topa dürtmez. Dolayısıyla, bu imkanı verdiğiniz zaman, doğru ya da yanlış yaptı tartışmaları geçer.

Attığı ikinci golden sonra Ersun Yanal'dan Vedat Muriqi'ye aman bitirme, ikinci sarı kart haberi gitmiştir. O da, onu yapmıştır. Çünkü, hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Çok kolay bir şey. Şu maçın cezasını önümüzdeki Başakşehir maçında çekecek olsa, ligde çekecek olsaydı, hesap yaptılar. Başakşehir hayati maç dediler, Kayseri'de oynatmayayım, Başakşehir maçında da uyarırım, "Aman Vedat, sarı kart görme" diye. Trabzon maçında oynatırım. Trabzon'da görürsen gör derim.

Siz buna imkan veriyorsanız, bunlar oluyor. Bizi 'fair'in dışına iten, bizim kurallarımız. Her federasyon, kendi kararını verebiliyor. İspanya'daki gibi. İngiltere ve Almanya'da nasıl bilmiyorum doğrusu. Şimdi böyle bir şey varken, sezon başında yapmanız gerekiyor. Bundan sonra fayda etmez. Biz oyunun dışına çıkmak zorunda kalıyoruz.

Faul pozisyonu, iptal edilen pozisyonda, VAR hakemi Koray Gençerler galiba, tebrik ediyorum onu. Golden önce Isla'nın pzosiyonunda faul gördü, avantaj oynattı, Ozan'ı görmedi. Pozisyon golle sonuçlandı. Tıpkı geçen sezon Emre Akbaba'nın ayağının kırıldığı pozisyonun hemen hemen aynısı, daha hafifi. Ancak, kırmızı kart yok. Bence oradaki de kırmızı değildi. Burada da Fenerbahçe lehine dönüp golü iptal etmesi doğru. Hüseyin Göçek, bu faul dışında mükemmel maç yönetti. Göremeyebilirsiniz. Bir şey diyemem. Hüseyin Göçek ve yardımcı hakemlerine bayıldım. 10 ofsayt olmuş, 85'e kadar, hepsi de doğru. Gerçekten her iki taraftaki yardımcı hakemler de iyi.

Ersun Yanal, çok ciddi serum yiyerek hastaneden çıkıp maça gitti. Şimdi, Gaziantep'e gittiğinde biz bir yorumcu olarak çalışırken, teknik direktörler daha da fazla çalışırlar. Ersun Yanal bu maç öncesi, "Bu 5 hafta 12-13 alırsam, rakiplerime yenilmeden geçersem fazlasıyla yeter" demiştir. 4 puan olursa Başakşehir ve Trabzon maçlarında fazlasıyla yeter, 6 olursa mükemmel olur. 6 puanlık maçlar başladı, her takım için. Beşiktaş ile Sivas'ın maçı, tam 6 puanlık bir maç. Tıpkı, Ankaragücü - Konyaspor maçı gibi. 15-15 olabilecekken 18-12 oldular.

Ersun Hoca, maça çıkarken şunu düşünmüş: "Gaziantep nasıl oynar?" Fenerbahçe'den Gaziantep'e değil, Gaziantep'ten Fenerbahçe'ye gitmiş. İlk yarısında gol pozisyonu üreten takım, bugün format değiştirmiş. Önce tut, sonra at.

Garry Rodrigues'ten önce ilk yarıda bir hamle yaptı. Gaziantep'in hızlı hücum oyuncuları olduğu için onlara bir önlem almak amacıyla 4-3-3 ile başladı. Birincisi, Max Kruse'den kanat oyuncusu olmaz. 10 numara oyuncusu. 3 gol de azdır onun için. Daha da atacaktır.

İlk 15-20 dakikadan sonra ne yaptı hoca. Hemen format değiştirdi. Ortaya Emre ve Gustavo'yu çekti. Ozan ve Tolga'yı kanatlara attı. Kruse'yi de Vedat'ın arkasına attı. Ne kaldı, savunma arkasına gidecek oyuncu eksik kaldı. Garry Rodrigues, belki koordinasyonu iyi değildir. Kaleciyi geçtiği pozisyonda pas vermeliydi. Hadi geçtin, golü yapmalıydın. Bir tane de dizinden kavalına çarptırdı. Öyle yumuşak bir oyuncu olsa Arabistan'a gidip gelmezdi zaten. Hoca, pozisyon üretemeyince 4-2-3-1'e döndü. İki pozisyon buldu. Rakibine de 4-3-3 oyun formatıyla pozisyon vermedi.

İkinci yarıda hoca, maçtan önce düşündüğünü yaptı ve Garry Rodrigues'i oyuna aldı. Daha atak bir oyun istiyordu. 1'den 3'e doğru giderken, direkt 3'e gitti. Kalesinde pozisyonlar da görmeye başladı. 1 tanesini 1-0'ken yedi, yememesi lazımdı. Fakat, burada en önemli şeylerden bir tanesi şu oldu. Geldiği günden bu yana en vasat Luiz Gustavo vardı. Emre ve Gustavo da şu özellikte oyuncu, bu topu hazırlık paslarında Gustavo alıyordu, bugün Emre aldı. Emre de Gustavo alınca kayboluyor, bu böyle. Emre alınca Gustavo kayboldu. Gustavo da pozisyonlarda kayboldu. Tıpkı Emre'nin düşük kaldığını zannettiğimiz gibi Gustavo da düşük kaldı. Stoperler açıldı, Emre topu alıp uzun oynadı.

Fenerbahçe'nin çok hazırlıklıyken dahi ofsayta düşmesi çok problem oldu. Fakat, ofsayt taktiği yapan Gaziantep'in problemi ne? 3'lü savunmayı 5'liye çevirdiler. Rakibi 10 kere ofsayta düşürürsünüz ama ikinci golde olduğu gibi de veya ilk golde olduğu gibi de iki kere kaçırırsınız, 2-0 oldu. Maçın özeti bu.

Rus ruletine dönen bir dönem oldu maçta. O zaman da Ersun Yanal, 0-0 oyununa döndü. Deniz Türüç'ü aldı oyuna ve orta sahayı 3'ledi. Maçı, bu şekilde bitirdi.

Bir santrfor için 4-5 sarı kart fazla rakamdır 18 maçta. Hatta, 2-3 maç da sakattı. Artık günümüzde hücum oyuncuları da kartlık fauller yapıyor. Kaldı ki Vedat Muriqi de savunmaya çok yardımcı olan bir oyuncu. Fenerbahçe için her zaman söylediğim bir şey var. Ne yapıp edip Vedat Muriqi'yi örteceksin. Olağanüstü mü oynadı, hayır, 1 gol ve 1 asistle maçı bitiriyor en kötü gününde bile.

Bu üç puan, çok değerli bir üç puan. Oynayacağı 6. haftaya kadar, çok sert maçları var. Başakşehir, Trabzonspor, Alanya, Ankaragücü, Galatasaray. Şu var ki 7 deplasmanından biri Konya, biri Antalya, biri Ankara, biri Trabzon, ikisi İstanbul'da. Son 16 haftanın 9'u İstanbul'da, çok önemli. Özellikle, son 8 haftaya girilirken Fenerbahçe zirvedeyse ya da 2-3 puan gerideyse, tüm kozlar eline geçecek.